Muazzam Gelişme

Değerli okurlar İran'ın maskesini bu sabah Obama Pittsburg'ta düşürdü. İran tüm dünyadan sakladığı...

Engin Civan engin.civan@haber3.com

Değerli okurlar İran'ın maskesini bu sabah Obama Pittsburg'ta düşürdü. İran tüm dünyadan sakladığı ikinci nükleer tesisinin varlığını Obama, yanına İngiliz ve Fransız liderleri alarak açıkladı.

Türkiye'de cinayet, umre, ikoncan gibi değişik muhabbetler var. Medya öyle bir hale gelmiş ki kendi aralarındaki cinsellik, küçük çekişmeler, itişmeler, kakışmalar sanki önemli gündem maddeleri gibi kamuoyunun önüne konmakta. Yapılan araştırmalara göre kamuoyunun bilinç seviyesi zaten ilkokul 4. sınıf. Bu durumdan kim sorumlu? Vatandaşı koyun gibi görüp "önüne ne koyarsan onu yer" yaklaşımı olan medya mı, yoksa ben bu yemden başka bir yem istemiyorum diyen vatandaş mı?Sonuç olarak Türkiye gündemi ve kamuoyu önemli gelişmelerden bihaber. Kendi yaşamlarını yakından etkileyecek gelişmeleri ancak "duvara tosladıktan sonra" anlıyor.

Ne mutlu bana. İnternet medyası sayesinde, yönetmen baskısı olmadan, patron sınırlaması olmadan, hukuk değil kanun uygulayan savcı baskısı olmadan görüşlerimi yazıyorum.

Obama'nın İran'la ilgili açıklamaları Türkiye için son derece önemlidir. Obama'nın Sarkozy ve Brown'u yanına alıp bu açıklamayı yapması, sembolik olarak güçlü bir mesajdır. Ortadoğu'da sular tekrar ısınacak. İsrail eline yeni bir koz geçirdi. İran'ın Basra merkezli misilleme yapmasını bekleyiniz.

Geçenlerde bir arkadaşım aradı ve bana 'üç dört sene sonra neler olacağını nereden biliyorsun?' diye sordu. Ben kahin değilim. Türkiye'de yaşamamanın yararları var. Türkiye'de değişik odaklara servis yapan medya kaynakları, sürekli dezenformasyon yaymakta. Geçim derdinde, trafik çilesinde, küçük burjuva hırslarında boğulmuş vatandaşın, sapla samanı ayıracak vakti yok. Vakti olanın da analitik düşünecek araçlara ulaşımı yok. Sonuç olarak 'televole' kültürün selinde boğulan toplumda vatana selam magazin yaşama devam.

Aşağıdaki, İran'la ilgili analizimi Ocak 2006'da yazmıştım Meraklısı için yeniden yayınlıyorum.

Sevgili okurlar, İran’la Batı dünyasının ilişkileri giderek ısınmakta. Ekim 2003’de yazdığım “Samimiyet Var Mı ?” başlıklı yazımda İran’ın niyetinin içten olup olmadığını analiz etmiştim. Aradan geçen 2 yılı aşkın sürede İran rejimi kimseyi takmadan nükleer projesine devam etti. İran liderinin sağda solda bir devlet başkanına yakışmayacak demeçleri eğer İran rejimi için bir gösterge ise, elinde nükleer silahı bulunan bir İran dünyanın başına büyük dert olur.

Rusya’nın Girişimleri :

Moskova dönüşü İran Milli Güvenlik Kurulu Sekreteri Ali Laricani Rus teklifine sıcak baktıklarını ve biraz ince ayar gerektiğini belirtti. ABD Dışişleri Bakanı Rice global anlamda İran aleyhine sürekli lobi yaparak Uluslararası Atom Enerjisi Ajansını 2 Şubat tarihinde olağaüstü toplantıya çağırdı. Toplantının sonucunda ABD İran’ın BM Güvenlik Konseyine sevk edilmesine çalışmakta.

İran’da Taktik Çok :

İran beklendiği gibi 2 Şubat toplantısı öncesi söylemini yumuşatarak Rusya’nın diğer Batılı devletleri ikna etmesine zemin hazırlamakta. Rusya, Avrupa ve Amerikayı , İran’ın nükleer programının kontrol edilebileceğine dair ikna etmeye çalışacak.

Avrupalıların başaramadığını Rusya başarmaya çalışacak. Ve Putin global lider konumunu koruyacak. Eğer Ruslar başarılı olursa konu BM Güvenlik kuruluna sevk edilmeyecek ve böylece İran rahatlayacak.

Rusları Batı’nın üzerine salan İran, Çin’le ayrı ( deal = iş bitirme ) peşinde. 26 Ocak günü Çin’e giden Ali Laricani, Çin’in ikinci büyük enerji kaynağı olan İran’ın BM Güvenlik Konseyine sevk edilmesine Çinlilerin isteksiz kalmasına çalışmakta.

Hindistan da Devrede :

Bush önümüzdeki Mart ayında Hindistanı ziyaret edecek. Ziyaretten önce ABD Hindistan büyükelçisi, Atom Enerji Komisyonununda Hindistanın İran’ı BM Güvenlik Konseyine sevk edecek oy kullanmasını rica etti. Hindistan hükümeti, bir yandan Amerika’dan nükleer teknoloji transferi için izin almaya çalışırken diğer yandan koalisyon ortağı sol partilerin İran’a yaptırım uygulamaya isteksiz olmaları nedeni ile, köşeye sıkışmış durumda. Hindistan’ın çıkış noktası, kadim dostu Rusya ile görüşüp, konuyu oylamaya almamak. Böylece İran rahat bir nefes alacak.

İran Blair’i ‘Kafa Kola’ Almış Durumda :

Avrupa grubunda İran’ın en kolay ikna edeceği ülke İngiltere olarak gözükmekte. İngiliz dışişleri bakanı Rus teklifine sıcak baktıklarını şimdiden ifade etti bile. İran’da son üç ayda yapılan ve onlarca insanın ölümü ile sonuçlanan bombalama olaylarında İngiliz ajanlarının işbirliğinin ortaya çıkması İngilterenin İranla ilişkilerini zora sokmakta. 

Uluslararası Satrançta İran Şanslı :

Sonuç olarak İran’ın konuyu sürüncemede tutması için şartlar İran lehine gözükmekte. İran ’uranyum zenginleştirmesi’ yaparak atom bombasına hergün biraz daha yaklaşmakta. Uluslararası çıkar çatışmalarını kendi lehine kullanmakta. Bu oyunda bilinmeyen joker, ABD’nin sabrının taşıp, İsrail’e doğrudan müdahale için yeşil ışık yakıp yakmayacağı. Eğer İsrail İran’ın nükleer tesislerini, Saddam’a yaptığı gibi, bombalarsa, o zaman Orta Doğu’da, hele hele Hamas’ın Filistin'de iktidar olduğu bir ortamda neler olacağını, taahayyül etmek bile zor.

Orta Doğu ’herkese herşeyi yapabilme hakkının her zaman mahfuz’ olduğu bir coğrafya, doğal olarak Türkiye’yi de zora sokacaktır.

">

Değerli okurlar İran'ın maskesini bu sabah Obama Pittsburg'ta düşürdü. İran tüm dünyadan sakladığı ikinci nükleer tesisinin varlığını Obama, yanına İngiliz ve Fransız liderleri alarak açıkladı.

Türkiye'de cinayet, umre, ikoncan gibi değişik muhabbetler var. Medya öyle bir hale gelmiş ki kendi aralarındaki cinsellik, küçük çekişmeler, itişmeler, kakışmalar sanki önemli gündem maddeleri gibi kamuoyunun önüne konmakta. Yapılan araştırmalara göre kamuoyunun bilinç seviyesi zaten ilkokul 4. sınıf. Bu durumdan kim sorumlu? Vatandaşı koyun gibi görüp "önüne ne koyarsan onu yer" yaklaşımı olan medya mı, yoksa ben bu yemden başka bir yem istemiyorum diyen vatandaş mı?Sonuç olarak Türkiye gündemi ve kamuoyu önemli gelişmelerden bihaber. Kendi yaşamlarını yakından etkileyecek gelişmeleri ancak "duvara tosladıktan sonra" anlıyor.

Ne mutlu bana. İnternet medyası sayesinde, yönetmen baskısı olmadan, patron sınırlaması olmadan, hukuk değil kanun uygulayan savcı baskısı olmadan görüşlerimi yazıyorum.

Obama'nın İran'la ilgili açıklamaları Türkiye için son derece önemlidir. Obama'nın Sarkozy ve Brown'u yanına alıp bu açıklamayı yapması, sembolik olarak güçlü bir mesajdır. Ortadoğu'da sular tekrar ısınacak. İsrail eline yeni bir koz geçirdi. İran'ın Basra merkezli misilleme yapmasını bekleyiniz.

Geçenlerde bir arkadaşım aradı ve bana 'üç dört sene sonra neler olacağını nereden biliyorsun?' diye sordu. Ben kahin değilim. Türkiye'de yaşamamanın yararları var. Türkiye'de değişik odaklara servis yapan medya kaynakları, sürekli dezenformasyon yaymakta. Geçim derdinde, trafik çilesinde, küçük burjuva hırslarında boğulmuş vatandaşın, sapla samanı ayıracak vakti yok. Vakti olanın da analitik düşünecek araçlara ulaşımı yok. Sonuç olarak 'televole' kültürün selinde boğulan toplumda vatana selam magazin yaşama devam.

Aşağıdaki, İran'la ilgili analizimi Ocak 2006'da yazmıştım Meraklısı için yeniden yayınlıyorum.

Sevgili okurlar, İran’la Batı dünyasının ilişkileri giderek ısınmakta. Ekim 2003’de yazdığım “Samimiyet Var Mı ?” başlıklı yazımda İran’ın niyetinin içten olup olmadığını analiz etmiştim. Aradan geçen 2 yılı aşkın sürede İran rejimi kimseyi takmadan nükleer projesine devam etti. İran liderinin sağda solda bir devlet başkanına yakışmayacak demeçleri eğer İran rejimi için bir gösterge ise, elinde nükleer silahı bulunan bir İran dünyanın başına büyük dert olur.

Rusya’nın Girişimleri :

Moskova dönüşü İran Milli Güvenlik Kurulu Sekreteri Ali Laricani Rus teklifine sıcak baktıklarını ve biraz ince ayar gerektiğini belirtti. ABD Dışişleri Bakanı Rice global anlamda İran aleyhine sürekli lobi yaparak Uluslararası Atom Enerjisi Ajansını 2 Şubat tarihinde olağaüstü toplantıya çağırdı. Toplantının sonucunda ABD İran’ın BM Güvenlik Konseyine sevk edilmesine çalışmakta.

İran’da Taktik Çok :

İran beklendiği gibi 2 Şubat toplantısı öncesi söylemini yumuşatarak Rusya’nın diğer Batılı devletleri ikna etmesine zemin hazırlamakta. Rusya, Avrupa ve Amerikayı , İran’ın nükleer programının kontrol edilebileceğine dair ikna etmeye çalışacak.

Avrupalıların başaramadığını Rusya başarmaya çalışacak. Ve Putin global lider konumunu koruyacak. Eğer Ruslar başarılı olursa konu BM Güvenlik kuruluna sevk edilmeyecek ve böylece İran rahatlayacak.

Rusları Batı’nın üzerine salan İran, Çin’le ayrı ( deal = iş bitirme ) peşinde. 26 Ocak günü Çin’e giden Ali Laricani, Çin’in ikinci büyük enerji kaynağı olan İran’ın BM Güvenlik Konseyine sevk edilmesine Çinlilerin isteksiz kalmasına çalışmakta.

Hindistan da Devrede :

Bush önümüzdeki Mart ayında Hindistanı ziyaret edecek. Ziyaretten önce ABD Hindistan büyükelçisi, Atom Enerji Komisyonununda Hindistanın İran’ı BM Güvenlik Konseyine sevk edecek oy kullanmasını rica etti. Hindistan hükümeti, bir yandan Amerika’dan nükleer teknoloji transferi için izin almaya çalışırken diğer yandan koalisyon ortağı sol partilerin İran’a yaptırım uygulamaya isteksiz olmaları nedeni ile, köşeye sıkışmış durumda. Hindistan’ın çıkış noktası, kadim dostu Rusya ile görüşüp, konuyu oylamaya almamak. Böylece İran rahat bir nefes alacak.

İran Blair’i ‘Kafa Kola’ Almış Durumda :

Avrupa grubunda İran’ın en kolay ikna edeceği ülke İngiltere olarak gözükmekte. İngiliz dışişleri bakanı Rus teklifine sıcak baktıklarını şimdiden ifade etti bile. İran’da son üç ayda yapılan ve onlarca insanın ölümü ile sonuçlanan bombalama olaylarında İngiliz ajanlarının işbirliğinin ortaya çıkması İngilterenin İranla ilişkilerini zora sokmakta. 

Uluslararası Satrançta İran Şanslı :

Sonuç olarak İran’ın konuyu sürüncemede tutması için şartlar İran lehine gözükmekte. İran ’uranyum zenginleştirmesi’ yaparak atom bombasına hergün biraz daha yaklaşmakta. Uluslararası çıkar çatışmalarını kendi lehine kullanmakta. Bu oyunda bilinmeyen joker, ABD’nin sabrının taşıp, İsrail’e doğrudan müdahale için yeşil ışık yakıp yakmayacağı. Eğer İsrail İran’ın nükleer tesislerini, Saddam’a yaptığı gibi, bombalarsa, o zaman Orta Doğu’da, hele hele Hamas’ın Filistin'de iktidar olduğu bir ortamda neler olacağını, taahayyül etmek bile zor.

Orta Doğu ’herkese herşeyi yapabilme hakkının her zaman mahfuz’ olduğu bir coğrafya, doğal olarak Türkiye’yi de zora sokacaktır.

Tüm yazılarını göster