İmamoğlu'ndan yeni Kanal İstanbul çıkışı: 16 milyon İstanbullu...

İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Cahit Turhan’ın, Kanal İstanbul’a ilişkin önümüzdeki yıl ilk kazmanın vurulacağı yönündeki sözlerine tepki göstererek “Ne bu acele ya!, ‘Kazmayı vuracağız’, ne kazması bu ya. Kanal İstanbul bu basit bir iş değil, oraya kazma vurulmaz” dedi.

İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, katıldığı “Yerel Yönetimler ve Turizm Zirvesi”nin ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı.

Cumhuriyet gazetesinden Leyla Kılıç'ın haberine göre Devlet Su İşleri’nin (DSİ) Kanal İstanbul ile ilgili hazırladığı raporun sumen altı edildiği yönündeki iddialara ilişkin İmamoğlu, “DSİ’nin zaten surece katıldığı son toplantıda da olumsuz rapor verdiğini daha önce söylemiştim. Çıkarılan dosyanın bir kısım detaylarıyla ilgili bilgiyi almış durumdayım. Böyle bir dosyanın orada sümen altı edildiği, neredeyse 3 İstanbulludan birinin susuz kalma tehlikesiyle ilgili bir detayın içinde olduğuna dair. Ama bu raporu tümüyle elde edip inceleme konusunda bir çalışma yapıyoruz” dedi. Yetkililerin projeye ilişkin bir bilgi vermedeğini anlatan Ekrem İmamoğlu, “2011’den beri, hangi devlet yetkilisi çıkıp sizlere Kanal İstanbul’u anlattı? Bir belge varsa biri göstersin rahatlayacağım. 8 senedir bire bir takip ettiğim bu projenin, tek bir gün teknik açıklamasını dinleyecek bir ortam görmedim, duymadım” diye konuştu. 

‘BASİT İŞ DEĞİL’
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Cahit Turhan’ın, projeye ilişkin önümüzdeki yıl kazma vurulacağı yönündeki açıklamasının anımsatılması üzerine Ekrem İmamoğlu, “Ocak ayının ilk haftasında konuyla ilgili bir çalıştay düzenleyeceğiz. Ne bu acele ya!, ‘Kazmayı vuracağız’ ne kazması bu ya. Kanal İstanbul bu basit bir iş değil, oraya kazma vurulmaz. Çocuk oyuncağı mı bu? 16 milyon İstanbullu gider, hakkını arar” dedi. 

CHP’DEN TEKLİF: KANAL İSTANBUL ARAŞTIRILSIN
CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu ve CHP’li milletvekillerinin imzasıyla, TBMM Başkanlığı’na Kanal İstanbul’a ilişkin araştırma önergesi sunuldu. Önergenin gerekçesinde, doğaya ait olmayan bu yapay kanalın, sadece yakın çevresini değil Çanakkale’den Karadeniz’e, hem Türkiye’yi hem de doğu Avrupa’yı olumsuz etkileyeceği vurgulandı. Gerekçede, “Onarılması mümkün olmayan hasarlar meydana getirecek olan Kanal İstanbul Projesi’nin tüm yönlerinin uzmanlar tarafından detaylı incelenmesi, kamuoyuna gerekli şeffaf bilgilendirmelerin yapılarak projenin iptali hususunda gerekli somut adımlar atılması amacıyla Meclis Araştırması açılmalıdır” denildi. 

ÇED RAPORU HAFTAYA ÇIKACAK
Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, Toplu Konut İdaresi’nde düzenlenen İnşaat Faaliyetleri Değerlendirme Toplantısı’nda,  Kanal İstanbul’a ilişkin soruları yanıtladı. Çevre Etki Değerlendirme Raporu’na (ÇED) ilişkin bir soru üzerine Kurum, “ÇED sürecinde sona yaklaştık, önümüzdeki hafta itibarıyla ÇED raporumuz çıkacak. Projenin yapılması noktasında hiçbir engeli kalmayacak şekilde, hem ÇED raporunu hem de 1/100.000 ölçekli planlama sürecini, bakanlığımız nezdinde yürütüyoruz” dedi. Bölgede yatay şehirleşmeyle yeni 500 bin nüfus tasarlandığını belirten Kurum, “Bu 500 bin nüfus da İstanbul’un dışından bir yerden değil, buradaki rezerv konutların üretileceği, hastanelerimizin, üniversitelerimizin, okullarımızın yapılacağı alanlardan ibarettir. Bu çerçevede hassasiyetlerimiz en üst noktada yürümektedir. İnşallah önümüzdeki hafta itibarıyla da ÇED sürecinin sonuna gelmiş olacağız” ifadelerini kullandı.

‘SUYUN AZALMASI SÖZ KONUSU DEĞİL’
İstanbul’un susuz kalacağı eleştirilerine ilişkin soruyu da yanıtlayan Kurum, “O bölgedeki su kaynaklarından İstanbulumuzun suyunun yaklaşık yüzde 4’ü suyu temin edilmektedir. Melen’den yapılan projeyle, İstanbul’un 50 yıllık su ihtiyacını karşılayacak tüm argümanlar düşünülmüş ve buna göre de projelendirilmiş olacak. Bölgedeki su kaynaklarının azalması, İstanbul’un su ihtiyacını olumsuz noktada etkileyecek bir durumu oluşturmamaktadır” dedi.

KATARLILAR 6 AY ÖNCE ALMIŞ
Kurum, Kanal İstanbul etrafındaki inşaat alanlarının Katarlılara satıldığına ilişkin soruya ise “O bölgede de bir arazi takasına, arazi rantına müsaade etmeyiz, hiçbir projede de etmedik. Katar Şeyhi’yle alakalı böyle bir söylenti var. Ona ilişkin de 44 bin metrekare bir arsa söz konusu. O da 6 ay önce veya 7, 8 ay önce alınmış bir arsa, dolayısıyla bu durum doğru değildir” ifadelerini kullandı. 
 

Sonraki Haber