Bilim Kurulu üyesi de Ayşenur Arslan'a tepki gösterdi

Gazeteci Ayşenur Arslan'ın Türk Mukavemet Teşkilatı'na (TMT) yönelik sözlerine bir tepki de Sağlık Bakanlığı Koronavirüs Bilim Kurulu üyesi Prof. Dr. Mustafa Necmi İlhan'dan geldi. İlhan 3 ağabeyini şehit verdiğini söyledi.

Gazeteci Ayşenur Arslan’ın Halk TV ekranlarında söylediği sözlere bir tepki de Sağlık Bakanlığı Koronavirüs Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Mustafa Necmi İlhan’dan geldi. Üç kardeşi 1963 yılındaki “Kanlı Noel” olaylarında EOKA terör örgütü tarafından Kuzey Kıbrıs Türkiye Cumhuriyeti’nde şehit edilen Prof. Dr. İlhan, Türk Mukavemet Teşkilatı (TMT) hakkındaki mesnetsiz söylemleri eleştirdi.

21 Aralık 1963 tarihi, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) için en karanlık günlerden biriydi. EOKA örgütü olarak bilinen Rum çetesi, Kıbrıslı Türkleri adadan silmek ve Enosis ülküsünü gerçekleştirmek için kanlı saldırılarını düzenledi. O dönemde Kıbrıs’ta bulunan askeri hastanenin yöneticiliğini yapan ve o zaman binbaşı rütbesinde olan, emekli Tabip Tuğgeneral Nihat İlhan’ın küvette kurşuna dizilen üç çocuğu ve eşi, yüzlerce masum sivilin katledildiği bu saldırıların en akılda kalanıydı. Bu olay tarihe “Kanlı Noel” olarak geçti. Bu olayın mağdurlarından olan Nihat İlhan’ın oğlu Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı ve Sağlık Bakanlığı Koronavirüs Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Mustafa Necmi İlhan, Türk Mukavemet Teşkilatı hakkında yapılan mesnetsiz açıklamaları İhlas Haber Ajansı (İHA) muhabirine yorumladı.

“KIBRIS’TA TÜRKLERİN VARLIK MÜCADELESİNİN İYİ BİLİNMESİ KANISINDAYIM”

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin kırmızı çizgi olduğunu ve Kıbrıs hakkında yorum yapılacağı zaman tarihinin iyi bilinmesi gerektiğini vurgulayan Mustafa Necmi İlhan, “Kıbrıs’ta eli kanlı EOKA terör örgütü tarafından şehit edilen Murat, Kutsi ve Hakan’ın kardeşi, Tabip Binbaşı Nihat İlhan’ın oğluyum. Kıbrıs ile ilgili yorum yaparken, Kıbrıs tarihinin ve Kıbrıs’ta Türklerin varlık mücadelesinin iyi bilinmesi kanısındayım. Bu nedenle de 10 Şubat 2022 tarihli bu bilgilendirmeyi sizlerle paylaşmayı uygun buldum” dedi.

“EĞER TÜRK MUKAVEMET TEŞKİLATI OLMASAYDI...”

Türk Mukavemet Teşkilatı (TMT) hakkında kullanılan asılsız ve mesnetsiz ifadeleri de sert bir dille eleştiren Mustafa Necmi İlhan, üç ağabeyinin Kıbrıs’ta EOKA kanlı terör örgütü tarafından şehit edildiğini hatırlatarak şunları kaydetti:

“1 Ağustos 1571’de tam 80 bin şehit ve 1 yıl süren savaşla Osmanlı tarafından Kıbrıs adası fethedildi ve 450 yıldır adada Türk varlığı söz konusudur ve hala devam etmektedir. 1950’lerin başında ise adayı bir Rum adası yapma fikri ile EOKA kuruldu. EOKA terör örgütü Kıbrıs’ı tamamen bir Rum adası yapma amacıyla eylem planları düzenledi. Bununla birlikte de Kıbrıs’ta 1950’lerin sonu ve özellikle de 60’ların başında soykırım hazırlığı yapıyorlar. Önce küçük şekilde Türklerin taciz edilmesi ile başlayan olaylar daha sonra Türklerin farklı mezalimlere maruz kalması ve her gün şehit haberlerinin gelmesi ile beraber ilerliyordu. Türkler de direniş gösteriyor ama maalesef bu yeterli gelmiyordu.

 Türkiye Cumhuriyeti Genel Kurmay Başkanlığı tarafından 1958’de Tümgeneral Karabelen’in görevlendirilmesi sonrasında 1 Ağustos 1958’de Türk Mukavemet Teşkilatı yani TMT kuruldu. Rahmetli Dr. Fazıl Küçük ve rahmetli Rauf Denktaş bu teşkilatın kurucu önderleridir. Nice hayatını kaybetmiş rahmetli Kıbrıs mücahiti de bu teşkilatta görev almış, kurulmasında emek sarf etmiştir. Türk Mukavemet Teşkilatı, Kıbrıs Türklerinin can güvenliğini, namus ve şerefini korumayı amaç edinmişti. Ayrıca Megali İdea denen, adayı Rum adası yapmak için yapılacak saldırı ve soykırıma karşı çıkmak ve anavatan ile bağları sağlamak konusunda da Türk Mukavemet Teşkilatı görev yapıyordu.

‘500’E YAKIN KIBRIS TÜRK’Ü ŞEHİT EDİLDİ’

Hedef olarak ilk başlangıçta Ankara’da, Antalya’da farklı eğitim kamplarının kurulması ve burada 5 bin kadar mücahitin eğitilmesi ve silahlandırılması amacı belirlenmişti. Bu mücadele kapsamında eğitilen mücahitler Kıbrıs’ta farklı yerlerde direnç gösteriyor, Kıbrıs’taki EOKA’cı katillere örgütlü bir direniş ile karşı duruyorlardı. Bu direniş sırasında da hepimizin iyi bildiği, özellikle 23 Aralık 1963’te başlayan Rumların daha ağır saldırıları sonucunda 500’e yakın Kıbrıs Türkü şehit edildi. Bunun yanında da pek çok kişi yaralandı ve gazi oldu.

 ‘TMT OLMASAYDI KIBRIS BİR RUM ADASI OLURDU’

20 Temmuz 1974’e kadar katil sürüsü EOKA’nın soykırım saldırılarına kahramanca göğüs geren Türk Mukavemet Teşkilatı 1 Ağustos 1976’da da Kıbrıs Türk Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığı’na dönüştürüldü ve çalışmalarına devam ediyor. Bu arada Kıbrıs’ta binlerce şehidimizi, gazilerimizi, Türklere yapılan soykırımı yok sayarak, tarihi bilmeden Kıbrıs hakkında konuşmanın doğru olmadığını düşünüyorum. Bizatihi 3 ağabeyini şehit vermiş bir insan olarak bunu söylemek istiyorum. Türk Mukavemet Teşkilatı, Kıbrıs Türkünün izzet ve şerefi için mücadele eden bir milli mücadele ruhudur. Türk Mukavemet Teşkilatı, Kıbrıs’ta Türklerin destansı direnişinin bir simgesidir. Eğer bugün Türk Mukavemet Teşkilatı olmasaydı, Kıbrıs bir Rum adası olurdu. Rahmetli babam Tabip Binbaşı Nihat İlhan’ın söylediklerinden sizlerle paylaşmam gerekirse eğer Türk Mukavemet Teşkilatı ve Türkiye Cumhuriyeti’nin desteği olmasaydı Kıbrıs’ta bugün Türk varlığından bahsetmek mümkün olmazdı. Bu nedenle bilinmelidir ki Kıbrıs’ta Türklerin Kuvay-ı Milliye’si Türk Mukavemet Teşkilatıdır."

Sonraki Haber