Kaset Serisi Aynı Merkezden

CHP eski Genel Başkanı Deniz Baykal’a düzenlenen kaset komplosu ile başlayan “siyasete şekil...

Özden Yolagiden ozden.yolagiden@gmail.com

CHP eski Genel Başkanı Deniz Baykal’a düzenlenen kaset komplosu ile başlayan “siyasete şekil verme, yeni siyaseti dizayn etme” girişimleri MHP üst düzey isimlerine düzenlenen kaset komploları ile tüm hızıyla devam ediyor.

Öyle tahmin ediyorum ki; MHP’ye düzenlenen (şimdilik) iki kaset komplosu yaklaşık bir yıl önce Deniz Baykal’a düzenlenen ve Varan1 olarak internete sürülen komplonun devamı olabilir.

Bu aşamada temel soru bu kaset komplolarının arkasında kimin olduğudur. Yetkili makamlar, ilgili birimler bu komploların üstüne gitmeli ve sorumluları cezalandırmalıdır.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli “okyanus ötesini” işaret etti. Ayrıca Bahçeli; görüntülerin servis edildiği sitelerin ödemelerinin bir iş adamının kredi kartından yapıldığını tespit ettiklerini de açıkladı.

Bu önemli bir iddiadır ve kesinlikle araştırılmalıdır. Daha Deniz Baykal’a düzenlenen kaset komplosunun arkasındaki isim(ler) bile belli olmadı! İletişim çağında bu komployu düzenleyenlere ulaşılamaması çok da zor olmamalı!

Bazı güçler MHP’yi barajın altında tutarak AKP’nin daha çok milletvekili çıkarmasını sağlamak istiyorlar. Önce CHP eski lideri, ardından MHP üst düzey yöneticilerinin kaset komplosuna kurban gitmeleri iktidar partisinin yandaşlarının elini ovuşturuyor.
Şunu söylemeliyim ki; MHP’nin baraj sıkıntısı olacağını kesinlikle düşünmüyorum.

Tuhaf olan nedir biliyor musunuz? Bu komploların belli bir merkezden hazırlandığı veya desteklendiği o kadar belliyken Başbakan Erdoğan bir kere olsun bu ahlaksızlığı kınamadı!

Kınamak bir yere meydanlarda sürekli kullanmaktan uzak durmuyor.

Hükümete ve hükümetin başı sıfatı ile Başbakan Erdoğan’a düşen birincil görev bu ahlaksızlığı meydanlarda kullanmak yerine kaset komplocularının peşine düşmek olmalıdır.

Başbakan Erdoğan meydanlarda “özel hayat değil genel hayat” diyor ama bu kesinlikle kişilerin kendisini ilgilendiren özel hayatlarıdır. Kasetteki kişilerin siyasi sorumlulukları partileri ile alakalıdır. Nitekim kaset komplosuna adı karışan herkes istifa ediyor.

Başbakanın meydanlarda kaset görüntülerini sert dille eleştirmesi öncelikle İslam ahlakına aykırı değimlidir? Müslüman’ın ayıbını örtün diyen bir anlayıştan gelen Başbakan, bu ayıpların üstünden neden rakiplerini dövmeye çalışıyor?
Bunda bir tutarsızlık yok mudur?

">

CHP eski Genel Başkanı Deniz Baykal’a düzenlenen kaset komplosu ile başlayan “siyasete şekil verme, yeni siyaseti dizayn etme” girişimleri MHP üst düzey isimlerine düzenlenen kaset komploları ile tüm hızıyla devam ediyor.

Öyle tahmin ediyorum ki; MHP’ye düzenlenen (şimdilik) iki kaset komplosu yaklaşık bir yıl önce Deniz Baykal’a düzenlenen ve Varan1 olarak internete sürülen komplonun devamı olabilir.

Bu aşamada temel soru bu kaset komplolarının arkasında kimin olduğudur. Yetkili makamlar, ilgili birimler bu komploların üstüne gitmeli ve sorumluları cezalandırmalıdır.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli “okyanus ötesini” işaret etti. Ayrıca Bahçeli; görüntülerin servis edildiği sitelerin ödemelerinin bir iş adamının kredi kartından yapıldığını tespit ettiklerini de açıkladı.

Bu önemli bir iddiadır ve kesinlikle araştırılmalıdır. Daha Deniz Baykal’a düzenlenen kaset komplosunun arkasındaki isim(ler) bile belli olmadı! İletişim çağında bu komployu düzenleyenlere ulaşılamaması çok da zor olmamalı!

Bazı güçler MHP’yi barajın altında tutarak AKP’nin daha çok milletvekili çıkarmasını sağlamak istiyorlar. Önce CHP eski lideri, ardından MHP üst düzey yöneticilerinin kaset komplosuna kurban gitmeleri iktidar partisinin yandaşlarının elini ovuşturuyor.
Şunu söylemeliyim ki; MHP’nin baraj sıkıntısı olacağını kesinlikle düşünmüyorum.

Tuhaf olan nedir biliyor musunuz? Bu komploların belli bir merkezden hazırlandığı veya desteklendiği o kadar belliyken Başbakan Erdoğan bir kere olsun bu ahlaksızlığı kınamadı!

Kınamak bir yere meydanlarda sürekli kullanmaktan uzak durmuyor.

Hükümete ve hükümetin başı sıfatı ile Başbakan Erdoğan’a düşen birincil görev bu ahlaksızlığı meydanlarda kullanmak yerine kaset komplocularının peşine düşmek olmalıdır.

Başbakan Erdoğan meydanlarda “özel hayat değil genel hayat” diyor ama bu kesinlikle kişilerin kendisini ilgilendiren özel hayatlarıdır. Kasetteki kişilerin siyasi sorumlulukları partileri ile alakalıdır. Nitekim kaset komplosuna adı karışan herkes istifa ediyor.

Başbakanın meydanlarda kaset görüntülerini sert dille eleştirmesi öncelikle İslam ahlakına aykırı değimlidir? Müslüman’ın ayıbını örtün diyen bir anlayıştan gelen Başbakan, bu ayıpların üstünden neden rakiplerini dövmeye çalışıyor?
Bunda bir tutarsızlık yok mudur?

Tüm yazılarını göster