Kılıçdaroğlu: ''Bugün veda etmek için buradayım''

Cumhurbaşkanı adaylığını açıklayan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısına katıldı. Kılıçdaroğlu, ''Bugün bu kürsüye veda etmek için bulunuyorum. Veda etmek kolay olmuyor. Size son kez bu kürsüden bakmak istiyorum.'' dedi.

Millet İttifakı'nın Cumhurbaşkanı adayı CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında açıklamalarda bulundu.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısına katıldı. Kılıçdaroğlu, salona girerken Cumhurbaşkanı Kılıçdaroğlu, Halkın gurur Kılıçdaroğlu sloganları ile karşılandı. 

Toplantıya önceki genel başkanlar Altan Öymen, Hikmet Çetin, Murat Karayalçın da katıldı. Açılışı yapan Grup Başkanvekili Engin Altay, "Sayın başkanım ben de çok heyecanlayım" dedi. 

 Kılıçdaroğlu, grup kürsüsünden son kez seslendiğini söyleyerek yol arkadaşlarından helallik istedi. CHP lideri, Milleti İttifakı'nın genel başkanlarıyla birlikte yürüyeceklerini söyleyerek "Hepsini yakından tanımanızı isterim" dedi. 

13. Cumhurbaşkanı adayı olarak kürsüye çıkan Kılıçdaroğlu, "Bu kürsüye veda etmek için buradayım. Bu kürsüye veda etmek pek de kolay olmuyor. Sizler benim yol arkadaşımsınız. Size son kez bu kürsüden bakmak istiyorum. Ne diyebilirim Allah hepinizden razı olsun hakkınızı helal edin" diye konuştu. 

Kılıçdaroğlu, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu için de şu ifadeleri kullandı:  "Evladım dediğim Ekrem İmamoğlu. Yıllardır çokca omuz omuza verdiğimiz. Birbirimizi koruyup kolladığımız dostum Mansur Yavaş o da buradadır. Büyük lokma yiyeceğiz ama büyük laf etmeyeceğiz. Öleceksek bu vatana olan aşkımızdan öleceğiz. Bir gün başardık diyeceğiz. Hakkınızı helal edin dostlarım hadi bismillah."

Kılıçdaroğlu'nun konuşmasından öne çıkanlar şöyle:

Bu coğrafyanın neresinde yaşıyorsanız huzur içinde yaşamanızı isterim. Ülkeden bereketin fışkırmasını isterim. Dostluğun kadim olmasını isterim. Tanımasak bile birbirimize yürekten selam vermemizi isterim. Yeni bir başlangıç için, beraber ve birlikte, var olduğumuz bütün sıkıntıları aşalım istiyorum. Biz bunları yaptığımız zaman o güzel, görkemli, şahane Türkiye'yi yeniden inşa edeceğiz. Bundan emin olmanızı isterim.

Grup kürsümüze yani bu kürsüye veda etmek için bugün buradayım. Bu satırları kaleme almak benim içinde hiç kolay olmadı. Tüm yaşanmışlıklarımızı arkada bırakarak bu kürsüye veda etmek pek kolay olmuyor. Bu salon, bu kürsü aslında benim evim. Sizlerde benim yol arkadaşlarımsınız. Size son kez bu kürsüden bakmak istiyorum. Hoş geldiniz, sefa geldiniz, onur verdiniz.

Bilirim, biliyorum sarayın yol arkadaşı olmak kolaydır. Orada para, pul, şan, şöhret, güç, kibir vardır. Nefse teslim olmak vardır. Haram vardır, günah vardır. Zulüm kokar o sarayı dar koridorları. Bay Kemal'in yol arkadaşı olmak ise hiç kolay değil, zordur. Bay Kemal'in yol arkadaşı ıztıraplıdır. Uzun ve ince bir yoldur. Tehlikelerle doludur. Başınıza her an her şey gelebilir. Her sabah 'Ya Nasip' diyerek ailelerinizden ayrılırsınız. Parası, pulu da yoktur Bay Kemal'in, sarayı da yoktur. Başına her şey gelmiştir. Hakkında her türlü algı yapılmıştır ama işte yine de size Bay Kemal'in yolunda yürümek gibi bir onuru ve şerefi ben taşıyorum, birlikte yürüyeceğiz. Sizler Bay Kemal'le yürümeye karar verdiniz, bu yolu seçtiniz. Sizin bu tercihinizi unutmayın yüreğime yazdım. Bay Kemal ile yürümek akıldan öte bir yürek işidir. O yürek de sizde var. Bay Kemal'in şansı da işte budur, sizin o kocaman yüreğiniz. Bugün zalimlerin tahtını yıkmaya çok yakınız. Sizin gibi yol arkadaşlarım için onur duyuyorum, gurur duyuyorum. Allah hepinizden razı olsun, hakkınızı helal edin.

"UMUTLUYUM DOSTLARIM"
Bakmayın siz, o saraylıların her şeyi varmış gibi görünüyor ama aslında hiçbir şeyleri yok. Ruhları kararmıştır. Bizim ise her şeyimiz var. Kalbimiz, yüreğimiz, mazlumlar için atan kocaman bir yüreğimiz var. Bu kürsü yıllarca o mazlumların acı feryatlarının duyulduğu bir kürsüdür. Bu mikrofon da onların acılarının geniş kitlelere aktarıldığı mikrofondur. Bu kürsüde insanlarımızın onuru ve demokrasimizin kaderi adına son kez konuşuyorum dostlarım. Umutluyum be dostlar, gerçekten umutluyum. Çünkü her gün Türkiye'de herkesin yenilenmiş gibi uyanacağı bir günü, dünyayı hayal ediyorum. Yelkenlerimizi hareket ettirecek rüzgarları düşünüyorum. Bize doğru uçan o özgür kuşları düşünüyorum. Bu deliliği hep birlikte yapacağız dostlarım.

"MERAL HANIM MERTTİR"
İYİ Parti'nin sayın genel başkanı Meral Akşener ile yapacağız bu deliliği çünkü Meral hanım merttir. Büyük mücadeleler veriyor ve bu bilinsin istiyorum. Ana kucağını da çok iyi bilir yeri geldiğinde masaya yumruk vurmasını da çok iyi bilir. Ona müteşekkir olduğumu bütün dostlarımın, arkadaşlarımın bilmesini isterim. İlk görüş ayrılığında bazı insanlar bilakis kendisini hiç tanımayan bazı insanlar söylenmemesi gereken şeyleri söylediler. Vallahi de hiç tanımamışsınız, tanıyın. Şunu da söylemeden geçemeyeceğim. Hani gerekirse yumruğunu masaya vurur diyorum e bir de arada bir ülkücü damarı tutar. Bunu da gayet iyi biliyorum.

Saadet Partisi'nin sayın Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu ile bitireceğiz. Temel bey bilgedir, cesurdur. Yüreği cesaretle dolu olanın yolu hep aydınlık olur. Bu bilge Türkiye'nin yolunu aydınlatmaya devam ediyor.

Gelecek Partisi lideri Ahmet Bey ile de bitireceğiz bu deliliği. Günlerdir uyumuyor bu lider.

Deva Partisinin Genel Başkanı Ali Babacan ile bitireceğiz Onunla da bu ülke için alın terini birlikte dökereceğiz.

Gültekin Uysal da yürekli, cesur ve genç bir liderdir. 

Ve iki kişi daha var. Siz o kişiyi gayet yakından tanıyorsunuz. Burada söylemiştim. Evladım Ekrem İmamoğlu. O da yanımda olacak. Yıllardır omuz omuza verdiğimiz dostum Mansur Yavaş o da burada olacak. 

Evladım dediğim Ekrem İmamoğlu. Yıllardır çokca omuz omuza verdiğimiz. Birbirimizi koruyup kolladığımız dostum Mansur Yavaş o da buradadır. Büyük lokma yiyeceğiz ama büyük laf etmeyeceğiz. Öleceksek bu vatana olan aşkımızdan öleceğiz. Bir gün başardık diyeceğiz. Hakkınızı helal edin dostlarım hadi bismillah."

'HALKIN SİYASETÇİYE GÜVENMESİ LAZIM'

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, grup toplantısının ardından Meclis'teki makamında basın mensuplarıyla bir araya geldi. Burada soruları yanıtlayan Kılıçdaroğlu, Türkiye'nin çok büyük sorunları olduğunu belirterek, "Yönetime talip olmak, sorunların çözümüne de talip olmak demektir. İyi bir çaba, iyi bir emekle sorunların tümü çözülebilir. Güven vermek gerekiyor. Toplum çok ayrıştı, bu atmosferden çıkarmak gerekiyor. Karşılıklı güveni inşa etmek gerekiyor. Siyaset kurumu ile vatandaş arasında güvensizlik oluşmuş, belli bir zamanda dilimi içinde onun da kalkması lazım. Siyasetçinin halkına, halkın da siyasetçiye güvenmesi lazım. Etik değerleri güçlü olan bir siyaset anlayışının, ahlaki değerleri güçlü olan bir siyaset anlayışının Türkiye'ye gelmesi gerekiyor" diye konuştu.

'TARTIŞMA OLMAYAN YERDE HAYAT OLMAZ'

Kılıçdaroğlu, son günlerde ‘Millet İttifakı'nda yaşanan gelişmelerle ilgili de "Elbette ki tartışmalar doğaldır. Tartışma olmayan bir yerde hayat olmaz. Tartışmalar olacak. Bütün mesele tartışmalardan sonra tokalaşmasını bilmektir. Sorunu çözüyorsanız bir sorun kalmıyor" dedi.

Kılıçdaroğlu, bundan sonraki yol haritasının nasıl olacağına ilişkin ise "Önce 4'üncü kez deprem bölgesine gideceğim. Arkadaşlarım planlıyorlar. Oraya gitmek isterim. Sorunlar var mı? Varsa nedir? Çünkü her aşamada sorunun türü değişiyor. Başlangıçta insanlar, 'Acaba enkaz altından bir yakınımızı kurtarabilir miyiz?' diyor. Sonra oradan çıkınca 'Nerede kalacağız?'. Çadır sorunu, su sorunu, yer sorunu. Daha sonra kadınların kendine özgü, erkeklerin kendine özgü sorunları var. Hala koşullar çok iyi değil. Koşulların bir an önce iyileştirilmesi lazım. Onlara bakmak gerekiyor. Sonuçta depremzedelerin sorunlarının dillendirildiği bir ortam olması gerekiyor. Benim görevim de o sorunları dillendirmek. Siyasal iktidarın görevi de o sorunlara çözüm üretmek ama şu ana kadar sağlıklı bir çözümün üretildiğini görmüyoruz biz. Çadırdan tutun müdahaleye kadar pek çok alanda sorun var. Bir eş güdüm eksikliği var, koordinasyon yok" diye konuştu.

'YIKILAN BİNANIN SORUMLUSU VATANDAŞ DEĞİL'

Kılıçdaroğlu, deprem bölgesine yönelik projesi olup olmadığına ilişkin soru üzerine "Var tabi. Biz 3 ayrı toplantı yaptık. Hem fay hatları hem deprem konusunda uzmanları dinledik. Hepsi farklı bir pencereden bakıyor ama bir bütünün parçası. Mesela; benim şahsi kanaatim evleri yıkılan hiç kimseden beş kuruş istemeye kimsenin hakkı yok. Yeniden yapılacak ve bu binaların onlara teslim edilmesi lazım. Çünkü binanın yapımına izin veren kamu, denetleyen kamu, kat iznini veren; suyu, elektriği, doğal gazı bağlayan kamu, depreme dayanıklı olduğuna dair raporu veren kamu. O zaman yıkıldıysa sorumlusu vatandaş değil ki. Bütün yetkiler onlara ait. Baroların da bu konuda adım atması lazım" dedi. 

Kılıçdaroğlu, "Deprem bölgesinde seçimin sağlıklı gerçekleştirilemeyeceğine dair bir endişeniz var mı?" sorusuna da "Hayır, sandık güvenliği sağlanır orada. Her partinin temsilcisi olacak. Bir endişe taşımıyoruz" diye yanıt verdi.

CHP lideri Kılıçdaroğlu, basın mensubunun sorusu üzerine 'Cumhur İttifakı' üyelerinden tebrik telefonu almadığını da söyledi. 

Sonraki Haber