Anayasa Mahkemesi’nden müjdeli karar

Artvin'in Yusufeli ilçesi Demirdöven köylülerinin, köy sınırları içinde bulunan vadide yapılması planlanan hidroelektrik santraline karşı verdikleri mücadelede Anayasa Mahkemesi’nden sevindiren karar geldi.

Anayasa Mahkemesi’nden yapılan “Hidroelektrik Santrali Projesiyle İlgili ÇED Kararının İptali İstemiyle Açılan Davanın Süre Yönünden Reddedilmesi Nedeniyle Mahkemeye Erişim Hakkının İhlal Edilmesi” başlıklı açıklamada, köylülerin mücadelesi şöyle anlatıldı:

“Artvin'in Yusufeli ilçesi Demirdöven köyü sınırları içinde bulunan vadide yapılması planlanan Damla Regülatörü ve Hidroelektrik Santrali (HES) Projesi hakkında Çevre ve Orman Bakanlığı çevresel etki değerlendirmesi (ÇED) ve Planlama Müdürlüğünce ÇED olumlu kararı verilmiştir.

Karar, Valilik ilan panosunda on gün süreyle ilan edilmiştir. Karardan geç haberdar olduklarını belirten başvurucular kararın geri alınması yönünde Bakanlığa başvurmuş ancak ret cevabı almıştır.

Başvurucular, İdare Mahkemesinde yürütmenin durdurulması talepli iptal davası açmıştır. Dava konusu işlemin yürütmesinin durdurulmasına karar veren İdare Mahkemesi, davayı süre aşımı nedeniyle reddetmiştir.

Karar gerekçesinde, dava açma süresinin başlangıcı olarak ÇED olumlu kararının ilan edildiği tarihin esas alınması gerektiği vurgulanmıştır. Davaya konu işlemin Valilikçe ilan edildiği tarihten itibaren altmış gün içinde dava açılması gerekirken bu süre geçirildikten sonra davanın açıldığı belirtilmiştir.

Başvurucuların temyizi üzerine karar Danıştay tarafından onanmış, karar düzeltme talebi de reddedilmiştir.”

“KÖYDE YAŞAYAN BAŞVURUCULARIN ŞEHİR MERKEZİNDE BULUNAN VALİLİK İLAN PANOSUNDA…”

Anayasa Mahkemesi’nin değerlendirmesinde ise “Anayasa'nın 36. maddesinde güvence altına alınan mahkemeye erişim hakkı mutlak olmayıp sınırlamalara konu olabilir. Ancak Anayasa'nın 13. maddesinde yer alan ölçülülük ilkesi uyarınca anılan sınırlamaların mahkemeye erişimi imkânsız hâle getirmemesi ya da aşırı derecede zorlaştırmaması gerekir” denildi.

“Somut olayda başvurucular, dava açma süresinin başlangıcı olarak ÇED raporunun Valilik tarafından ilan edildiği tarihin esas alınmasının mahkemeye erişim hakkını ihlal ettiğinden şikâyet etmiştir” ifadelerinin yer aldığı açıklamada şunlara dikkat çekildi:

“Anayasa Mahkemesi benzer bir başvuruda çevresel etki değerlendirmesine ilişkin mevzuatta; gerçekleştirilmesi planlanan projenin ÇED süreci hakkında, projeden etkilenecek veya etkilenmesi muhtemel halkın yaşadığı yer veya yerlerde ilan yapılmasının öngörüldüğünü, bu ilan ile kararın yöre halkına duyurularak kişi ve kurumların süreç hakkında bilgilendirilmesinin amaçlandığını ifade etmiştir. Dolayısıyla ÇED olumlu kararı verildikten sonra yöre halkına yapılacak bilgilendirmenin halkın haberdar olmasını sağlayacak şekilde yapılması gerekmektedir.

Somut olayda, ÇED olumlu kararının Valilik ilan panosuna asılması ile yetinildiği tespit edilmiştir. Panoya asma yöntemi dışında köyde yaşayan yöre halkının konudan haberdar olmasını sağlayacak başkaca herhangi bir yönteme başvurulduğuna ya da başvurucuların karardan bir şekilde haberdar olduklarının kabulünü haklı kılan bir neden bulunduğuna dair herhangi bir bilgi ya da belge bulunmamaktadır.

Bu bağlamda köyde yaşayan başvurucuların şehir merkezinde bulunan Valilik ilan panosunda yayınlanan kararı takip ederek ilan tarihinden itibaren dava açmalarını beklemenin hukuki güvenlik ve belirlilik ilkeleri bağlamında öngörülebilirlik sınırları içinde olmadığı kanaatine varılmıştır.”

“MAHKEMEYE ERİŞİM HAKKININ İHLAL EDİLDİĞİNE KARAR VERMİŞTİR”

Açıklamanın sonunda ise şunlar anlatıldı:

“Dava açma süresinin, başvurucuların henüz dava hakkının doğduğundan haberdar olmadığı bir dönemde işletilmeye başlaması, mahkemeye erişim hakkına yapılan müdahaleyi ölçüsüz kılmaktadır.

Bu açıklamalar çerçevesinde İdare Mahkemesinin ÇED kararının öğrenilmesine ve değerlendirilmesine imkân tanımayan nitelikteki Valilik ilan tarihini esas alarak dava açma sürelerini belirlemesine ilişkin yorumunun başvurucuların mahkemeye erişim hakkına yönelik katı bir yorum olduğu ve bu yorumun başvurucuların mahkemeye erişim hakkını kullanmasını aşırı derecede güçleştirdiği tespit edilmiştir.

Anayasa Mahkemesi açıklanan gerekçelerle başvurucu gerçek kişilerin Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkı kapsamındaki mahkemeye erişim hakkının ihlal edildiğine karar vermiştir.”

Sonraki Haber