Asıl Savaş Atatürkle

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül tarafından Atatürk Kültür Dil ve Tarih Yüksek Kurumu üyeliğine seçilen...

Özden Yolagiden ozden.yolagiden@gmail.com

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül tarafından Atatürk Kültür Dil ve Tarih Yüksek Kurumu üyeliğine seçilen Mümtazer Türköne; katıldığı bir televizyon programında "Atatürkçü olmayı hakaret sayarım" demiş. Kendisini pek takip etmediğim için basından öğrendim.

Farkında mısınız bilmiyorum ama bu tip uygulamalar, geçmişe yönelik saygısızca sözler ve hakaretler gün geçtikçe artıyor. Tüm bunların tesadüf olmadığını düşünüyorum. Bu gibi atamalarla asıl yapılmak istenen, Atatürk ile ilgili kurumların içinin boşaltılmasıdır. Değersizleştirilmesidir

Atatürk’ün kurduğu cumhuriyet’in nimetlerinden yararlanıp Atatürk’e ve Cumhuriyet’e saygısızlık yapanların içine sığacağı kelime nankörlük bile değildir.

Kelime cambazlıklarına hiç gerek yok. Asıl savaş Atatürk’ledir.

Kim ne yaparsa yapsın, ne söylerse söylesin, her hangi kurum yönetimince ne yapılırsa yapılsın Atatürk bu ülkenin geçmişinden, insanlarının gönlünden silinemez. Türkiye’de sıradan insanın gönlünün en geniş yerindedir Atatürk.

Atatürk bu ülkeyi kuran, yoktan var eden sadece savaşarak değil, siyasi bir sistem kuran ve Türklere medeniyeti gösteren kişidir. Sanata, sanatçıya, çiftçiye, kadınlara, Müslümanlığa ve toplumun her kesimine verdiği değer ve sağladığı olanaklar ile insanımıza onurlu bir yaşamın yolunu göstermiştir.
Saltanat yönetimini yıkıp demokrasinin tohumlarını ekmiştir. Devrimleri veya devrim niteliğindeki yenilikleri, yok olan bir ulusun yurttaşını onurlu bir hayata kavuşturmak adınadır.

Siz bakmayın Atatürk’e laf uzatanlara; sapık olmak, sapkın olmak insanın mayasında var.

Yakın tarihi bilen her insan evladı Atatürk’ün bu ülkeye kazandırdığı yenilikleri ve özelliklerin farkındadır. Mayası temiz, duyguları pak, kültürlü, saygılı ve bilinçli her yurttaş Atatürk’ün değerini bilir ve izinden gider. Devrimlerin bekçisidir. Atatürkçü olmak bir onur ve yaşam biçimidir.

Sözün özü: Bugün, geçmişin intikamını almaya yeminli yüzlerce kişi Atatürk Cumhuriyetinin ve Bu Cumhuriyet kurumlarının yönetiminde görev alıyorlar. Atatürkçü olmayanların, Atatürk’e karşı hınç içinde olanların Atatürk’ün kurduğu veya Atatürk’ün adının olduğu kurumların üyeliğine atanması asıl hakarettir. Bu sadece Atatürk Kültür Dil ve Tarih Yüksek Kurumu için geçerli değildir.

Geçmişi unutmak:

Sıklıkla söylediğim bir sözdür: Atatürk’ten vazgeçmek Türkiye Cumhuriyetinin geleceğinden vazgeçmek demektir. Dün Atatürk’ü anlamadığımız kesin ama eğer bugünlerde Atatürk’ü yok sayarsak yarınlarda cumhuriyeti mum ışığında arayabiliriz.

Mümtazer Türköne “Atatürkçülüğü hakaret sayarım” dedi ama sosyal medya’daki bazı tepkileri ve üç-beş köşe yazısını saymazsak hiç kimse bu sözü önemsemedi. İşte kötü olan bu…

Geçimini “Atatürkçülükle yapan” kimseden tepki gelmedi maalesef.

ADD gibi kurumlardan her hangi bir basın açıklaması duymadım.

Bazı vekiller dışında seçim dönemlerinde Atatürkçülükle ve Atatürk’ün kurduğu parti olarak meydanlara çıkan CHP’nin kurumsal bir tepkisini de duyamadım!

Yapıldıysa peşinen özür dilerim.

Düne kadar Atatürkçülük üzerinden prim elde edenler, Atatürkçülükle geçinenler bu saygısızca açıklama karşısında bile üç maymuna döndüler. Para ve mevkiinin insanı esir edeceğinin göstergesidir bu günler.

">

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül tarafından Atatürk Kültür Dil ve Tarih Yüksek Kurumu üyeliğine seçilen Mümtazer Türköne; katıldığı bir televizyon programında "Atatürkçü olmayı hakaret sayarım" demiş. Kendisini pek takip etmediğim için basından öğrendim.

Farkında mısınız bilmiyorum ama bu tip uygulamalar, geçmişe yönelik saygısızca sözler ve hakaretler gün geçtikçe artıyor. Tüm bunların tesadüf olmadığını düşünüyorum. Bu gibi atamalarla asıl yapılmak istenen, Atatürk ile ilgili kurumların içinin boşaltılmasıdır. Değersizleştirilmesidir

Atatürk’ün kurduğu cumhuriyet’in nimetlerinden yararlanıp Atatürk’e ve Cumhuriyet’e saygısızlık yapanların içine sığacağı kelime nankörlük bile değildir.

Kelime cambazlıklarına hiç gerek yok. Asıl savaş Atatürk’ledir.

Kim ne yaparsa yapsın, ne söylerse söylesin, her hangi kurum yönetimince ne yapılırsa yapılsın Atatürk bu ülkenin geçmişinden, insanlarının gönlünden silinemez. Türkiye’de sıradan insanın gönlünün en geniş yerindedir Atatürk.

Atatürk bu ülkeyi kuran, yoktan var eden sadece savaşarak değil, siyasi bir sistem kuran ve Türklere medeniyeti gösteren kişidir. Sanata, sanatçıya, çiftçiye, kadınlara, Müslümanlığa ve toplumun her kesimine verdiği değer ve sağladığı olanaklar ile insanımıza onurlu bir yaşamın yolunu göstermiştir.
Saltanat yönetimini yıkıp demokrasinin tohumlarını ekmiştir. Devrimleri veya devrim niteliğindeki yenilikleri, yok olan bir ulusun yurttaşını onurlu bir hayata kavuşturmak adınadır.

Siz bakmayın Atatürk’e laf uzatanlara; sapık olmak, sapkın olmak insanın mayasında var.

Yakın tarihi bilen her insan evladı Atatürk’ün bu ülkeye kazandırdığı yenilikleri ve özelliklerin farkındadır. Mayası temiz, duyguları pak, kültürlü, saygılı ve bilinçli her yurttaş Atatürk’ün değerini bilir ve izinden gider. Devrimlerin bekçisidir. Atatürkçü olmak bir onur ve yaşam biçimidir.

Sözün özü: Bugün, geçmişin intikamını almaya yeminli yüzlerce kişi Atatürk Cumhuriyetinin ve Bu Cumhuriyet kurumlarının yönetiminde görev alıyorlar. Atatürkçü olmayanların, Atatürk’e karşı hınç içinde olanların Atatürk’ün kurduğu veya Atatürk’ün adının olduğu kurumların üyeliğine atanması asıl hakarettir. Bu sadece Atatürk Kültür Dil ve Tarih Yüksek Kurumu için geçerli değildir.

Geçmişi unutmak:

Sıklıkla söylediğim bir sözdür: Atatürk’ten vazgeçmek Türkiye Cumhuriyetinin geleceğinden vazgeçmek demektir. Dün Atatürk’ü anlamadığımız kesin ama eğer bugünlerde Atatürk’ü yok sayarsak yarınlarda cumhuriyeti mum ışığında arayabiliriz.

Mümtazer Türköne “Atatürkçülüğü hakaret sayarım” dedi ama sosyal medya’daki bazı tepkileri ve üç-beş köşe yazısını saymazsak hiç kimse bu sözü önemsemedi. İşte kötü olan bu…

Geçimini “Atatürkçülükle yapan” kimseden tepki gelmedi maalesef.

ADD gibi kurumlardan her hangi bir basın açıklaması duymadım.

Bazı vekiller dışında seçim dönemlerinde Atatürkçülükle ve Atatürk’ün kurduğu parti olarak meydanlara çıkan CHP’nin kurumsal bir tepkisini de duyamadım!

Yapıldıysa peşinen özür dilerim.

Düne kadar Atatürkçülük üzerinden prim elde edenler, Atatürkçülükle geçinenler bu saygısızca açıklama karşısında bile üç maymuna döndüler. Para ve mevkiinin insanı esir edeceğinin göstergesidir bu günler.

Tüm yazılarını göster