HDP’li Çelik: Kürtçe konuşan askerler dövüldü

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Muş Milletvekili Demir Çelik, Varto ilçesine bağlı Abdurrahmanpaşa Köprüsü üzerinde bulunan karakolda 3 askerin Kürtçe konuştukları için diğer askerler tarafından dövüldüğünü iddia etti.Halkların...

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Muş Milletvekili Demir Çelik, Varto ilçesine bağlı Abdurrahmanpaşa Köprüsü üzerinde bulunan karakolda 3 askerin Kürtçe konuştukları için diğer askerler tarafından dövüldüğünü iddia etti.

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Muş Milletvekili Demir Çelik, bir dizi ziyaretler için geldiği Muş'ta açıklamalarda bulundu. Varto ilçesine bağlı Abdurrahmanpaşa Köprüsü üzerinde bulunan karakolda 3 askerin Kürtçe konuştukları için, diğer askerler tarafından dövüldüğünü iddia ederek bunun hesabının sorulmasını istedi. Dövülen askerlerin sağlık durumlarının iyi olduğunu ve bu işin peşini bırakmayacaklarını ifade eden Çelik, şunları söyledi: “Varto’dan çok üzülecek bir olayla sarsıldık. Varto’nun Abdurrahman Paşa Köprüsü üzerindeki karakolda askeri görevini yerine getirmek isteyen, biri Diyarbakır, biri Van, biri de Batman olmak üzere 3 askerin Kürtçe konuştukları gerekçesiyle uzman çavuşun yönlendirdiği 8-9 civarında başka askerler tarafından tartaklanıp saldırıya uğradıkları, aldıkları darp neticesinde hastaneye kaldırıldıkları bilgisi iletildi. Bu bilgiye istinaden önce Varto Devlet Hastanesi, sonrasında sevk edildikleri Muş Devlet Hastanesi yetkilileriyle görüştüm.”

Bu olayın vahameti karşısında hükümeti, valiyi, kaymakamlıkları ve yetkilileri uyarmak ihtiyacı duyduğunu kaydeden Çelik, “Her şeyden önce demokratik çözüm sürecini enine boyuna tartışıp, bakanından başbakanından arkasında durduğu çözüm, beraberinde Kürtçeyi de içeren mahiyette bir çözümdür. Çözüm bu manada başarıya ulaşacaksa, Kürdü kimliği, kültürü, dili ile kabul etmeyi esas alır. Kışlada Kürt olduğu için, Kürtçe konuştuğu için çocuklarımız saldırıya uğruyorsa bu faşizmdir. Bu çocuklar Allah muhafaza yarın öbür gün yeniden Kürtçe konuştukları için tartaklanıp dövülürler ise ya da amacını aşan bir müdahaleyle karşı karşıya gelip ölürlerse, dünyayı başlarına dar ederiz. İnsanlar istemeye istemeye zoraki askere alındıkları yetmezmiş gibi, bir de öteki olduğu için hakir görülecekse, dışlanacak ise ya da dayak yiyecekse bu zulümdür. Bu zulmü AKP’ye hatırlatmak isteriz. Komutanlara idari, hukuki her türlü soruşturma açılmalıdır. Bu soruşturmada suçu kim organize etmiş, üç tane Kürt çocuğunun üstüne saldırtmış, saldıranların kimliği bizim tarafımızdan öğrenilmeye muhtaç bir konudur. Bir an önce Sayın Valimizin, komutanların bu konuya el atıp kamuoyunu bilgilendirmesini de bekliyorum. Bu işin arkasını da bırakmayacağımızı ifade ediyorum.” dedi.

HASKÖY'DE TAZİYE ÇADIRI KURULDU

Kobani’de öldürülen bir gencin cenazesinin Muş’un Hasköy ilçesine bağlı Elmabulak Köyüne getirilip defin edildiğini kaydeden Çelik, “Hasköy’e yakın Elmabulak olarak bildiğimiz köye üç gün öncesinden Kobani’den bir gerilla cenazesi intikal etti. Gerilla cenazesinin taziyesinin icra ettiği cami, kamu malıdır, devlet malıdır burada örgüt flamalarını, ölen gerillanın posterlerini asamazsınız diyerek, taziye basılıyor, taziyede bu posterler indiriliyor ve bunun haksız olduğunu iddia eden karşı koyan iki kişi gözaltına alınıyor, sonrasında serbest bırakılıyor. Ama her şeyden önce dinimizde de, bütün dinlerde de cenaze kutsiyete tabi, hepimizin arkasında duracağı bir değerdir. Öldükten sonra kişinin siyasi kimliği, geçmişi ya da etnik yapısı dikkate alınmaz. Kürtlerin de gerillasıdır, dinini, kültürünü savunmak adına, vahşi ve kirli bir savaşa karşı direnmek adına şehit düşmüştür. Şehide el uzatmak, dil uzatmak kimsenin hakkı ve haddi değildir. Kürdü sembolleri, flamaları ile kabul etmeyen bir devlet çözüm istemiyor demektir.” dedi.

“SAVCIYI, KAYMAKAMI CİDDİYETE DAVET EDİYORUM”

5-7 Ekim 2014 tarihlerinde Varto'da meydana gelen olaylarda hayatını kaybeden Hakan Bursur'un ölümüne de değinen HDP’li Çelik, “6 Ekim’de olayların Kobani düştü düşecek söyleminin Cumhurbaşkanı tarafından dile getirmesi sonucunda, halk ayaklanmıştır. Tepkisini dile getirmek isteyen Vartolu halkımızın üzerine, güvenlik güçleri tarafından ateş açılmıştı. Orada bir kardeşimizi kaybettik. Kaybetmemizin üzerinden yaklaşık 40 günü aşkın bir zaman geçti. Bu zaman zarfında taş attığı, molotof attığı gerekçesiyle Muş, Korkut, Malazgirt, Bulanık ve Varto’da 150’nin üzerinde kişi gözaltına alındı. 150’nin üzerinde gözaltına alınan kişiden 58’i tutuklandı. Şimdi kameralar, mobese'ler taş atan için var da, kurşun sıkan için yoksa biz şüphe duyarız. İnsan hayatının bu kadar ucuz olmaması gerektiği, haksız hukuksuz yerde sivil ve silahsız bir kişinin öldürülmesi, bizim tarafımızdan kabul edilemez. Bu bakımdan valiyi de, kaymakamı da, savcıyı da ben ciddiyete davet ediyorum. Öncelikle suçsuz günahsız birçok çocuğu gözaltına alıp, onlardan 58’ini tutuklayarak bunu hukuki gerekçeler arkasına sığınıp gerekçelendirenler, Hakan kardeşimizin failini açığa çıkarmamışsa, siyasi, hukuki soruşturma başlatıp gereğini yapmamışlarsa bunu da biz ayıpla karşılıyoruz.” şeklinde konuştu. CİHAN

Sonraki Haber