Bakanlar Kurulu sonrası Afrin ve OHAL açıklaması

Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bekir Bozdağ Bakanlar Kurulu sonrası önemli açıklamalarda bulundu.

Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında toplanan Bakanlar Kurulu sona erdi. Kritik toplantı yaklaşık 1 saat sürdü. 

Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bekir Bozdağ'ın Bakanlar Kurulu sonrası yaptığı açıklamada OHAL'in 3 ay daha uzatılmasının benimsendiği açıklandı. 

Bozdağ açıklamasında, olası Afrin operasyonuyla ilgili olarak "Türkiye çok önemli tehdit ve risklerle karşı karşıya. Sınır güvenliği açısında çok kritik bir süreç. Bölgede olanlar güvenliğimizi tehdit ediyor. Terörist ordu kurma çabaları açık olarak görülüyor. Gerekli bütün adımlar atılacaktır. Türkiye'nin bekası için büyük riskler alınacaktır." dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında toplanan Bakanlar Kurulu'nun sona ermesinin ardından Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bekir Bozdağ açıklama yaptı.

Bozdağ'ın açıklamalarından satırbaşları şöyle:

MGK tavsiye kararı doğrultusunda Olağanüstü Hal uygulaması 3 ay daha uzatılması kararı alındı.

ISPARTA'DA ASKERİ UÇAĞIN DÜŞMESİ

Olayla ilgili hem adli hem de idari tahkikat başlatılmıştır.

Suriye'de yaşanan hadiseler Türkiye'nin toprak bütünlüğü bakımından son derece önemli, gelişmeler. Burada olup bitenlerin Türkiye'nin sınırını tehdit ettiğini görüyoruz.

Bölgede terör koridoru oluşturulması ve sınır güvenliği adı altında, terörist bir ordunun oluşturulup desteklenmesi Türkiye'nin sınır bütünlüğü açısından açık bir tehditti. Bunu herksin böyle görmesi gerekir.

Riskleri kaldırmak dışında daha çok risk gerektiren bir adım atmak gerektiğinde bu adımı atmaktan çekinmeyecektir. Türkiye sınırının yanı başında terör koridorunun oluşturulmasına, ordu kurulmasına buna destek verilmesine defalarca karşı olduğunu söyledi.

OLASI AFRİN OPERASYONU

Bunlara silah yardımı yapılmaması gerektiğinin defalarca altını çizdik. Türkiye bu noktada artık sabrının son noktasına gelmiştir. Kimse daha fazla sabır göstermesini beklememelidir.

Türkiye ne istediğini çok net söyledi. ABD'ye PKK terör örgütüdür. YPG bunun Suriye koludur. Türkiye'de bu koalisyonun bir parçası DEAŞ ile mücadeleyi biz yapalım dedik. Bir terör örgütüne karşı başka bir terör ile mücadele etmeyi seçti. Terör örgütüne silah vermeyin dedik. O silahların içerisinde hava un surlarına karşı kullanılacak silahlar da var. Binlerce TIR silah var. Onların seri numaralarını alıyoruz diyorlar. Biz araziden hangi silahların verildiğini, bunların ne kadar olduğunu çok net biliyoruz.

Konuşuldu ama arazide tam tersi oldu. ABD'nin bize söyledikleri ile arazide yaptıklarının çok çelişkili olduğunu ifade etmek isteriz. Çağrıda bulunuyoruz. Verilen silahların toplanması ellerinden alınması son derece önemlidir. Bölgede terör koridoru oluşturulma gayretlerine destek verilmemesi gerek. Biz ABD ile müttefiğiz. NATO'da birlikte çalışıyoruz. Böyle bir durumda yapılması gereken bellidir. Açıklamalara elbette bakacağız ama açıklamaların arazideki uygulamalarına da bakacağız.

Ülkemiz ve milletimizin geleceği için daha büyük risklerin göze alınması gerektiğinde bunu yapmaktan çekinmeyeceğiz.

DEAŞ terör örgütü ile en etkili mücadele eden tek ülke vardır o da Türkiye'dir. Teröre en büyük zaviyatı Türkiye varmiştir, attığımız adımlar çok nettir. ABD'nin yaptığı Rakka operasyonu daha dün gibi aklımızda tazedir. Rakka'da gördüğünüz bir koridor açtı, teröristler araçlara dolup oradan ayrıldılar. Bu ne biçim bir mücadele. O teröristler oradan ayrılıp başka bir noktaya gidiyor. Burada samimi bir mücadele olmadığını net bir şekilde görüyoruz.

DEAŞ bahane edilerek bölgede siyasi çalışmalar yapılıyor. Her şey ortada her şey açık. DEAŞ diye bir örgüt neredeyse kalmadı. DEAŞ'ı bitirmek için ABD mücadele ediyorsa bu silahları nereye veriyor.  DEAŞ sadece kılıç ve bahanedir. Gerekçe DEAŞ ise, artık ona ihtiyaç kalmamıştır.

Suriye sınırından Türkiye'ye yönelmiş her türlü tehdidi engellemek, ülkemizin güvenliğini koruma bakımından Türkiye-Afrin ve diğer yerlerde Türkiye'nin söyledikleri yerine gelmediği taktirde kendi hukukumuzu korumak için adımlarımızı atacağız. Bu ne zaman olacak. Ansızın.

CANAN KAFTANCIOĞLU AÇIKLAMASI

Ana muhalefet partisi iktidar alternatifidir. CHP il kongresini yaptı. Bir il başkanı seçti. CHP gibi Türkiye'nin en eski partisinin İstanbul gibi bir ilinin başkanlığını devletine seri katil diyen yaklaşımlar ortaya koyan, milli değeleri ile kavgası olan, sokak eylemcisi, marjinal zihniyete sahip birisini il başkanı seçilmiş olması çok manidardır.

Türkiye ve CHP adına üzücüdür. CHP marjinal bir zihniyetin yanında saf tutmuştur. Bu çok net bir şekilde görünüyor. Buna da en büyük itirazı CHP'ye oy veren vatandaşımızın yapacağını görüyoruz. Bu devlete seri katil diyen birini partisine il başkanı yapamaz. CHP gittikçe marjinalleşmektedir. Demokrasi var, sandık var.

Vatandaşımız mili ve manevi değerlerimizle kavgası olan, kadınlara da hakaret eden birisini il başkanı yapmanın bedelini elbette sandıkta ödetecektir. Türkiye'de ilk kez böyle bir il başkanı oldu. Biz tepkimizi koyduk, bundan sonrası onların bileceği iştir.

KİT'LERE TAŞERON

Başbakanımız KİT'lerde çalışan işçilerin kadrolu olmayanların kadroya alınmasına ilişkin bir yöntem ortaya koydu. Kadro ihtiyacı onaylandığı zaman bunlar belli uzulde kadrolu işçi alıyor. Herhangi bir KİT'in kadrolu işçiye ihtiyacı varsa bu hazine tarafından karşılanacak.

Sonraki Haber