Eski MİT Müsteşarı Taner'den kritik açıklamalar

Darbe Araştırma Komisyonu'na konuşan eski MİT Müsteşarı Emre Taner önemli açıklamarda bulundu.

TBMM FETÖ ve 15 Temmuz Darbe Girişimini Araştırma Komisyonu’na konuşan eski MİT Müsteşarı Emre Taner önemli açıklamalar yaptı.

Hürriyet'ten Umut Erdem'in haberine göre; Taner’in konuşması tutanaklara özetle şöyle yansıdı:

(TSK’ya kişilerle ilgili ‘Gülen Cemaati’ne mensuptu’ diye rapor gelmedi eleştirisi) Saygıdeğer İlker Paşamla beraber çalıştığımız dönemde çok ahenkli bir diyalog içerisinde olduk. Evet, söylenen söz yanlış değildir. Onların arzu ettiği tarzda, ete kemiğe büründürülmüş bir bilgi verilemedi, doğrudur; ama alınan bilgi oydu. MİT, Silahlı Kuvvetler bünyesinde istihbarat yapamaz; MY 114-1(C) isimli bir talimat bunu durdurmuştur. Biz tamamen teşkilatın sivil olmasından yanayız.

44 senenin 35 senesinde askerlerle beraber çalıştım, en mutlu olduğumuz dönemlerdi. Çünkü askerler bu teşkilatın içerisine siyaset sokmamışlardır. MİT’te sorumlu olduğum dönemde Sayın Erdoğan benden kanun dışı hiçbir şey istememiştir. Bazı şeyleri yapamayacağımı kendisine söylediğim zaman da aynen kabul etmiştir.

(FETÖ’ye sızamadınız mı?) Eğer kaynaklarınız ayak altında bir yerde geziyorsa, hiçbir zaman buradaki bilgileri alamazsınız.

(MİT krizinden itibaren, bu yapı neden dövüştü?) Bu sorunun cevabını, iktidarla araları bozuk değilken nasıl bir ilişki varsa orada aramak lazım. O ilişki bozuldu herhâlde, talepleri büyüdü. Bunu istihbarat servisi cevaplayamaz.

SÜREÇ SEZER ZAMANINDA
(Oslo süreci teklifini kim yaptı?) Çözüm sürecini bir noktaya bu işi getirme şansımız olabilir tarzında biz teklif ettik. Bakanlar Kurulu’nda 5 - 6 saat brifing verildi, MGK’da o zamanki Cumhurbaşkanımız Sayın Ahmet Necdet Sezer zamanında, orada alınmış kararlarla bu süreç böyle başladı. Kürt kadınına ulaşamadığınız sürece bu problemi çözemezsiniz.

Samimiyetle ifade etmeliyiz ki olayın 15 Temmuz’da yaşanan boyuta geleceğini gösteren bilgiler alınamamış ve hatta 7 Şubat’a kadar tahmin dahi edilememiştir. 7 Şubat’ta Gülen şimdiki MİT Müsteşarını, beni, yardımcımı, 2 MİT personelini yargı önüne çıkarmak için çok dehşetli bir kumpas kurmuştur.

(Oslo’yu kim sızdırdı?) Bu çözümün olmasını istemeyenler sızdırmıştır.

(Cemaat MİT Müsteşarlığını mı istiyordu?) Cemaat MİT Müsteşarlığına hulul edemedi; dağıtıp, yıpratıp tasfiye etme sürecine girdi; MİT müsteşarları üzerinden Başbakan’a hesap çıkarmaya çalıştı.

(Cemaatin MİT müsteşarı adayı kimdi, Hakan Fidan adayı mıydı?) Buna benim cevap vermeye boyum da yetmez, yaşım da.

(Fidan’a Cumhurbaşkanının ulaşamaması normal bir durum mu?) MİT aldığı her haberi Başbakana bildirir; Allah’ın emridir bu. Eğer haber muhtevası gerektiriyorsa Cumhurbaşkanına, ilgili komutanlık ve kurumlara da intikal ettirir. Bizim zamanımızda haberler böyle bildirilirdi. 

DÖNEMİMDE SIZMA SIFIRA YAKIN
“Dönemimde MİT’e FETÖ’nün sızması sıfıra yakındır. Sonrasını daha sonraki yönetim cevaplayacaktır. Son dönemde bu girmelerin daha rahat ve fazla olduğuna dair bir izlenim vardır, bunu rahatlıkla söyleyebilirim. MİT devlet kurumları içerisinde FETÖ ve diğer yıkıcı örgütler anlamında en temiz kalmış örgüttür. MİT, bu ülkenin namusudur, onun başındaki müsteşar da o teşkilatın namusudur. Bu iki namus bir araya gelmezse, güven duygusu sağlanmaz. Teşkilatın yaptığı her şey yasalar içinde değerlendirilemez. Karanlık ve gri bölgeler vardır, siyah noktalar vardır, gizli servisler bunun için kurulur.”

O BAKAN BEN DEĞİLİM
Komisyonda Taner’in “Erzincan olayını biraz da fazla şiddetli anlattım, beni ilgili bakanlar Sayın Başbakan’a şikâyet etti, ‘Üzerimize yürüdü’ diye” sözleri tartışma yarattı. Taner, bir üyenin bu kişinin Adalet Bakanı olup olmadığı sorusuna “Yani mesela onun gibi” yanıtını vermişti. Dönemin Adalet Bakanı Sadullah Ergin “Kendisiyle bu konuyla ilgili görüşmem olmadı. Sadece çözüm sürecinin tartışıldığı bir iki platformda sınırlı görüşme imkanım olmuştur. Konu da sadece çözüm sürecidir” dedi.

Sonraki Haber