Yüksekdağ'dan Meclis için küstah sözler !

HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, kendi meclislerini kurduklarını, TBMM'ye muhtaç olmadıklarını söyledi.

HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, milletvekilleri dokunulmazlıklarının kaldırılmasını değerlendirirken, meclis varlığının, saray eliyle tasfiye edilmeye çalışıldığını öne sürdü. Yüksekdağ, "Meclisi tasfiye etme ve Meclis'i saray alt siyasi kurumuna dönüştürme operasyonu yürütülüyor. Türkiye'nin geleceğini istiyorlarsa bize mecburlar, biz onlara mecbur değiliz" dedi.

Partisinin, Batman il kongresine katılan HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, yaptığı konuşmada, milletvekili dokunulmazlığının kaldırılmasıyla ilgili Anayasa teklifini değerlendirdi.

"MECLİSİN VARLIĞI SARAY ELİYLE TASFİYE EDİLECEK"

TBMM'yi saray alt siyasi kurumuna dönüştürme operasyonunun sürdürüldüğünü öne süren Yüksekdağ, şöyle konuştu:

"Bunlar halkın seçtiği vekilleri, meşruiyetleri, kendilerince sorgulayarak aslında meclisin bir temsil mekanizması olarak varlığına tahammülsüzlüklerini gösteriyorlar. Bakın Türkiye'de Millet Meclisi, Türkiyedeki demokrasinin bir kaynağı, merkezi olmayı başaramamıştır ne yazık ki. Ama en azından Türkiye'de demokrasinin gelişebilmesi için bir şans olarak görüldü. Bizler de, tüm Kürt halkı da, tüm ezilen halklar da demokrasinin gelişebilmesi için bir şans, bir olanak olarak gördük. Ama bizler için son kalan tek şansı dahi ortadan kaldırmaya çalışıyor bu iktidar. Meclisi tasfiye etme ve meclisi saray alt siyasi kurumuna dönüştürme operasyonu yürütülüyor. Ama emin olun 96 yıl sonra meclisi tasfiye eder. İşte HDP milletvekillerinin dokunmazlığını kaldırıldığında, bizlerin iradesi asla ve asla geriye düşmeyecek. Meclisin varlığı, saray eliyle tasfiye edilecek. Bu suça ortak olanlar da, meclisi tasfiye edenler olarak, bu karanlık tarihe geçecekler ve yazılacaklar. Sizlerden aldığımız vekaleti, halkın meşru demokratik iradesini her zeminde, her koşulda nasıl savunduysak, meclisin içinde veya dışında, yine aynı şekilde sizlerle birlikte, aynı kararlıkla savunmaya devam edeceğiz. Bakın mahalle, il meclislerimiz, ilçe meclisleri ve her yerde meclislerle örgütlenen artık bizler, onların despotik rejiminin bize kafes haline getirdikleri meclisine mahkum ve mecbur değiliz. Onlar Türkiye'de demokrasi istiyor, Türkiye'nin geleceğini istiyorlarsa, bize mecburlar, bunu asla unutmasınlar. Biz onlara mecbur değiliz."

"TABUTLARDAN YAPILAN SARAYLARDA OTURMAYA BAŞARAMAYACAKLAR"

HDP olarak en zor koşullarda dahi savundukları fikirlerden ve yoldan sapmadıklarını ifade eden Yüksekdağ, iktidarın ölümlerle ömrünü uzatmaya çalışmasının sonuç getirmeyeceğini ifade ederken, şöyle dedi:

"Kısa süre sonra başarmayacaklarını kendileri de görecek. Çok iyi bilsinler ki, tabutlardan yapılan saraylarda oturmayı başaramayacaklar. Bizler, halkın bu karanlık süreçten çıkış iradesini belirleyici irade olduğunu net bir şekilde ifade ediyoruz. Her hangi bir yerde istikrarlı bir şekilde gidemeyecekler. Onlar freni patlatmışlar, yoldan çıkmışlar. Ama bizler en zor koşullarda da dahi yolumuzdan çıkmadık, hedefimizden sapmadık. Bizim en büyük avantajımız gücümüz emin olun budur. Geride bıraktığımız bir yıl süre içinde yapmadıklarını bırakmadılar. Ama bakın hala hedefin ne olduğunu bilen, hala gücünü örgütlülüğünden koruyan bir halk zemini, örgütlü zemin üzerine kurmayı başarıyoruz. Dik durmayı, sıkı durmayı başardıkça, onlar savurulacaklar. Onlar savrulmaya başlamışken, HDP örgütlülüğü ve duruşu ile tarih yazacaktır."

"AKP VE SARAY İKTİDARI ENKAZIN ALTINDA KALMIŞTIR"

Bölgedeki bazı il ve ilçelerde adı konulmamış bir savaşın -9-10 aydan beri hala devam ettiğini hatırlatan Yüksekdağ, iktidarın bu sürede çözüm üretemediğini anlatarak, şöyle devam etti:

"Silopi'de, Nusaybin'de, Şırnak'ta ve Yüksekova'da adı konulmamış bir savaş hala sürdürülüyor. Ablukayla, sıkı yönetimle ve sokağa çıkma yasağıyla yakıp, yıkma yoluyla, 9-10 aydır çözüm üretemeyenler, hala bu yanlışta ısrar ediyorlar. Ama şuna emin olsunlar; o yakıp yıktıkları kentlerin geride bıraktıkları enkazları var ya, kendileri ve kendi siyasetleri bu iktidarın siyaseti, o enkazın altında kalmıştır. Bizler halkımız, Kürt halkı o enkazın hepsini temizlemesini, kendi yurdu, mahallesini yeniden kurmasını bilir. Bizler yeni yaşamı kurmakta mahiriz. Kobani'de, "nasıl yaktık, yıktık düşürdük" diye söyledikleri kenti yeniden nasıl yarattıysak, onlarca kenti de emeğimizle, azmimizle, direnişimizle yeniden yaratırız. Ama AKP, saray iktidarı, o ablukaların yarattığı yıkımın ve enkazın altında kalmıştır. Tankla, topla, tüfekle, ölümle bu halka diz çöktüremediler, çöktüremeyecekler. Demokratik çözümü inşa edene kadar, demokrasi sağlayıncaya kadar bizler, kararlı mücadelemizi sürdüreceğiz. Savaşla çözmeye çalışan, çözülür. Gelin demokrasi temelinde, tüm halkların sorununu hep birlikte çözecek iradeyi ortaya koyalım. Tüm Türkiye halkıyla barışın, demokrasinin güçlü birliğini koruyalım."

FOTOĞRAFLI

[PAGE]

[PAGE]

[PAGE]

[PAGE]

Sonraki Haber