''FETÖ, İlluminati gibi...''

HSYK Başkanvekili Mehmet Yılmaz, FETÖ'yü anlattı.

HSYK Başkanvekili Mehmet Yılmaz, FETÖ’yü varlığı hâlâ tartışılan gizli örgüt İlluminati’ye benzetti. Yılmaz, görevden alınan hâkim ve savcıların darbeye iştirak suçundan değil örgüt üyeliğinden alındığını, eğer darbeye katıldıkları belirlenirse bunula ilgili ayrı işlem yapılacağını söyledi.

Hürriyet'ten Oya Armutçu'nun haberine göre, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) Başkanvekili ve 2’nci Daire Başkanı Mehmet Yılmaz, FETÖ yapılanmasını ‘İlluminati’ ve ‘Opus Dei’ye benzetti. Yılmaz, Hürriyet’e şunları söyledi:“Fetullahçı örgüt üyesi yargı görevlileri hakkında iki yılı aşkın süredir sürdürdüğümüz bir soruşturma mevcut. Bu örgüt son derece gizli örgütlenen illegal bir yapı. Mensupları bu örgüte üye olduklarını gösteren bir kimlik taşımıyorlar. İlluminati, Opus Dei ya da İtalya’daki P2 Mason Locası gibi gizli bir örgüt olduklarını söyleyebiliriz. Devlette her yere sızmışlar. Tespit etmek hiç kolay olmadı. Çünkü değişik maskeler arkasına saklanıyorlar.” 

HÜCRE TİPİ YAPILANMIŞLAR 

“Gizliliklerini korumak için her yola başvuran yasadışı bir silahlı örgüt var. Üyelerine kod adı vermişler. Liderlerini Mehdi kabul etmişler. İstanbul 18’inci Asliye Ceza Mahkemesi hâkimi karar yazıp, Fetullah Gülen’i mehdi ilan ediyor. Ülke olarak çok büyük bir tehlike atlattık. FETÖ tasallutundan kurtulmadan Türkiye tam manası ile demokratik bir ülke olamaz. Şimdiye kadar görevlerine son verilen hâkim-savcı sayısı 2 bin 835. Bu görevden alma kararları 15 Temmuz darbe girişimi sonrası bir günde verilmiş kararlar değildir. Ama 15 Temmuz’da bu örgütün silahlı terör örgütü olduğu tartışmasız ortaya çıktı. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yürüttüğü soruşturma sonrası bu soruşturmada adı geçen ve haklarında gözaltı kararı verilen hâkim ve savcılar hakkında kurulumuza bilgi ulaşınca olağanüstü toplandık. Göreve devamlarının yargının saygınlığına, güvenilirliğine ve tarafsızlığına darbe vuracağı bu örgüte mensup kişileri artık hâkim ve savcı olarak görevlendirmeye devam etmenin doğuracağı riskler nedeniyle derhal görevlerinden uzaklaştırılmalarına karar verdik. Gözaltına alınmalarına karar verilen HSYK yasası uyarınca oybirliği ile 5 üyenin üyeliğinin düşmesine karar verdi.” 

DARBEDEN DEĞİL FETÖ’DEN

“Kamuoyunun bilmesi gereken bir şey var. Bu hâkim ve savcılar ilk etapta darbeye iştirak suçundan görevden alınmadılar. FETÖ silahlı terör örgütü mensubu oldukları için görevden alındılar. Devam eden soruşturmalar sırasında aynı zamanda darbeye iştirakleri yardım ve yataklık suçu işledikleri saptanırsa o konuda da soruşturma yapılacak. Gözaltı kararı verilen ve tutuklananların sayısı artabilir bu durum bize bildirildiğinde HSYK olarak gereğine tevessül edeceğiz. Hızla, kimseyi mağdur etmeden bütün gücümüzle hukuk zemininde kalıp çalışacağız.” 

SÖZLERİM ÇARPITILDI

“Sözcü olarak yaptığım ilk konuşmada HSYK’nın bağımsızlığı ve tarafsızlığına halel getirmeksizin anayasal kurumlarla ve hükümet ile uyum içinde çalışacağımızı ifade etmiştim. Bu sözlerim çarpıtıldı. HSYK, hükümetin etkisi altında bir kurul olarak gösterilmek istendi. Sözlerim maksatlı olarak HSYK ve tarafımı yıpratmak için kesilip sadece ‘Hükümetle uyumlu yargı oluşturacaklar’ diye verildi. Özellikle FETÖ yanlısı yayın organlarında hep böyle yer aldı. Yargı bağımsızlığını teminat altına alan yargıç güvencesi sağlayan Anayasa ve yasa hükümleri bugün bir çok kara Avrupası ülkesinden ileridedir. Yargının bağımsızlığına ilişkin endişelenecek hiç bir durum yok.”

YARGIDA UTANÇ DÖNEMİ YAŞANDI

 “2007-2013 dönemini ‘yargıda utanç dönemi’ olarak ilan etmiştim. Amacından saptırılmış, kurgulanmış delillerle suçlar ihdas edildi, yapılan yargılanma sonunda verilen kararlar yüksek yargı tarafından onanarak kesinleşti. Birçoğu AYM’den döndü yeniden yargılananlar beraat ettiler. Göreve başladığımızda Türk yargısını araç olarak kullanan, hukuksuzluk yapan, görevini kötüye kullanan suç işleyen kim varsa mutlaka hukuk içinde soruşturulacağını söyledim. O zaman da ifade ettik göreve başladığımızda bu suçlarla ilgili verilmiş bir soruşturma inceleme izni dahi yoktu. Bu izinleri de biz verdik ve nihayet kamuoyu gördü ki, dosyaları tamamlanıp kurulumuza intikal ettikçe gereği yapıldı. Hala aynı çizgi ve kararlılık içindeyiz.” 

İLLUMİNATİ NEDİR

BATIL inanca, önyargıya, dinin sosyal hayat üzerindeki etkisine, iktidarın kötüye kullanımına karşı Aydınlanma Çağı döneminde, 1776’da kurulmuş bir topluluktur. Zihin kontrolü uygulayarak, hükümetleri ve kuruluşları ele geçirerek, ‘yeni dünya düzeni’ni sağlamak amacıyla hareket ettiği iddia edilir. Monarşileri yıkmayı, dini inançları yok etmeyi, ulus-devletleri ve vatanseverliği sonlandırmayı planladığı iddia edilen topluluğun faaliyeti de varlığı da kanıtlanamamıştır.

Sonraki Haber