209 bin öğrenci kayıt yaptırmadı

Yeni YÖK Başkanı Prof. Saraç da şaşkın... Üniversiteyi kazanan 209 bin öğrenci kayıt yaptırmadı, ek kontenjanla yerleştirme cambazlığı başladı...

ÖSYM’nin LYS yerleştirmelerinde 38 bin boş kontenjana sevinen yeni YÖK başkanı Prof. Yekta Saraç, kayıt döneminde 209 bin öğrencinin yerleştirildikleri halde kayıt yaptırmamış olmasına şaşırdı. Yükseköğrenim Başkanı Saraç, “sayı yüksek ama geçen yıldan iyi” diyerek geleneği bozmadı ve kendinden önceki eski YÖK başkanını suçladı. “Devlet üniversiteleri dahil her üniversite kontenjanlarının dolması için çaba harcamalı” diyen yeni YÖK başkanı, uzman eğitimcilere göre hâlâ sorunun YÖK’ün kontenjan belirlemesi ve ÖSYM’nin de anlaşılmaz cambazlıklara yol açan yerleştirme sisteminde ısrar etmesi olduğunu anlamamış durumda.

Görüşüne başvurduğumuz yetkin bir eğitimci “Alo Fatih’in ağabeyi Prof. Saraç’ın, Abbas Güçlü’ye yaptığı açıklamanın ne olduğunu anlamış değilim; bir yandan ikinci YÖK’ü kurmaya çalışıyor; diğer yandan sanki hiç dahli yokmuş gibi 209 bin boş kontenjandan YÖK değil de, üniversiteler suçlu havasına bürünüyor, eski YÖK başkanlarına göre bu yeni YÖK başkanı oldukça ‘kaliteli’; baksanıza her söylediğ laftan bir ‘kalite’ fışkırıyor” diyor ve ekliyor: “sanırım AKP gibi YÖK de abbas yolcu…”

Geçen yıl 224 bin olan kayıt sonrası boş kontenjanın bu yıl 209 bine gerilemesinin sevindirici olduğunu söyleyen Prof. Saraç, süreklilik gösteren bu durumun üniversitelerden kaynaklandığını belirtirken, İTÜ, ODTÜ ve Boğaziçi gibi üniversitelerde de kazandığı halde kayıt yaptırmayan öğrencilerin bulunmasına sessiz kalmış durumda.

Kayıt yaptırılmayan bölümler incelendiğinde, genellikle, devlet üniversitelerinin yurtdışı üniversitelerle ortak yürüttükleri paralı bölümler olduğu gözleniyor. Aynı zamanda, yerleştirildiği halde Lise’den mezun olamayanlar da kayıt yaptıramamış durumda.  Fakat daha da ilginci, bu boşlukların ODTÜ ve Boğaziçi gibi üniversitelerde olması. ODTÜ yurtdışı İşletme Bölümü’nde 15 boşluk var.

Liseden mezun olamadığı için kayıt yaptıramayan  öğrencilere 6 Ekim’e kadar kayıt hakkı yanıyan YÖK-ÖSYM, aynı zamanda bu boşluklara ek kontenjanla da kayıt alması da kafaları karıştırdı. Bu da Lise’den Eylül’de mezun olacak olan bir öğrenci ile ek yerleştirme sırasında kayıt yaptıran öğrencinin birlikte kayıt yaptırması sonucunda, YÖK tarafından önceden belirlenmiş olan kontenjan sayısının geçersiz olmasına yol açacak. Eğitimciler, “bu tür bir cambazlığı sadece yeni YÖK düşünebilir” diyorlar.

Görüşüne başvurduğumuz, adını hâlâ AKP’nin iktidar olması nedeniyle söylememeyi tercih eden bir Veli şunları söylüyor: “bu saçmalık daha ne kadar sürer, binlerce öğrenciye varan mağduriyet hesapları yapılırken sistem sanki çok mükemmelmiş gibi davranılmasını anlamıyorum, bir tek gencin bile üniversite okumak istemesi ve bunu, imkanı ve becerisi olduğu halde gerçekleştirememesi bir trajedidir. 200’e varan üniversiteyi niçin kurdular? Neden üniversiteleri bağımsız ve özerk bir hale getirmiyorlar? Tabirimi mazur görün, üniversitelerle çok ilgili biriyim, üç beş profesör bozuntusunun üniversitede bulunanlardan daha mı iyi karar vereceğini düşünüyorlar? Bence bu YÖK, her iktidarda olduğu gibi AKP’nin de 12 yıldır işine yarıyor. Vesayeti kaldırdım diyen bir iktidar 12 Eylül’ün vesayet kurumunu maşallah ne güzel de koruyor. Üstelik duyduğuma göre ikinci YÖK’ü de kurma peşindeymiş. Umarım CHP bu olayı da idari ve anaysal yargıya götürür ve önler.”

Eğitim sendikalarının bir üyesi olan, adını malum nedenlerle saklamak isteyen bir öğretim üyesi ise, “YÖK artık bitmiştir. Her yıl kazı kazan türünden bir sistemle, hem paraları israf eden, hem de üniversitelerin yandaş olanlarına bol kontenjan veren, olmayanlarını ise hukuk dışı olarak kontenjan azaltması ile cezalandıran bir kurum artık yok olmalı” diyor.

Bu yıl, 209 bin öğrencinin yerleştirildiği halde kayıt yaptırmaması ve bu sayının geçen yıllarda da benzer miktarlarda seyretmesi, istatistik, matematik ve eğitim bildiğini iddia eden ve Yükseköğrenim Kalite Kurulu gibi, sanki biri yetmiyormuş da ikinci YÖK’ü kurmaya çalışan, vesayet üstüne vesayet getirmekten başka bir şey yapmayan YÖK’ün, eğitim camiasındaki yaygın kanıya göre, artık bizzat kendisinin kalitesinin sorgulanması gereken ilk ulusal ve merkezi kurum olduğu ortaya çıkıyor. “Üniversitelere kalite tecizi yapmak yerine, kendisinin kalitesini üniversitelere neden sorgulattırmıyor YÖK… YÖK’teki profesörler üniversitelerdekilerden daha mı farklı, zemzem suyu ile mi yıkanmışlar” gibi sorular eğitimciler tarafından dillendiriliyor.

Bir eğitim bilimci soruyor: “Ek yerleştirmelerin sonucunda da boşluklar kalırsa, YÖK bunun için ne gibi bir önlem alacak, ekin eki yerleştirme mi yapacak, bütün bunların tek bir çözümü var, üniversitelerin iki yıl kontenjanlarını serbest bıraksın YÖK, daha sonra da yerleştirmeler ve öğrenci kabulü dahil tüm işlemleri üniversitelere bıraksın, kendini de kapatsın.”

Meraklısı için ek tıklama:     
İKİNCİ YÖK'ÜN KALİTE BELGESİNİ ELE GEÇİRDİK !
“Yeni” YÖK Başkanı “Alo Fatih’in” ağabeyi Prof. Yekta Saraç, 2. YÖK’ü kurduğunu açıkladı.

http://www.haber3.com/ikinci-yokun-kalite-belgesini-ele-gecirdik-3515142h.htm

Sonraki Haber