Ankara Cumhuriyet Başsavcısı'ndan flaş FETÖ açıklaması

Ankara Cumhuriyet Başsavcısı Harun Kodalak, "Kemal Batmaz kritik bir isim, Öksüz'ün de üstü olabilir" dedi.

Ankara Cumhuriyet Başsavcısı Harun Kodalak, darbe  girişimi gecesi Akıncı Üssü'nde görüntüleri ortaya çıkan eski Kaynak Kağıt AŞ  Genel Müdürü Kemal Batmaz'ın darbenin çok kritik isimlerinden biri olduğunu"  belirterek, "Adil Öksüz kadar önemli olduğunu, belki de onun üstü olabileceğini  gördük, değerlendirdik. Bu şekilde darbenin bir karanlık yüzünü daha ortaya  çıkarmış olduk." dedi.

Başsavcı Kodalak, Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) soruşturması  kapsamında Ankara'da şu anda 4 bin 359 asker ve sivilin tutuklu bulunduğunu,  asker ve sivil, soruşturdukları toplam kişi sayısının ise 10 binin üzerinde  olduğunu bildirdi.

Kodalak, FETÖ'nün darbe girişiminin ardından Ankara Cumhuriyet  Başsavcılığının yürüttüğü soruşturma kapsamında makamında AA'ya açıklamalarda  bulundu, soruları yanıtladı.

Başsavcılığın, FETÖ soruşturmasında ortaya çıkardığı Akıncı Üssü'ndeki  görüntülere ilişkin yeni delilleri değerlendiren Kodalak, Adil Öksüz'ün darbenin  en kritik ismi olarak gündeme geldiğini ancak "talihsiz şekilde" serbest  kaldığını söyledi.

Adil Öksüz'ün tekrar ele geçirilmesiyle ilgili çeşitli defalarca bir  araya gelerek, akıl, fikir yürüterek, yol, yöntem belirlediklerini kaydeden  Kodalak, bu süreçte yapılan çalışmaları şöyle anlattı:

"Adil Öksüz'ün ABD'ye gidiş gelişlerinin mercek altına alınması  gerektiğini öngördük. Arkadaşlara dedik ki, 'Bu şahsın ABD'ye gidiş gelişlerinde  yalnız olması mümkün değildir. Muhtemelen tek başına değil, birden fazla kişiyle  bu seyahatleri yapmıştır' diye öngördük ve buna göre çalışma başlattık. Öksüz'ün  ABD seyahatleri 1999'da başlıyor. 1999'dan 11 Temmuz 2016'ya kadar ABD'ye gittiği  uçakların sefer sayılarından hareket ederek, yolcu listelerine tek tek baktık, 4  binden fazla yolcuyu mercek altına aldık. Buradan hareket ederek, gerçekten çok  ciddi delillere ulaştık. Darbenin karanlık bir yüzünü daha ortaya çıkarmış olduk.  Kemal Batmaz ismine de bu şekilde ulaştık."

Başsavcı Kodalak, Adil Öksüz'ün ABD'ye en son 11 Temmuz 2016'da gidip,  13 Temmuz 2016'da döndüğünü, bu uçaklardaki yolcular incelediğinde Kemal Batmaz  ile Adil Öksüz'ün beraber gidip beraber döndüğünü tespit ettiklerini ifade etti.

Kemal Batmaz ismini tespit edince, Batmaz'ın zaten darbe girişiminin  ardından tutuklananlar arasında bulunduğunu gördüklerini kaydeden Kodalak, şöyle  konuştu:

"Zaten elimizdeymiş, Başsavcıvekilimiz Necip Cem İşçimen'in  talimatıyla zaten 'Akıncı Üssü'nde kimi bulursak alalım' diye talimat verdik.  Orada Adil Öksüz ile bulunan 4-5 kişilik sivil grubun da gözaltına alınması  talimatını biz verdik. Ama her ne hikmetse Adil Öksüz bir şekilde bize gelmemiş.  O tarihte Adil Öksüz'ü bilmiyoruz. Talimatımız, 'Kim varsa toplanacak, gözaltına  alınacak' şeklindeydi. Bu şekilde Kemal Batmaz'ı Ankara'da tutukladık, cezaevine  koyduk.

Tabii o tarihte bu şahsın önemini bilmiyorduk. L Tipi cezaevindeydi.  Sonraki çalışmalarımızdan sonra bu şahsın aslında darbenin çok kritik  isimlerinden biri olduğunu, Adil Öksüz kadar önemli olduğunu, belki de onun üstü  olabileceğini gördük, değerlendirdik. Delillerimizi toplayarak, bu aşamaya  getirdik. Bundan sonra da soruşturmamız devam edecek. İlginç olan şu, Kemal  Batmaz'ı bulunca, ne demiş diye, hemen ifadesine baktık. Baktık ki Adil Öksüz ile  benzer ifadeyi vermiş, 'Tarla bakmaya geldim' demiş. Bu zaten beraber hareket  ettiklerini gösteriyor. Aynı zamanda yakalandıktan sonra, organize şekilde kendi  ifadeleri üzerinde konuştukları anlaşılıyor. Benzer ifade vermişler. Bu şekilde  darbenin bir karanlık yüzünü daha ortaya çıkarmış olduk."

Görüntülerde Akıncı Üssü'nde Batmaz'ın da yer aldığının tespit  edilmesinin ardından Batmaz'ın bir kez daha ifadesini aldıklarını bildiren  Kodalak, "Ama her şeyi inkar ediyor. Hatta görüntülere dahi 'Ben değilim' diyor.  Kabul etmiyor. Ama biz kendisinin fotoğraflarını çekerek, bu konuda da bilirkişi  raporu aldık. Görüntülerle eşleşmesini sağladık. Görüntü uzmanları bu kişinin  Kemal Batmaz olduğunu tespit etti." diye konuştu.

Başsavcı Kodalak, L tipi cezaevinde bulunan Batmaz'ın F tipi cezaevine  nakledildiğini de bildirdi.

"DÜNYANIN HİÇBİR YERİNDE BİR ASKER BİR SİVİLE ASKER SELAMI VEREMEZ"

"Kemal Batmaz ile ilgili görüntülerde asker rütbesindeki kişilerin  sivillere selam verdiği görülüyor. Sivillerin askeri kurumlara girmesi, askerin  sivile selam vermesi, bunları nasıl algılamak lazım?" sorusu üzerine Kodalak,  dünyanın hiçbir yerinde askeri mekanlara sivillerin giremeyeceğini, girmiş olsa  dahi dünyanın hiçbir yerinde bir askerin bir sivile asker selamı veremeyeceğini  söyledi.

Kodalak, "Bu görüntülerden şunu anlamak mümkün, Kemal Batmaz, bu  darbede önemli bir isim. O kendisine selam veren askerin daha üstünde bir statüsü  olan bir örgüt elemanı." dedi.

Kemal Batmaz'a selam veren kişinin Akıncı 4. Ana Jet Üs Komutanı  Tuğgeneral Hakan Evrim olduğunu değerlendirdiklerini söyleyen Kodalak, "Görüldüğü  gibi bir askerin bir sivile selam vermesi, bu darbenin sivil ayağının nasıl  şekillendiğini gösteren önemli bir delil. Bu dellilerin mutlaka Amerikalı  ilgililer tarafından dikkate alınacak diye düşünüyorum." dedi.

Başsavcı Kodalak, darbe girişimi sonrasında Akıncılar Üssü çevresinde  yakalanan şüphelilerden Anafartalar Kolejleri sahibi Hakan Çiçek'in de darbe  şüphelisi Albay Ahmet Özçetin'in çağrısı üzerine "sosyal faaliyet için gittim",  "çocuğa ders vermek için gittim" ifadelerini verdiğini, ancak "Ne faaliyeti?",  "Çocuk kız mı erkek mi?", "Ne dersi?" gibi soruları yanıtlayamamadığını ifade  etti.

"YENİ DELİL OLARAK ABD'YE SUNULABİLİR"

Gülen'in iadesi için ABD'ye gönderilen deliller arasında bu bilgilerin  bulunmadığının hatırlatılması üzerine Kodalak, "Kaybedilmiş bir şeyimiz yok. Şu  anda iade süreci işliyor. Bu deliller, yeni delil olarak ABD'ye sunulabilir.  Zaten bana sorarsanız, hepsinin bir anda sunulmasından ziyade bazı güçlü  delillerin peyderpey sunulmasının daha etkili olacağını değerlendiriyorum."  ifadelerini kullandı.

"10 BİN KİŞİ SORUŞTURULUYOR, 4 BİN 359 KİŞİ TUTUKLU"

İddianameler ve FETÖ mensuplarının yargılanma sürecinin sorulması  üzerine Kodalak, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığında FETÖ soruşturmasına bakan  başsavcıvekilleri, savcılar, katipler ve personelin çok büyük bir özveriyle 15  Temmuz gecesinden beri aralıksız çalıştıklarını söyledi.

SERİ ŞEKİLDE DAVA AÇMAYA BAŞLAYACAĞIZ

Kodalak, şöyle konuştu:

"FETÖ soruşturması kapsamında şu anda 4 bin 359 asker ve sivil tutuklu  bulunuyor. Bu rakamlar sürekli değişiyor. Nadiren de olsa tahliye olabiliyor veya  bunun haricinde soruşturmalar devam ettiği için tutuklamalar olabiliyor. Şu anda  asker ve sivil FETÖ soruşturmalarında bizim toplam soruşturduğumuz kişi sayısı 10  binin üzerinde. Şu anda bir ilçe nüfusu kadar insanı Ankara Cumhuriyet  Başsavcılığı soruşturuyor ve bunların 4 bin 359'u tutuklu. 40 yıllık bir yapı,  çok derin bir yapı ve biz bu derin yapının tüm hürcelerini çözmeye çalışıyoruz.  Bu şartlarda bizden hemen bu işin sonuçlandırılmasını beklemek çok doğru olmaz  diye düşünüyorum. Tabii kamuoyunu da anlıyoruz. Kamuoyu da mutlaka artık bir  şeyler görmek istiyor. Ama birkaç aylık bir süre bu soruşturmalar için çok uzun  bir süre değil. Bununla birlikte biz ilk davalarımızı kısmet olursa kesin bir  tarih olmamakla birlikte 2017'nin başında açmaya başlayacağız. Bekli 2016'nın son  ayında da açtığımız dava veya davalar olabilir ama 2017 ile beraber seri şekilde  dava açmaya başlayacağımızı hesap ediyoruz. Bunun haricinde elimizde yaklaşık 3  binden fazla hakim ve savcı soruşturması mevcut. Tüm Türkiye'deki hakim savcı  soruşturmasını, tüm Türkiye'deki mülki amir, vali, kaymakam soruşturmasını Ankara  Başsavcılığı yürütüyor. Bizim böyle bir zorluğumuz da var. Dolayısıyla bu  zorluklar da dikkate alınarak, bizim soruşturmalarımızın en kısa zamanda biteceği  hususunda kamuoyunun bize inanmasını rica ediyoruz."

"DAVALAR TEK TEK AÇILACAK"

Hakim savcı çalışmalarında davaları müstakil, tek tek açmayı  düşündüklerini aktaran Kodalak, bunun haricinde birden fazla olayla irtibatlı  hakim ve savcı bulunursa o davaları birleştirebileceklerini ifade etti.

Bu yöntemi daha kolay bulduklarını belirten Harun Kodalak, "Ergenekon,  Balyoz davalarını gördük. Yüzlerce şüpheli, ki birçoğu zaten masum insanlardı,  bir davanın içine koyarak o davayı çıkmaz hale getirmeyi düşünmüyoruz. Bağımsız,  tek tek. Davaları parça parça açıp, hızlı yürümesini, hızlı tamamlanmasını  amaçlıyoruz." dedi.

Başsavcı Kodalak, askerlerle ilgili tek tek dava açmanın zaten mümkün  olmadığını aktararak, "Kurumlara göre ayırarak, mesela Genelkurmaya ayrı dava,  Akıncı Üssü'ne ayrı dava, Gölbaşı'na ayrı açabiliriz. Bu şekilde bir planlama  yapacağız." diye konuştu.

Sonraki Haber