Keşke 1 Nisan şakası olsaydı ama değil: İstanbul'da yeni salgın alarmı!

Koronavirüs Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Serap Şimşek Yavuz kötü haberi verdi: "İstanbul'dan çok fazla vaka bildirimi gelmeye başladı. Bir salgından söz edebiliriz!''

Sağlık Bakanlığı Koronavirüs Bilim Kurulu Üyesi ve Türk Klinik Mikrobiyoloji ve Enfeksiyon Hastalıkları Derneği (KLİMİK) Başkanı Prof. Dr. Serap Şimşek Yavuz, solunum yolu enfeksiyonlarının yoğun yaşandığı bu kış, kızamığın da listeye eklendiğini kaydetti ve uyarıda bulundu. Artan aşı karşıtlığı, yaşanan yoğun göçler ve depremin de etkisiyle aksayan çocukluk çağı aşılamalarında aşılanma oranlarının bir an önce eskisi gibi yüzde 98’lere ulaşılması gerektiğini, aksi taktirde ölümcül seyredebilen kızamık nedeniyle yeniden kayıpların yaşanmaya başlanabileceğine işaret etti.

"BU ARTIŞI ONA BAĞLIYORUZ"

Prof. Dr. Yavuz, kovidin ise henüz mevsimsel bir hastalık olarak kabul edilemeyeceğini, dünyada halen günlük 20 bine yakın ölüm yaşandığını ve İstanbul’da bazı merkezlerde test pozitiflik oranlarının yüzde 50’lere ulaştığını söyledi. Prof. Dr. Yavuz, “Neredeyse 2 ayda bir, yeni bir türüyle etkili olmaya devam ediyor. Grip mesela sezon başında yüksek bir pik yaptı, ardından azaldı. Ama Covid halen küçük de olsa pikler yaparak devam ediyor. Günlük ölüm sayıları dünyada 20 bin civarında hala. Türkiye'de takip yapılmıyor mu bilmiyoruz, yapılıyorsa da paylaşılmadığı için bilemiyoruz. Tahminimiz, Türkiye'de de Omicron’un en son XBB1.5 varyantının etkili olduğu yönünde, bu artışı ona bağlıyoruz" dedi.

"1 HAFTA 10 GÜNÜ BULAN ÖKSÜRÜK OLABİLİR"

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) 'nün, risk grupları için hatırlatma dozlarını yaptırması gerektiği yönündeki açıklamasını da hatırlatan Prof. Dr. Yavuz, “Eğer ki iki doz aşı olduysa, 3’üncü hatırlatma dozunu da olmaları gerekiyor. Kovidde de diğer solunum yolu virüslerinde de uzamış öksürük olabilir 1 hafta 10 günü bulan. Ama hastalığın bulaşmasını engellemek açısından, hasta olan kişilerin en azından ilk 5-7 gün, mümkünse evde durmalarını tavsiye ediyoruz. Topluma karışacaklarsa da mutlaka maske kullanmaları gerekiyor. Çünkü herkes şu anda Covid’i hafif geçirmiyor, halen çok ağır geçirenler var" diye konuştu.

 “ERİŞKİNLERDE KIZAMIK GÖRMEYE BAŞLADIK"

Solunum yolu enfeksiyonlarında bu yıl kızamığın Türkiye'de ciddi sıkıntı yaratmaya başladığını vurgulayan Prof. Dr. Yavuz, “Aslında 2019'da da kızamık Türkiye'de artmaya başlamıştı, pandemiden hemen önce. Hatta o yıl rekor kırıp 3 binlere ulaşmıştı vaka sayısı. Türkiye kızamık aşılaması anlamında oldukça yüksek seviyelere ulaşmış durumdaydı, iki doz kızamık aşılamasında. Ama hem pandemi döneminin etkisiyle birinci basamaktaki aşılamalar aksadı, hem de Türkiye çok fazla mülteci akınına uğradığı ve onların da aşılanma oranı yüksek olmadığı için, toplumda kızamık aşılı oranın yüzde 95'in altına düştüğü anda salgınlar olabiliyor. Şu anda da İstanbul'da özellikle böyle bir salgın var. Hatta erişkinlerde görmeye başladık. Bu da önemli çünkü erişkinlerde kızamık ağır akciğer enfeksiyonları yapabiliyor. Yine küçük çocuklarda, özellikle 1 yaşın altındakilerde çok tehlikeli. Uzun dönem sonuçları çok kötü oluyor" şeklinde konuştu.

“SADECE OCAK AYINDA 180 CİVARI VAKA BİLDİRİLMİŞ"

Eskiden kızamıktan yılda 2 milyona yakın kişinin öldüğünü ve aşılamalar sayesinde bu sayıların yıllık 100 binlere indiğini kaydeden Prof. Dr. Yavuz, şu bilgileri verdi: “Maalesef tekrar artışa geçmiş durumda. Güney bölgelerimizdeki depremden etkilenen yerler ve o bölgede göçmenlerin ağırlıkta olması nedeniyle de kızamık açısından kaygımız var. Oradaki kızamık takip sonuçlarını da bilmiyoruz. Onları da bilmemiz, aslında hastalığının toplumda kontrolü açısından çok önemli" dedi. DSÖ’nün sitesindeki verilerden Türkiye verilerini görebildiklerini anlatan Prof. Dr. Yavuz, “Bu yıl için sadece Ocak ayının verileri görülüyor ve sadece ilk ay bile, 2021 yılı boyunca gördüğümüz vaka sayısını da aşmış durumda. 182 civarı vaka bildirimi olmuş, geçen yıl, bütün bir yıl boyunca toplam 160 vaka görülmüştü" diye konuştu.

“SON DERECE ETKİN AŞISI VAR"

Aşılama oranlarımızın acilen yeniden yüzde 95'in üzerine çekmemiz gerektiğini de vurgulayan Prof. Dr. Yavuz, “Pandemi sırasında daha da çok artan aşırı tereddüdünün de etkisi var. Tereddüt yaşayan insanların anlayacağı dilden, onların kaygılarını gidermeden mücadele etmezseniz bu, kontrolsüz bir şekilde devam eder. Aşı karşıtlığı yapan partiler bile var artık. Kızamık gibi bir hastalık, tek konağı insan, son derece etkili bir aşısı var ve biz kızamık salgını yaşıyoruz. Burada bir sorun var. Kızamık neden sıkıntılı? Çok bulaşıcı bir hastalık. Hava yoluyla bulaşabilme özelliği var. Havada uçarak dolaşabilme özelliği var virüsün bulunduğu partiküllerin. Dolayısıyla bir kişi hastaysa, çok çok sayıda kişiyi etkileyebilir. Örneğin bizim bir hastamız, öğrencisi kızamık olduğu için bir öğretmen" diye konuştu.

“YARATTIĞI BAĞIŞIKLIK YETMEZLİĞİ YILLARCA SÜREBİLİYOR"

Kızamığın erişkinlerde özellikle belli gruplarda çok tehlikeli olabileceğine de işaret eden Prof. Dr. Yavuz, “Gebeler buna bir örnek. Kızamık hala ölümcül bir hastalık. Özellikle küçük çocuklarda ve bağışıklığı baskılanmışlarda çok ağır akciğer enfeksiyonuna, zatürreye neden olabiliyor. İkincil enfeksiyonlara fırsat yaratıyor. Bağışıklık yetmezliğine neden olabiliyor. Bu bağışıklık yetmezliği aylar, yıllar boyunca sürebiliyor. Hastalık ne kadar küçük yaşta geçirilirse, beyinde kalarak ölümcül ensefalitlere neden olma riski yükseliyor. Küçük çocuklarda beslenme yetersizliği de varsa, körlük yapabiliyor. Şu anda bile dünyada 200 bine yakın insanın ölümüne neden oluyor ve geneli de çocuk" şeklinde konuştu.

 "ÖĞRETMEN VE SAĞLIK ÇALIŞANI GİBİ RİSK GRUPLARI AŞI OLMALI"

Ateş ve eşlik eden döküntü olması halinde mutlaka hekime başvurulması gerektiğini söyleyen Prof. Dr. Yavuz, hastanın bir an önce izole edilmesinin çok önemli odluğunu vurguladı. Yavuz, “Oldukça uzun bir bulaştırıcılık süresi var çünkü. 1 hafta 10 güne kadar uzayabiliyor. Bildiğimiz en hızlı yayılan enfeksiyon kızamık. Erişkinlerde de riskli gruplarda, özellikle de sağlık çalışanlarında mutlaka aşılama öneriyoruz. Öğretmenler de ön safta bu konuda. Sağlık Bakanlığı bu çalışmayı yapıyor ama Milli Eğitim Bakanlığı da aslında böyle bir çalışma yapabilir öğretmenler açısından. Aşı birimi olan hastanelerin hepsinde bu aşılar ücretsiz yapılıyor" dedi. 

Sonraki Haber