Guus Hiddink'ten Mehmet Ekici itirafı !

Hollandalı efsane teknik adam Guus Hiddink, Süper Lig’deki şampiyonluk yarışını değerlendirdi.

Fenerbahçe’nin işi zor, çünkü önünde 3 takım var, ikisi, ezeli rakipleri... Galatasaray kırılgan takım, ya kazanıyor ya kaybediyor, ortası yok...

Başakşehir beni de şaşırttı, hocasını ve takımı kutluyorum. Beşiktaş’ın liderliği sürpriz değil. Onların en büyük artıları, elbette müthiş statları...

İlk Türkiye macerasını, henüz kariyerinin başında Fenerbahçe’yle yaşadı. Ardından Evliya Çelebi gibi Dünya’yı dolaştı. Avustralya, Güney Kore ve Rusya gibi ülkelerde efsaneleşti, teknik direktör piyasasında en çok istenen isimlerin başında geldi. Ay-Yıldızlı ekibimizle Play-Off’larda elenince ‘başarısız’ ilan edilip gönderildi. Şu an bir çok teklif almasına rağmen emekliliğin tadını çıkarmaya çalışıyor. Kendisini özlediğimizi söyleyip buluşmak istedik. Guus Hiddink bizleri kırmadı, Amsterdam’da sıkça ziyaret ettiği Cafe Krom’a bisikletiyle geldi, yaklaşık 1.5 saat süren sohbette yine birbirinden ilginç açıklamalar yaptı.

Değişim gerekiyordu, olmadı

Milli takımda artık bir değişim gerektiği vurgulandı bana. Takımın ‘gençleştirme operasyonu’na ihtiyacı olduğu söylendi. Bu operasyonu da, Avrupa’dan, özellikle de Almanya’dan gelecek gençlerle yapmam istendi. Bunun için bir ekip kurduk ve bana göre de iyi bir çalışma yaptık. Herkes bilir, çok önemli isimleri kadroya dahil ettik. Amacımız 30 yaşın üzerinde 3-5 tecrübeli ismin yanına; genç, yetenekli isimleri adapte edebilmekti. Mesela Mehmet Ekici’yi o dönem biz bulmuştuk. Şimdi neler yapıyor bilmiyorum, ama çok yetenekli bir futbolcuydu. (Ekici’nin Trabzonspor’da olduğunu ve diğer 3 büyükler tarafından istendiğini söylediğimizde gülümsemekle yetindi.) Fakat gerçek sebebini maalesef çözemedim, bu işi yapamadık. Kimse o çocukları tam olarak kabullenemedi. Eğer o operasyon tutmuş olsaydı, belki de Türk Milli Takımı daha o dönemden itibaren çok güçlü bir hale gelip, Avrupa ve Dünya Şampiyonaları’nda daha istikrarlı olabilirdi. Zaten beni göreve getiren Mahmut Özgener başkan da görevi bırakınca, kalmanın bir anlamı yoktu ve ayrıldım. Şimdi de Türk Milli Takımı’na önemli yeteneklerin dahil olduğunu görüyorum. Umarım Fatih Terim başarılı olur. Olması da gerekir, çünkü Türkiye’de potansiyel var. Türkler’in futbol tutkusu dünyanın hiç bir yerinde yok, bunu iyi kullanmak gerekir.

Ya kazanıyor ya da kaybetmiyor

Türkiye Ligi’ni çok yakından olmasa da takip ediyorum. Maçların gollerini izliyorum, sonuçlara göz atıyorum. Şu anki puan durumuna baktığımızda ve gerçekçi olmam gerekirse, Fenerbahçe’nin şampiyonluk şansını çok az görüyorum. Çünkü önünde ezeli rakipleri var ve tüm rakiplerinin fazla puan kaybetmesi gerekiyor. Galatasaray’ın da işi kolay değil. Çünkü dikkatimi çeken şu: Galatasaray kazanmış ve kaybetmiş. Kırılgan bir takım yani. Fazla beraberliği yok. Bu nedenle inişleri çıkışları fazla, bu da takımı kırılgan yapıyor. Başakşehir sürprizi beni de çok şaşırttı. Takımı kimin çalıştırdığını bilmiyorum, ama görüyorum ki, kazanıyor, kazanamazsa da en azından yenilmiyor. Beraberlikleri fazla, bu da takımın direncini göstermekte. Teknik direktörlerini tanımıyorum, ama hem onu hem de bu takımda forma giyen futbolcuları kutlamak istiyorum.

Dünya’nın en güzel stadı!

Beşiktaş’ın lider olması tabii ki sürpriz değil. Şenol Güneş’i tanıyorum. O da Güney Kore’de benim gibi harika işler yaptı. Hırsını takdir ediyorum. Geçen sezon şampiyon olmaları bir tesadüf olamaz. Benim Beşiktaş’la ilgili sevdiğim en önemli şey, statları. Beşiktaş Stadı’na hayranım. Beşiktaş Stadı’nın konumu, dünyadaki başka hiç bir statla kıyaslanamaz. Bana göre dünyanın en güzel stadı. Duyduğuma göre yeniden inşa edilmiş. Aynı yerde yenilenmesi, Beşiktaş taraftarı ve camiası için büyük şans. Böylesi bir stada sahip takım da şanslı! Bu stat, futbolcuları da aşırı derecede motive etmektedir herhalde. Umarım yakın zamanda Beşiktaş Stadı’nda bir maç izlerim. Şenol Güneş hocama selamlarımı iletin!

Fenerbahçe’yi hayatım boyunca unutmayacağım

Aydın’a kaybettik, oğlumla arabaya bindik, eve gideceğiz. ‘Bu iyi bir fikir değil’ dediler. 5 saat garajda bekledik, yine de taş yağmuruna tutulduk. Atalanta karşısında tur geldiğinde ise omuzlarda taşındım.

Fenerbahçe’yi, orada yaşadıklarımı hayatım boyunca unutmam. O dönemdeki tutkuyu, kaybetmenin insanlar tarafından nasıl karşılandığını, kazandığımızda ise nasıl göklere çıkarıldığımızı unutmayacağım. Yaşadıklarımdan zaten büyük dersler aldım, Fenerbahçe benim için bir okul gibiydi; çünkü o zaman kariyerimin henüz başındaydım. Mesela; hep aklıma geliyor, Aydınspor’a 6-1 yenildiğimizde elbette büyük üzüntü duymuştum. Bize yakışmayan bir sonuçtu, fakat futbolda her sonuç vardı. Oğlum da yanımdaydı, garajda arabamıza bindik ve eve gitmek için hareket ettik. Kulüp yetkilileri, bunun iyi bir fikir olmadığını, biraz beklememiz gerektiğini söylediler.

Aydın maçı sonrası 5 saat mahsur kaldık

Biliyor musunuz; tam 5 saat bekledik. Maçtan tam 5 saat sonra arabamızla garajdan çıkarken ise taraftarlar otomobilimizi taş yağmuruna tuttu. Şok olmuştuk, ama o dönemde bunun da Türkiye’de futbolun bir parçası olduğunu öğrendik. Tam tersini ise Atalanta maçlarında yaşadık. Hem güzel futbol hem de Avrupa’da tur gelince; Fenerbahçe taraftarının beni omuzlara almasını asla unutmayacağım. O zaman anladım ki, Türkiye’de insanlar futbolu tutkuyla ve tamamen sınırlarda yaşamak istiyorlar.

İngiltere’de Chelsea şampiyon olur!

Futbol kalitesi olarak en çok İngiltere Premier League’i seviyorum. Oradaki atmosfer, oradaki mücadele Avrupa’nın hiç bir yerinde yok. Futbolu doyasıya yaşıyorlar. İngiltere’de çalıştığım için kendimi şanslı hissediyorum. Halâ Chelsea’ye bir çok konuda danışmanlık yapıyorum. Antonio Conte mükemmel bir iş çıkardı. Saha kenarındaki hareketleri bence çok doğal, bu yüzden de taraftarlar onu çok seviyor. İngiltere’de Chelsea’nin kesin olarak şampiyon olacağını düşünüyorum, çünkü hiç bir rakibi yok. Diğer takımlar da iyi mücadele ediyor ama Chelsea herşeyiyle şampiyon takım gibi oynuyor.

Slaven Bilic, Ada’da mükemmeli başardı

Bilic’li West Ham’ı da beğeniyorum. İyi futbol oynuyorlar. Şu an Bilic’in sıkıntı çekmesinin çok basit bir sebebi var; Geçtiğimiz sezon takımın başına geçtiğinde kimsenin fazla bir beklentisi yoktu. Hatta takımı kümede tutarsa, herkes Bilic’in görevini yerine getirdiğini söyleyecekti. Ama Slaven geçen sezon inanılmaz bir çıkış yakalayınca, beklentiler de fazla olmaya başladı. Bu sezon doğal olarak herkes; taraftar, camia ve medya, West Ham’dan geçtiğimiz sezondan daha fazlasını bekledi. Bu tabii ki büyük bir sıkıntı. Sezon başında kötü sonuçlar olunca da, Bilic eleştirilmeye başlandı. Bu gayet normal. Ama takımı tekrar toparladığı için onu tebrik ediyorum.

Rıdvan Dilmen benim için bir efsanedir

Fenerbahçe’de Rıdvan’a hayran kalmıştım. Fuleli, adam geçmesi, oyun zekası beni çok etkilemişti. Ondan çok faydalanmak istedim ama sakatlık nedeniyle istenen randımanı alamadık. Ona çok önem veriyordum, ülkeme gönderdim, en iyi doktorlarda tedavisini yaptırdım. İstediğimiz sonuçları alamadık. Galiba Rıdvan da şanssızdı. O, benim için her zaman bir efsane olarak kalacak. Kariyerim boyunca onun gibi yetenekli futbolcu çok az gördüm. Kendisine mutlaka selamlarımı iletin! Arda’yı da takdir ediyorum. Barcelona’da kendine yer bulmak zordur. Arda bunun için çok çalıştı ve başardı. Umarım kariyerini orada devam ettirir.

Fanatik

Sonraki Haber