Dünya Türk Girişimciler Kurultayı

Cumhurbaşkanı Erdoğan: (3)- "Dün malum bir gazetecinin mahkemesi vardı. Bu yargılamaya katılanların durumu çok önemli. İstanbul'daki konsoloslar mahkemeye geliyor. Siz kimsiniz ya, sizin ne işiniz var orada? Yani diplomasinin de bir edebi var, adabı var.

İSTANBUL (AA) - Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Can Dündar ve Erdem Gül'ün yargılandığı davanın dünkü duruşmasına değinerek, "Dün malum bir gazetecinin mahkemesi vardı. Bu yargılamaya katılanların durumu çok önemli. İstanbul'daki konsoloslar mahkemeye geliyor. Siz kimsiniz ya, sizin ne işiniz var orada? Yani diplomasinin de bir edebi var, adabı var. Burası senin ülken değil, Türkiye. Sen konsolosluk binası veya konsolosluk sınırları içerisinde hareket edebilirsin, diğerleri izne tabidir. Bunlar kalkıp bu ülkenin içerisinde bir gövde gösterisini yapabilecek kadar haddi tecavüz edebiliyorlar." dedi.

Erdoğan, Ekonomi Bakanlığı, Dış Ekonomik ilişkiler Kurulu (DEİK) ve Dünya Türk İş Konseyi tarafından Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı'nda düzenlenen "Dünya Türk Girişimciler Kurultayı"ndaki konuşmasında, Suriye'deki gelişmelere değindi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti:

"Suriye'deki gelişmelerin bir anda böylesine mahiyet ve yön değiştirmesi, bölgenin kendi dinamikleriyle açıklanabilir mi? DAEŞ bahanesiyle oynanan oyunların gerisindeki niyetleri, hedefleri görmemek için herhalde kör olmak lazım. Bölücü terör örgütüne kucak açanların, kol kanat gerenlerin endişesi herhalde bu her taraflarından zavallılık akan teröristlerin kendileri değil, Türkiye'yi 1959 yılından beri Avrupa Birliği kapısında bekletenlerin bilhassa son 10 yılda kabul ettikleri üyelere baktığımızda meselenin kriterler olmadığını gayet iyi anlıyoruz. İşte dün malum bir gazetecinin mahkemesi vardı. Bu yargılamaya katılanların durumu çok önemli. İstanbul'daki konsoloslar mahkemeye geliyor. Siz kimsiniz ya, sizin ne işiniz var orada? Yani diplomasinin de bir edebi var, adabı var. Burası senin ülken değil, Türkiye. Sen konsolosluk binası veya konsolosluk sınırları içerisinde hareket edebilirsin, diğerleri izne tabidir. Bunlar kalkıp bu ülkenin içerisinde bir gövde gösterisini yapabilecek kadar haddi tecavüz edebiliyorlar. Oynanan oyunun tarzını göstermesi bakımından bu çok önemli. Demokrasi, insan hakları, özgürlük, seçim laflarını dillerinden düşürmeyenlerin, halkın desteğini alarak iş başına gelenlerle darbeciler karşı karşıya geldiğinde tercihlerinin hangisinden yana olduğunu hep birlikte takip ediyoruz, görüyoruz."

Cumhurbaşkanı Erdoğan, yarım milyon masum insanı katleden bir zalime karşı özgürlük mücadelesi veren bir halkın nasıl yalnız bırakıldığına daha da kötüsü nasıl bombalandığına hep birlikte şahit olunduğunu ifade ederek, Türkiye'yi de yakından ilgilendiren mülteci meselesinde Avrupa'nın kendi güvenliği ve refahı uğruna savunduğu tüm değerlere bir anda sırtını dönmekten çekinmediğini söyledi.

- "Biz kendimiz olacağız"

Terör örgütlerin tamamına ilkeli bir duruşla karşı çıkmak yerine, sadece bu ateşi kendi sınırları dışında tutmaya çalışanların ibretlik hallerine üzülmemenin mümkün olmadığını vurgulayan Erdoğan, "İşte tüm bu manzaraya bakarak diyoruz ki, biz kendimiz olacağız. Biz tarihimize, kültürümüze, değerlerimize ister ülke olarak, ister fert olarak tek başımıza da kalsak sahip çıkacağız, yaşatacağız. Eğer bu şekilde davranmazsak geçmişteki nice toplumlar, nice medeniyetler gibi biz de yok olur gideriz." diye konuştu.

Erdoğan, Anadolu'nun medeniyetler ve milletler beşiği, aynı zamanda medeniyetler ve milletler mezarlığı olduğunu belirterek, çok güzel, cazip, verimli ve değerli olan yaşanılan coğrafyanın aynı özellikleri sebebiyle tehditlere, tehlikelere, saldırılara da çok açık hale geldiğini vurguladı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi:

"Bu güzel ama zor coğrafyada yaşayabilmenin, hedefleriniz doğrultusunda mesafe kat edebilmenin yolu millet olarak birliğinizi, beraberliğinizi güçlü tutmanızdan geçiyor. İşte onun için hep şunu söylüyorum. Tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet diyorum. Aslında bu bir slogan değil. Bu yapımızın, varlığımızın dört temel taşı. Bu ülkede 79 milyon farklı etnik unsurlarla tek milletiz. Bu tek milletin tek bayrağı var. Bayrağımızın rengi şehidimizin kanı. Bağımsızlığımızın ifadesi hilal, bu yıldızın ifadesi şehitlerimizin her biridir. Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır, toprak eğer uğrunda ölen varsa vatandır."

- "Devlet içinde devlet olmaz"

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, tapuda "arazi, tarla" ve "arsa" olmak üzere iki önemli başlık bulunduğunu, arazi ve tarlanın da imar planı geçtiğinde arsa olduğunu belirterek, "Aynı şekilde toprak normalde topraktır. Ama bu toprak şehit kanlarıyla yoğrulduğu zaman vatan olur. Farkı budur. Biz bu toprakları böyle vatan yaptık. Dünyanın dört bir yanında millet, bayrak, vatan ve bunun dışında da dördüncü başlığımız devlet. Tek devlet. Devlet içinde devlet olmaz. Öyle paralel devlet, bilmem ne devlet. Böyle bir devlet bu ülkede yok. Tek devlet. O da Türkiye Cumhuriyeti Devleti'dir. Biz işte bunları kabul edenlerle bu yolda yolumuza devam ediyoruz." ifadelerini kullandı.

Katılımcılara hitaben "Rabbim dünyanın dört bir yanında emeğiyle, alın teriyle, birikimiyle, becerisiyle, başarısını kabul ettiren sizlerin yardımcısı olsun" diyen Erdoğan, Allah'tan, tüm terör örgütlerinin ortak hedefi haline gelen Türkiye'ye de bu sorunların üstesinden gelecek güç, kuvvet ve irade vermesi dileğinde bulundu.

Erdoğan, şehitlere Allah'tan rahmet, gazilere de şifalar diledi.

Ziya Paşa'nın "İnsana sadakat yaraşır görse de ikrah/Yardımcısıdır doğruların Hazreti Allah" dizelerini okuyan Erdoğan, "Neyle karşılaşırsak karşılaşalım Allah'ın yardımının bizlerle olduğunu bilerek değerlerimize, ülkemize, milletimize sadakatten ayrılmayacağız." dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Dünya Türk Girişimciler Kurultayı'nın hayırlı olması temennisinde bulunarak, dünyanın dört bir yanından gelen girişimcilere selam, saygı, başarı dileklerini sundu.

Bu arada, Cumhurbaşkanı Erdoğan, Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sarayından ayrılırken makam otomobilinin yanına gelen vatandaşlarla sohbet etti.

(Bitti)

Sonraki Haber