Bombacı kadın kılığında erkek mi ?

Dün Suruç'ta kan döken canlı bomba kadın mıydı erkek miydi ? Herkes bu sorunun cevabını arıyor..

Şanlıurfa’nın Suruç ilçesinde yaşanan ve 31 kişinin yaşamını yitirmesiyle sonuçlanan patlama olayında “intihar saldırısı” iddiası gündeme gelirken Emniyet Genel Müdürlüğü’nün çatışma bölgeleriyle bağlantılı olan ve canlı bomba olma ihtimali bulunan 4 kadın şüphelinin bilgilerini illere gönderdiği ortaya çıktı. “Feda eylemi” adı altında eylem yapmayı planladığı belirlenen kadınların, henüz kimliği tam tespit edilemeyen ve kadın kıyafeti giydiği belirtilen eylemcilerden olup olmadığı araştırılıyor. Görüntüleri inceleyen polis, basın açıklamasına katılan gençlerin ifadeleri doğrultusunda kalabalığın arasında bulunan, çevredekilerin tanımadığı uzun sakalları olduğu belirtilen bir kişi ile, yine kapalı giyimli bir kadının kim olduğunu araştırıyor. Emniyetin araştırdığı isimlerin IŞİD’le bağlantılı olduğu belirtiliyor. 

Kafatası bulundu
 
Yapılan çalışmalarda patlamanın olduğu noktaya yakın bir yerde gövdeden ayrılmış ve tamamına yakını parçalanmış bir erkek cesedine ait baş bulundu. Bulunan bu baş parçası nedeni ile saldırının kadın kılığına girmiş bir erkek tarafından gerçekleştirilmiş olabileceği değerlendirildi. Patlamanın tahrip gücünün çok yüksek olması neden ile bölgedeki cesetlerde büyük oranda tahrip olduğu öğrenildi. Uzman ekipler bu baş parçasının eylemciye mi yoksa saldırıda hayatını kaybedenlerden birisine mi ait olduğunu belirlemeye çalışıyor. 
 
Bilye yerleştirilmiş
 
Olay yerinde canlı bomba saldırısını gerçekleştiren eylemciye ait olduğu sanılın iki parmakta bulundu. Parmakların ince yapılı olması ve görgü tanıklarının bir kadının kendini patlatmış olabileceği yönündeki ifadeleri eylemcinin iddia edildiği gibi 18 yaşlarında bir kadın olup olmadığı kuşkusuna da yol açtı.
 
Saldırının hücum yeleğinin üzerine sarılmış çok sayıda el bombasının patlatılması sonucu gerçekleştirildiği sanılıyor. Yine hücum yeleğinin üzerine parça tesiri yaratması için bilye ve metal parçaları yerleştirildiğinden kuşkulanılıyor. Bulunan parmakların hücum yeleğinin  bombaların parçaları ile birlikte elde edildiği ifade edildi. Ancak akşam saatlerinde bir erkeğe ait olduğu sanılan baş parçasının bulunması soru işaretlerini arttırdı. Görgü tanıklarının yanılma payını da bırakan polis eylemcinin parçalarının eşleştirmeye ve kayıtlardan kimliğini tespit etmeye çalışıyor.   
 
IŞİD tehdit etmiş
 
İstihbarat birimleri IŞİD’e yakın yaklaşık 15-20 gün önce açılmış bazı sosyal medya hesaplarını da tespit etti. Bu hesaplardan Türkiye’nin son dönemde IŞİD’e yönelik operasyonlarının, sınırdaki hareketliliğinin IŞİD mensuplarının yakalanmasının eleştirildiği, yine sol grupların Kobani’ye yönelik yardım kampanyalarına izin verilmesine tepki gösterildiği anlaşıldı. 
 
Emniyet kadın eylemciler için uyarmış
 

Milliyet’in aldığı bilgiye, Emniyet Genel Müdürlüğü (EGM), kısa süre önce il emniyet müdürlüklerine gönderdiği iki ayrı yazıyla, birimlerini IŞİD’le bağlantılı kadın intihar eylemcilerine karşı uyardı. 

Bu yazılardan ilkinde, EGM’nin birimleri Sevim Oktay isimli kadın hakkında uyardığı ortaya çıktı. Çatışma bölgeleriyle bağlantılı Ramazan Oktay’ın eşi Sevim Oktay ve çocuklarıyla birlikte yasadışı yollardan Suriye’ye gittiği belirtilen yazıda, Ramazan Oktay’ın Mayıs ayı içinde koalisyon güçlerince Tel Abyad’a düzenlenen hava saldırısında hayatını kaybettiği bilgisine yer verildi. 
 
Yazıda, Ramazan Oktay’ın yaşamını yitirmesinin ardından eşi Sevim Oktay’ın koalisyon uçaklarının hava sahasını kullanması ve Peşmerge güçlerinin Ayn El Arab’a geçişlerini sağladığı için Türkiye’yi hedef aldığı ve eşinin ölümünden Türkiye’yi sorumlu tuttuğu yönünde bilgiler alındığı ifade edildi. İkinci yazıda ise, intihar eylemi yapabilecek 3 kadının ismine yer verildi. EGM’nin yazısında, IŞİD yanlısı Fadime Kurt, Özlem Yılmaz ve NURAY DEMİREL’in, IŞİD bünyesinde yaşamını yitiren kişilerin ölümünden ve Peşmerge güçlerinin Suriye geçişlerine izin verildiği için devlet yetkililerini sorumlu tuttukları açıklandı. EGM’nin yazısında, “şahısların, davası uğruna kendilerini feda edebilecekleri” görüşüne yerverildi. Her iki yazıda, gerekli güvenlik önlemlerinin alınması tailmatı verildi. Yazılarla birlikte, ilk kez IŞİD’le bağlantılı kadın intihar eylemcilerinin varlığı da ortaya çıkarılmış oldu. 
 
Çarşaflı biri patlattı
 
Görgü tanıklarının anlattıklarına göre Suruç’ta intihar saldırısını basın açıklamasında grubun arasına karışan çarşaflı biri yaptı. Tüm kamera kayıtlarını incelemeye alan Emniyet, saldırganın izini sürüyor...
 
Saldırıdan kurtulanlar Milliyet’e şunları anlattı: 
 
 Çiğdem Dağdeviren:
“Hava çok sıcaktı, bu yüzden üç arkadaş kültür merkezinden şapka almak için dışarıya çıktık, daha sonra patlama sesini duyduk.”
 
Murat Erişmiş: “Şapka almak dışarı çıktığımızda patlama oldu. Geri döndüğümüzde etrafta paramparça olmuş cesetler vardı. Arkadaşlarımızın vücudundan kopan parçalar ve eşyaları, çantaları paramparça bir şekilde her yere dağılmıştı. Kobani’ye gitme  amacımız oradaki çocuklara yardımda bulunmaktı. Ne olursa olsun Kobani’ye gideceğiz. Buraya gelenlerin çoğu farklı etnik kökenden insanlardı.” 
 
‘Bacağım kırıldı’
 
Naim Burç (36):
Sabah Hatay’dan arkadaş grubuyla beraber geldik. Hepimiz gülüyoduk hiçbir problem yoktu. Sonra bir anda bomba patladı ve ben bir anda yere yığıldım. 
 
İki bacağımdan kanlar akıyordu. Yerden kalkmaya çalıştım ama bacaklarım tutmadı. Sonra yerden kendimi sürükledim. Bir saniye öncesinde yanımda ayakta duran arkadaşlarımın hepsi kanlar içinde yere dağılmışlardı. Onlara yardım edecek durumda değildim. Onlar benden daha ağır durumdaydılar. Bizim amacımız Türkiye ile Kobani arasında bir köprü kurmaktı. Bu saldırıyı yapanları lanetliyoruz. Bu yardımlarımızın sonucu bu olmamalıydı. Sol bacağında kırıklar var. Sağ bacağında ise içi dolu şarapnel parçaları var. sağlık durumum şimdilik iyi tekrardan ameliyat olacağım.
 
‘Alev hepimizi yaktı’
 
Suruç’taki saldırıdan yaralı kurtulan Loren Elva da sosyal medyada paylaştığı mesajında şunları kaydetti:
 
“Bomba patladığında birden bir alev yükseldi ve hepimizi yaktı. Onlarca gencin kanları, parçalanmış bedenleri yüzümüze, üstümüze geldi. Şu an Hastanede yatıyorum, vücudumda yanıklar var, kulaklarım duymuyorum. Telefonlarınızı, mesajlarınızı cevaplayamıyorum. İyi değilim, iyi olmayacağım, iyi olmayın. Ne istediniz bizden? Kobane’ye yıkılan umutları yeşertmeye, kütüphane, çocuk parkı yapmaya gidecektik. Önce patlattınız, yaktınız, ardından biber gazları ile saldırdınız, silah doğrulttunuz, güldünüz, yaşatmadınız bizi. Şimdi hastane kapısında şehit namirin sloganları yükseliyor. Rahat olun, insanlık elden gidiyor.”

Sonraki Haber