Şule'nin ölümüyle ilgili davada flaş gelişme

Yargıtay, Ankara'da plazanın 20'inci katından düşerek ölen Şule Ç.'nin ölümüyle ilgili davada 2 sanığa verilen cezayı onadı.

Gazi Üniversitesi öğrencisi Şule Ç.'nin, 29 Mayıs 2018 tarihinde lüks plazanın 20'nci katından düşerek yaşamını yitirmesiyle ilgili Ankara 31'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen dava 4 Aralık 2019’da sonuçlandı. Sanık Çağatay A.'ya 'bir suçu gizlemek, delillerini ortadan kaldırmak veya işlenmesini kolaylaştırmak ya da yakalanmamak amacıyla cinayet' suçundan önce ağırlatılmış müebbet cezası verildi. Ceza, indirim hükümleri uygulanarak müebbet hapse çevrildi. Sanık A. ayrıca 'nitelikli cinsel saldırı' ve 'kişiyi hürriyetinden yoksun kılma' suçlarından da 12,5 yıl hapse çarptırıldı. Sanık Berk A.'ya ise 'cinayete yardım'dan 12,5 yıl, 'cinsel saldırıya yardım'dan 5 yıl, 'kişiyi hürriyetinden yoksun kılma' suçundan 1 yıl 3 ay olmak üzere toplam 18 yıl 9 ay hapis cezası verildi.

İSTİNAF KARARI HUKUKA UYGUN BULDU

Yerel mahkemenin kararı, sanık avukatları, Şule Ç.’nin yakınları, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, İnsan Hakları Derneği, Kadın Dayanışma Vakfı, Ankara Baro Başkanlığı, Adana Baro Başkanlığı ve İstanbul Barosu Kadın Hakları Merkezi tarafından farklı gerekçelerle istinafa taşındı. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 1'inci Ceza Dairesi, kararı kısmen hukuka uygun bulurken, sanık Berk A.'ya 'kasten öldürme suçuna yardım etmek'ten verilen cezanın itiraz yolunun açık olduğu, 'nitelikli cinsel saldırı', 'kişiyi hürriyetinden yoksun kılma' ve 'suç delillerini yok etme suçlarına yardım'dan verilen cezalara itiraz yolunun kapalı olduğuna karar verdi. Sanık Çağatay A. yönünden verilen kararların ise itiraz yolunun açık olduğu belirtildi.

YARGITAY HER İKİ SANIĞA VERİLEN CEZAYI ONADI

İstinaf kararının ardından dosya Yargıtay’a taşındı. Dosya üzerinde incelemesini tamamlayan Yargıtay 1’nci Ceza Dairesi, her 2 sanığa verilen hükmü onadı. Ceza Dairesi kararında, sanık Berk A.’ın, sanık Çağatay A. ile birlikte hareket ettiği, asli fail olarak sanık A.’nun eylemlerine iştirak ettiğine dair her türlü şüpheden uzak, kesin, inandırıcı delil bulunamadığından ‘yardım eden’ sıfatıyla sorumlu tutulmasında bir isabetsizlik görülmediğini vurguladı. Yüksek mahkeme, sanık A. vekillerinin savunma hakkının kısıtlandığı, adil yargılamanın etkilenmeye çalışıldığı, eksik inceleme, lehe delillerin değerlendirilmediği ve yetersiz gerekçe ile karar kurulduğu, maktulün intihar ettiği, bu nedenle beraat kararı verilmesi yönündeki talebini reddetti. Sanık A. vekillerinin duruşmalı inceleme yapılması talepleri ile mahkumiyete yönelik yeterli delil bulunmadığından beraat kararı verilmesi; katılan ve Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı vekillerinin her iki sanığa da en üst sınırdan indirim hükümleri uygulanmadan ceza verilmesi yönündeki temyiz taleplerinin de esastan reddine karar verilerek, hüküm onandı. 

Sonraki Haber