''Fenerbahçe için bacaklarımı feda ettim''

''Fenerbahçe için bacaklarımı feda ettim''

Eski milli oyuncu Ergun Öztuna, çok özel açıklamalarda bulundu.

Türk futbolunun unutulmaz isimleri arasında yer alan ve hem Fenerbahçe'nin hem de Bursaspor'un eski adıyla Türkiye 1. Futbol Ligi, son yıllardaki ismiyle Süper Lig'de ilk gollerini kaydeden eski milli oyuncu Ergun Öztuna (Puşkaş Ergun), anılarını Anadolu Ajansı'yla paylaştı.

Henüz 17 yaşındayken Karşıyaka'da ilk 11'de sahaya çıkmaya başlayan  Ergun Öztuna, sadece 2 yıl sonra dönemin en önemli milli takımlarından, Ferenc  Puskas'lı Macaristan'a karşı mücadele etme şansı yakaladı.
 
Eski milli futbolcu, Macaristan'la oynanan müsabakalarda rakip takımın  teknik direktörü Gustav Sebes'in beğenisini kazanırken, ünlü teknik adamın  "İzmir'de Ergun diye iyi bir çocuk vardı" ifadesiyle de büyük bir üne kavuştu.
 
Anılarına Puskas'lı Macaristan'a karşı verdiği mücadeleyle başlayan  Öztuna, şunları kaydetti:
 
"Karşıyaka'da oynadığım dönemde, Macaristan'la yapılacak karşılaşmalar  için İzmir karmasına seçildim. Macarlar o dönemde ortalığı kasıp kavuruyordu.  Yıldız futbolcularla dolu bir kadrosu vardı. Bana göre, Dünya Kupası'nı da  Puskas'ın sakatlığı sebebiyle kazanamadılar. İstanbul'a geldiklerinde yer  yerinden oynadı."
 
Öztuna, o dönemde yaşanan hava muhalefeti nedeniyle Macaristan'ın,  İstanbul'da maç yapamadığını ve kendileriyle birlikte İzmir'e geçtiğini  anlatarak, "İzmir'de, limanda öyle bir kalabalıkla karşılaştık ki, biz de  şaşırdık. Müsabakaya çıktığımızda, santra yapılırken karşımda Puskas vardı. Çok  heyecanlanmıştım. Maçları farklı kaybettik ama Metin Oktay'la birlikte benim adım  ön plana çıktı" dedi.
 
Fenerbahçe'ye transferi ve tarihe geçen goller
 
Macaristan'la yapılan karşılaşmalarda ortaya koyduğu performansla  dikkatleri üzerine çeken ve Genç Milli Futbol Takımı'nda da başarıyla mücadele  eden Ergun Öztuna, kısa sürede İstanbul takımlarının transferdeki gözdesi haline  geldi.
 
Hem Fenerbahçe'den hem de Galatasaray'dan transfer teklifi aldığını  aktaran Öztuna, "Ailece Fenerbahçeli olduğumuz için sarı-lacivertli kulübe  geldim. Taraftarlar bana 'Puşkaş Ergun' demeye başladı. Yeni sezona çok iyi  başladık. İyi de bir performans ortaya koydum. Fenerbahçe'nin Türkiye 1. Futbol  Ligi'ndeki ilk golünü, Ankaragücü'ne attım. Formasını giydiğim Bursaspor'da da  bunu başardım ve iki kulübün tarihine geçtim" şeklinde konuştu.
 
Öztuna, Avrupa'dan 15 ülkenin değerlendirmeye alındığı ve genç milli  takımlarda forma giyen oyunculardan oluşturulan 'En iyi 11'de kendisinin 10  numara olarak seçildiğini belirtirken, Rusya'nın unutulmaz kalecisi Lev Yashin'le  ilgili bir anısını da şöyle anlattı:
 
"Fenerbahçe'ye gittiğimde ilk seyahat, Sovyetler Birliği'ne yapıldı.  Daha sonra onlar, Türkiye'ye geldi. Yashin'le karşılıklı oynadık. Yöneticilerden  Niyazi Sel, onları uğurlamaya gitti. Yashin, Fransa Futbol Federasyonunun  kendisine verdiği cüzdanı 'Bunu Puşkaş Ergun'a hediye ediyorum' diyerek Niyazi  Sel'e vermiş."
 
Gözyaşlarını tutamadı
 
Ergun Öztuna'nın kariyerindeki hızlı yükseliş, arka arkaya gelen  sakatlıklarla tersine döndü.
 
Genç yaşta milli takıma kadar yükselen, Puskas'a, Yashin'e karşı forma  giyen Öztuna, yaşadığı sakatlıklar sebebiyle sarı-lacivertli formayı  hedeflediğinden daha az giydiğini vurgulayarak, gözyaşları içinde şunları ifade  etti:
 
"Herkes beni çok beğeniyordu. O sakatlıkları yaşamasaydım, zirveye  çıkabilirdim. Kariyerimin son dönemlerinde itaat etmeyen bacaklarımla futbol  oynadım. Arka arkaya yaşadığım sakatlıklar yüzünden Fenerbahçe'de istediğim kadar  maça çıkamadım. Sadece bir kez milli formayı giydim. İçim buruk."
 
Öztuna, kariyerinin son dönemlerinde bir sezon Avusturya 2. Futbol  Ligi takımlarından Klagenfurt'ta oynadığını anımsatarak, "Orada yalnızlık çok  zordu. Sıkıntı yaşadım. Ailemi de götürdüm ama alışamayınca, Türkiye'ye döndüm"  şeklinde görüş bildirdi.
 
"Fenerbahçe için bacaklarımı feda ettim"

 
Ergun Öztuna, yaşadığı sakatlıkların antrenörlük kariyerini de olumsuz  etkilediğini söyledi.
 
Geçirdiği sakatlıklar sebebiyle bacaklarında büyük ağrı hissettiğini  dile getiren Öztuna, "Fenerbahçe'de ve milli takımda yardımcı antrenör olarak  görev yaptım. Takımı çalıştırmam gerekiyordu ama uzun süre ayakta duramıyordum"  ifadelerini kullandı.
 
"Fenerbahçe için bacaklarımı feda ettim" diyen Öztuna,  "Sarı-lacivertli kulüp de bana sahip çıktı. Çok ağır ameliyatlar geçirdim.  Başkanımız Aziz Yıldırım da ameliyatlarım konusunda bana yardımcı oldu." şeklinde  konuştu.
 
Fenerbahçe'nin 103 golle şampiyon olduğu 1988-1989 sezonunda teknik  direktör Todor Veselinovic'in yardımcılığını üstlenen Öztuna, söz konusu dönemde  Türkiye Kupası'nda Fenerbahçe'nin 3-0 geriye düşüp 4-3 kazandığı Galatasaray  derbisinin devre arasında soyunma odasında yaşananlarla ilgili bir soruya, şu  cevabı verdi:
 
"Galatasaray'la Türkiye Kupası çeyrek final rövanş maçına çıkmıştık.  İlk yarı 3-0 bitti ve soyunma odasına girdik. Veselinovic, futbolculara  'rahatlayın' dedi. Herkes elini, yüzünü yıkayıp oturdu. Tekrar konuşmaya başladı,  'Kendinize gelin. Golü çabuk bulursanız, bu maç bizim lehimize biter' ifadesini  kullandı. Gerçekten de golü erken bulduk ve maçı kazandık. Dünyanın en zor  şeylerinden biri teknik direktör olmak. Sahada oynamak kolay."
 
"Şampiyonluk yarışı atbaşı gidiyor"
 
Futbolu yakından takip etmeyi sürdüren Ergun Öztuna, Spor Toto Süper  Lig'deki şampiyonluk yarışını da değerlendirdi.
 
Galatasaray'ın bu sezon şampiyonluk yarışından erken koptuğunu  kaydeden Öztuna, "Fenerbahçe ve Beşiktaş, atbaşı gidiyor. Tabii Fenerbahçe'nin  şampiyon olmasını gönülden arzu ediyorum ama Beşiktaş da uzun süredir şampiyon  olamıyor ve bu yarışı kolay kolay bırakmaz diye düşünüyorum" ifadelerini  kullandı.
 
Öztuna, sarı-lacivertli futbolcuların performanslarını da  değerlendirerek, "Van Persie oynamaya devam ederse, iyi bir duruma gelecek.  Volkan Şen çok formda. Yine Gökhan Gönül, Allah onu nazardan saklasın.  Fenerbahçe'nin kanatlarında görev yapan futbolcular da yedekte bekleyen isimler  de çok iyi" diye konuştu.
 
Tercihi Messi
 
Ergun Öztuna, Barcelona forması giyen Arjantinli yıldız Lionel  Messi'yi çok beğendiğini vurguladı.
 
Futbol dünyasının iki büyük yıldızı Barcelonalı Lionel Messi ile Real  Madridli Cristiano Ronaldo arasındaki rekabetin hatırlatılması ve hangi  futbolcuyu daha çok beğendiğinin sorulması üzerine eski futbolcu, şöyle konuştu:
 
"İkisi de takımları için çok değerli oyuncular. Cristiano Ronaldo çok  hırslı ama Messi'nin de çalımları ve driplingleri çok etkileyici. Şansım olsa,  Messi'yi takımımda görmek isterdim."
 
"Dünyanın en büyük futbolcuları geçmiş zamanlardaydı" diyen Öztuna,  sözlerini şöyle sürdürdü:
 
"Maradona, Pele, Puskas gibi çok önemli yıldızlar vardı. Bunlar  birbirinden çok fazla ayırt edilemez ama bana 'Puskas' ismini verdikleri için  gönlümde Puskas'ın ayrı bir yeri var."
 
"Arda çok klas bir futbolcu"
 
Ergun Öztuna, Barcelona'da forma giyen milli futbolcu Arda Turan'ın  çok klas bir oyuncu olduğunu kaydetti.
 
Arda Turan'ın şu ana kadar gösterdiği performansla yeteneklerini tüm  dünyaya ispatladığını belirten Öztuna, "Dünyanın en büyük kulübünde oynuyor.  Herkese nasip olmayan bir şey. Gururumuz. Ona da layık bir çocuk. Klas bir  futbolcu" değerlendirmesinde bulundu.
 
Arda Turan'ın Barcelona'da kendisini kabul ettirdiğini vurgulayan  Öztuna, "Arda, Türkiye'nin gelmiş geçmiş en iyi futbolcularından biri" ifadesini  kullandı.
 
"İftihar edilecek bir milli takımımız var"
 
Ergun Öztuna, 2016 Avrupa Futbol Şampiyonası Finalleri'ne katılma  hakkını kazanan A Milli Takım'la iftihar ettiğini de söyledi.
 
Türkiye Futbol Direktörü Fatih Terim'i elde edilen başarıdan dolayı  kutlayan Öztuna, "Umutlar azalmışken gelen bir başarı oldu. Önemli olan iyi  bitirmekti. Fatih Terim gururumuz oldu. Hakikaten iftihar edilecek de bir milli  takımımız var" diye konuştu.