Amerikan Halleri

Türkiye"de Amerikan düşmanlığı yaygın.Bush yönetiminin son 8 yıldır çizdiği dayatmacı politikalar...

Engin Civan engin.civan@haber3.com

Türkiye"de Amerikan düşmanlığı yaygın.

Bush yönetiminin son 8 yıldır çizdiği dayatmacı politikalar tüm dünyayı bezdirdi. Buna şüphe yok. Türkiye"de hem sağda hem solda, kendi ideolojik önyargılarından hareketle kamuoyuna sürekli Amerikan düşmanlığı pompalayan medya mensuplarıda var. Politikacılar ve yüksek bürokratlar arasında Amerikan nefreti ve komploculuk yaygın. Hem ucuz skor hem bedava tatmin kaynağı Amerikan düşmanlığı.
Bu tayfaya istihbarat teşkilatlarıyla ilişkili medya mesupları da katılınca tadına doyum olmuyor.
Enteresan bulduğum, nefretle gizli hayranlığın çoğu zaman kolkola yürümesi. Anlayacağınız, tam “Törkiş” bir durum ; Bilgilenmeden fikir sahibi olarak uzman kesilmek.

Obama"nın Hillary Seçimi :

Obama"nın ve Hillary"nin Başkan adaylığı yarışını 1,5 sene yakinen takip ettim. Amerikan tarihinde görülmemiş bir siyasi yarış oldu. Hem süre olarak hem de ön seçim katılım oranı olarak tüm zamanların rekorları kırıldı. Düşününüz, sadece Teksas eyaletinde ön seçim için 2 milyondan fazla seçmen oy kullandı. Tüm dünyada Obama ve Hillary arasındaki yarışı insanlar adeta kendi ülkelerinin seçim kampanyasıymış gibi ilgiyle izlendi. Obama"nın başkanlık seçimleri öncesi Berlin"de yaptığı açık hava mitingi, Kennedy ve Reagan"
ın aynı kentte yaptıkları tarihi konuşmaları aratmadı. Yüzbinlerce Alman Obama"yı kendi başkanlarıymış gibi dinledi. Obama sadece Amerika"da değil tüm dünyada bir rüzgar estirdi. Aslında ön seçimde Hillary daha fazla seçmenin oyunu aldı. Hillary kampayasındaki stratejik hatalar sonucunda, ufak eyaletler ve delege sisteminin bulunduğu eyaletler önemsenmediği için Demokratların başkan adayı olamadı. Yoksa bugün Hillary ABD Başkanıydı.

Kampanya boyunca Obama ve Hillary, küfür ve şiddet dışında birbirlerine söylemediklerini bırakmadılar. Doğrudan ve reklam yoluyla birbirlerini çürük yumurta yağmuruna tuttular. Sonunda Obama ipi göğüsledi. Bugün, 1 Aralık Pazartesi, Başkan Obama Senator Hillary Rodman Clinton"u Dış İşleri Bakanı olarak açıkladı. Önce küçük fakat önemli bir ayrıntı: Amerikan sisteminde Dış İşleri Bakanı"nın titri “Secretary Of State”dir. Açılımı “Devlet Sekreteri/Bakanı” Bu önemli bir farktır, çünkü Amerika"da bütün bakanların titri “Secretary” dir. Bizdekinin tersine Müsteşar da “Under Secretary”dir, yani bakan yardımcısı. Bizdeki gibi “istişare edilen” memur değil, bakan yardımcısı kamu görevlisi. Amerikanın “Devlet Bakanı” Başkan Yardımcısı"ndan sonra hükümette üçüncü önemli pozisyondur. Kısacası kritik bir pozisyondur ve Amerika"nın dünyadaki konumu göz önünde tutulursa Amerika"nın dünyaya açılan penceresidir.

Seçilmiş Başkan Obama bugün büyük methiyeler düzerek Hillary Clinton"un görevini anons etti. Kanlı bıçaklı iki politikacı baltalarını gömdüler ve ülkelerinin yüksek çıkarları için el ele verdiler.

Düşmandan(!) Alınacak Dersler :

Demirel"in Başbakan olarak erken emekli ettiği o zamanın 42 yaş grubu insanlar hatırlayacaklar. 20 yıl Demirel-Ecevit kör çekişmesiyle büyüdüler. Kamuoyunu bezdirip halkı askeri darbeleri tercih edecek psikolojiye onlar soktu. Askeri darbelere zemin hazırlamakta uzman karanlık organizasyonlar Demirel-Ecevit çekişmelerinde yeşerdi. Kısır siyasi ihtiraslarını öne çıkaran politikacılar herşeye rağmen hızlarını alamadılar, tekrar tekrar politika sahnesine çıktılar. Birisi Çankaya"ya kapağı atmak için Türkiye"ye tüm zamanların en “Einstein” Başbakanı Çiller"i, diğeri, tüm zamanların en devlet fetişisti icraati, “Rahşan” affını hediye etti. Bugün sanki Baykal farklı mı? Bir hiddet, bir şiddet, bir bencillik... Defalarca seçim kaybediyor gitmiyor. Genç Sarıgül"ü partisine almıyor.

Yan Ürünler :

Ufak bir araştırma yaptım,Türkiye gibi ülkelerde, ısrarla politikacı olarak ölmek isteyen yaşlılarla, ısrarla "altına daypır bağlanıncaya kadar" köşe yazarı olarak kalmak isteyen ihtiyarlar arasında istatiski bir ilişki var. (Bir nevi yan ürün) Demokrasi kan davası gütme sistemi değildir. Demokrasi temsil ettiğin toplum için en verimli tavizi verme sanatıdır. Türkiye gibi gelişmekte olan demokrasilerde politikacılar hem barış hem taviz hem uzlaşma sanatını öğrenmek zorundadırlar. Siyasi partilerde "delege demokrasi"sini terk edilip, seçimi kaybedenin sahneden aşağı inmeyi öğrenme zamanı geldi. Obama"nın estirdiği rüzgardan ders alınız, dünyada esameniz okunsun.

Şükran :

Tanrı"ya şükür bağımsız internet medyası var. "Kimin eli kimin cebinde" sorusunun cevabı olmayan bir coğrafyada fikirlerimi yazabiliyorum. Maksat, varoşlardan yetişen genç nesiller dezenformasyonla yaşlanmasın.

">

Türkiye"de Amerikan düşmanlığı yaygın.

Bush yönetiminin son 8 yıldır çizdiği dayatmacı politikalar tüm dünyayı bezdirdi. Buna şüphe yok. Türkiye"de hem sağda hem solda, kendi ideolojik önyargılarından hareketle kamuoyuna sürekli Amerikan düşmanlığı pompalayan medya mensuplarıda var. Politikacılar ve yüksek bürokratlar arasında Amerikan nefreti ve komploculuk yaygın. Hem ucuz skor hem bedava tatmin kaynağı Amerikan düşmanlığı.
Bu tayfaya istihbarat teşkilatlarıyla ilişkili medya mesupları da katılınca tadına doyum olmuyor.
Enteresan bulduğum, nefretle gizli hayranlığın çoğu zaman kolkola yürümesi. Anlayacağınız, tam “Törkiş” bir durum ; Bilgilenmeden fikir sahibi olarak uzman kesilmek.

Obama"nın Hillary Seçimi :

Obama"nın ve Hillary"nin Başkan adaylığı yarışını 1,5 sene yakinen takip ettim. Amerikan tarihinde görülmemiş bir siyasi yarış oldu. Hem süre olarak hem de ön seçim katılım oranı olarak tüm zamanların rekorları kırıldı. Düşününüz, sadece Teksas eyaletinde ön seçim için 2 milyondan fazla seçmen oy kullandı. Tüm dünyada Obama ve Hillary arasındaki yarışı insanlar adeta kendi ülkelerinin seçim kampanyasıymış gibi ilgiyle izlendi. Obama"nın başkanlık seçimleri öncesi Berlin"de yaptığı açık hava mitingi, Kennedy ve Reagan"
ın aynı kentte yaptıkları tarihi konuşmaları aratmadı. Yüzbinlerce Alman Obama"yı kendi başkanlarıymış gibi dinledi. Obama sadece Amerika"da değil tüm dünyada bir rüzgar estirdi. Aslında ön seçimde Hillary daha fazla seçmenin oyunu aldı. Hillary kampayasındaki stratejik hatalar sonucunda, ufak eyaletler ve delege sisteminin bulunduğu eyaletler önemsenmediği için Demokratların başkan adayı olamadı. Yoksa bugün Hillary ABD Başkanıydı.

Kampanya boyunca Obama ve Hillary, küfür ve şiddet dışında birbirlerine söylemediklerini bırakmadılar. Doğrudan ve reklam yoluyla birbirlerini çürük yumurta yağmuruna tuttular. Sonunda Obama ipi göğüsledi. Bugün, 1 Aralık Pazartesi, Başkan Obama Senator Hillary Rodman Clinton"u Dış İşleri Bakanı olarak açıkladı. Önce küçük fakat önemli bir ayrıntı: Amerikan sisteminde Dış İşleri Bakanı"nın titri “Secretary Of State”dir. Açılımı “Devlet Sekreteri/Bakanı” Bu önemli bir farktır, çünkü Amerika"da bütün bakanların titri “Secretary” dir. Bizdekinin tersine Müsteşar da “Under Secretary”dir, yani bakan yardımcısı. Bizdeki gibi “istişare edilen” memur değil, bakan yardımcısı kamu görevlisi. Amerikanın “Devlet Bakanı” Başkan Yardımcısı"ndan sonra hükümette üçüncü önemli pozisyondur. Kısacası kritik bir pozisyondur ve Amerika"nın dünyadaki konumu göz önünde tutulursa Amerika"nın dünyaya açılan penceresidir.

Seçilmiş Başkan Obama bugün büyük methiyeler düzerek Hillary Clinton"un görevini anons etti. Kanlı bıçaklı iki politikacı baltalarını gömdüler ve ülkelerinin yüksek çıkarları için el ele verdiler.

Düşmandan(!) Alınacak Dersler :

Demirel"in Başbakan olarak erken emekli ettiği o zamanın 42 yaş grubu insanlar hatırlayacaklar. 20 yıl Demirel-Ecevit kör çekişmesiyle büyüdüler. Kamuoyunu bezdirip halkı askeri darbeleri tercih edecek psikolojiye onlar soktu. Askeri darbelere zemin hazırlamakta uzman karanlık organizasyonlar Demirel-Ecevit çekişmelerinde yeşerdi. Kısır siyasi ihtiraslarını öne çıkaran politikacılar herşeye rağmen hızlarını alamadılar, tekrar tekrar politika sahnesine çıktılar. Birisi Çankaya"ya kapağı atmak için Türkiye"ye tüm zamanların en “Einstein” Başbakanı Çiller"i, diğeri, tüm zamanların en devlet fetişisti icraati, “Rahşan” affını hediye etti. Bugün sanki Baykal farklı mı? Bir hiddet, bir şiddet, bir bencillik... Defalarca seçim kaybediyor gitmiyor. Genç Sarıgül"ü partisine almıyor.

Yan Ürünler :

Ufak bir araştırma yaptım,Türkiye gibi ülkelerde, ısrarla politikacı olarak ölmek isteyen yaşlılarla, ısrarla "altına daypır bağlanıncaya kadar" köşe yazarı olarak kalmak isteyen ihtiyarlar arasında istatiski bir ilişki var. (Bir nevi yan ürün) Demokrasi kan davası gütme sistemi değildir. Demokrasi temsil ettiğin toplum için en verimli tavizi verme sanatıdır. Türkiye gibi gelişmekte olan demokrasilerde politikacılar hem barış hem taviz hem uzlaşma sanatını öğrenmek zorundadırlar. Siyasi partilerde "delege demokrasi"sini terk edilip, seçimi kaybedenin sahneden aşağı inmeyi öğrenme zamanı geldi. Obama"nın estirdiği rüzgardan ders alınız, dünyada esameniz okunsun.

Şükran :

Tanrı"ya şükür bağımsız internet medyası var. "Kimin eli kimin cebinde" sorusunun cevabı olmayan bir coğrafyada fikirlerimi yazabiliyorum. Maksat, varoşlardan yetişen genç nesiller dezenformasyonla yaşlanmasın.

Tüm yazılarını göster