Erdoğan'a çok ilginç Gezi önerisi

Yeni Akit yazı işleri müdürü Ali Karahasanoğlu'nun köşe yazısında Erdoğan'a çok ilginç bir çağrıda bulundu.

Bugünün en tartışmalı köşe yazılarından birini, Yeni Akit’in yazı işleri müdürü Ali Karahasanoğlu yazdı. Ali Karahasanoğlu, “1 Kasım öncesine sünger çekilmesi” ve “Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Gezicileri Beştepe’de ağırlaması” önerildi. İşte o yazı:

Tayyip Erdoğan, Kasımpaşa’dan çıkan bir Cumhurbaşkanı..

Gezi isyanının ilk çıkış noktası ise, Taksim.

Kasımpaşa ile Taksim arasındaki mesafe, yürümelik 15 dakika..

Berkin Elvan, Okmeydanı’nda büyüyen bir çocuk.

Okmeydanı da, Kasımpaşa’nın hemen üstünde, 15 dakikalık mesafede..

Beyoğlu’nun sınır noktaları bunlar..

Hepsini aynı ilçe kabul edin..

Aynı mahalle kabul edin..

Gezi olaylarında, Tayyip Erdoğan’ın göstericilere yönelik sert açıklamaları, belki de o bölgenin insanı olmasından kaynaklanıyordu.

Bölgeyi bilen... Orada yıllarını geçiren bir siyasetçiye karşı..

En acımasız şekilde, en haksız noktadan, en ağır saldırılar söz konusu olunca..

Saldırıların hedefindeki kişi de..

Arkada yatan gerçekleri bildiği, gördüğü için..

Olaylara karışanlar hakkındaki açıklamaları, biraz sert kaçmış olabilir.

Ama..

Olayların üzerinden, iki yıldan fazla süre geçti..

Bugün; 1 Kasım sonuçlarından da sonra geldiğimiz noktada..

Benim bir önerim var..

Tayyip Erdoğan..

Kasımpaşa’dan çıkan bir Cumhurbaşkanı olarak.

Gezi olaylarına kaynaklık eden Taksim’deki Gezi Parkı’nı da, o bölgeyi de en iyi bilen; devletin en tepe noktasındaki bir kişi olarak.

Gezi olaylarında aktif rol üstlenen isimleri, olaylara karışan sıradan göstericileri..

Beştepe’de ağırlamalı..

Olayların ilk günlerinde..

Gece 04.00’lere kadar onların temsilcilerini büyük bir sabırla dinlediği gibi..

Olayların üzerinden iki yıl geçtikten sonra..

Şimdi yeniden dinlemeli.

Kendisi de, olayların arka planındaki gerçekleri, kendi bakış açısına göre o insanlarımıza anlatmalı..

2013 Haziran’ında da anlattığı.. Ama olayın sıcaklığı sebebi ile karşısındaki insanların anlamak istemediği..

Yaşadığımız süreç içersinde, bire bir hepsi ispatlanan..

Uluslararası oyunları aktarmalı..

Gezi olaylarına katılan, herkesin gerçekleri kabul etmesini beklemiyorum..

Ama..

Kendisine “solcu” tanımlaması yapan..

Uluslararası emperyalist sistemin dışına çıkılması gerektiğinin farkında olan.

Bu ülke insanlarının..

Gerçeği kabul edeceğine inanıyorum.

....

2 yıllık süreçte yaşanılanlar..

Dövizdeki yükselişle, ülkenin kaybettiklerinin..

Borsadaki düşüşle uğranılan zararların..

Faizde yaşanılanlarla tüm milletin kaybettiklerinin..

Tümü ile ülke ekonomisinin yaşadıkları..

İyi niyetlerle gezi olaylarına katılan büyük çoğunluğun da dikkatini çekmiştir...

İşte o iyi niyetli kesim ile.. Devletin tepesinin buluşmasını, önemsiyorum.

Seçim öncesinde idi..

Ulusalcı olduğu, her kurduğu cümleden belli olan, gazeteyi internetten takip eden bir okuyucu..

Eleştirilerini sıraladı..

Söz “Gezi olayları”na gelince..

“Orda aldatıldık” dedi.

Evet, bunu gören, ama söyleyemeyen, binler, on binler olduğundan eminim..

Cumhurbaşkanı’mızdan gelecek böyle bir davet... Böyle bir buluşma..

Toplumsal uzlaşmaya da, kanaatimce büyük katkı sağlayacaktır..

Bir önerim daha var:

Anayasal prosedür tamamlandıktan sonra..

TBMM’nin.. İlk icraat olarak..

Siyasi tartışmalar içinde.. Paralel yapının oluşturduğu kargaşa işinde..

Gerçekten çok aşırıya kaçılıp..

Yazı ile, konuşma ile, çizgi ile işlenen suçlara bir af getirmesi..

O suçların hedefi, büyük oranda Tayyip Erdoğan idi..

En adice, en ahlaksızca, en şirret şekilde işlenen o suçların, yüzde 99’u yine de soruşturulmamıştı!

Bu hem adalete olan güveni sarsıyordu..

Hem de bir haksızlığa yol açıyordu.

Çok daha ağır hakaretler savuranlara bir şey olmaz iken..

O hakaretlerin oluşturduğu tahrik ortamında, mahalle baskısına ayak uydurup yanlış ifadeler kullananların içinde, belki gerçek kışkırtıcılara göre çok daha masum kişiler, günah keçisi olarak takibata uğrayabiliyorlardı..

Şimdi teklifim; 1 Kasım öncesine bir sünger çekilmesi..

1 Kasım’dan sonraki tüm hakaretlere ise.. Kanunların en tavizsiz şekilde uygulanması..

Twitter imiş, Facebook imiş!..

Şüphelilerin ilgili bilgilerini vermeyenlerin..

Hiç işi uzatmadan.. Hesap sayısı şu kadarmış, bu yoğunlukta sosyal medyada kullanılıyormuş itirazlarına hiç bakmadan..

Anında erişimlerinin engellenmesi..

Bu; gerçekleştirilmeli.

Çünkü o suçların işlenmesine en büyük destek, şüphelinin kimliğine ulaşılmasında gerekli bilgileri vermeyen, o sosyal medya mecralarıdır.

Geçmişe sünger çekelim..

Ama..

Bugünden sonrasında, artık kanunların uygulanmasında, tavizsiz olalım..

Yeni Akit

Sonraki Haber