Affedin bizi

Bu satırları okuyamayacağını biliyorum.Sen şimdi ya bir soğuk hava deposunda bekletiliyorsun, ya...

Özden Yolagiden ozden.yolagiden@gmail.com

Bu satırları okuyamayacağını biliyorum.

Sen şimdi ya bir soğuk hava deposunda bekletiliyorsun, ya da ebediyete intikalin çoktan gerçekleşti.

Sen ebedi bir uykudasın,  serin bir derinliktesin. Dışarıda hava kurşun gibi ağır, yürekler kömür karası. Sen Soma’da öldün ama her biriniz yüreklerimize gömüldünüz.

Toprağın yüzlerce belki binlerce metre altında bir lokma ekmek uğruna ama çok zor şartlarda çalışıyordun. Saat kavramının olmadığı dört tarafı toprak olan bir evrendeydin.

Artık kömür kokulu ekmekler getiremeyeceksin!

Arkanda gözü yaşlı bir eş kaldı, ölümünle kahrolmuş bir anne, bir baba…

Acısı hiç dinmeyecek, yokluğunla açılan koca bir boşlukta yaşayacak çocuğun kaldı geride!

Sen gittin arkanda acı kaldı…

Dahası var mı?

Tüm madenci arkadaşların, emeğinizi sömürenler,  emeğinizle zenginlik içinde yaşayanlar da bir gün ölecekler. Sizleri yer altına güvenliksiz gönderenler de ölecek. Emeğinizin sömürülmesine izin verenlerin ise yatacak yerleri yok bilesin!

Değerliydiniz, önemli işler yapıyordunuz ama sizi yok gördüler, önemsemediler.

Kömür siyahtı ama onlar için doların rengi önemliydi. Siz binlerce metre yer altında öldünüz, simsiyah çıkardılar her birinizi. Elinizde kazma ile siz kömür çıkarıyordunuz, sizin kömür çıkardığınız ölüm ocaklarından, kazmalarla çıkardılar her birinizi.

Kefenlerin hepsi beyaz olur ama sizinkisi en temizinden olacak!

Onlar için hayat rahat ama cehennemin ateşinin rengini şimdiden öğrenmeliler!

Sevgili kardeşim,

Gün geldi bin bir emek ile çıkarttığınız kömürlere laf söyledik, affedin bizi...

Gün geldi tertemiz ellerinizin çıkardığı o kara kömürleri kullandık, gün geldi kömür kullanılan evlere misafir olduk, soğuk kış gecelerinde ısındık. Sizi, emeğinizi hiç düşünmedik bile!

Hava soğuktu aklımıza gelen ilk şey çıkardığınız kömürler oldu!

Eve her girdiğimizde sizin emeğinizi yaktık.

Çocuklarınızın yediği her lokma helaldi.

 hepiniz, çoğumuz gibi ev kirası için çalışıyordunuz. Çocuğunuzun okul masrafları için, sağlık giderleri için çalışıyordunuz. Çektiğiniz kredileri ödemek için çalışıyordunuz.

Her şeyden önemlisi bu boktan hayatı yaşamak için çalışıyordunuz işte, dahası yok!

Görmezden geldik sizi… Affedin bizi… Hakkınızı helal edin, bizden, olur ya bir hak geçtiyse; sonuna kadar helal olsun. Yeter ki affedin bizi…

Aynı suyu içtik, aynı yemekleri yedik ama sizinki daha siyahtı is kokuyordu belki!

Aynı hayatı, aynı dünyada yaşadık ama biz sıcaktan, güneşten şikayet ederken sizi unuttuk.

Affedin bizi.

 Size söz veriyorum. Her kömür lafını duyduğumda hatırlayacağım sizi. Bu beden son nefesini verene kadar dualarımda olacaksınız.

Her kömür lafı duyduğumda emeğinizi sömüren kapitalist düzenin utanmaz sermayedarları için gün yüzüne çıkmamış beddualarım olacak.  İşe yaramayacak belki ama yapacağım bunu!

Yeter ki affedin bizi… Hakkımız helal olsun, siz de helal edin!

www.twitter.com/yolagiden

">

Bu satırları okuyamayacağını biliyorum.

Sen şimdi ya bir soğuk hava deposunda bekletiliyorsun, ya da ebediyete intikalin çoktan gerçekleşti.

Sen ebedi bir uykudasın,  serin bir derinliktesin. Dışarıda hava kurşun gibi ağır, yürekler kömür karası. Sen Soma’da öldün ama her biriniz yüreklerimize gömüldünüz.

Toprağın yüzlerce belki binlerce metre altında bir lokma ekmek uğruna ama çok zor şartlarda çalışıyordun. Saat kavramının olmadığı dört tarafı toprak olan bir evrendeydin.

Artık kömür kokulu ekmekler getiremeyeceksin!

Arkanda gözü yaşlı bir eş kaldı, ölümünle kahrolmuş bir anne, bir baba…

Acısı hiç dinmeyecek, yokluğunla açılan koca bir boşlukta yaşayacak çocuğun kaldı geride!

Sen gittin arkanda acı kaldı…

Dahası var mı?

Tüm madenci arkadaşların, emeğinizi sömürenler,  emeğinizle zenginlik içinde yaşayanlar da bir gün ölecekler. Sizleri yer altına güvenliksiz gönderenler de ölecek. Emeğinizin sömürülmesine izin verenlerin ise yatacak yerleri yok bilesin!

Değerliydiniz, önemli işler yapıyordunuz ama sizi yok gördüler, önemsemediler.

Kömür siyahtı ama onlar için doların rengi önemliydi. Siz binlerce metre yer altında öldünüz, simsiyah çıkardılar her birinizi. Elinizde kazma ile siz kömür çıkarıyordunuz, sizin kömür çıkardığınız ölüm ocaklarından, kazmalarla çıkardılar her birinizi.

Kefenlerin hepsi beyaz olur ama sizinkisi en temizinden olacak!

Onlar için hayat rahat ama cehennemin ateşinin rengini şimdiden öğrenmeliler!

Sevgili kardeşim,

Gün geldi bin bir emek ile çıkarttığınız kömürlere laf söyledik, affedin bizi...

Gün geldi tertemiz ellerinizin çıkardığı o kara kömürleri kullandık, gün geldi kömür kullanılan evlere misafir olduk, soğuk kış gecelerinde ısındık. Sizi, emeğinizi hiç düşünmedik bile!

Hava soğuktu aklımıza gelen ilk şey çıkardığınız kömürler oldu!

Eve her girdiğimizde sizin emeğinizi yaktık.

Çocuklarınızın yediği her lokma helaldi.

 hepiniz, çoğumuz gibi ev kirası için çalışıyordunuz. Çocuğunuzun okul masrafları için, sağlık giderleri için çalışıyordunuz. Çektiğiniz kredileri ödemek için çalışıyordunuz.

Her şeyden önemlisi bu boktan hayatı yaşamak için çalışıyordunuz işte, dahası yok!

Görmezden geldik sizi… Affedin bizi… Hakkınızı helal edin, bizden, olur ya bir hak geçtiyse; sonuna kadar helal olsun. Yeter ki affedin bizi…

Aynı suyu içtik, aynı yemekleri yedik ama sizinki daha siyahtı is kokuyordu belki!

Aynı hayatı, aynı dünyada yaşadık ama biz sıcaktan, güneşten şikayet ederken sizi unuttuk.

Affedin bizi.

 Size söz veriyorum. Her kömür lafını duyduğumda hatırlayacağım sizi. Bu beden son nefesini verene kadar dualarımda olacaksınız.

Her kömür lafı duyduğumda emeğinizi sömüren kapitalist düzenin utanmaz sermayedarları için gün yüzüne çıkmamış beddualarım olacak.  İşe yaramayacak belki ama yapacağım bunu!

Yeter ki affedin bizi… Hakkımız helal olsun, siz de helal edin!

www.twitter.com/yolagiden

Tüm yazılarını göster