Güngör Mengi: Medyaya kim kızar?

Vatan Gazetesi'nin başyazarı Güngör Mengi, Erdoğan'ın gazetecilere yönelik sarfettiği sözlerine güzel örnekler vererek eleştirdi..

Siyasetçinin iktidarını denetimsiz kılma ihtirası kontrolden çıkmamalı. Yakın tarihimizde bu değerli dersi öğreten ibretli örnekler var ama dinleyen kim? Türkiye bir hukuk devleti. Sistem, yasama-yürütme ve yargı güçlerinin ayrı olması üstüne kuruludur. Demokrasi bu denetim zincirini yeterli görmediği için özgür medyayı dördüncü güç olarak sistemin merkezine koymuştur. İktidarın bağımsız yargıçlarca denetlenmesi ne kadar önemli ise medya tarafından denetlenmesi ve halkın bilgilendirilmesi o kadar önemlidir. Fakat bu bir görgü, gelenek işi. Başbakan son zamanlarda medyaya hakaret tonunda saldırılarla yükleniyor. İki hafta önce ana muhalefet liderinin açıklamalarına aşırı ilgi gösterdiğimizi düşünmüş olmalı ki medyayı “CHP’nin zabıt kâtipleri” diye suçladı. Seçilen bilir! Kızılcahamam kampında güya daha “yapıcı” olmaya çalıştı! Kaynağından doğrulatılmamış senaryoları haber yaptığımızı iddia ettikten sonra “70 milyonluk Türkiye’de 3 milyon gazete satıyorsa burada yanlış var demektir. Bir gazetenin 15-20 milyon satması lâzım” dedi. Başbakan seçim kazanmanın insanı allâme yapmadığını, sadece etrafını dalkavuklarla çevirdiğini unutmamalıdır. Çünkü haklı olsaydı, beğendiği gazeteler çok satardı. En başarılısının bayi satışı 25-30 bindir. Dünyada 20 milyon satan gazete yok. Türkiye’deki 3 milyonun en önemli sebebi de halkın satın alma gücünün yetersizliğidir. Başbakan’ın öfkesi bizce kontrol edemediği bir gücün medyada hâlâ yaşıyor olmasından geliyor. Bu durum işlerini bozuyor! Şükretmeli... Üç gün önce Baykal, iktidarın yargı kadrolarını ele geçirme amaçlı hazırlığını “ihbar” etti. Yeni düzenleme ile hakim ve savcılar yüz yüze görüşme yöntemi ile işe alınacaklar. Önceki gün de eski Meclis Başkanı Arınç parti toplantısında “Dışişleri Bakanlığı’na memur alımında yeni bir sistem getirin” diyordu. Hastanelerin yönetici kadrolarına sınavsız atama yapma yetkisini AKP iki yıl önce almış, fakat Anayasa Mahkemesi yasayı iptal etmişti. Sınavsız atama yetkisi için şimdi yeni bir hamlenin eşiğindeler. Başbakan’ı asıl rahatsız eden işte bu haberlerin duyulmasıdır. Günde 3 milyon gazetenin satılmasını az bulduğu havası veriyor ama aslında ona bile katlanamadığı bellidir. İnternette bir vatandaş dün şu soruyu soruyordu: “Üç milyon kişi okuduğu için Başbakansınız. Elli milyon okusa Başbakan olma ihtimaliniz olur muydu?”
Sonraki Haber