Hande Erçel: Bir haftada 5 kilo verip rolü kaptım
Hande Erçel: Bir haftada 5 kilo verip rolü kaptım
Güneşin Kızları dizisinin başarılı oyuncusu Hande Erçel, hakkında merak edilenleri ve dizinin set ortamını, Hürriyet gazetesinden İzzet Çapa'ya anlattı. Diziye dahil olmasının hiç kolay olmadığını söyleyen Erçel'in, İzzet Çapa ile söyleşisi şöyle:"Güneşin Kızları" bu sezon açık ara en çok sevdiğim yerli dizi! Ne yalan söyleyeyim, dolu dolu hayat hikâyeleri olduğuna inanmadığım için genç oyuncularla röportaj yapmayı pek sevmiyorum.Ama diziyi izlerken Güneş'in kızı Selin'in intikam aldıktan sonraki bakışını görünce, içimden "Bu kızda ışık var" dedim. İki gün sonra da soluğu sette aldım ve seyircinin onu neden bu kadar sevdiğini anladım. Çünkü Hande Erçel gerçekten de dünyalar tatlısı! Buyrun muhabbetimize siz de katılın...
Güneş'in kızı Selin olarak hayatımıza bir girdin, pir girdin. Peki Hande, Selin'le tanışıncaya kadar neler yaşadı?- Benim hikâyem Bandırma'da başlar. Orada doğup büyüdüm. Beyaz eşya yetkili servisi babayla, ev hanımı annenin kızıyım. Bir de ablam var. Çocukluğum o kadar mutlu geçti ki, geriye dönüp baktığımda aklıma tek bir kötü anı bile gelmiyor. Bu yüzden aile konusunda çok şanslı olduğuma inanıyorum.Bu yeni nesil genç starlardan da, Küçük Emrah filmleri misali 'acıların çocuğu' hikâyesi hiç çıkmıyor...- İnan ki arabesk kategorisine girecek hiçbir yanı yok hayatımın. Dediğim gibi sevgi dolu ve keyifli bir çocukluk geçirdim.
Madem Bandırma'da bu kadar mutluydun, İstanbul'a niye geldin?- Zaten baba tarafım İstanbullu olduğu için, şehri az çok biliyordum. 17 yaşında Mimar Sinan Üniversitesi Geleneksel Türk Sanatları Bölümü'nü kazanınca rotayı buraya çevirip, kız yurduna yerleştim. Ama bir sene sonra da "Bu böyle olmayacak" deyip Moda'da ev tuttum.
Haydi diyelim sizinkiler İstanbul gibi bir şehirde 17 yaşında eve çıkmana izin verdi, peki sen hiç korkmadın mı?- Hiç ama hiç korkmadım. İnandığım her şeyin üzerine de korkmadan atlarım. Yarın bir gün Hollywood'a yerleştiğimi de duyarsan sakın şaşırma. Ama şimdilik kendimi Anadolu Yakası'nda çok daha rahat hissediyorum. Zaten artık tek değilim. Bir sene önce, Çanakkale'de okuyan ablam mezun olup yanıma taşındı. Herkesin bildiğinin aksine ben onun değil, o benim kapımı çaldı yani (gülüyor).