Kılıçdaroğlu'nun ilk rakibi resmen belli oldu !

İstanbul Barosu eski Başkanı Ümit Kocasakal düzenlediği basın toplantısında CHP Genel Başkanlığına aday olduğunu açıkladı. Kocasakal isim vermeden CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu'nu da yüklendi.

Eski İstanbul Barosu Başkanı Ümit Kocasakal, düzenlediği basın toplantısıyla Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanlığı’na adaylığını açıkladı. Konuşmasında CHP’nin mevcut durumunu eleştiren Kocasakal, "HDP güzellemesi yapanlar Atatürk partisinde siyaset yapamaz" dedi.

Taksim’deki bir otelde basın toplantısı düzenleyen Ümit Kocasakal, CHP Genel Başkanlığı’na adaylığını açıkladı.

Konuşmasına "Kurtuluş kuruluştadır. Kuruluştaki değerlerdedir" ifadeleriyle başlayan Kocasakal, "Ben kendi adıma şahsen değil ama milyonlarca cumhuriyet ve Atatürk sevdalısı adına, bu partinin gerçek tabanı ve sahipleri adına, partisini özleyenler ve seçenek arayanlar adına, onlara vekaleten Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanlığı’na adayım" sözleriyle adaylığını açıkladı.

CHP’nin mevcut durumunu ve yönetimini eleştiren Kocasakal, "Öncelikle partimizde siyasi olmanın ötesinde ahlaki bir soruna değinmek istiyorum. Partinin kimyasıyla, ideolojisiyle uyuşmayan birtakım kişilerin partinin tüzel kişiliğine zarar verdiği görülmektedir. Atatürk’e ’kefere’ diyen, ’Mustafa Kemal’in askeriyiz’ sözlerinden rahatsız olanlar, üniter yapıyla sorunu olanlar, HDP güzellemesi yapanlar Atatürk’ün partisinde siyaset yapamaz. Bu partide Atatürk’ün resimleri indirilemez, bu bir marifet gibi gösterilemez" ifadelerini kullandı.aksim'de bir otelde basın toplantısı düzenleyen Ümit Kocasakal, CHP Genel Başkanlığına aday olduğunu resmen açıkladı.

İşte Erdoğan'ın ''facia'' dediği CHP'li Canan Kaftancıoğlu'nun paylaşımları

İşte Kocasakal'ın açıklamasının tamamı:

Ne yazık ki Büyük Ortadoğu projesinin eşbaşkanlığına soyunan iktidar Cumhuriyetin taşıyıcı kolonlarını tahrip etmekle meşguldür. Graham Fuller'in projesi olan Yeni Türkiye uygulanmaktadır. Ben her şeyini Cumhuriyete Atatürk'e borçlu bir insanım. Bu açıklamayı vatansever yurttaşlarımız adına yapıyorum. Bu bir vicdan haykırışıdır. Bu açıklamayı Mustafa Kemal'in bir askeri olarak yapıyorum. Anlaşılan o ki birileri Atatürk'ün askeri olmayı anlamıyor veya anlamak istemiyor. Bu onun izinde olmak anlamına gelmektedir. Ulusunun çıkarlarını küresel çıkarların üstünde tutmaktır. Emperyalizmin tetikçiliğini reddetmektir. Bu askerlik üniformasız gönüllü bir askerliktir ve ömür boyudur. Atatürk'ün askeri olmak onurdur. Türkiye Cumhuriyetten Atatürk'ten onun gösterdiği yoldan ve ilkelerden kurucu değerlerden uzaklaştırıldığı için bu sıkıntılara düşmüştür. Bu iktidar döneminde ivme kazanmıştır.

"PARTİMİZ BU GÖREVİ YAPAMAYACAK HALE GELDİ"

Tek çıkış yolu Cumhuriyetin kurucu değerlerine Atatürk'e geri dönmektir. Bu tarihsel görevi üstlenmesi gereken parti ise Atatürk'ün kurucusu olduğu CHP'dir. Ancak ne yazık ki aşağıda açıklayacağım sebeplerde partimiz bu görevi yapamayacak hale getirilmiştir. CHP'de ahlaki bir soruna değinmek istiyorum. Partinin genleriyle uyuşmayan kişilerin söylem ve eylemleriyle partinin tüzel kişiliğine zarar vermektedir. Mustafa Kemal'in sözünden rahatsız olanlar üniter yapıyla sorunu olanlar HDP güzellemesi yapanlar Atatürk'ün partisinde siyaset yapamazlar. CHP'de Atatürk'ün resimleri indirilemez. Artık bu maskeli balo son bulsun. Herkes olduğu gibi görünsün. Atatürk'ü bir takım şeylerinize alet etmeyin.

"CHP KİŞİSEL ŞOV YERİ DEĞİLDİR"

CHP kimsesizlerin partisidir ama kimsesiz ve sahipsiz de değildir. CHP birilerinin siyasi kariyer hesapları yapacağı istediği gibi at koşturacağı kişisel bir şov yeri de değildir.

Başka bir meseleye geçmek istiyorum. Bu ahlaki sorunu çok önemsiyorum. CHP bir kooperatif değildir. Ne yazık ki Genel Başkanın da bu tür eylem ve söylemlere tepkisini görebilmiş değiliz. CHP'ye oy ve gönül vermiş milyonlarca seçmen bu gelişmelere tepkilidir. CHP öncelikle bir kimlik partisidir.

"CHP ALMAYI DÜŞÜNDÜĞÜMÜZ FÜZELERDEN DAHA KUVVETLİ BİR KORUMA KALKANI"

CHP sol veya sağ gibi şekli ve dar kalıplara hapsedilemeyecek kapsayıcı bir şemsiyedir. CHP Çanakkale'dir Anafartalardır, Conk bayırıdır. CHP'nin menzili çağdaş uygarlıktır. Pusulası hukuk devletidir. Antiemperyalisttir, halkçıdır, kamucudur. Atatürk ve altı ok emperyalizme karşı bir savunma sistemidir. Almayı düşündüğümüz füzelerden daha kuvvetli bir koruma kalkanıdır.

"CHP HALKLA İTTİFAK YAPMALIDIR"

CHP elbette tüm toplumu kucaklayacaktır ama bu kimliğinden ödün vererek olmaz. CHP devletin onun ülkesiyle bölünmez bütünlüğünün demokratik rejimin sigortasıdır. Partimiz hiç bir ayrım gözetmeksizin Cumhuriyete bağlı tüm yurttaşlara kapılarını sonuna kadar açmalı onların önünü tıkamamalıdır. CHP kendi kimliğini özünü muhafaza ederek halkla ittifak yapar.

"İKTİDARLA HAMASETLE BAŞA ÇIKILMAZ"

Bu iktidara sadece karşıtlık üzerinden, hamasetle başa çıkma şansı yoktur. Çünkü mevcut iktidar tüm bunları en iyi yapan gerginlikten, karşıtlıklardan beslenen bir yapıdır. CHP söz düellosu ile sağa oy veren seçmenden de oy alamaz. CHP'nin duruşu kendi tabanından oy almasına da yetmemektedir. Öncelikle Adalet ve Kalkınma Partisi'nin halkı ezen politikalarına açıkça karşı çıkmalıdır. Esas olan ülkenin sorunlarına somut program ve önerilerle çözüm bulmaktır. Tüm bu nedenlerle bir küresel projenin ürünü olan AKP genel geçer sözlerle yıkılmaz aksine güçlenir.

"8 KEZ SEÇİM KAYBETMİŞ ZİHNİYET DEĞİŞMELİDİR"

36. Kurultay bir şahlanış kurultayı olmalı efsane geri dönmelidir. Bu kurultay halkımıza bir çağrı, bir ses bir nefes olmalıdır. Burada gereken kişisel bir değişim değil fikirsel bir değişimdir. Partinin halka geri dönmesidir. Türkiye'nin gerçek bir CHP zihniyetini ihtiyaç var. Hani diyor ya "Ce Ha Pe" zihniyeti diye birilerinin buna gerçek CHP zihniyetini göstermesi gerekir. CHP yüzde 20-25 bandına çakılıp kalacak bir parti değildir. Bunun için de denenmiş 8 kez seçim kaybetmiş, partinin oyunu arttıramamış, eylem ve söylemleriyle partinin algısına zarar veren mevcut zihniyetinin değişmesi gerekir. CHP kurucu değerlerine geri döndüğünde emperyalist kuşatmalara karşı sağlam bir direniş mevzisi olacaktır.

"CHP GENEL BAŞKANLIĞINA ADAYIM"

Meselem kişisel değil ama CHP bir siyasi parti. CHP'nin iktidar olma zorunluluğu var. Defalarca denemiş ve başarılı olunamamış bunun da bir siyasi değeri vardır. Hiç bir sıçrama yapılamamak nasıl izah olunacaktır. Türkiye'nin yeni bir deneme ve yanılmaya tahammülü yoktur. Daha henüz Ekmeleddin İhsanoğlu faciasının, referandumda oylara sahip çıkılamamasının faturası masada durmaktadır. Tüm bu nedenlerle ben kendi adıma Ümit Kocasakal olarak şahsen değil ama milyonlarca CHP sevdalısı adına, partisini özleyenler adına onlara vekaleten CHP Genel Başkanlığına adayım. Taleplerim kişisel değil fikridir. Cumhuriyet değerlerinin Atatürk'e dönmenin adaylığıdır. Belki böyle söylenmesi tuhafınıza gidebilir ama Ayten Alpman'ın söylediği gibi, değişemem ben böyleyim. Bundan sonrası delegelerimizin, örgütümüzün, tabanın alacağı tutuma göstereceği tavıra bağlı. Hayal kurmuyorum. Aday olabilmek için gereken delege sayısına ulaşıp ulaşamayacağımı bilmiyorum. Şahsi bir amaç peşinde olmadığım için bunun pazarlığında değilim.

Benim yitireceğim şahsi hiç bir şeyim yok. Hiç bir şahsi kayıp vatanın kaybedilmesinden daha ağır olamaz. Ben başaramasam bile belki benden sonrakinin yolunu açmış buna bir nebze de olsa katkı sağlamış olurum. Sonuçlarıyla da yüzleşmeye hazırım çünkü başka Türkiye yok.

ADAY OLMAK İÇİN 10 DELEGEDEN BİRİSİNİN DESTEĞİNİ ALMAK ŞART

CHP tüzüğüne göre başkanlık yarışına girmek isteyenlerin, toplam delegenin yüzde 10’unun imzasıyla yani 120’den fazla delegenin desteğiyle başvurusu gerekiyor.

ÜMİT KOCASAKAL KİMDİR?

11 Mayıs 1966’da Köln’de doğan Ümit Kocasakal Türk hukukçu, İstanbul Barosu’nun 2010-2016 dönemlerindeki başkanıdır.

Sinoplu bir baba ve Gümülcine göçmeni bir annenin çocuğu olan Kocasakal, ailesinin işçi olarak çalışmak için gittiği Almanya’nın Köln şehrinde doğdu. Çocukluğu ve gençliği Sarıyer Büyükdere’de geçti. 1986’da Galatasaray Lisesi’ni ve 1990 yılında İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ni bitirdi.

Bir dönem avukatlık yapmasının ardından 1995 yılında Galatasaray Üniversitesi Ceza ve Ceza Usul Hukuku asistanı oldu. 2000 yılında “Karapara Aklama Suçu” konulu adlı bir tez yazarak doktor ve 2005’te de AB Ceza Hukukunun Esasları adlı bir çalışmayla da doçent oldu. Bazı üniversitelerde dersler verdi. Yayımlanmış çok sayıda makale ve yazısı olan Kocasakal, halen Galatasaray Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde “Ceza ve Ceza Usul Hukuku Ana Bilim Dalı” başkanlığı görevini sürdürmekte ve öğretim üyeliği yapmaktadır. Fransızca bilen hukukçu, 7 Kasım 2010 tarihinde İstanbul Barosu başkanlığına seçilmiş olup, 14 Ekim 2012 tarihinde ikinci kez, 19 Ekim 2014 tarihinde ise üçüncü kez bu göreve getirilmiştir. 23 Ekim 2016 tarihinde yapılmış olan baro başkanlığı seçimlerinde tekrar aday olmamıştır. 23 Ekim 2016 tarihi itibarıyla Türkiye Barolar Birliği delegesidir. Ayrıca kendisi Yeditepe Üniversitesinde Ceza Hukuku derslerini vermektedir.

Sonraki Haber