Kuyuya Mı Atlamalı, Kuyu Mu Kazmalı ?

Rahmetli Ecevit’ten dinlemiştim…İsmet Paşa mealen dermiş ki; “Bazılarına ‘Vatan için her gün şu...

R. Bülend Kırmacı r.b.kirmaci@gmail.com

Rahmetli Ecevit’ten dinlemiştim…

İsmet Paşa mealen dermiş ki; “Bazılarına ‘Vatan için her gün şu işleri düzenli olarak yapacaksın’ dediğinde yapmaz, ama ‘kendini şu kuyuya atacaksın’ de, hemen atar”

Düzenli uğraşlarla hedeflere erişmenin önemini vurgulayan, sistematik aklı, duygudan üstün tutan, bir çarpıcı tespit…

Ne bir eksiklik, ne bir ayıbı betimliyor; cepheyi ve Devleti görmüş bir deneyim, söylüyor…

Bu tespitin karşılığını hafızalarınızda bulabilir, örneklerini siyasette çokça görebilirsiniz.

Uzun soluklu takım oyunu yerine, kimileri, kendi kendilerini çalımlar, kaleyi şaşırır,  maraton başlar, 100 metre koşar…

Siyasi parti aidatını düzenli ödemekten yüksünenler, seçim döneminde borç-harç “bonkörlük” sergiler…

Kimileri “seçtiklerinin” yakasına yapışmaya hazırdır da, mahallenin asfaltı için dilekçe vermezler…

Oysa, sosyal konular ve siyasal uğraşlar, anlık çıkışlar, tepkiler kadar düzenli çabaları da gerektirir.

O nedenle “miting” çok gereklidir, çok etkilidir ve bununla birlikte öncesi ve sonrası da benzer bir şevkle, aşkla, kararlılıkla, değerlendirilmelidir.

Elbet ilkeli bir insan inandığı dava uğruna, hele ki vatan uğruna gözünü kırpmadan ateşe de atlar.

Bu ne kadar değerliyse, yine düşüncesi ve inanışı yolunda, düzenli çabalar sergilemesi de, bir o kadar önemlidir.

Gerçekten, 29 Ekim bir büyük buluşma, görkemli bir “yeniden” doğuş ve ölü toprağından silkiniş idi…

Demokrasiye Cumhuriyet temelinde erişildiğinin bilinciyle halkımız;

Cumhuriyet’e demokrasi üzerinden, -demokratik hakkını kullanarak- sahip çıktı…

Üstelik bir dolu engellemeyi ve istiskali cepheden göğüsledi, yurdu İstiklal meşalesiyle ışıttı.

Buluşmadır; kavuşmadır; fakat o gün orada tepki duyulan ne kadar olgu / sorun varsa;

Bir ertesi gün; bunların hayat içinde çözümü doğrultusunda, örgütlü olarak, sistematik anlamda çalışmak, esastır.

">

Rahmetli Ecevit’ten dinlemiştim…

İsmet Paşa mealen dermiş ki; “Bazılarına ‘Vatan için her gün şu işleri düzenli olarak yapacaksın’ dediğinde yapmaz, ama ‘kendini şu kuyuya atacaksın’ de, hemen atar”

Düzenli uğraşlarla hedeflere erişmenin önemini vurgulayan, sistematik aklı, duygudan üstün tutan, bir çarpıcı tespit…

Ne bir eksiklik, ne bir ayıbı betimliyor; cepheyi ve Devleti görmüş bir deneyim, söylüyor…

Bu tespitin karşılığını hafızalarınızda bulabilir, örneklerini siyasette çokça görebilirsiniz.

Uzun soluklu takım oyunu yerine, kimileri, kendi kendilerini çalımlar, kaleyi şaşırır,  maraton başlar, 100 metre koşar…

Siyasi parti aidatını düzenli ödemekten yüksünenler, seçim döneminde borç-harç “bonkörlük” sergiler…

Kimileri “seçtiklerinin” yakasına yapışmaya hazırdır da, mahallenin asfaltı için dilekçe vermezler…

Oysa, sosyal konular ve siyasal uğraşlar, anlık çıkışlar, tepkiler kadar düzenli çabaları da gerektirir.

O nedenle “miting” çok gereklidir, çok etkilidir ve bununla birlikte öncesi ve sonrası da benzer bir şevkle, aşkla, kararlılıkla, değerlendirilmelidir.

Elbet ilkeli bir insan inandığı dava uğruna, hele ki vatan uğruna gözünü kırpmadan ateşe de atlar.

Bu ne kadar değerliyse, yine düşüncesi ve inanışı yolunda, düzenli çabalar sergilemesi de, bir o kadar önemlidir.

Gerçekten, 29 Ekim bir büyük buluşma, görkemli bir “yeniden” doğuş ve ölü toprağından silkiniş idi…

Demokrasiye Cumhuriyet temelinde erişildiğinin bilinciyle halkımız;

Cumhuriyet’e demokrasi üzerinden, -demokratik hakkını kullanarak- sahip çıktı…

Üstelik bir dolu engellemeyi ve istiskali cepheden göğüsledi, yurdu İstiklal meşalesiyle ışıttı.

Buluşmadır; kavuşmadır; fakat o gün orada tepki duyulan ne kadar olgu / sorun varsa;

Bir ertesi gün; bunların hayat içinde çözümü doğrultusunda, örgütlü olarak, sistematik anlamda çalışmak, esastır.

Tüm yazılarını göster