Erdoğan ''şükürsüzlük var'' demişti, Diyanet'in hutbesi bu oldu

Cumhurbaşkanı Erdoğan, İstanbul'da katıldığı iftar programında "Şükürsüzlük hali aldı gidiyor" demişti. Erdoğan'ın bu açıklamasının ardından Diyanet tarafından bugün Cuma namazında okutulan hutbenin "Şükür Sana Şekûr" olması dikkatlerden kaçmadı.

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, geçtiğimiz Pazar günü İstanbul Tuzla’daki İstanbul Tersane Komutanlığı'nda düzenlenen 'İşçilerle İftar' programında "Maalesef ülkemizde bazı kesimlerde bir şükürsüzlük, tatminsizlik, karamsarlık hali aldı başını gidiyor.  Halbuki önce elimizdekilere şükür edeceğiz, sonra daha iyisi, daha güzeli için çalışacağız" demişti. 

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu sözlerinin ardından, Diyanet İşleri Başkanlığı bugün “Şükür Sana Şekûr” başlıklı bir cuma hutbesi okuttu. Türkiye’nin 81 ilindeki camilerde okunan hutbenin dikkat çekici bölümleri şöyle:

Bugün Türkiye’nin 81 ilindeki camilerde okunan hutbenin dikkat çekici bölümleri şöyle:

– Aziz Müminler! İnsandan beklenen, bitmez tükenmez nimetleri kendisine bahşeden Rabbine şükretmesidir. Nitekim yüce kitabımız Kur'an-ı Kerim'de şöyle buyrulmaktadır: “Artık siz beni anın ki ben de sizi anayım. Bana şükredin, bana nankörlük etmeyin!” Kulluğumuzun en önemli nişanesi olan şükür, nimetten evvel onu vereni görmek ve düşünmektir. Yüce Mevla'nın lütuf ve ihsanını ikrar etmek, verdiğine rıza göstermektir. Nimetlerin kadir kıymetini bilmek, onlara kör ve sağır kesilmemektir.

– Kıymetli Müslümanlar! Şükür, sadece dildeki hamd ü sena değildir. Şükür, kalpte iman ve teslimiyet, akılda tefekkür ve ibret, uzuvlarda ibadet ve itaattir. Evet, dildeki “Elhamdülillah” şükürdür. Bütün nimetlerin Allah'tan geldiğini bilmek ve nimetlerin en küçüğüne bile rıza göstermek şükürdür. İhlasla işlediğimiz her hayırlı amel şükürdür.


– Allah'ı anma vesilesi, samimiyet ifadesi namazlarımız şükürdür. Kötülük ve günahlara karşı kalkan olan oruçlarımız şükürdür. Tevhit aşkını ve ümmet olma bilincini kuşandığımız haclarımız şükürdür. Yüce Yaratanımıza sadakatimizin tezahürü zekât, sadaka ve kurbanlarımız şükürdür. İman, ibadet ve itaatimizi güzel ahlakla kemale erdirmek şükürdür.

– Değerli Müminler! Yüce Rabbimiz “Şekûr”dur, kulunun salih amellerine fazlasıyla karşılık verendir. O halde, şükürle Cenab-ı Hakkın rızasına ve sevgisine talip olalım. Ömrümüze şükürle bereket katalım. “Nihayet o gün nimetlerden elbette sorguya çekileceksiniz.” ilahi fermanına cânıgönülden kulak verelim. Hesap günü gelmeden evvel şükreden bir kul olmaya gayret gösterelim.

– “Hani Rabbiniz, ‘Eğer şükrederseniz size nimetimi daha çok vereceğim, nankörlük ederseniz hiç şüphesiz azabım pek şiddetlidir!' diye bildirmişti” ayet-i kerimesini çokça tefekkür edelim. Bize yakışanın şükür olduğunu ve şükrün nimetleri artırdığını unutmayalım. Nankörlükten, şükürsüzlükten ve kanaatsizlikten Allah'a sığınalım. Peygamber Efendimizin bize öğrettiği şu duayı dilimizden düşürmeyelim: “Allah'ım! Seni zikretmek, sana şükretmek ve sana güzelce ibadet etmek için bana yardım eyle!”

Şekûr: “Yapılan bir iyiliğin sahibini övgü ile anmak” mânasındaki şükr (şükrân) kökünden türeyen şekûr “çokça teşekkür eden” demektir. Allah'a nisbet edildiğinde “az da olsa kulun iyi bir ameline fazlasıyla karşılık veren” anlamına gelir. (TDV İslâm Ansiklopedisi, 38. cilt, sayfa 493)

Sonraki Haber