Erdoğan artık resmen partili Cumhurbaşkanı

Cumhurbaşkanı Erdoğan bugün kendisini AK Parti'ye üye yapan imzayı atarak "partili cumhurbaşkanlığı dönemi"ni resmen başlattı.

Tarihi 16 Nisan referandumunda "Evet" sonucunun çıkmasının ardından Türkiye Cumhuriyeti'nde bugün "partili Cumhurbaşkanlığı" dönemi resmen başladı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan AK Parti Genel Merkezi'ndeki toplantı salonunda imzaladığı üyelik beyannamesi ile resmen AK Partili oldu. Toplantıda ilk olarak kürsüye çıkan Başbakan Binali Yıldırım ağlayarak çıktığı kürsüde "Sayın Cumhurbaşkanımızı genel başkan adayı olarak teklif edeceğiz" dedi. Yıldırım ayrıca AK Parti Genel Kongresi'nin de 21 Mayıs'ta yapılacağını açıkladı.

Başbakan Yıldırım'dan sonra kürsüye çıkan isim ise Cumhurbaşkanı Erdoğan oldu. Başbakan Yıldırım'ın konuşmasının ardından Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ı kürsüye çağırdı.

İşte Erdoğan'ın açıklamalarından satırbaşları:

Ak Partimizin saygıdeğer munsupları, kurucular kurulumuzun MKY, Merkez Disiplin Kurulumuzun üyeleri, çok değerli kardeşlerim, hanımefendiler, beyefendiler sizleri en kalbi duygularımla, hasretle, muhabbetle selamlıyorum. 27 Ağustos 2014 tarihinde milletimiz tarafından Cumhurbaşkanlığı görevine seçilmem sebebiyle Anayasa gereği ayrılmak zorunda kaldığım kurucusu olduğum partime, yuvama, sevdama, aşkıma bugün yeniden dönüyorum. Tam 979 gün sonra bu hasret hamdolsun sona eriyor. Bugün burada bir kez daha selamünaleyküm diyerek heyetinizin içine tekrar dahil oluyorum.

"BENİ HEYECANLANDIRIYOR"

16 Nisan anayasa değişikliğiyle Cumhurbaşkanlarının parti üyeliği yasasının değiştirilmesi ve yasağın kadırılmasını, böyle bir imkanı en güzel şekilde şu anda değerlendiriyor ve partime yeniden üye oluyorum. Bu ayrılık aslında sadece bir resmi ayrılıktı. Aramızdaki mesafe mevzuat gereği olan bir mesafeydi. Gönlümüz hep beraber oldu, hep beraberdi. Gönüllere sınır çizmek, gönüllere duvar örmek mümkün değildir. Biz hep bu hududu kimler çizmiş gönlüme, dar geliyor gardaşım dedik. AK Parti 13 yıllık bir siyasi parti olsa da aslında kutlu bir davanın mirasını omuzlarında taşıyan bir partidir demiştik. Bize asırlar gibi gelse de ayrılığımızın sona eriyor olması beni asıl bu bakımdan heyecanlandırıyor.

Başbakan Yıldırım, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı dinlerken böyle görüntülendi...

"MESELE MİLLETİMİZ, ÜLKEMİZ, DEVLETİMİZİN TA KENDİSİ"

Bu kutlu yürüyüşü daha güçlü ve kararlı bir şekilde inşallah sürdüreceğiz. Buna inancım tam. Bugüne kadar her ne yaptıysak milletimiz için yaptık, yapmaya da devam edeceğiz. Biz milletimiz için çalıştıkça, gayret ettikçe, ter döktükçe milletimiz bize daha çok sahip çıktı. Biz milletimiz için biz gövdemizi siper ettik, yeri geldi milletimiz bizim için gövdesini siper etti. 15 Temmuz bunun çok açık, net bir ispatıydı. Türkiye'ye saldıran herkesin bizi hedef almasının sebebi budur. Bazıları sanıyor ki, mesele şahsımızdır, hükümetimizdir, partimizdir. Halbuki mesele milletimiz, ülkemiz, devletimizin ta kendisidir. Mesele bağımsızlığımızdır, hedeflerimizdir, iddialarımızdır. Biz de milletimiz de bu gerçeği çok iyi biliyoruz.

"AYNI ŞEKİLDE YOLUMUZA DEVAM EDECEĞİZ"

Bundan sonra da inşallah aynı şekilde yolumuza devam edeceğiz. Cumhurbaşkanlığına aday olduğumda bu bir veda değildir. Bu yeni bir başlangıcı yeni dönemi bir hatime ile değil fatiha ile başlatmıştır. Ülkemize kazandırdığımız hizmetlerin en yakın şahidi milletimizin ta kendisidir. AK Parti olarak bizim en büyük gücümüz insanlarımızın hayat kalitesini arttırma konusundaki başarımızdır. Daha da önemlisi bu hizmetlerden ülkemizin en ücra köşesinden en yüksek binasında ikamet edene kadar her bir vatandaşımızın yararlanıyor olmasıdır. Bizim bir değerler dünyamız var. Bu uğurda her türlü mücadeleyi yürüttük. Hizmetlerimizde asla ayrımcılık yapmadık, yapmıyoruz ve yapmayacağız.

"ÖZELLİKLE HATIRLATMAK İSTERİM"

Sözümüz muhatabı bize kulak verenlerdir ama icraatımız herkes içindir. Bu ülkede 80 milyon insan birinci sınıf vatandaştır. Biz samimiyetle çalıştığımızda milletimizden gereken karşılığın geleceğine inanıyorum. Bundan sonra da yükümüzün daha da ağır olduğunu özellikle hatırlatmak isterim. Milletimizle aramızda varolan rabıtaya, muhabbete, hürmete baksalar geçtiğimiz 15 yılın sırrını çözecekler ama işlerine gelmiyor, oraya bakmıyorlar. Ülkemizin siyaset literatürüne AK Parti tarzı siyaseti kavramını kazandırdığımıza inanıyorum. Gönül olarak birliket olsak da hukuken ayrı kaldığımız 2,5 yılı aşkın dönemde Türkiye, milletimiz ve ülkemiz açısından hayati hadiseler yaşadı. Doğrudan milletin oyuyla göreve gelen Cumhurbaşkanını kabullenmek istemeyenler kendilerini komik duruma düşüren icraatlar yaptılar.

"BU İFTİRALARI HER ZAMANKİ GİBİ MİLLETE HAVALE EDİYORUZ"

Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ne taşınmamızın ardından bu bina üzerinden şahsımı ve partimizi yıpratmaya yönelik akla hayale gelmeyecek iftiralar sergilediler. Bu iftiraları her zamanki gibi millete havale ediyoruz. Gelmem diyen kim varsa sonunda bir gün Beştepe'nin yolunu öğrendi. Suriye'deki gelişmeleri bahane ederek Kürt kardeşlerimizi sokağa çağıran bir siyasi partinin ihanet derecesindeki sorumsuzluğu çok sayıda vatandaşımızın hayatına maloldu. Yasin Börü alçakça katledildi. Şüphesiz ki bunun bedelini milletimiz onlara ödetti, ödetecek. 7 Haziran'da Türkiye ilk defa istikrar ve güven ortamını kaybetme tehlikesiyle karşı karşıya kaldı. Milletimizden aldığımız güçle, anayasanın verdiği yetkileri kullanarak ülkemizi siyasi krizden sağ salim çıkararak 1 Kasım seçimlerine ulaştık.

"SON AŞAMAYA GELDİK"

Ceylanpınar'da iki polisimizin evlerinde uyurken şehit edilmeleri bizim için bardağı taşıran son damla oldu. Türkiye bütün imtihanlardan yüzakıyla çıktı. Seçimlerin yenilenmesi sürecini başarıyla yüreterek siyasi istikrarı tekrar tesis etti. AK Parti iktidarlarının istikrar ve güven iklimine yeniden kavuştuk. Bölücü terör örgütünü açtığı çukurlara gömdük. Suriye'den sınırlarımıza yönelen tehditleri tamamen ortadan kaldırmak için kapsamlı bir operasyon için son aşamaya geldik. FETÖ'nün devletten tasfiyesi konusunda ciddi ilerleme kaydettik. İşte tam bu aşamada Türkiye tarihinin en büyük ihanetiyle karşılaştı. Bu ihanet sıradan değildir. Asker elbisesi giydiğimiz FETÖ teröristleri milletin kendisine emanet ettiği silahları çevirerek ülkemizi işgale kalkıştılar.

"ACIRSANIZ, ACINACAK HALE GELİRSİNİZ"

Milletimizin canı pahasına verdiği mücadeleyde 29 gün bu millet uyumadı. Gece gündüz demeden uyumadı. Başarısızlağa uğrattığımız bu darbe girişimi başka hiçbir şekilde elde edemeyeceğimiz dersler içeriyordu. FETÖ ile mücadelenin kararlı ve süratli yürütülmemesi halinde başımıza neler geleceğini 15 Temmuz'da gördük. Takiyenin bu kadar başarılı yapıldığı başka örgüt yedir. Bizim burada şu ne dedi, bu ne dedi bakamayız. Hukuk sistemi vardır, yargı çalışmaktadır. Gereği neyse bu yapılacaktır. Arkadaşlarıma söylüyorum; önümüze gelip gözyaşı dökenler olacaktır. Acırsanız, acınacak hale gelirsiniz. Böyle bir darbe girişiminin dünyada örneği yoktur. Bu gerçeği görmemiz gerekir. Pensilvanya'daki terörit başı 170 ülkeyi yönettiğini ifade ediyor.

"GEÇİN BUNLARI GEÇİN"

Aynı şekilde Avrupa'da her türlü destek onlara veriliyor. Aynı şekilde PKK'ya veriliyor. Neden? Türkiye'nin önünü kesmek için veriliyor. Bundan sonra yapacağınız bir şey var, bugüne kadar açmadığınız şu fasılları açmaktan başka çareniz yok. Açarsanız ne ala! Açmadığınız takdirde güle güle. Türkiye bunların kapıkulu değildir. Bugüne kadar ne dendiyse hepsi yerine geldi. Yakında NATO zirvesi var orada görüşelim, 5 madde yazmışlar. OHAL kalkması gerekir, vs. Geçin bunları geçin, siz ne yapacaksınız onu söyleyin. Sen önce git Fransa'daki OHAL'i kaldır. Fransa'da OHAL edecek biz edemeyeceğiz, beyefendilerden izin alacağız. Böyle bir şey olabilir mi? Önce verdiğiniz sözü tutacaksınız, fasılları kaldıracaksınız.

"MİLLETİMİZLE TEK BAYRAK, TEK VATAN, TEK MİLLET, TEK DEVLET DİYORUZ"

Suriye'de başlattığımız Irak Kalkanı Harekatı gerçekten silahlı kuvvetlerimizin başarılarla dolu bir sürecidir. Özellikle Cerablus operasyonu çok çok başarılı olmuş, DEAŞ oradan defedilmiştir. Ardından Rai, Dabuk operasyonları başarılı bir şekilde sürdürülmüş oralardan DEAŞ atılmıştır. Şimdi sırada Münbiç ve Rakka var. Burada tabii ki hedef başta Amerika olmak üzere koalisyon güçleriyle beraber ne yaparız. Yarın sayın Putin'le bunları enine boyuna konuşacağız. Temenni ederim ki, oradan hayırlı bir netice ile döneriz. 16'sında Amerika ziyaretimiz var. Buralardan inşallah yeni bir süreci başlatırız. Nihai kertede PKK, FETÖ, DEAŞ'ın ortak hedeflerine karşı ne yapacağız. Amaç bu ülkeyi bölmek, devleti çökertmek. Buna karşı milletimizle tek bayrak, tek vatan, tek millet, tek devlet diyoruz.

"BUNU HERKES BİLMELİ"

16 Nisan için Türkiye'nin dört bir yanında çok koştunuz, çok gayret sarfettiniz. 81 vilayette tek millet anlayışını başarmamız lazım. Bunu başarmak bizim görevimiz, bizim elimizde. Kucaklıyoruz, kucaklaşacağız. Bu davete herkes gelmek zorunda değil. Sevgililer sevgilisi Hz. Muhammed'in davetine herkes icabet etti mi? Biz çağrımızı yaparız, gelen gelir. Bizim bayrağımıza alternatif bir bayrak asla düşünülemez. Bizim o paçavralara o niyetlere bakanlara gereği neyse onu yaparız. PKK'nın PYD'nin Suriye'deki heveslerini kursağında bırakacağız. Bunu da herkes bilmelidir. Kendi göbeğimizi kendimiz keseriz.

"BU ÜLKEDE BÖLÜCÜLÜK, AYRIMCILIK OLMASIN DİYE YAPTIK"

15 sene önce ne söz vermiştik. Batı'da ne varsa Doğu'da, Kuzey'de ne varsa Güney'de olacak. Eğitim, sağlık, adalet, emniyet, enerji, gıda tarımda yaptık ve hala da yapmaya devam ediyoruz. 15-20 yıl önce kim derdi Hakkari'ye Selahaddin Eyyübi Havalimanı yapılacak. Kim derdi Ağrı, Iğdır, Kars'a havalanı. Bu ülkede ayrımcılık olmasın, bölücülük olmasın diye yaptı. Kimse AK Parti'yi bölücü olarak değerlendiremez, bölücü olarak takdim edemez. Batının uşakları buraya gelip, Diyarbakır'a şuraya buraya Türkiye'de bölücülük var derler. isviçre parlamentosunun önünde şakağıma silah dayadılar.Zürih'te büyükelçiliğimizin camına boya sıkmışlar. Nerede İsviçre'nin polisi, ne iş yapar bunlar?

"OSMANLI'DA YAPILMIŞ CUMHURİYET'TE DEVAM EDİLMİŞTİR"

15 Temmuz gecesi sokakları, meydanları dolduran milyonlarca insan bayrağının indirelemeyeceğini, ezanının dindirilemeyeceğini söylerken bu konuda hayatını ortaya koyarken bizim üzerimizdeki sorumluluğu kat be kat arttırmıştır. 15 Temmuz gecesi ve terörle mücadelede hayatlarını kaybeden tüm kardeşlerime Allah'tan rahmet diliyorum. Hukuken AK Parti'den uzak olduğumuz dönemin en son sınaması 16 Nisan halkoylamasıdır. Türkiye 16 Nisan'a durup dururken gelmedi. Bu meselenin bir yönetim sistemi tartışması olduğunu hep söyedik. Türkiye için parlamenter sisteme geçiş Osmanlı'da yapılmış Cumhuriyet'te devam edilmiştir. Darbeler, krizlerle geçen bu dönemi kimsenin gül bahçesi gibi göstermeye hakkı yoktur.

"VATANDAŞLARIMIZIN TAMAMINA TEŞEKKÜR EDİYORUM"

Dünyanın hiçbir yerinde her ikisi de halk tarafından seçilen yürütme yetkileriyle donatılmış iki yönetici yoktur. Halkoylaması kampanyası boyunca dilimizin döndüğünce bu sistemin ne olduğunu milletimize anlatmaya çalıştım. 16 Nisan'da demokratik haklarını kullanan vatandaşlarımızın tamamına teşekkür ediyorum. Yüzde 85'in üzerinde bir katılım olmuştur. Bu tarihi dönüşüme evet diyerek katkı veren 25 milyon 200 bine yaklaşan vatandaşımıza hasseten teşekkür ediyorum. Bu vesile ile hayır diyerek aynı şekilde demokratik haklarını kullandıkları için teşekkür ediyorum. Yüzde 51,4 bir AK Parti oyu değildir. Yüzde 48,6 da bir CHP oyu değildir.

"AİHM'İN SEÇİMLERLE İLGİLİ BİR YETKİSİ YOKTUR"

Kimse kimseyi aldatmasın. Önümüzde yerel seçimler, parlamento ve başkanlık seçimi var. Orada herşey daha net ortaya çıkacak. Türkiye'de başvurulması gereken heryere başvuru yapanlar var. YSK'ya gidiyorsun nihai kararını veriyor. Sen onunla tatmin olmuyorsun, Anayasa Mahkemesi'ne gidiyorsun, oradan umudu kesiyorsun. Şimdi de AİHM' gidiyorsun. Oranın böyle bir yetkisi, seçim işlerine karışma yetkisi yok. Önümüzdeki seçimlere iyi hazırlanan milletin gönlüne girin. Hala Türkiye'yi ne kadar Türkiye düşmanı varsa, teröristler varsa kapılarına gidiyorlar. Teröristlerle kampanya sürdürecek kadar ne yazık ki seviye kaybına uğradık.

"ÇAT KAPI YAPTIK, ŞAŞIRDI..."

Artık 16 Nisan geride kaldı.Bundan sonra tüm planlamamızı 2019 seçimine göre yapmak durumundayız. Eğer yaşadıklarımızdan ders çıkartmazsak yarın benzer sıkıntılara yeniden düçar olmamız kaçınılmazdır. Milletimizin bize verdiği desteğin devam etmesini istiyorsak böyle bir hataya düşmememiz lazım. Bizim hiçbir terör örgütüne karşı müsamaha gösterme hakkı yoktur. Bizim milletimizin, huzuru, refahı geleceği için yapılması gereken hiçbir çalışmayı öteleme, savsaklama hakkımız yoktur. Hizmet gereklidir ama hizmet yeterli değildir. Bizim rehavete kapılma, hele hele milletimizin rotasından çıkma asla yoktur. Bu fakir mahçup olmak istemiyor, sizlerin de mahçup olmak istediğinize inanmıyorum. Daha samimi çalışacağız, verimli çalışacağız, bizi duymamış olana kendimizi duyuracağız. Bir gece Ani harabelerini dolaştık. Dedim ki, bir çat kapı yaptık. Ev hanesi şaşırdı. 'Bey yok mu?' dedim, yok dedi hayvanlarla dağda. 'Bize pilav yapacak mısın' dedim. Telefonda beyini aradı, "Bey bey dedi Başbakanımız geldi' dedi. O da 'iyi bakın' dedi. Telefonu aldım 'neredesin' dedim, 'uzaktayım' dedi. 'Sen hiç yorulma' bize hanımefendi gereken ikramı yapıyor dedim.

"BU İNSANLAR BİZİM İNSANLARIMIZ"

Oradan çıktık, şehre gelmeden bir kapıyı daha çalalım. Bir çat kapı daha yaptık. Hemen kahve ikramı için evin gelinine ev sahibesi talimat verdi. Kızımız da kahveyi getirirken düşürdü ve eli kesildi. Ben de Recep Bey'e dedim ki 'Al hastaneye götür'. O zaman da o hastane yeni yaptığımız hastanelerden bir tanesiydi. Bu insanlar bizim insanlarımız. Ben onlar Kürt müdür, Zaza mıdı, şu mudur, bu mudur öyle bir şey bilmiyorum, çat kapı yaptık. Bizim bu anlayışı yaygınlaştırmamız lazım. Özel davet yok, parası pulu olanlara gidelim de diğerlerini kenarda bırakalım yok. Parası pulu olanın herşeyi var. Biz diğerlerine gidelim. Biz şuadan çıkar gibi çat kapı yapalım, bu bambaşka bir heyecan. Bizi yanlış bilene doğrusunu anlatalım. Toplumun hiçbir kesimini ihmal etmeyeceğiz. Kadın Kollarımızın görevi çok çok ağır ve önemli. Gençlere ulaşmak için hangi yenilikleri yapmak gerekiyorsa yapacağız. Ben de eşime Semiha hanıma teşekkür ediyorum. Tüm bakan arkadaşlarımızın eşlerine, milletvekili arkadaşlarımızın eşlerine teşekkür ediyorum.

"UNUTMAYIN Kİ FAİZ SEBEP DEĞİL SONUÇTUR"

Suriye operasyonundaki tecrübeler savunma sanayiindeki önemi ortaya koymuştur. Mutlaka ekonomiyi güçlendireceği. faizleri düşüreceğiz. Unutmayın ki faiz sebep değildir, sonuçtur. AK Parti en zor dönemde iki husustan vazgeçmemiştir. Biri özgürlük güvenlik dengesini gözetmek diğeri de ekonomideki önceliklerimiz ve yatırımlarımızdan asla vazgeçmemek. Bugün dünyanın en kanlı örgütlerin saldırılarına maruz kalmasına rağmen mücadelesini demokrasi ve hukuk içerisinde yöneten bir ülke olmamızın arkasında işte bu vardır. Önümüzdeki yıllarda da demokrasi, hukuk ve yatırımlardan vazgeçmeyeceğiz. Bizim dava arkadaşlığımız ervahı ezeldedir.

* * *

ALKIŞLARLA GİRİŞ YAPTI

Erdoğan yoğun güvenlik önlemleri altında Beştepe'den çıkarak AK Parti Genel Merkezi'ne giriş yaptı. AK Parti Genel Merkezi girişinde AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Binali Yıldırım tarafından karşılanan Erdoğan eşi Emine Erdoğan ile alkışlar arasında salona giriş yaptı. Erdoğan'ın salona girişi sırasında Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde seçim meydanlarında kullanılan Erdoğan şarkısı çalındı.

* * *

YILDIRIM İLE YAN YANA OTURDU

Erdoğan daha sonra salonda Başbakan Binali Yıldırım ile birlikte kendin ayrılmış bölüme oturdu.

* * *

ERDOĞAN İMZAYI ATTI, ARTIK RESMEN PARTİLİ CUMHURBAŞKANI

Tören başlarken Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan AK Parti üyelik beyannamesini imzalayarak "5. çocuğum" dediği AK Parti'ye resmen geri döndü. Erdoğan'ın imzasını atmasının ardından partililer yeniden kendisini ayakta alkışladı.

İşte o an:

* * *

BİNALİ YILDIRIM: "GENEL BAŞKAN ADAYIMIZ ERDOĞAN'"

Erdoğan'ın imzasının ardından İstiklal Marşı okundu ve kürsüye çıkan isim AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Binali Yıldırım oldu. Yıldırım'ın kürsüye çıkarken gözlerinin dolduğu görüldü. Yıldırım konuşmasında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı AK Parti Genel Başkan adayı olarak teklif edeceklerini ve kararın da AK Parti kongresinde verileceğini söyledi.

Başbakan Yıldırım'ın konuşma metni için tıklayın

* * *

DAVUTOĞLU SALONDA, GÜL YOK

AK Parti'de Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın partiye geri dönüşünün heyecanı yaşanırken, 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün törene katılmaması dikkatlerden kaçmadı. Cumhurbaşkanlığı görevinden sonra AK Parti'ye üye olmayan Abdullah Gül, referandum öncesi Kayseri mitingine de katılmamıştı.

Eski Başbakan, AK Parti Konya Milletvekili Ahmet Davutoğlu ise Cumhurbaşkanı Erdoğan için düzenlenen törende yerini aldı. Davutoğlu, Cumhurbaşkanı ve Başbakan'ın hemen yanında oturdu.

* * *

TWITTER'DA BİRİNCİ SIRADA

Diğer yandan Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın AK Parti'ye geri dönüşü sosyal medya platformu Twitter'da da hastaglerde de zirveye çıktı. "#ReisEveDönüyor , #ReisleYolaDevam ve #Erdoğan hastagleriyle yapılan paylaşımlarda Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın AK Parti'ye geri dönüşü ile ilgili çok sayıda yorum yapıldı.

AK PARTİ MKYK KARARIYLA DAVET EDİLDİ

AK Parti MKYK oybirliği ile Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı partiye davet etmişti. Bugün AK Parti’ye üye olacak olan Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın genel başkan olacağı olağanüstü kongrenin de tarihi 21 Mayıs olarak belirlendi.

* * *

BÖYLE VEDA ETMİŞTİ

10 Ağustos 2014'te halkın oylarıyla Cumhurbaşkanı seçilen Recep Tayyip Erdoğan, 27 Ağustos 2014'te yapılan AK Parti 1. Olağanüstü Büyük Kongresi'nde "Yeniden kavuşmak umuduyla" diyerek genel başkanlığı Ahmet Davutoğlu'na devrederek partisine veda etmişti.

979 GÜN SONRA 5. ÇOCUĞUNA KAVUŞUYOR

AK Parti 1. Olağanüstü Büyük Kongresi'yle 27 Ağustos 2014'te partiye veda eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, anayasa değişikliğinin ardından "beşinci çocuğu" olarak nitelendirdiği partisine 979 gün sonra yeniden üye olarak dönecek.

* * *

REFERANDUM SONUCUYLA DEĞİŞTİ

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 16 Nisan'da halk oylamasıyla kabul edilen anayasa değişikliği ile "Cumhurbaşkanı seçilenin partisi ile ilişiği kesilir" kuralının kaldırılmasının ardından bugün parti genel merkezinde düzenlenecek törenle AK Parti'ye üye olacak.

* * *

1960'A KADAR PARTİLİ CUMHURBAŞKANI VARDI

Türkiye'de 27 Mayıs 1960 darbesine kadar cumhurbaşkanları partiliydi. 1961 Anayasası ile cumhurbaşkanlarının partileriyle ilişiklerinin kesilmesi hükmü getirildi. 1982 Anayasası'nda da bu hüküm korundu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın bugün AK Parti üyesi olmasıyla Türkiye'de 57 yıl sonra partili cumhurbaşkanlığı da tekrar başlayacak.

* * *

ATATÜRK DE, İNÖNÜ DE PARTİLİ CUMHURBAŞKANIYDI

Türk siyasi tarihinde Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk cumhurbaşkanı, CHP'nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk hem parti genel başkanlığı hem de cumhurbaşkanlığı yaptı.

Atatürk'ün ölümünün ardından CHP'nin başına geçen İsmet İnönü de 1950 yılına kadar hem genel başkanlık hem de cumhurbaşkanlığı görevini birlikte yürüttü.

Demokrat Partinin iktidara gelmesiyle birlikte Celal Bayar cumhurbaşkanı seçildi. Bayar, Demokrat Parti Genel Başkanlığından ayrıldı fakat parti üyeliğinden ayrılmadan cumhurbaşkanlığı görevini yerine getirdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 21 Mayıs'ta yapılacak AK Parti 3. Olağanüstü Büyük Kongresi'nde genel başkan seçilmesinin ardından sadece parti üyesi olarak değil parti genel başkanı olarak Cumhurbaşkanlığı görevini sürdürecek.

Sonraki Haber