Yeni kurulacak hükümetin derdi büyük !

Yeni kurulacak hükümetin derdi büyük !
Güncelleme:

Yeni kurulacak hükümeti bekleyen büyük bir sorun var: Türkiye, G20'deki sırasını kaybedebilir..

Yüksek enflasyon ve yükselen kurlarla, 2015 sonunda en iyi olasılıkla Türkiye’nin dolar bazındaki milli geliri 801 milyar dolardan 724 milyar dolara gerileyecek. Dolar bazındaki milli geliri 2010 öncesine dönen Türkiye, olasılıkla G20 içinde 20’nci sıraya düşecek. Bunun olmaması için ekonomide doğrudan yatırımları çekecek bir restorasyon gerekiyor.

Hürriyet gazetesinden Uğur Gürses yazıyor:

Hiçbir şey yapmazsak, o çok konuştuğumuz ‘orta gelir tuzağında’ çakılıp kalmak bir tarafa, kişi başı milli gelirimiz de çok uzak değil bu yılsonunda 10 bin doların altına düşecek.

Sembolik gibi görünen tarafı küresel ligde yerimizin değişmesi olsa da, aslında dolar bazında satın alma gücümüzün azalması gibi sonuçları da var. Ama asıl önemlisi, geçmişte bir tarafta kabaca yüzde 10’luk fiyat artışları ile zaten şişen milli gelirin (cari fiyatlarla GSYH), birkaç yıl boyunca neredeyse artmayan ve durgun seyreden dolar kuruyla ölçülerek ifadesiyle, ‘ekonomiyi üç kat büyüttük’ hikâyelerinin ambalajının dökülmesi olacak.

Tabii ki dökülen ambalajın altından çıkan; büyüyememe, yüksek tasarruf açığı (cari açık), enflasyon, borçlu reel ve hane halkı kesimi gibi çözüm bekleyen yapısal sorunlar olacak. Hangi parti iktidara gelirse gelsin ‘halı altına süpürülen’ sorunlar, onlar için altında kalabilecekleri bir potansiyel enkaz olacaktı.

TEK ÇIKIŞ YOLU

Bu sorunların ağrısız çözümü için en temel çıkış yolu, Türkiye’nin hatırı sayılır bir doğrudan yatırım alması, bunun için de içeride yatırım yapılabilir bir atmosferin, ortamın yaratılması olacak. Doğrudan yatırımları çekmesi için işleyen bir demokrasisi olduğunu 7 Haziran’da kanıtlayan Türkiye’nin, şimdi demokrasisinde denge ve fren mekanizmalarının olduğunu ve işlediğini göstermesi; güçler ayrılığını yeniden tesis etmeyi, hukukun üstünlüğünü, kapsayıcılığı, özgürlükleri ve açık toplum olmayı içeren onlarca demokrasi unsurunu ayağa kaldıran bir restorasyonu hayata geçirmesi ve kanıtlaması gerekiyor.

Bunu da AB çapasını eylemde de daha da güçlendirerek ‘yeni bir hikâye’ ortaya koymak için payanda yapabilir. Madem ekonomik büyüme ve refahın artması için yabancıların tasarrufuna ihtiyaç var, mademki bunların da uzun vadeli ve kalıcı olarak gelmesini istiyoruz; o halde yurttaşlarının güvenmediği hukuka, tasarruflarını bu ülkeye getirecek yabancı yatırımcıların güvenmesini beklemek doğru olmaz. Restorasyon şart. Herkes seçim sonuçları ve olası hükümet formülleri üzerine kafa yorarken, ekonomideki durulmanın hala sorunlu olduğunun siyaset hesapları içinde büyük oranda dikkate alınması gerekiyor.