İstanbul'daki külotlu çorap cinayeti mahkemede şoke eden ifade

İstanbul'da işlenen ve kamuoyunda "külotlu çorap cinayeti" olarak bilinen bir kişinin külotlu çorap ile boğularak öldürülmesiyle ilgili görülen davaya cinayeti tek başına işlediğini iddia eden kadının "Kör öldü badem gözlü mü oldu. Takıntılıydı. Olaylara kendisi sebebiyet verdi" ifadesi damgasını vurdu.

Sancaktepe'de ormanlık alanda cesedi bulunan S.S.'i babasıyla birlikte külotlu çorapla boğarak öldürdüğü iddiasıyla ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istenen S.Ç. ile yardım etmekle suçlanan babası C.Ç.'nin davasında, Adli Tıp Kurumu raporu mahkemeye ulaştı. Raporda, maktuldeki yaralanmaların tamamının sanığın kendisi tarafından yapılabileceği gibi bir başkası ya da başkaları tarafından da yapılmış olabileceği, bunlar arasında tıbben ayrım yapılamadığı belirtildi. Olayı tek başına yaptığını söyleyen S.Ç., Takıntılıydı. Tokat'tan İstanbul'a geldi. Olaylara kendisi sebebiyet verdi diyerek tahliyesini istedi. Mahkeme tahliye talebini reddederek dosyanın mütalaasını hazırlaması için savcılığa gönderilmesine hükmetti.

İstanbul 19. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen 4'üncü duruşmaya, tutuklu sanık S.Ç. ile tutuksuz yargılanan babası C.Ç. katıldı. S.S.'in ailesi ve avukatları da duruşmaya katıldı. Mahkeme Başkanı, Adli Tıp Kurumu 1. Adli Tıp İhtisas Kurulu raporunun ulaştığını tutanağa geçirdi. Raporda, otopsi raporuna göre maktulün zehirlenerek öldüğünün tıbbi delillerinin bulunmadığı, bilincini kaybettirecek veya azaltacak, kendisini savunmasına etki edecek herhangi bir maddenin de tespit edilmediği kaydedildi.

Maktuldeki yaralanmalarının tamamının boğma öncesinde meydana getirildiği ve yaralanmaların sert ve künt bir cismin (sanığın ifadesinde belirttiği şekilde kırık sandalye bacağı, sopa ve benzeri cisim) doğrudan vurulması ile oluşturulmuş nitelikte olduğu anlatıldı. Kafa bölgesindeki yaralanmaların yaşamını tehlikeye sokar nitelikte olduğu belirtilen raporda, kafatasında ve yüzünde kemik kırıkları bulunan ve beyin kanaması bulunan maktulün ölümünün bağla boğmaya bağlı meydana geldiği vurgulandı. Raporda, ölende meydana gelen yaralanmaların tamamının sanığın kendisi tarafından yapılabileceği gibi bir başkası ya da başkaları tarafından da yapılmış olabileceği, bunlar arasında tıbben ayrım yapılamadığı da belirtildi.

"TAKINTILIYDI, OLAYLARA KENDİSİ SEBEBİYET VERDİ"

Rapora karşı savunması sorulan sanık S.Ç., raporun kendi sözlerini doğruladığını öne sürerek Kafasının arkasına önce viski şişesiyle vurmuştum. Ancak herhangi bir şekilde etkilenmedi. Elinde bıçak olduğu için bu defa sopayla birkaç kez kendisine vurdum. Sağ kolundaki yaralanmalar muhtemelen bu sırada oluşmuştur. Aynı zamanda kurtulmak için kafasına ve başka yerlerine de sopayla vurdum. Darbe almasına rağmen etkilenmeyip tekrar kalkmaya çalıştı. Boğma olayına ilişkin olarak da sadece o anda yerde bulduğum külotlu çorap ile kollarını bağlamak istedim. O anda boğazına nasıl geldiğini hatırlamıyorum. Olay sebebiyle çok pişmanım dedi. Maktulün olaydan bir hafta kapısında yattığını belirten S.Ç., Keşke ailesi bu hassasiyeti yaşarken gösterseydi. Madem kardeşinizle husumetimin olduğunu biliyorsunuz engel olmadınız, kör öldü badem gözlü mü oldu! Ben istemeden bu durum yaşandı. Takıntılıydı. Tokat'tan İstanbul'a geldi. Olaylara kendisi sebebiyet verdi diyerek tahliyesini talep etti. Sanık avukatı Onur Kemal, maktulle müvekkilinin daha önceden husumetli olduklarını, daha önce müvekkilini tehdit ettiğine dair mesaj ve arama kayıtlarının dosyada bulunduğunu kaydederek meşru müdafaa koşullarının oluştuğunu ve tahliye talep ettiklerini belirtti.

"BİRDEN FAZLA KİŞİ TARAFINDAN PLANLANARAK ÖLDÜRÜLMÜŞTÜR"

Şikayetçi Sevgi Arslan, Seçil'in de sürekli olarak ağabeyini aradığını, barışmak istediğini ve rahatsız edildiği yönündeki beyanlarının doğru olmadığını söyleyerek her iki sanığın da cezalandırılmasını talep etti. Diğer şikayetçiler de sanığın bu eylemi tek başına yapmasının mümkün olmadığını vurguladılar. Şikayetçi avukatı Selman Ok, gelen raporda maktul S.S.'in önce acımasızca darp edildiğini ardından katledildiğini bu eylemi tek başına yapamayacağını ifade ederek “Birden fazla kişi tarafından planlanarak canavarca öldürülmüştür. Her iki sanığın da en üst hadden cezalandırılmasını, Seçil'in tutukluğunun devamını, sanık C.Ç.'nin tutuklanmasını talep ediyoruz dedi.

 "TEK BAŞIMA YAPTIM"

Yeniden söz alan S.Ç., Eylemi tek başıma yaptım. Yanımda kimse yoktu. Yalnız yaşayan bir insanım. Deliller ortadadır, tahliyemi istiyorum dedi. Baba C.Ç. olayla ilgisinin olmadığını söyleyerek suçlamaları reddetti.

"DOSYA MÜTALAAYA GÖNDERİLECEK"

Mahkeme heyeti, mütalaanın hazırlanması için dosyayı duruşma savcısına gönderilmesine, sanık S.Ç.'nin tutukluluk halinin devamına karar vererek duruşmayı erteledi.

İDDİANAME

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, 1 Ocak 2023'te Sancaktepe Sazak Çeşme Mesire Yeri yakınlarında kimliği tespit edilemeyen bir kişinin ölü bulunması üzerine soruşturmaya başlandığı, ölen kişinin daha önce hakkında kayıp ihbarı bulunan S.S. (40) olduğunun tespit edildiği belirtiliyor.

İddianamede, sanık S.Ç.'nin tek başına tespiti yapılan yaralanmalara sebebiyet veremeyeceği ve babasıyla birlikte maktulün ölümüne neden olan fiilleri gerçekleştirdikleri yönünde kanaat oluştuğu anlatılıyor. S.Ç. ve babası C.Ç.'nin Tasarlayarak kasten öldürme suçundan ayrı ayrı ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırılmaları isteniyor.

Sonraki Haber