Kızının tacizcisini öldüren babaya hapis cezası!

Kahramanmaraş'ta kızını taciz ve tehdit ettiğini öne sürdüğü zanlıyı tabanca ve çekiçle öldüren zanlı 12 yıl 1 ay hapis cezasına çarptırıldı.

Kahramanmaraş'ta kızını taciz ve tehdit ettiğini öne sürdüğü Tamer Çetin'i (34) tabanca ve çekiçle öldüren Kadir I. (48), yargılandığı davada 12 yıl 1 ay hapis cezasına çarptırıldı. Karara tepki gösteren taciz mağduru Zehra I. (25), olayın bu noktaya gelmemesi için babasıyla birlikte defalarca polis ve adliyeye gittiklerini belirterek, "Babamın bu kadar cezaya çarptırılacağını bilseydim ölümü göze alırdım, 'Keşke ben ölseydim' diyorum bazen" dedi.

Olay, 5 Haziran 2018 tarihinde İsmetpaşa Mahallesi Egemenlik Caddesi'ndeki bir lokantanın ikinci katında meydana geldi. Kadir I., kızı Zehra'yı taciz ettiği öne sürülen Tamer Çetin'e ruhsatsız tabancasıyla ateş etti. Yaralanan Çetin yere düşerken, Kadir I. bu kez eline geçirdiği çekiçle vurdu. Çağırılan ambulansla hastaneye kaldırılan Tamer Çetin kurtarılamadı. Olayın ardından gözaltına alınan Kadir I. ise tutuklandı.

Kasten öldürme suçundan müebbet hapis istemiyle hakkında dava açılan Kadir I., yargılandığı Kahramanmaraş 5'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde 3 Ocak'ta karar duruşmasına çıktı. Cumhuriyet savcısının 'kasten yaralama' suçundan cezalandırılıp tahliyesini istediği duruşmada mahkeme heyeti Kadir I.'yı önce 'kasten öldürme' suçundan müebbet hapis cezasına çarptırdı. Mahkeme, sanığın bu cezasını haksız tahrik indirimi ve duruşmadaki saygılı tutumundan dolayı 12 yıl 1 aya indirdi.

SAVCI VE AVUKAT KARARA İTİRAZ ETTİ

Mahkemenin kararına Kadir I.'nın ailesi tepki gösterirken, avukat Kadir Bastırmacı ile mahkeme savcısı 12 yıl 1 ay hapis cezası kararının bozulması için istinaf mahkemesine itiraz etti. Tamer Çetin'in taciz ve tehdit ettiği öne sürülen Zehra I., öğretmen olduğunu ve her gün öğrencilerine adaletten bahsettiğini hatırlattı. Yüzünün görünmemesini isteyen Zehra I., "Ben bir öğretmenim. Yüzümün gizlenmesini istememin sebebi de öğrencilerime her gün adaletten bahsediyorum, adaleti anlatıyorum. 'Hocam siz neden o zaman adaletsizliğe uğradınız' diye bir soru yöneltirlerse bana, ben bu soruya cevap veremeyeceğim için yüzümü gizlemek zorunda kaldım" dedi.
'OLMAZ' DEYİNCE TEHDİT ETMEYE BAŞLADI

Her şeyin 2,5 yıl önce Tamer Çetin'in kuzeni Şefika Çetin aracılığıyla kendisiyle tanışmak istemesiyle başladığını belirten Zehra I., arkadaşının ısrarı üzerine evlilik yolunda bir tanışma kararı aldıklarını söyledi. Tamer Çetin'in gerek yüz yüze görüşmede, gerekse de mesajlaşmalarında normal bir insan gibi olmadığını fark edince görüşmeyi kesmek istediğini belirten Zehra I., şöyle konuştu:

"Tekrar İstanbul'a döndükten sonra süreç içerisinde kendisiyle görüşmek istemediğimi söyledim. Zamanla fark ettim takıntılı olduğunu. Ben 'Olmaz' dedikçe üzerime gelmeye başladı. Aileme ne kadar çok değer verdiğimi ve düşkün olduğumu biliyordu, beni bununla tehdit etmeye başladı. 'Senin aileni gözünün önünde öldürürüm.' 'Benimle evlenmek zorundasın, evleneceksin ya da ikimizin ölümüne sebep olursun.' 'Düğün tarihlerimiz aynı yazmazsa, ölüm tarihlerimiz mezarın başına aynı yazılır. Buna bir karar ver' diyordu. Ben de tabi aileme ilk başlarda söyleyemedim. Bıkar, nereye kadar ısrar edecek diye düşündüm. Babama ulaştı şahıs, 'Kızınla ben konuştum. Kızını kaçıracağım ya bana vereceksin, ya da öldüreceğim kızını' diye babamı da tehdit etmeye başladı. Tehditlerin ardı arkası kesilmedi, sadece tehditten ibarettir diye düşündük ilk başta, ama şahıs İstanbul'dan buraya gelmeye başladı. 'Benim yaptığım şey sadece tehditle kalmayacak. Bak evinizin fotoğrafını çekiyorum' diye mesaj attı ve evimizin etrafında olup biteni, eve kimin girip kimin çıktığını izledi ve babam da basit bir tehdit olmadığını anladı. Anladıktan sonra ailesine ulaştı 'Oğlunuza sahip çıkın. Benim 5 tane çocuğum var, olay çıkmasını istemiyorum, aklını başına alsın' dedi. Ailesi de 'Biz bile baş edemiyoruz çocuğumuzla' dedi."
50-60 KERE ŞİKAYETTE BULUNDUK

Tamer Çetin'in evlerinden kimin çıktığını, kendisinin üzerinde hangi renk elbise olduğunu dahi söylemesi üzerine İstanbul'dan gelerek evi takip ettiğinden emin olduklarını ifade eden Zehra I., adliyeye, karakola gittiklerini, BİMER ve CİMER'e yazdıklarını ve bunların sonunda sadece uzaklaştırma kararı verildiğini belirterek, "50- 60 kere gittik, şikayette bulunduk. Artık emniyetteki, adliyedeki insanlar bizi gerçekten tanıyordu. Beni gördüklerinde 'Zehra Hanım zaten sizin dosyanız devam ediyor, artık gelmenize gerek yok. Şahsı gördüğünüz zaman koruma polislerine haber vermeniz yeterli' dedi. Bu kadar, yani aldığımız cevaplar buydu. Babam hiçbir zaman öfkesinin kurbanı olmadı. Olsaydı bir yıl boyunca bu şahsa hiç kimse sabredemezdi. Benim fotoğraflarımın altına çıplak kadın fotoğrafları yapıştırıp 'Senin kızın böyle, seni rezil edeceğim' diyerek esnafa, herkese photoshoplu fotoğraflarımı attı. En küçük kardeşimin bile psikolojisi bozuldu, 'Abla biz ne zaman öleceğiz' diye her gün benim yanıma geldi" diye konuştu.
Aile olarak telefon hatlarını 3- 4 defa değiştirdiklerini, ancak Tamer Çetin'in kendi fotoğraflarıyla sosyal medyadan açtığı sahte hesap aracılığıyla ulaştığı akraba arkadaşları aracılığıyla numaraları bulduğunu belirten Zehra I., ilgili kurumlara yaptıkları şikayetlerden sonuç alınmayınca babasının ailesini korumak için işten ayrılmak zorunda kaldığını söyledi. Çetin'in günde 500 civarında mesaj attığını, mesajlarında çok ağır küfür ve hakaretlerinin yanında ölüm tehditleri olduğunu kaydeden Zehra I., attığı tehdit mesajlarını da okuyarak şöyle devam etti:

"Olaydan bir hafta önce şahıs biletinin fotoğrafını atıp 'İstanbul'a dönüyorum, bir hafta sonra tekrar Maraş'a geleceğim. Bu sefer Maraş'a silahla geleceğim, olduğunuz yerde canlı kalmayacak, yapacağım katliamı tüm Türkiye izleyecek. Hepinizin ölüsünün, üzerine gazete fotoğrafları serilmiş olacak' diye mesaj attı. 'Benim kaldığım otel belli. Dolaştığım yeler belli, evinizin etrafında dolaştığım yerler belli. Antep'e gittiğim arabanın plakasına kadar size verebilirim, çünkü ben yapacağım her şeyi haber veriyorum, verdim bu zamana kadar. Geriye son bir şey kaldı, o da sizin canınızı almak' dedi. İstanbul'dan şahıs bir defalığına gelmedi, bu ilk defa olan bir şey değildi, olayın öncesinde keşif için geldiğini söyledi. Bu da mesajlarla kanıtlı. 'Şu anda yüksek bir yerden evin içini hedef aldım, o evden kimse canlı çıkamaz. Elimde uzun namlulu silah var, kimseye geldiğimi belli etme. Ortalık kan gölüne döner söyleyeyim. Polis görürsem veya en ufak bir terslik hissedersem evi tararım. Sakın hata yapma' diyor. Beni hem korkutuyor hem de yapacağı katliamı açık açık söylüyor. Kendisini sürekli şikayet ettiğimizi bildiği için attığı mesajları onlara göstermemi de söylüyordu. 'Attığım bu mesajı da göster. Amirim size hiç iş bırakmayacağım. Zehra'yı öldürdükten sonra kendi kafama da sıkacağım. Sen hiçbir şey düşünme, işine yarayacak varsa söyle bana, ben yaparım sen hiç zorlama kendini. Delil mi istiyorsun, kanıt mı istiyorsun Zehra'yı öldüreceğim. Ne polis, ne savcı bana kimse engel olamayacak. Seni mezarın içine tıkana kadar bana yaşamak haram. Bunu polislere, şikayet ettiğin kişilere göster diyor açık açık."
ADALET BİZE EN BÜYÜK ADALETSİZLİĞİ YAPTI

Babasının değil adam öldürmek, karıncayı dahi incitecek biri olmadığını, güvenlik kamera görüntülerinde de öldürmek için ateş etmediğinin açıkça görüldüğünü belirten Zehra I., mahkemenin verdiği karara da tepki göstererek şunları söyledi:
"Biz adalete sığındık bir yıl boyunca, ama adalet bize en büyük adaletsizliği yaptı. Bundan sonrası için sesimizi duyurmak istiyorum. Bir Özgecan davası daha yaşanmadı, bir Ceren Özdemir davası yaşanmadı. Ama yaşanabilirdi, çünkü ülkemizde kadın olmak büyük bir suç gibi algılanmaya başladı. Kadın cinayetlerinin nasıl bu kadar arttığını ben bu olay başıma gelince anladım. Ben açıkçası babamın bu kadar fazla cezaya çarptırılacağını bilseydim o ölümü göze alırdım, 'Keşke şahıs beni öldürseymiş' diyorum bazen. Bu verilen karar açıkçası 'Ben; Ceren Özdemir'in, Özgecan Aslan'ın katilinin yanındayım. Bu tacizciler, tecavüzcüler istedikleri gibi cirit atsınlar, bu suçlar bu ülkede çoğalsın, nasıl olsa engellemeye çalışan olursa biz bu kadar cezayı veririz' anlamında. Bence bu demek.
ÇETİN'İN ANNESİ: TAMERDEN HABER ALAMIYORUZ, POLİSE HABER VERİN

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Adalet Bakanı Abdulhamit Gül'e de seslenen Zehra I., bu olayda hem kendisinin hem de babasının mağdur olan taraf olduğunu söyledi. Tamer Çetin'in annesinin dahi oğlunun sorunlu olduğunu bildiğini ve kendisine bir defasında, "Zehra, biz Tamer'den 2 gündür haber alamıyoruz. Kendinize dikkat edin, polise haber verin" diye mesaj attığını ifade eden Zehra I., Tamer Çetin'in kendisine ve babasına attığı tehdit mesajlarını da paylaştı. Tamer Çetin'in yazdığı mesajlar ise kan dondurdu.

'SENİ ÖLDÜRMEKTEN VAZGEÇMEYECEĞİM'

İşte Çetin'in yazdığı mesajlar:

'Senin herkes yanında olsa seni korusa da, beni hapse atsalar da bunlar seni kurtaramaz. Ben hiçbir şekilde vazgeçmeyeceğim. Hiç kurtulma şansın yok çünkü ben ne olursa olsun, seni öldürmekten vazgeçmeyeceğim. Eninde sonunda seni öldüreceğim. ne olursa olsun seni hiçbir şekilde öldürmekten vazgeçmeyeceğim. Seni öldürmeden bana rahat yok. ben kafaya koydum seni öldüreceğim. '
'Ben burada mezarımı kazıp geliyorum, siz de her şeye hazırlıklı olun. Bu sefer bu iş bitecek. Dün İstanbul'a niye döndüğümü Maraş'a gelince anlarsın. İstanbul'a dönüşüm suskun oldu, ama Maraş'a dönüşüm muhteşem olacak. Bu sefer bu işi sessiz sedası bitireceğim. Herkes gibi senin de öldüğünden haberin olmayacak. Siz yine de her şeye hazırlıklı olun. Bu sefer başka, oraya başka bir şey ile geleceğim. Olduğunu, yaşadığını yerde canlı kalmayacak hepiniz öleceksiniz'

'EN FAZLA 6 AY HAPSE ATARLAR'

Dün karakola çağırmışlardı, şimdi gidiyorum. Sen ne değişecek sanıyorsun, ben bu işten vazgeçmem. En fazla 6 ay hapse atarlar, 6 aycık ömrün uzar, bu işten tek kazancın bu olur. Eninde sonunda seni öldüreceğim. Ben bu işten ne vazgeçerim ne de biri bana engel olabilir. Ne devlet, ne başkası kimse engel olamaz seni öldüreceğim. Şikayetin üzerine ben hapse girersem, ben çıktıktan sonra sen evlensen de hamile olsan da sana hiçbir şekilde acımayacağım. Savcı Bey uzaklaştırma mesafesini 300 metreye çıkardı. Kötü haber ise serbestim, yaşasın özgürlük. Sen de özgürlüğünün tadını çıkar, yakın da seni de sonsuza kadar iki metre mezarın içine tıkacağım.'
'ŞİKAYET ETİĞİN KAĞITLARI KIZININ LEŞİNİN ÜZERİNİ ÖRTECEĞİM'

'Şikayet ettiğin kağıtları saklıyorum. ben o kağıtları nerede ne zaman kullanacağımı çok iyi biliyorum. Kızının leşini şikayet kağıtları ile üstünü örteceğim. Sen de ettiğin işleyenleri gözden geçirsin. Bu davanın kararını ben açıklayacağım. Kazanmayı unut, senden kızının canını alacağım. Dünya kadar paran olsa bile kızını geri getiremeyeceksin.'

TAMER ÇETİN'İN ÖLMEDEN ÖNCEKİ SON GÖRÜNTÜLERİ ORTAYA ÇIKTI

Öte yandan Tamer Çetin'in yaralı olarak kaldırıldığı ve 'hayati tehlikesi yoktur' şeklinde rapor verildiği Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi Sağlık uygulama ve Araştırma Hastanesi'ndeki görüntüleri de ortaya çıktı. Görüntülerde, bir hasta bakıcının götürdüğü sedyede yatan Tamer Çetin'in bilinci açık, kafasını ve kollarını oynatıyor. Tamer Çetin, kol ve bacaklarındaki kırıklar nedeniyle kaldırıldığı ortopedi servisinde ameliyat için hazırlanırken kalbi durdu ve doktorların tüm müdahalesine rağmen kurtarılamayarak hayatını kaybetti.


 

Sonraki Haber