12 cesur yürek Rio’ya hazır

Paralimpik Oyunları’nda Türkiye’yitemsil etmeye hazırlanan basketbolcularımız, tek eksiğimiz olan başarıyı Rio’da kovalayacak: Altın madalya...

Sabahın 8’inde Beykoz’dan Ataköy’deki salona yola çıkmamın sebebi, Rio’daki Paralimpik Oyunları’nda Türkiye’yi temsil edecek olan 12 Cesur Yürek! Tekerlekli Sandalye A Milli Basketbol Takımımız, 2 Eylül günü Rio yolcusu…

Bugüne dek Avrupa ve dünya şampiyonalarından gümüş ve bronz madalyalar alan takım, bu kez “sarı madalya”nın peşinde… Başarırlarsa tarih yazmış olacaklar. Takımın enerjisi de morali de müthiş. Haydi gençler! Bu korkunç günlerde iyi haberlere öylesine çok ihtiyacımız var ki…. Garanti’nin 12 Cesur Yürek’ine Rio’da tüm kalbimle şans diliyorum. Biliyorum, yapacaklar.

MİLLİ TAKIMIMIZ DÜNYA ÇAPINDA

Tacettin Çıpa 9 senedir bu şahane takımın antrenörü. Efes Pilsen kökenli bir basketbolcu, koçluğa Beşiktaş’ın Tekerlekli Sandalye takımı ile başlamış. Koç Çıpa, “Türkiye’de tekerlekli sandalye sporuna çok geç başladık, buna rağmen şu anda dünya çapında iyi olan ülkelerin arasındayız” diyor.

Hiç bilmiyordum, bu kategori aslında bir spor değil, bir rehabilitasyon olarak başlamış. Koç anlatıyor: “2. Dünya Savaşı’ndan sonra gazilere moral olsun diye kurulmuş. Amerika ve İngiltere bu sporun öncüleri… Biz de 20 sene içinde onları yakaladık. Bizim takımların içinde de gazi oyuncular var, bu yılki milli takım kadrosunda olmasa da… TSK ve GATA hem oyuncu bulma yetiştirme hem de destek ve koordinasyon anlamında büyük katkı sağlıyor. Anadolu ligleri takımları ve İzmir Büyükşehir de öncülük yaptılar. Şu anda liglerimizde 67 tekerlekli sandalye takımı var. Kadınlar ligi yok, aynı ligde erkeklerle beraber oynuyorlar. Tekerlekli sandalye kişilerin özel olarak kendi ölçülerine uygun olarak üretiliyor, herkesinki ayrı. Pahalı bir ekipman bu. Her sandalye 25 bin TL civarında.”

Tacettin Çıpa, bu kuşağın artık mutlaka bir şampiyonluk alacağına inanıyor.

“16 SENEDİR TATİL YAPMIYORUM”

Kaptan Özgür Gürbulak, Karşıyaka’da başlamış bu spora. Kemeraltı’nda engelli bir büyüğünün önerisiyle seçmelere gitmiş: “Birkaç kere attım, hep sayı oldu. ‘Sen çok yeteneklisin’ dediler. Arkadaş çevrem dünya çapında genişledi, kendi branşımda tanındım. 35’indeyim, 40’a kadar oynarım. Hem Genç hem A Milli oldum, 16 yıldır tatil yapmadım. Lig biter, kamp başlar. Alacağız bu kez altını, göreceksiniz!”

DEPREMLE DEĞİŞEN HAYAT

İsmail Ar’ın hikâyesi çok başka. Hayatı 1999 depreminde değişmiş: “14 yaşında Yalova’da enkaz altında kaldım. Ailemden kimseye bir şey olmadı, sadece ben hayatımı tekerlekli sandalyede sürdürmek zorunda kaldım. Sporun çok içinde bir çocuktum engelli olmadan önce. Engelli olduktan sonra okul hayatıma devam ettim ama hep bir spor aşkı vardı. Babam Yalova Tekerlekli Sandalye Takımı kurulacağını öğrenmiş, bana söyledi, ben de seve seve kabul ettim.” 2011 yılında evlenmiş İsmail, 2 yaşında bir kızı var. Mutlu. “Hayat devam ediyor” diyor… Uğur Toprak ise 24 yaşında. O da iddialı: “Balıkesir’de Büyükşehir Belediyesi’nin takımında başladım. Hayatım değişti. Çok heyecanlıyım. Sarı madalyayı alırsak tamamdır!”

Sonraki Haber