Türkiyeli Suriye'de ölürken Suriyelinin keyfi yerinde

2011 yılında Suriye'deki iç karışıklık başladıktan sonra Türkiye'ye Suriyeli...

Özden Yolagiden ozden.yolagiden@gmail.com

2011 yılında Suriye'deki iç karışıklık başladıktan sonra Türkiye'ye Suriyeli mülteciler akın akın gelmeye başladılar.

Can tatlı tabi..

Beş milyondan fazla Suriyeli ülkesini terk etti, bunun dört milyona yakınını sadece Türkiye'ye geldi!

Çadır kentler kuruldu.

Şanlıurfa, Adana, Kilis, Kahramanmaraş, Hatay, Osmaniye, Malatya ve Gaziantep'te geçici barınma merkezleri bulunuyor.

Bu merkezlerde 25 Temmuz 2019 itibarıyla 87 bin 464 bin Suriyeli yaşıyor.

Düz hesapla, Türkiye'de üç buçuk milyon Suriyeli olduğunu var sayarsak, üç milyondan fazlası şehirlere dağılmış durumda!

Ülkenin dört bir yanına yayıldılar. Her ilde, her mahallede, her sokakta, her köşede dolaşan Suriyeli görmek mümkün.

Suriyeli sayısı açısından ilk beş sırada İstanbul, Antep, Hatay, Urfa ve Adana bulunuyor.

Öyle ki Kilis başta olmak üzere bölgedeki çoğu il ve ilçenin nüfus dengesi değişti ve bazı yerlerde çoğunluk konumundalar. ( Kilis yüzde 81 )

 Herkes bunu geçici bir konaklama olduğuna inanmıştı. Fakat yaşanan bunca zamandan sonra konaklama ev sahipliğine dönüşmeye başladı.

Şimdi İdlib meselesi yüzünden bir milyon civarı kişinin Suriye'yi terk edip Türkiye'ye doğru yola çıktığı söyleniyor. Kaçı sınırdan girer bilemiyorum ama böyle giderse Türkiye'deki Suriyeliler, Suriye'dekilerden fazla olacak!

Para bol olunca iş kurma dertleri yok.

Her sokakta Suriyeli esnaf var. Hastane, ilaç, gıda gibi yardımlar cabası. Vergi de vermiyorlar!

Ülkede işsizlik sürekli yükseliyor. Ekonomik sebepler bir yana, Türkiye'deki özellikle orta ve küçük ölçekli firmalarda ucuz Suriyeli çalıştırılmasının payı görmezden gelinmemeli!

Dünyanın neresinde mültecinin esnaflık yaptığı görülmüş bilemiyorum.

Sadece esnaf mı?

Deniz kenarları, sahiller, kafeler, lokantalar, alışveriş merkezleri...

Her yerde keyifli bir Suriyeli görmek mümkün.

Sosyal medya, gazete ve TV haberlerinden görüyoruz ve öğreniyoruz ki; artık mafyalaşmaya başladılar.

Mahalle kavgaları, lokanta basmalar…

Silahı, satırı ve cesareti varsa gitsin Suriye'de ülkesini koruyan ve yaşanılır bir yer olmasını sağlayan bir kahraman olsun.

Yiğitse, huzurlu bir ortamı huzursuz etmek yerine yiğitliğini kendi evinden korkup kaçmayarak göstersin! Kucak açan bir toplumu huzursuz etmesin!

Misafir dediklerimiz toplumun belli bir kesimi açısından sosyal, ekonomik ve psikolojik tehdit olmaya başladılar.

Tutmayan, yanlış bir dış politikadaki ısrar üzerine, gencecik askerlerimiz Suriye'de çatışırken, Suriyeli gençlerin Türkiye sokaklarında keyif çatması incitiyor.

Evet, zordur mermiler, bombalar arasında yaşamak.

Neden kaçtılar diyenlerden değilim, ama bir şekilde kaçtılar ve sığındılar. Türkiye tarihine yakışır büyüklük gösterip kucak açtı.

Fakat misafir, geldiği topluma ayak uydurmalı, toplum kurallarına asgari uyum göstermelidir.

Aksi halde emniyet kayıtlarına geçmiş, sicili bozuk olanlar ve bu samimiyet ve yüce gönüllülüğe yakışmayanlar; çadır kentler, barınma merkezleri, mülteci bölgelerinde gözetim altına alınmalı, uyum sorununda ısrar edenler sınır dışı edilmelidir.

 Kesinlikle dışlama anlamında yazmıyorum ama çoğu insan her gün çevresinde rahat rahat keyif çatan bir Suriyeli görmekten artık tiksinti duyar oldu.

Eğer gözünüzün önündeki sis perdesi kalksın istiyorsanız, sokakta bunu çok iyi analiz edebilirsiniz.

İnsanlarımız bu durumdan çok rahatsız!

 Bu gidiş gidiş değil. 

 SURİYELİ PARALI ASKERLER NEDEN OLMASIN?

 Türkiye, değişik zamanlarda askeri operasyonlar yapıyor.

Bu operasyonlarda neden Suriyeli genç erkekler yetiştirilip kullanılmıyor?

Hem böylece Suriyeli erkekler ülkesini savunurken, askerlik mesleğini öğrenip para kazanmış olurlar!

www.twitter.com/yolagiden

">

2011 yılında Suriye'deki iç karışıklık başladıktan sonra Türkiye'ye Suriyeli mülteciler akın akın gelmeye başladılar.

Can tatlı tabi..

Beş milyondan fazla Suriyeli ülkesini terk etti, bunun dört milyona yakınını sadece Türkiye'ye geldi!

Çadır kentler kuruldu.

Şanlıurfa, Adana, Kilis, Kahramanmaraş, Hatay, Osmaniye, Malatya ve Gaziantep'te geçici barınma merkezleri bulunuyor.

Bu merkezlerde 25 Temmuz 2019 itibarıyla 87 bin 464 bin Suriyeli yaşıyor.

Düz hesapla, Türkiye'de üç buçuk milyon Suriyeli olduğunu var sayarsak, üç milyondan fazlası şehirlere dağılmış durumda!

Ülkenin dört bir yanına yayıldılar. Her ilde, her mahallede, her sokakta, her köşede dolaşan Suriyeli görmek mümkün.

Suriyeli sayısı açısından ilk beş sırada İstanbul, Antep, Hatay, Urfa ve Adana bulunuyor.

Öyle ki Kilis başta olmak üzere bölgedeki çoğu il ve ilçenin nüfus dengesi değişti ve bazı yerlerde çoğunluk konumundalar. ( Kilis yüzde 81 )

 Herkes bunu geçici bir konaklama olduğuna inanmıştı. Fakat yaşanan bunca zamandan sonra konaklama ev sahipliğine dönüşmeye başladı.

Şimdi İdlib meselesi yüzünden bir milyon civarı kişinin Suriye'yi terk edip Türkiye'ye doğru yola çıktığı söyleniyor. Kaçı sınırdan girer bilemiyorum ama böyle giderse Türkiye'deki Suriyeliler, Suriye'dekilerden fazla olacak!

Para bol olunca iş kurma dertleri yok.

Her sokakta Suriyeli esnaf var. Hastane, ilaç, gıda gibi yardımlar cabası. Vergi de vermiyorlar!

Ülkede işsizlik sürekli yükseliyor. Ekonomik sebepler bir yana, Türkiye'deki özellikle orta ve küçük ölçekli firmalarda ucuz Suriyeli çalıştırılmasının payı görmezden gelinmemeli!

Dünyanın neresinde mültecinin esnaflık yaptığı görülmüş bilemiyorum.

Sadece esnaf mı?

Deniz kenarları, sahiller, kafeler, lokantalar, alışveriş merkezleri...

Her yerde keyifli bir Suriyeli görmek mümkün.

Sosyal medya, gazete ve TV haberlerinden görüyoruz ve öğreniyoruz ki; artık mafyalaşmaya başladılar.

Mahalle kavgaları, lokanta basmalar…

Silahı, satırı ve cesareti varsa gitsin Suriye'de ülkesini koruyan ve yaşanılır bir yer olmasını sağlayan bir kahraman olsun.

Yiğitse, huzurlu bir ortamı huzursuz etmek yerine yiğitliğini kendi evinden korkup kaçmayarak göstersin! Kucak açan bir toplumu huzursuz etmesin!

Misafir dediklerimiz toplumun belli bir kesimi açısından sosyal, ekonomik ve psikolojik tehdit olmaya başladılar.

Tutmayan, yanlış bir dış politikadaki ısrar üzerine, gencecik askerlerimiz Suriye'de çatışırken, Suriyeli gençlerin Türkiye sokaklarında keyif çatması incitiyor.

Evet, zordur mermiler, bombalar arasında yaşamak.

Neden kaçtılar diyenlerden değilim, ama bir şekilde kaçtılar ve sığındılar. Türkiye tarihine yakışır büyüklük gösterip kucak açtı.

Fakat misafir, geldiği topluma ayak uydurmalı, toplum kurallarına asgari uyum göstermelidir.

Aksi halde emniyet kayıtlarına geçmiş, sicili bozuk olanlar ve bu samimiyet ve yüce gönüllülüğe yakışmayanlar; çadır kentler, barınma merkezleri, mülteci bölgelerinde gözetim altına alınmalı, uyum sorununda ısrar edenler sınır dışı edilmelidir.

 Kesinlikle dışlama anlamında yazmıyorum ama çoğu insan her gün çevresinde rahat rahat keyif çatan bir Suriyeli görmekten artık tiksinti duyar oldu.

Eğer gözünüzün önündeki sis perdesi kalksın istiyorsanız, sokakta bunu çok iyi analiz edebilirsiniz.

İnsanlarımız bu durumdan çok rahatsız!

 Bu gidiş gidiş değil. 

 SURİYELİ PARALI ASKERLER NEDEN OLMASIN?

 Türkiye, değişik zamanlarda askeri operasyonlar yapıyor.

Bu operasyonlarda neden Suriyeli genç erkekler yetiştirilip kullanılmıyor?

Hem böylece Suriyeli erkekler ülkesini savunurken, askerlik mesleğini öğrenip para kazanmış olurlar!

www.twitter.com/yolagiden

Tüm yazılarını göster