Rezalet! Veliler okula temizliğe çağırdı!

Çocukları İstanbul Nurtepe’deki Şehit Kubilay İlköğretiminde okuyan veliler, yüz yüze eğitimden önce okul temizliğine çağrıldı. Okul, iddiaları “Veliler gönüllü katıldı” şeklinde yanıtladı.

Eğitim öğretim yılı pandemi koşullarında uzaktan ve yüz yüze eğitim şeklinde başladı. Veliler 13-14 kişilik sınıflarda haftanın bir günü verilen yüz yüze eğitimden bile kaygılı. Okullardan, kayıt, temizlik malzemesi, personel alımı gibi gerekçelerle istenen paralar tartışma yaratmaya devam ederken, bir de tüm bu pandemi koşullarında veliler okula temizliğe çağrıldı.

İstanbul Nurtepe ve Güzeltepe Mahallesi’ndeki veliler yeni eğitim ve öğretim yılında yaşadıkları sorunları anlattı.

"BEN TEMİZLİĞE KATILMADIM"

Evrensel'den Hasret Kanat'a konuşan velilerden Feride'nin okul temizliği için öğretmenlerin de çağrıda bulunduğunu söyledi.

Feride şunları söyledi:

“Okulların pandemi sürecine hazırlanıp temizlik yapıldığı söylendi ama hiçbir şekilde hazır değildi. Öğretmenimiz velilerine okulda sınıfların temizlenmesi ve dezenfekte edilmesi için çağrıda bulundu. Veliler de geçtiğimiz cumartesi katıldı. Veliler, devletin öğrenciler için yeterli destek sağlamadığının bilincinde. Çocukları için elinden geleni yapmaya çalışıyor. Ben katılmadım, çünkü devletin bunu yapacak gücü olmasa katkı sağlarım ama olduğu halde yapmıyor. Devlet Diyanete, Milli Savunmaya ödenek bulabiliyorken sağlık ve eğitime de bulabilir. Okul müdüründen eğitimcilere hepsi şikayetçi. Okul kaydı yaparken bağış adı altında velilerden para istiyorlar. Çocuklarınız burada okuyor okulumuzu biz güzelleştirip geliştirelim, pilot okul seviyesine biz getirelim diye velilerden para talep ediliyor. Çünkü devlet kaynak sağlamıyor; ücretli öğretmen alıyoruz, temizlik personelinin bir tanesini devlet, diğerini okulun karşıladığını söylüyorlar. Ayrıca eğitim 1 Eylül’de başlayacak denildi, üç hafta başlamadı. Liseye birinci sınıfa giden kızım da uzaktan eğitime hiçbir şekilde başlayamadı. Çünkü evde internet, tablet ya da bilgisayarı yok."

"OKULU VELİ TEMİZLEYECEKSE, DEVLET NE İŞE YARIYOR"

Veli Perihan’ın 5. sınıfa giden çocuğu da uzaktan eğitim görüyor. Çocuğunun derslere giremediğini belirten Perihan, “Bir dersi 30 dakika iki kere söz geliyor sonra ders kesiliyor. Eğitim eşitsizliği var. Mahallede ne yazık ki her çocuğun bilgisayarı ve interneti yok. Olan, çocuklara oluyor. Devletin çocuklarımız için eğitimde destek sunması gerekiyor. Devlet okullarında öğrenciler için hiçbir şey yapmıyor. Okullarda temizliğe veliler gelsin diyorlar, o zaman devlet ne işe yarıyor. Verdiğimiz vergiler nerede birazcık okullara harcasınlar” diye anlatıyor ailece yaşadıkları sıkıntıları.

"ÇOCUĞUM ‘NE ANLATIYOR, ANLAMIYORUM’ DEDİ İZLEMEYİ BIRAKTIK"

Velilerden Filiz ise, salgında çocuklarının neyle karşılaşacağını bilmediğini, çocuklar taşıyıcı olduğu için aile çevresine bulaştırma riskinden korktuklarını dile getiriyor ve ekliyor:

“Eğitim haftanın bir günü verilerek öğrenci sınıfları 13-14 kişiye düşürülse de, bir iki günde çocuk ne öğrenecek. Devlet okulları çocukları okula gönderirken koronavirüs bulaşma riskine karşı sorumluluğu velilere bırakıyor. Öğretmenler de bu süreçte veliler gibi gelişmeleri haberlerden öğreniyor. Veli ne kadar öğrenebiliyorsa öğretmen de o kadar öğrenebiliyor. Ortada büyük bir belirsizlik var. Bizde bilgisayar yok çoğunluk ailede de yok. Hadi bir şekilde aldık. Peki uzaktan eğitimde birinci sınıf öğrencisi kalem tutmayı nasıl öğrenecek. Evde kurulacak düzeni okuldaki gibi sağlamamızı istiyorlar. Ama çocuklar için hiçbir ciddiyeti yok. İlkokul birinci sınıf çocuğuma birkaç kez EBA’yı izlettim çocuğum ‘Ne anlatıyor, anlamıyorum’ dedi çıktık.”

"ÖZEL OKULLAR YAPABİLİYORSA DEVLET OKULU DA YAPMALI"

Evde bilgisayarı, masa sandalyesi, kitabı derken en az 5 bin lirayı bulduğunu anlatan Filiz, “Bir de iki kardeş olduğunu düşünürsek bir aile nasıl yetişecek. Okullardaki hijyen masrafları da velilerin omuzlarına yıkılmış durumda. Eğitim ve sağlık hizmetlerini sosyal devletin sağlaması gerek ama yükü velilerin üstüne atarak devlet işin içinden sıyrılıyor. Çocuğun daha sağlıklı daha kaliteli bir eğitim almasını istiyorsan bu parayı vermek zorunda olduğumuz bizlere dayatılıyor. Ve sistem bizi çocuğumuzla vuruyor, çaresiz bırakıyor mecbur kalıp veriyoruz. Özel okulların hepsi açık bir devlet okulu ile özel okul aynı değil. Özel okullarda 13 kişi eğitim görüyor ve üç haftadır açık, devlet okuluna bakıyorsun 40 kişilik sınıflar var bunu günlere saatlere bölerek ders yapılmaya çalışıyor. Özel okullara virüs girmiyor mu? Niye özel okulları açıyorlar, öğrenciler görmesi gereken saatte ders görüyor, okullarında bir aksama olmuyor ama devlet okullarını açmıyorsun. 10 kişilik sınıflarda temizlik ve hijyeni sağlayarak eğitime devam edilmeli, özel okullar yapabiliyorsa devlet okulları da yapmalı” diyerek velilerin taleplerini dile getiriyor. 

"ÇOCUĞUM BENİMLE BİRLİKTE İŞE GELİYOR"

Okul öncesi velisi Meryem; öğretmenlerinin çocuğu için haftada 2 saat okula gelmesini söylediğini ifade ederek kaygılarını şu sözlerle dile getiriyor:

"Haftaya kaç gün, kaç saat olacak belirsiz. Ben çalışıyorum, çocuğum bu durumda benimle işe geliyor. Haftada iki saat okul için getir götür yapmak beni zorlayan bir şey. Bu yıl birinci sınıf çıkmıştı yollamadım. Çünkü ben evde çocuğa ne verebilirim ki ya da öğretmen ne verebilir bu süreçte. Okul kaydı çıkan okula gittim müdürle konuştuğumda nasıl olacak diye; ’İnanın bizler de sizin kadar biliyoruz’ diyorlar. O kadar belirsizlik var. Neden sadece devlet okullarında bu belirsizlik. Özel okullarda, özel kreşlerde para verdiğin yerde virüs yok. Ama devlet okullarında virüs var. Bu virüs bir tek fakirleri buluyor. Bırakacak kimse olmadığı için çocuğumu yanıma getiriyorum, bakıcıya vereceğim parayı zaten çıkartamıyorum. Çocuğum okulda tamam ama bir tek çocuğum mu virüs getirecek. Ben de getirebilirim, eşim de işten getirebilir. İlk yapacak şeyler okulları kapatmak ama biz çalışıyoruz bizler için niye bir şey yapılmıyor."

Sonraki Haber