Can Dündar'dan 17 Aralık savunması !

MİT TIR'larıyla ilgili soruşturmada tutuklanan Can Dündar 17-25 Aralık köşe yazılarıyla ilgili hakim karşısına çıktı.

MİT TIR’ları haberi nedeniyle tutuklanan Cumhuriyet gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar, 17-25 Aralık fezleke ve soruşturmalarıyla ilgili köşe yazıları ve yazı dizisi nedeniyle hakim karşısına çıktı.

Can Dündar savunmasında şu ifadeleri kullandı:

- Bu vesileyle Türkiye tarihi açısından çok önemli dosyanın yeniden gündeme gelmesi sağlanmış oldu. Şikayet ettikleri için teşekkür ediyorum.



- Bu yargılamayı 17 Aralık'a denk getirdiyse ona teşekkür ediyorum. Hakkaten tarihi bir tesadüf değilse, özellikle ayarlandıysa bu benim açımdan çok yararlı oldu.

- Başta şunu söylemek isterim; ben hayatımda kimseye hakaret etmedim. Okuduğum yazılarda bir hakaret unsuru görmüyorum. 

- İddianamede neyin hakaret olarak algılandığından bahsedilmemiş. Şu sözcük bize hakarettir denmemiş. Hatta biraz önce ertelediğiniz davada tekrar baktım, kimsenin ismi geçmiyor.

- Bir ülkede dürüstler, usulsüzlük yapanlar kadar cesur olmalıdır. Gazeteci belge ve bilgiler varsa ve yazmıyorsa o zaman suçlu durumuna geçecektir.

- Dönemin Hükümet Sözcüsü Hüseyin Çelik, 'Fezlekelerde rencide olacak bir şey yok, isteyen herkes internetten ulaşabilir' dedi. İnternetten görülebilecek belgelerdi bunlar. Birçok kaynaklardan erişebildiğimiz kadarıyla bilgi edindik. Hepsine erişmek mümkün değildi. Erişilebilen kısmını da zaten CD haline getirdik.

BUGÜN HANGİ DAVALAR GÖRÜLDÜ

İstanbul 2.Asliye Ceza Mahkemesi’ndeki dava, büyük salonda görüldü. Davaya Can Dündar’ın eşi Dilek Dündar ve oğlu Ege Dündar’ın yanısıra  CHP Genel BaşkanYardımcısı Enis Berberoğlu, CHP Genel Sekreteri Gürsel Tekin, gazeteciler Ruşen Çakır, Ceyda Karan, Pınar Türenç ve oyuncular Tarık Akan, Rutkay Aziz gibi çok sayıda ünlü isim izleyici olarak geldi.  Duruşmaya, başka suçtan tutuklu gazeteci Can Dündar jandarmalar eşliğinde getirildi. Can Dündar salona girdiğinde kalabalık tarafından alkışlandı. Dündar, duruşmayı izleyen kalabalığı selamladı.

Can Dündar ilk olarak Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın cevap ve düzeltme metnini mahkeme kararına rağmen yayımlamadıkları gerekçesiyle hakim karşısına çıktı. Can Dündar, Cumhuriyet Gazetesi Sorumlu Yazıişleri Müdürü Abbas Yalçın’ın da sanık olduğu davadaki savunmalarında, tebligatın usulüne uygun yapılmadığını, buna rağmen cevap metnini yayınladıklarını, suçun unsurları oluşmadığından beraatlerini talep ettiler. Mahkeme, Basın Yasası gereğince kesinleşmiş cezanın önkoşul olduğunu belirterek Ankara 1. Sulh Ceza Mahkemesi’nin kararına yönelik itiraz yolu açık olup kesinleştirilmemiş olduğu anlaşıldığından Dündar ve Yalçın’ın beraatlerine karar verdi.

‘KAĞIT STOKUNU BİTİRDİNİZ’

Can Dündar, daha sonra Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve oğlu Necmeddin Bilal Erdoğan’ın şikayetçi oldukları "Hakaret" davası kapsamında da ifade verdi. 18 Temmuz 2014 tarihli "Fezleke okumak hakkımız", 1 Temmuz 2014’te ise "Erdoğan’ın yumuşak karnı" başlıklı yazıları nedeniyle hakaret suçundan yargılanan Dündar’ın avukatı Akın Atalay, "Müdahil taraf onur, şeref ve saygınlığının rencide edildiği iddiasında bulunmuştur. TCK 127’inci maddeye göre şikayetçilere yöneltilen isnadın ispat edilmesi halinde sanığa ceza verilmeyeceği belirtilmektedir. Bu nedenle ispat hakkımıza ilişkin şikayetçi tarafın rızası olup olmadığının sorulmasını talep ediyoruz" dedi.

Bunun üzerine şikayetçilerin avukatı Hatice Özay, "Bilal Erdoğan hakkında zaten düzenlenmiş bir takipsizlik kararı vardır. Bu nedenle isnatların yersiz olduğu anlaşılmaktadır. Ayrıca bir ispata gerek yoktur. Bu istem davayı sürüncemede bırakmaya yöneliktir" diye konuştu. Hakim ara kararında,  mevcut delil durumu, takipsizlik kararını dikkate alarak bu talebin gözetilmeksizin yargılamaya devam edilmesine karar verdi.

Can Dündar’ın avukatları, 17-25 Aralık fezlekelerinin dosyaya getirtilmesini talep ettiler. Bunun üzerine hakim, hangi fezlekeyi talep ettiklerini sordu. Dündar’ın avukatları, her iki fezlekenin de getirtilmesini istediler. Hakim, "İstedikleriniz 900 sayfayı buluyor. Mahkememizin kağıt stokunu bitirdiniz" deyince salonda gülüşmeler oldu. Dündar’ın avukatı Bülent Utku, suça konu yazıların takipsizlik verilmeden önce yazıldığını belirterek yazının yayınlandığı tarihte, gerçekliğe uygun olup olmadığının fezlekelerin getirtilmesiyle anlaşılacağını ifade etti.

HAKARET DURUŞMASI ERTELENDİ

Bunun üzerine hakim, Can Dündar’a 1 ve 18 Temmuz tarihlerindeki yazıların yayımlandığı tarihte, fezlekeler ve soruşturma evrakıyla ilgili gizliliğin sürdüğünü, bilgilerin ne suretle elde edildiğini sordu. Can Dündar, "Hükümet Sözcüsü Hüseyin Çelik, herkesin fezlekelere internet üzerinden ulaşabileceğini açıklamıştı. Biz, açık kaynaklardan bu bilgileri edindik, yazıyı o şekilde yazdık. Bilgilerin hepsine erişmek mümkün değildi. Eğer fezlekelerin tümü gelirse biz ne kadarının bizim yorumumuz, ne kadarının fezlekeyi düzenleyenlerin yorumu olduğunu öğrenmiş oluruz. Bu nedenle fezlekelerin getirtilmesini talep ediyoruz. Ayrıca iki şeye dikkat ettim. Birincisi fezlekenin öne sürüldüğünü bildirdim. İkincisi karşı tarafın yanıtlarını da yazı kapsamına aldım" dedi. Şikayetçilerin avukatı Hatice Özay ise sanığın basın yoluyla hakaret suçunu işlediği gerekçesiyle talebin reddini istedi. Ara kararını açıklayan hakim, fezlekelerin getirtilmesi talebini reddetti.

Ara kararın ardından şikayetçilerin avukatı Hatice Özay, "İddia edildi denmesi bir anlam ifade etmiyor. Kamuoyunda suçlu algısı oluşturulmaya yönelik bir yazı. Suçun işlendiğini ortadan kaldırmaz. Şikayetimiz devam ediyor" dedi. Can Dündar’ın avukatlarıysa esasa yönelik savunma yapmak için süre ve müvekkilerinin bir sonraki celseye getirilmesi için talepte bulundular. Mahkeme, süre talebini kabul ederek duruşmayı bitirdi. Bir sonraki duruşma için mahkeme ara verdi.Dündar daha sonra Binali Yıldırım'ın açtığı dava için hakim karşısına çıktı.

'DEMOKRASİNİN GELDİĞİ NOKTA'

Bu arada tutuklu gazetecilerin serbest bırakılması için Silivri'de 16 gündür süren umut nöbetine FOX TV Ana haber sunucusu Fatih Portakal ve Haber Koordinatörü Murat Keskin devam etti. "Demokrasinin geldiği nokta işte burası. Arkası cezaevi." diyen Portakal, “Haberlerinden dolayı içeri atılan gazeteciler... Kimi aylardır içeride iddianamesi bile ortada yok. Çekenler ve çektirenler... Neticede çekenler içeride. Çektirenleri de vicdanlarıyla baş başa bırakmak gerekiyor herhalde” ifadesini kullandı.

Sonraki Haber