Uykuda mısın sevgili Türkiye ?

Bilinen gerçektir. Türkiye kamuoyu dolduruşa çabuk gelir. Yine bilinen bir gerçektir ‘Büyük...

Engin Civan engin.civan@haber3.com

Bilinen gerçektir. Türkiye kamuoyu dolduruşa çabuk gelir. Yine bilinen bir gerçektir ‘Büyük Türk Medyası’ bu işin uzmanıdır. İki gerçekten bir yanlış çıkar, Türkiye Dış Politika konusunda ‘tribünlere oynayan’ tavrı ile ‘yenilir fakat ezilmez (!)’ Naçizane olarak belirtiyorum. Bendeniz defalarca yazdım bir kere daha yazıyorum. 21.yüzyılda yaşıyoruz. 19.yüzyılın felsefesi, 20.yüzyılın uygulamaları ile 21.yüzyılda Türk dış politikalarını yönlendiremezsiniz. AKP’li Dış İşleri Bakanı Gül’e acıyorum. Gerçeklerin ve gerçeklerden uzak Türk elitlerinin tavrı arasında bocalayıp duruyor. Adamcağız iki arada bir derede kalmış. Dünya değişmiştir. Globalizm cok uluslu şirketlerin yönetimindedir. Yerel sermaye ‘nefsi müdafaa’ durumundadır, enerji kaynakları ön plana çıkmıştır ve global savaş dinler ve medeniyetler savaşı olarak kendini yaşamımıza yansıtmaktadır. Orta Doğu’da da farklı bir durum yoktur. Son İsrail-Lübnan savaşı iki taşeron aracılığı ile ABD-İran kapışmasıdır. ABD’nin taşeronu İsrail’dir. İran’ın taşeronu Hizbullah’tır. Olay bu kadar abestir. İsrail’le ABD parasal yönden akrabadır, İran’la Hizbullah dinsel yönden. TÜRKİYE ÜÇÜNCÜ AYAKTIR : Orta Doğu’da Türkiye sacayağının üçüncüsüdür. ABD, İran ve Türkiye bölgenin güç dengesini sağlar. ABD İran’la kapışınca Türkiye duruma seyirci kalamaz. Ancak düşünüldüğü gibi Barış gücüne katılmakla Türkiye Orta Doğu sorununa çözüm getiremez. Bunlar kamu oyunu ferahlatıcı limon kolonyası taktikleri olur. TÜRKIYE KENDİ BOP’unu ORTAYA KOYSUN : Rahmetli Mustafa Kemal kendi yaşamını da kapsayan yüz yıllık bir savaş döneminden gelen yakın tarihine bakıp, Anadolu’nun etnik dinamiğini de göz önüne alıp, derin bir vecize sarf etmiştir. ” Yurtta Sulh Cihanda Sulh” O dönemde gerçekten söylenecek en akıllı söz budur. Ancak şimdi dünya değişmiştir. 21.yüzyılda yaşıyoruz ve tüm dünya globalleşmenin yan ürünü olarak ‘düşük yoğunlu’ savaş halinde. Üzgünüm ama görünürde bu savaş halinin biteceği yok. Yetişkin Türkiye vatandaşlarının ömrü global mücadelenin sonunu görmeye vefa etmeyecek. Bu nedenle Türkiye Orta Doğu politikasını yeniden gözden geçirmek zorundadır. Herkese eşit mesafede olalım, her yerde barış olsun gibi ‘Polyanna’ cılık oynama zamanı geçmiştir. ‘Geçmişte bizi arkadan vuran Araplardan müttefik olmaz’. ’Musevi kökenli İsrail’e güvenilmez’. ’Ermenileri ve Apo’yu barındıran Lübnan’da Mehmetçiğin kanını döktürmeyiz’ türünden okey oynarken konuşulan kahve sloganları ile Türkiye bir yerlere varamaz. Türkiye ne kadar çabuk global realiteye uyanırsa o kadar yararını görür. Türkiye kendi Büyük Orta Doğu ( BOP ) planını dizayn etmek zorundadır. Haftaya Türkiye’nin BOP planı için ilk reçete !!!!


">

Bilinen gerçektir. Türkiye kamuoyu dolduruşa çabuk gelir. Yine bilinen bir gerçektir ‘Büyük Türk Medyası’ bu işin uzmanıdır. İki gerçekten bir yanlış çıkar, Türkiye Dış Politika konusunda ‘tribünlere oynayan’ tavrı ile ‘yenilir fakat ezilmez (!)’ Naçizane olarak belirtiyorum. Bendeniz defalarca yazdım bir kere daha yazıyorum. 21.yüzyılda yaşıyoruz. 19.yüzyılın felsefesi, 20.yüzyılın uygulamaları ile 21.yüzyılda Türk dış politikalarını yönlendiremezsiniz. AKP’li Dış İşleri Bakanı Gül’e acıyorum. Gerçeklerin ve gerçeklerden uzak Türk elitlerinin tavrı arasında bocalayıp duruyor. Adamcağız iki arada bir derede kalmış. Dünya değişmiştir. Globalizm cok uluslu şirketlerin yönetimindedir. Yerel sermaye ‘nefsi müdafaa’ durumundadır, enerji kaynakları ön plana çıkmıştır ve global savaş dinler ve medeniyetler savaşı olarak kendini yaşamımıza yansıtmaktadır. Orta Doğu’da da farklı bir durum yoktur. Son İsrail-Lübnan savaşı iki taşeron aracılığı ile ABD-İran kapışmasıdır. ABD’nin taşeronu İsrail’dir. İran’ın taşeronu Hizbullah’tır. Olay bu kadar abestir. İsrail’le ABD parasal yönden akrabadır, İran’la Hizbullah dinsel yönden. TÜRKİYE ÜÇÜNCÜ AYAKTIR : Orta Doğu’da Türkiye sacayağının üçüncüsüdür. ABD, İran ve Türkiye bölgenin güç dengesini sağlar. ABD İran’la kapışınca Türkiye duruma seyirci kalamaz. Ancak düşünüldüğü gibi Barış gücüne katılmakla Türkiye Orta Doğu sorununa çözüm getiremez. Bunlar kamu oyunu ferahlatıcı limon kolonyası taktikleri olur. TÜRKIYE KENDİ BOP’unu ORTAYA KOYSUN : Rahmetli Mustafa Kemal kendi yaşamını da kapsayan yüz yıllık bir savaş döneminden gelen yakın tarihine bakıp, Anadolu’nun etnik dinamiğini de göz önüne alıp, derin bir vecize sarf etmiştir. ” Yurtta Sulh Cihanda Sulh” O dönemde gerçekten söylenecek en akıllı söz budur. Ancak şimdi dünya değişmiştir. 21.yüzyılda yaşıyoruz ve tüm dünya globalleşmenin yan ürünü olarak ‘düşük yoğunlu’ savaş halinde. Üzgünüm ama görünürde bu savaş halinin biteceği yok. Yetişkin Türkiye vatandaşlarının ömrü global mücadelenin sonunu görmeye vefa etmeyecek. Bu nedenle Türkiye Orta Doğu politikasını yeniden gözden geçirmek zorundadır. Herkese eşit mesafede olalım, her yerde barış olsun gibi ‘Polyanna’ cılık oynama zamanı geçmiştir. ‘Geçmişte bizi arkadan vuran Araplardan müttefik olmaz’. ’Musevi kökenli İsrail’e güvenilmez’. ’Ermenileri ve Apo’yu barındıran Lübnan’da Mehmetçiğin kanını döktürmeyiz’ türünden okey oynarken konuşulan kahve sloganları ile Türkiye bir yerlere varamaz. Türkiye ne kadar çabuk global realiteye uyanırsa o kadar yararını görür. Türkiye kendi Büyük Orta Doğu ( BOP ) planını dizayn etmek zorundadır. Haftaya Türkiye’nin BOP planı için ilk reçete !!!!


Tüm yazılarını göster