Yarbay Alkan'dan olay sözler

Hayatını kaydeben kardeşinin cenazesinde isyan eden ve KHK ile TSK'dan ihraç edilen Yarbay Mehmet Alkan konuştu.

Askerde yaşamını yitiren kardeşinin cenazesinde isyan eden Yarbay Mehmet Alkan'ın tabut başında yaptığı konuşma hayatını değiştirdi. Alkan, RS FM'de Yavuz Oğhan'dan "Bi De Bunu Dinle" programına konuk oldu ve değişen hayatıyla, hukuk mücadelesini anlattı.

Sputnik'in haberine göre, Şırnak'taki operasyonlar sırasında hayatını kaydeben kardeşinin cenazesinde isyan eden Yarbay Mehmet Alkan, tepkisi nedeniyle Kanun Hükmünde Kararname ile TSK'dan ihraç edilmişti.

Yarbay Mehmet Alkan, ihracına neden olan o cenaze gününü anlattı:

"Biz 9 kardeşiz, ben erkeklerin en büyüğüyüm. Ali, en küçüğümüzdü. Göreve gitmeden önce son 2 yıl yanımda kaldı. Aynı evi paylaştık, aynı işyerinde çalıştık. Şehit olduğu yer de benim bizzat görev yaptığım yerdi. Ben cenazede Yarbay Mehmet Alkan olarak değil şehit ağabeyi olarak katıldım ve konuştum. Kardeşimin cenazesinde o an aklımızdan geçen ne varsa dile getirdiğimiz bir husustu. Söylediklerim benim sözüm değildi aslında, milletin aklından geçen, herkesin kendi arasında konuştuğu, dile getirdiği bir husustu. Ben sadece yüksek sesle dile getirdim."

'ŞEHİTLİK HEP GARİBANLAR İÇİN'

Cenazedeki tepkisi nedeniyle uyarı alan Yarbay Alkan, TSK'daki görevine devam etse de yaşadıkları yıpratmış, psikolojik tedavi yardımı almış. Alkan görevden alınmasının kardeşi yaşamını yitirdikten sonra katıldığı bir toplantıdaki ifadeleri nedeniyle olduğunu söylüyor:

"Ali'nin olay gecesi yanında mevzide olan, hayatlarını kurtardığı, vesile olduğu 9 askeri, terhis olduktan sonra benim yanıma geldi. Evlerine, memleketlerine gitmeden benim evime geldiler. Sonra da Osmaniye'ye komutanlarının mezarına gittiler. Ben de Osmaniye'ye bir hafta sonra kardeşlerimle beraber gittim. Mezarlık ziyaretinden sonra Şehit Yakınları ve Geziler Derneği'nde yakınlarıyla bir sohbet toplantımız oldu. Toplantıda ki konuşmam da söylediklerimi bugün yine söylerim. Bu ülkede 32 yıldır şehit veriliyor ama bir türlü çözülmüyor. Çünkü ülkeyi yanlış yönetenler, yanlış kararlar alanlar bunun bedelini ödemiyor. Bedeli sadece polis, asker, korucu, öğretmenler yani garibanlar ödüyor. Şehitliği yükseltiyorlar hep. Şehitliği yükselten arkadaşların kendileri ya da yakınları şehit olmadığı sürece şehitlik süper bir şey. Çünkü onlar için öyle bir ihtimal yok. Bu ancak garibanlar için olabilecek bir şey. Konuşmalarımız basına yansıyınca bu kez hem adli hem de idari soruşturma açıldı. TSK'dan ihraç talebiyle geçtiğimiz haziran ayında Yüksek Disiplin Kurulu toplantısı oldu. Başta Ankara Barosu başkanı olmak üzere yaklaşık 40 avukat savunmak için hazır bulundu. Ama kurul bir karar vermedi."

'ALBAY OLACAKKEN İHRAÇ ETTİLER'

Yarbay Alkan asıl savunmasını yapmak için hazırlanıp, albay olmak için de gün sayarken, 15 Temmuz darbe girişimi sonrası ilan edilen OHAL KHK'sıyla 48 bin kişiyle birlikte ihraç edildi:

"1 Eylül'de hiç beklemediğimiz bir şekilde bir kararnameyle 48 bin kişilik listeye bir satır olarak beni de koyduklarını gördüm. İnanamadım, benim 30 Ağustos'ta olmam gerekiyor. Beni atıyorsan bile albay olarak atman gerekiyor. İhraç edilmemle ilgili bildiğimiz ya da söylenen hiçbir gerekçe yok. Hakkımda işlem yapanlarla ilgili dava açtım. Çünkü benim FETÖ ile aynı işleme tabi tutmak alçaklıktır. Hakkımda herhangi bir adli soruşturma yoktur olamazda. Hakkımda işlem yapanlar ve yaptıranlar, kendi FETÖ'cülüklerinin yüzde biri kadar FETÖ'cü olduğumu ispat etsinler her şeyden vazgeçeceğim. Yetkililer FETÖ hakkında birilerine işlem yapacaksa ilk önce kendi haklarında yapmalı."

Sonraki Haber