Mevlana'nın torunundan sema gösterilerine eleştiri

Mevlana Celaleddin Rumi'nin 22. kuşaktan torunu, Uluslararası Mevlana Vakfı Başkan Yardımcısı Esin Çelebi Bayru "Bizi üzen, semanın sağda solda bir folklorik öge gibi oynanması" dedi.

Mevlana Celaleddin Rumi'nin 22. kuşaktan torunu, Uluslararası Mevlana Vakfı Başkan Yardımcısı Esin Çelebi Bayru, 'Sema ayini manevi bir ritüeldir. Bir zikir şeklidir. Ancak insanlarımızın bu konuda daha fazla bilinçlendirilmesi lazım. Hepimizi, en çok da aile olarak bizi üzen, semanın sağda solda bir folklorik öge gibi oynanması. Folklorumuza, gelenek ve göreneklerimize elbette saygımız var. Ancak semanın manevi bir ritüel olduğu unutulmamalı.' dedi.

Bayru, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Mevleviliğin Hazreti Mevlana'nın öğretilerinin oğlu Sultan Veled ve torunu Arif Çelebi zamanında nesilden nesile geçmesi için kurulmuş bir okul olduğunu söyledi.
 
Bu okulun 1925'e kadar etrafını aydınlattığını belirten Bayru, Mevlana'nın İslamiyetten, hadisler ve Kur'an-ı Kerim'den aldığı bilgiyi insanlarla paylaştığını aktardı.
 
1925'te Tekke ve Zaviyeler Kanunu ile Mevlevihanelerin kapatıldığına dikkati çeken Bayru, "Atatürk'ün, babamın büyük babası Abdülhalim Çelebi'ye söylediği söz çok önemli bizler için. Diyor ki 'Tekke ve Zaviyeler Kanunu'nda bir ayrıcalık yapamayacağımız için Mevlevihaneleri kapatmak zorundayız. Ama inanıyorum ki Hazreti Mevlana'nın ruhaniyeti, gün gün dünyayı saracaktır.' Şimdi babamızın kurduğu Uluslararası Mevlana Vakfı'nda hizmete devam ediyoruz. Merkezimiz İstanbul'da, şubemiz Konya'da. Tüm dünyadan gelen Mevlana dostlarına hizmet veriyor, bilgiyi paylaşıyoruz." diye konuştu.
 
Bayru, vakıf olarak birçok proje geliştirdiklerini, bunlardan en önemlisinin, sema ve Mevlevi müziğinin koruma altına alınması projesi olduğunu vurguladı.
 
"İNSANLIĞIN SÖZEL MİRASI BAŞYAPITI''
 
Proje kapsamında, sema ve Mevlevi müziği alanında hizmet vermiş, bilgi sahibi akademisyenlerin çalışmalar yaptığına değinen Bayru, şöyle devam etti:
 
"Kültür Bakanlığı tarafından onaylanan projemiz, UNESCO'ya gitti. UNESCO, 3 yıl boyunca dünya genelinde insanların sözel kültür miraslarını topladı. Bu 3 yılda Mevlevilik hakkında bize birçok soru sordular, araştırdılar. Hazırladığımız Sema ve Mevlevi Müziğinin Korunması Projesi, UNESCO tarafından 'insanlığın sözel mirası başyapıtı' seçildi. Bu gerçekten millet olarak iftihar edeceğimiz bir durum."
 
"BİZİ ÜZEN, SEMANIN SAĞDA SOLDA BİR FOLKLORİK ÖGE GİBİ OYNANMASI''
 
Bayru, semanın ulu orta her yerde yapılamayacağını, bunun engellenmesi için çıkarılmış 3 genelge bulunduğunu dile getirerek, şunları kaydetti:
 
"Sema ayini manevi bir ritüeldir. Bir zikir şeklidir. Ancak insanlarımızın bu konuda daha fazla bilinçlendirilmesi lazım. Hepimizi, en çok da aile olarak bizi üzen; semanın sağda solda bir folklorik öge gibi oynanması. Folklorumuza, gelenek ve göreneklerimize elbette saygımız var. Ancak semanın manevi bir ritüel olduğu unutulmamalı. Semazen, Ayin-i Şerif'e çıkmadan önce abdestlidir, vakit namazını kılmadıysa onu kılar; kıldıysa 2 rekat şükür namazı kılar. O şekilde semaya başlar. Sema ayini, baştan sona nefsin temizlenmesini anlatır. Semazen her çark atışında 'Allah' diyerek sema eder. Kına gecesi, düğün ve dükkan açılışlarında sema yapılması üzücü. İnsanların, bunun esas manasını bilseler yapmayacaklarını düşünüyorum. İnşallah hep birlikte bu bilince varır, bu üzücü durumdan kurtulmuş oluruz."
 
 
 

Sonraki Haber