Sniper

Güzel Türkçemize ‘keskin nişancı’ olarak tercüme edebileceğimiz İngilizce bir kelime...

Engin Civan engin.civan@haber3.com

Güzel Türkçemize ‘keskin nişancı’ olarak tercüme edebileceğimiz İngilizce bir kelime sniper.Ancak ‘keskin nişancı’ kelimenin İngilizce karşılığını tam vermiyor. Sniper uzaktan ve tek atışla vuran bir kişi. Atişin tek kurşun ve ölümcül olması sniperin özelliği.Uzaktan ateş ettiği için, uzun namlulu ve teleskoplu silah kullanıyor. Sniper olmanın diğer bir özelliğide kamufle bir ortam içinde pozisyon alıp ateş etmek. Bir anlamda pusu kurmak. Uzak mesafeden, saklı ve kamufle konumdan ateş etmesi ve ses dalgalalarının ters yönde patlamasından yararlanarak, görgü tanıklarını yanıltması sniperin ilave özellikleri. Bu nedenle keskin nişancılığın ötesinde bir anlam taşıyor sniper. Kötü niyetli, pusu kurmuş ve öldürmek için uzaktan ateş eden kimse sniper.


( Okunuşu Sınayper). Hatırlarsanız Sırp sniperlerin Saraybosna’da öldürdüğü sivillerin kanlı manzaraları dünya kamu oyunu nasıl ayağa kaldırmıştı.


İşte dünya imparatorluğu ABD’nin başkenti Washington metropolitan bölgesinini 2 Ekim’den bu yana paralize eden olgu bu. Sniper olgusu !!…


Değerli okurlarım bu konuda yazı yazıp yazmamak için uzun süre ikilem içinde kaldım. Ekonomik ve politik konularda yazı yazan ve Türk medyasında her konuda bilir bilmez ahkam kesen yazarlar bolluğundan haz etmeyen bir fani olarak, sonunda sniper konusunu değişik açılardan analiz etmeğe karar verdim.


Saldırılar devam ettiği halde suçlu( ların) yakalanamamış olması ilginç spekülasyonlara yol açmaya başladı. Bu tür bir saldırının sıradan ve psikopat birisi tarafindan yapılmış olması olasılığı giderek azalırken, karşımıza kişisel özgürlüklere engel olmadan polisin neler yapabileceği sorusu çıktı. Milyonlarca kişinin günlük yaşamı içinde hareketlerinin izlenmesi, onbinlerce kilometre uzunluğundaki otoyollar üzerinde hareket halinde olan binlerce aracın denetlenmesi bile başlı başına bir sorun oldu.


İkinci ve çok daha önemli bir sorun, medyanın sorumlulukları konusunda yaşandı ve halen yasanmakta. İlk iki saldırıdan sonra, televizyonlar yayınlarında okulların ve öğrencilerin hedef olabileceği konusunu sürekli işlediler. Bu tür yayınlar sonrası sniper 13 yaşında bir zenci çocuğu okula giderken vurdu. Yeğenini okula henüz bırakmış olan hemşire teyzesinin sadece 100 metre uzaklaşmış olması, 13 yaşındaki ortaokul öğrencisinin hayatını şans eseri kurtardı. Genç kurban bundan sonraki yaşantısını bir kaç iç organı eksik olarak sürdürecek. Ertesi gün, ateş edilen ağaçlığın yakınlarında üzerinde ‘ Sevgili Polis Amca Ben Tanrı’yım’ yazan bir Tarrot kartı bulundu. Bu delil medya tarafından kamu oyuna ilan edildi. Bu gelişmeden sonra polis-medya biribirine girdi. Kamu oyunun haber alma hakkı ve polisin gizlilik iddası ,medya ile polis arasında sıcak savaşa dönüştü. Akabinden medyada sniperin keskin nişancı olmadığı, vurulanların hep vücütlarından yaralandığı yorumu yapıldı.Bunun üzerine sniper otoparkta arabasına torbalarını yerlestiren bir bayanı kafasından vurdu.


Üçüncü yaşanan olgu ise daha ilginç ve tehlikeli.Teknolojik gelişmenin ve globalizm sayesinde sniper saldırıları bütün dünya radyo ve televizyonları tarafindan adeta yerel haber gibi gösterilmeye başlayınca, sniper uluslararası üne kavuştu. Psikopat birisi veya politik motivasyonlu küçük bir hücre, bu sekilde korsan salırılarla dünya çapında üne kavuşabileceğini öğrenmiş oldu. Şimdi medyaya çıkan ne kadar emekli FBI, CIA ve Pentagon uzmanı ‘konuşan ağız’ varsa, her biri kendine göre birşeyler anlatmakta ve bir o kadar teori üretmekte. Bunun sonucu olarak bir sürü insanın ve saldırgan(ların) kafasına fikirler sokulmakta. Bir ara bu saldırıları düzenleyenlerin video oyunlarına meraklı liseli gençler olabileceği iddasi bile gündeme geldi. ( Meraklısına not : En popüler oyunlar, Silent Scope ve GTA-3 )


Medyada, 11 saldırı düzenleyen sniper bugüne kadar hiç hafta sonu saldırmadı, yorumu yapanların inadına, geçtiğimiz Cumartesi gecesi sniper 12 inci defa saldırdı ve restaurant çıkışında birisini daha vurdu. Bu satırların yazıldığı saatlerde son saldırının henüz balistik test sonucu belli olmamıştı ancak göstergeler saldırının sniper olduğu yönünde.


Bazı yorumcular bu saldırıların el-Kaide tarafından düzenlendiğini ve Irak’a saldırmaya hazırlanan ABD’nin başkentinde gündemi değiştirmek için yapıldığını savundu. Bazıları ise uluslararası teröristlerin daha büyük bir saldırıdan önce ortalığı karıştırmak için bu tür bir yola baş vurdukları yorumunu yaptı.


Gördüğünüz gibi şu ana kadar binlerce polis, FBI ve diğer federal ajanın izinde olmasına rağmen ortada henüz elle tutulur bir kanıt yok. Sonuç vaat eden bir ipucu yok. Yüksek teknoloji ve büyük finansal kaynak sahibi emniyet güçleri çaresiz durumda. Sadece bol bol üretilen teoriler var. Spekülasyonların ‘bini bir para’. Amerika’nın, İmparatorluk olmasından kaynaklanan mağrurluğunu kabullenemeyen insanlar arasında sniper saldırılarından belkide gizliden haz duyanlar bile bulunmakta.


Şimdilik ortada sadece bir gerçek var. Ufak bir saldırgan(lar) gurubu, ister terörist olsun ister psikopat, basit ve akıllı bir dizi saldırı ile kritik bir bölgeyi felç edebiliyor.


Okullara saldırarak, modern günlük yaşamın iş saatleri dışında odak noktası olan, eğitim sistemini bozabiliyor. Benzin istasyonunda akaryakıt dolduran masum insanları avlayıp benzin satışlarını azlatabiliyor. Başka bir kurbanını süpermaret otoparkında vurup, alış veriş yapanların sayısını azaltabiliyor. Otoyol kenarında restaurant çıkışı bir yolcuyu vurup, şehirlerarası trafik ve ona bağımlı ‘yol-boyu’ ekonomik faliyeti yavaşlatıyor.


Post Modern Gerçekler


Saldırılardan şimdiye kadar ortaya çıkan tek veri toplumsal huzurun pamuk ipliğine bağlı olduğu gerçeğidir.Bir tarafta açık toplum, aktif eğitim, serbest ekonomik faliyet ve ifade özgürlüğü gibi kişisel haklarla, diğer tarafta yüksek teknoloji, medya özgürlüğü, sanal şiddet teşviği gibi unsurlar beraber yaşamakta zorlanıyor.İç içe girmiş çağdaş toplum özellikleri ince bir denge üzerinde durmakta.


Sakin günlük yaşamı korkulu ve sinirli yaşam ortamına dönüştürmek ne kadar basit. Kaotik bir ortam yaratmak ne kadar kolay. Büyük ekonomik tahribat yaratmak ne kadar ucuz. Sadece bir kurşun yeterli !!!


Sniper saldırılarının altından neler ve kimler çıkacak merakla bekliyoruz.


">

Güzel Türkçemize ‘keskin nişancı’ olarak tercüme edebileceğimiz İngilizce bir kelime sniper.Ancak ‘keskin nişancı’ kelimenin İngilizce karşılığını tam vermiyor. Sniper uzaktan ve tek atışla vuran bir kişi. Atişin tek kurşun ve ölümcül olması sniperin özelliği.Uzaktan ateş ettiği için, uzun namlulu ve teleskoplu silah kullanıyor. Sniper olmanın diğer bir özelliğide kamufle bir ortam içinde pozisyon alıp ateş etmek. Bir anlamda pusu kurmak. Uzak mesafeden, saklı ve kamufle konumdan ateş etmesi ve ses dalgalalarının ters yönde patlamasından yararlanarak, görgü tanıklarını yanıltması sniperin ilave özellikleri. Bu nedenle keskin nişancılığın ötesinde bir anlam taşıyor sniper. Kötü niyetli, pusu kurmuş ve öldürmek için uzaktan ateş eden kimse sniper.


( Okunuşu Sınayper). Hatırlarsanız Sırp sniperlerin Saraybosna’da öldürdüğü sivillerin kanlı manzaraları dünya kamu oyunu nasıl ayağa kaldırmıştı.


İşte dünya imparatorluğu ABD’nin başkenti Washington metropolitan bölgesinini 2 Ekim’den bu yana paralize eden olgu bu. Sniper olgusu !!…


Değerli okurlarım bu konuda yazı yazıp yazmamak için uzun süre ikilem içinde kaldım. Ekonomik ve politik konularda yazı yazan ve Türk medyasında her konuda bilir bilmez ahkam kesen yazarlar bolluğundan haz etmeyen bir fani olarak, sonunda sniper konusunu değişik açılardan analiz etmeğe karar verdim.


Saldırılar devam ettiği halde suçlu( ların) yakalanamamış olması ilginç spekülasyonlara yol açmaya başladı. Bu tür bir saldırının sıradan ve psikopat birisi tarafindan yapılmış olması olasılığı giderek azalırken, karşımıza kişisel özgürlüklere engel olmadan polisin neler yapabileceği sorusu çıktı. Milyonlarca kişinin günlük yaşamı içinde hareketlerinin izlenmesi, onbinlerce kilometre uzunluğundaki otoyollar üzerinde hareket halinde olan binlerce aracın denetlenmesi bile başlı başına bir sorun oldu.


İkinci ve çok daha önemli bir sorun, medyanın sorumlulukları konusunda yaşandı ve halen yasanmakta. İlk iki saldırıdan sonra, televizyonlar yayınlarında okulların ve öğrencilerin hedef olabileceği konusunu sürekli işlediler. Bu tür yayınlar sonrası sniper 13 yaşında bir zenci çocuğu okula giderken vurdu. Yeğenini okula henüz bırakmış olan hemşire teyzesinin sadece 100 metre uzaklaşmış olması, 13 yaşındaki ortaokul öğrencisinin hayatını şans eseri kurtardı. Genç kurban bundan sonraki yaşantısını bir kaç iç organı eksik olarak sürdürecek. Ertesi gün, ateş edilen ağaçlığın yakınlarında üzerinde ‘ Sevgili Polis Amca Ben Tanrı’yım’ yazan bir Tarrot kartı bulundu. Bu delil medya tarafından kamu oyuna ilan edildi. Bu gelişmeden sonra polis-medya biribirine girdi. Kamu oyunun haber alma hakkı ve polisin gizlilik iddası ,medya ile polis arasında sıcak savaşa dönüştü. Akabinden medyada sniperin keskin nişancı olmadığı, vurulanların hep vücütlarından yaralandığı yorumu yapıldı.Bunun üzerine sniper otoparkta arabasına torbalarını yerlestiren bir bayanı kafasından vurdu.


Üçüncü yaşanan olgu ise daha ilginç ve tehlikeli.Teknolojik gelişmenin ve globalizm sayesinde sniper saldırıları bütün dünya radyo ve televizyonları tarafindan adeta yerel haber gibi gösterilmeye başlayınca, sniper uluslararası üne kavuştu. Psikopat birisi veya politik motivasyonlu küçük bir hücre, bu sekilde korsan salırılarla dünya çapında üne kavuşabileceğini öğrenmiş oldu. Şimdi medyaya çıkan ne kadar emekli FBI, CIA ve Pentagon uzmanı ‘konuşan ağız’ varsa, her biri kendine göre birşeyler anlatmakta ve bir o kadar teori üretmekte. Bunun sonucu olarak bir sürü insanın ve saldırgan(ların) kafasına fikirler sokulmakta. Bir ara bu saldırıları düzenleyenlerin video oyunlarına meraklı liseli gençler olabileceği iddasi bile gündeme geldi. ( Meraklısına not : En popüler oyunlar, Silent Scope ve GTA-3 )


Medyada, 11 saldırı düzenleyen sniper bugüne kadar hiç hafta sonu saldırmadı, yorumu yapanların inadına, geçtiğimiz Cumartesi gecesi sniper 12 inci defa saldırdı ve restaurant çıkışında birisini daha vurdu. Bu satırların yazıldığı saatlerde son saldırının henüz balistik test sonucu belli olmamıştı ancak göstergeler saldırının sniper olduğu yönünde.


Bazı yorumcular bu saldırıların el-Kaide tarafından düzenlendiğini ve Irak’a saldırmaya hazırlanan ABD’nin başkentinde gündemi değiştirmek için yapıldığını savundu. Bazıları ise uluslararası teröristlerin daha büyük bir saldırıdan önce ortalığı karıştırmak için bu tür bir yola baş vurdukları yorumunu yaptı.


Gördüğünüz gibi şu ana kadar binlerce polis, FBI ve diğer federal ajanın izinde olmasına rağmen ortada henüz elle tutulur bir kanıt yok. Sonuç vaat eden bir ipucu yok. Yüksek teknoloji ve büyük finansal kaynak sahibi emniyet güçleri çaresiz durumda. Sadece bol bol üretilen teoriler var. Spekülasyonların ‘bini bir para’. Amerika’nın, İmparatorluk olmasından kaynaklanan mağrurluğunu kabullenemeyen insanlar arasında sniper saldırılarından belkide gizliden haz duyanlar bile bulunmakta.


Şimdilik ortada sadece bir gerçek var. Ufak bir saldırgan(lar) gurubu, ister terörist olsun ister psikopat, basit ve akıllı bir dizi saldırı ile kritik bir bölgeyi felç edebiliyor.


Okullara saldırarak, modern günlük yaşamın iş saatleri dışında odak noktası olan, eğitim sistemini bozabiliyor. Benzin istasyonunda akaryakıt dolduran masum insanları avlayıp benzin satışlarını azlatabiliyor. Başka bir kurbanını süpermaret otoparkında vurup, alış veriş yapanların sayısını azaltabiliyor. Otoyol kenarında restaurant çıkışı bir yolcuyu vurup, şehirlerarası trafik ve ona bağımlı ‘yol-boyu’ ekonomik faliyeti yavaşlatıyor.


Post Modern Gerçekler


Saldırılardan şimdiye kadar ortaya çıkan tek veri toplumsal huzurun pamuk ipliğine bağlı olduğu gerçeğidir.Bir tarafta açık toplum, aktif eğitim, serbest ekonomik faliyet ve ifade özgürlüğü gibi kişisel haklarla, diğer tarafta yüksek teknoloji, medya özgürlüğü, sanal şiddet teşviği gibi unsurlar beraber yaşamakta zorlanıyor.İç içe girmiş çağdaş toplum özellikleri ince bir denge üzerinde durmakta.


Sakin günlük yaşamı korkulu ve sinirli yaşam ortamına dönüştürmek ne kadar basit. Kaotik bir ortam yaratmak ne kadar kolay. Büyük ekonomik tahribat yaratmak ne kadar ucuz. Sadece bir kurşun yeterli !!!


Sniper saldırılarının altından neler ve kimler çıkacak merakla bekliyoruz.


Tüm yazılarını göster