Bir kırmızı alarm daha: ''Türkiye'de ilaç krizi geliyor!''

TTB, Türkiye'nin ilaç üretiminde dışa bağımlı olduğunu, Ar-Ge'nin yok denecek kadar az olduğu için ilaç ve aşı üretilemediğini belirterek, Türkiye'nin borçları yüzünden ilaç bulmakta sıkıntı çekeceğini söyledi.

Türk Tabipleri Birliği (TTB), "Şehir/Şirket" hastanelerinin kamuya bağlı devlet hastanelerine dönüştürülmesini, zenginlerden ve kurumlardan alınan gelir vergisi payının arttırılıp asgari ücretten gelir vergisi alınmamasını istedi. TTB, Türkiye'nin ilaç üretiminde dışa bağımlı olduğunu, Ar-Ge'nin yok denecek kadar az olduğu için ilaç ve aşı üretilemediğini belirterek, Türkiye'nin borçları yüzünden ilaç bulmakta sıkıntı çekeceğini söyledi.

TTB, Meclis'te görüşülmekte olan 2021 yılı bütçesine yönelik değerlendirme ve görüş yayımladı. TTB, salgınla mücadelenin koruyucu ve kamusal bir sağlık politikasıyla olacağını söyleyerek, 2021 yılı bütçesinin önceki yıllardan farklı olarak salgın koşullarına göre düzenlenmesi gerektiğini belirtti. TTB, gelir ve kazanç vergileri içinde kurumlar vergisi oranının 2011’de yüzde 36,4’ken 2017’de yüzde 33,3’e indiğini, buna karşılık maaş ve ücretlerden kesilen vergilerin oranının yüzde 63,6’dan yüzde 66,7’ye çıktığını bildirerek, vergi sisteminin adaletsizliği arttırdığını vurguladı. TTB, "Ekonomide krizi aşmak için 'itibar' denilen aşırı ve lüks tüketimden vazgeçilmelidir" dedi.

"TÜRKİYE, İLAÇ VE AŞIDA DIŞA BAĞIMLI"

Türkiye'nin ilaç üretiminde dışa bağımlı olduğunu söyleyen TTB, Türkiye’de sadece patentli ilaç üretimi yapıldığını, ilaç sanayinde AR-GE’nin yok denecek kadar az olmasından kaynaklı molekülden ilaç üretimi gerçekleştirilemediğini ve bu durumun influenza aşısı üretmek, Covid19 aşını bulmak ve seri üretim için de geçerli olduğunu savundu. TTB, Türkiye'nin borçları yüzünden ilaç bulmakta sıkıntı çekeceğini belirterek, Türkiye ilaç endüstrisinin yıllık AR-GE harcamasının yaklaşık 400 milyon TL olduğunu bildirdi.

"COVİD-19 İLE İLGİLİ BİR BAŞLIK OLUŞTURULMAMIŞ"

TTB, Sağlık Bakanlığı bütçesinde Koruyucu Sağlık Programı adı altında Aile Hekimliği Hizmetleri için ayrılan bütçe hedeflerinin özellikle pandemi döneminde yeterli olmadığını belirtti. TTB, Covid-19 ile ilgili bir başlık oluşturulmamasını eksiklik olarak değerlendirdi.

"HASTANELER TIBBİ CİHAZ VE MALZEME ALACAK PARAYI BULAMIYOR"

TTB, üniversite ve kamu hastanelerinin tıbbi cihaz üreticisi ve tedarikçisi firmalara borcunun yaklaşık 17 milyar TL’ye ulaştığını ve bu sayının, Şehir Hastanelerine 2021 yılında ayrılan bütçe ile eşit olduğunu kaydetti. TTB, kamu ve üniversite hastanelerinin tıbbi cihaz ve malzeme alacak parayı bulamadığını öne sürdü.

"ZENGİNLERDEN ARTTIRILIP, ASGARİ ÜCRETTEN ALINMAMALI"

TTB, bütçe görüşmelerine yönelik isteklerini şöyle sıraladı:

- Sağlık Bakanlığı bütçesi pandemi koşullarına uygun hale getirilmelidir. Tedavi edici değil, koruyucu sağlık hizmetlerinin payı artırılmalıdır.

- Sağlık Bakanlığı bütçesi genel bütçenin en az %10’unun üzerinde olmalıdır.

- Genel bütçe gelirleri içinde gelir vergisinin payı zenginlerden ve kurumlardan olacak şekilde artırılmalıdır. Özellikle önümüzdeki yıllar için servet vergisi uygulaması düşünülmelidir. Dolaylı vergiler, temel gıda, elektrik, su, ulaşım gibi ihtiyaçlar üzerinden kaldırılmalı ya da azaltılmalı. Asgari ücret üzerinden gelir vergisi alınmamalıdır.

- Şehir/şirket hastaneleri statüsünden vazgeçilerek kamuya bağlı devlet hastanelerine dönüştürülmeli, dolar üzerinden ödenen fahiş kiralardan vazgeçilmelidir.

- Son yıllarda giderek azalan genel bütçe yılsonu ödeneğinin Gayri Safi Yurtiçi Gelir içindeki payı yeniden artırılmalı, %40’ın altında olmamalıdır.

- Bütçeden personel giderleri çıkarılarak, sağlık hizmetlerine aktarılmalıdır.

- Sağlık hizmetleri harcamalarında merkezi devlet harcamalarının payı artırılmalı, SGK ve hane halkları harcamalarının payı azaltılmalı, SGK’ye genel bütçeden aktarılan pay artırılmalıdır. SGK’nin özel hastanelere yaptığı ödemeler azaltılmalıdır.

- Ekonomideki krizi aşmak için çözüm olarak “acı reçete” çıkışının yerine resmi kurumlara alınan araç filolarından, kiralanan konutlardan, “itibar” denilen aşırı ve lüks tüketimden vazgeçilmelidir.
 
 

Sonraki Haber