AK Parti başkanlık için yollara düşüyor !

AK Parti başkanlık için yollara düşüyor !

Parti yönetimi başkanlık sistemini halka anlatmak için il il dolaşma kararı aldı.

Ak Parti'nin araştırmalarını yapan şirketin sahibi İbrahim Dalmış ise, Bugün Gazetesi'ne konuştu: "Başkanlık olmasa da başbakan cumhurbaşkanlığına aday olacak"

AK Parti'nin oy oranı, araştırmalarda hep yüzde 50-55 bandında seyretmiş, yüzde 50'nin altına hiç düşmemiş. Yerel seçimlerde AK Parti'nin Antalya, Balıkesir ve Manisa'yı yeniden almasına kesin gözüyle bakıyor. İzmir içinse, "İzmir merkez sağın güçlü olduğu bir il, AK Parti merkez sağı çekemedi. ' İzmir'e CHP'li diye bakmamak lazım' ama AK Parti diğer yerlere göre daha az nüfuz edebildi. Seçimden sonra iki bakan verildi. Onlar geldikten sonra İzmir'de hava çok değişti ve AK Parti lehine bir toparlayıcılıkları oldu. Son seçimdeki oy farkı kapatılmaz bir fark değil" yorumunu yapıyor.


Bu video Adobe Flash Player'ın son sürümünü gerektirmektedir.

Adobe Flash Player'ın son sürümünü indirin.

Halkın, İmralı ile başlayan görüşmelerin sonuçlarıyla ilgilendiğini söyleyen Dalmış, “Bu süreç bölgede AK Parti’nin kaybolan popülaritesini artırıyor” dedi.

* Partilerin bugünkü durumuna bakıldığında 2011'deki seçimlere göre bir farklılık gözüküyor mu?

Batı cephesinde değişen bir şey yok. Yakın gelecekte de hiçbir şey değişmeyecek, gözüken o. CHP içler acısı bir durumda. Kemal Kılıçdaroğlu, aslında bir başarı gösteriyor, iki milletvekilinin konuşmasını alıp, "bunları aynı partide tutuyorum" demesi bile bir başarı. Onlarla uğraşmaktan nasıl AK Parti ile uğraşsın? AK Parti'ye kendi seçmeninin tutumunu güçlendirmek üzere yüklenmek durumunda, bu da onu bir yere götürmüyor.

* Parti içinde Erdoğan'ın alternatifi var mı?

"En beğendiğiniz siyasetçi kimdir" sorusu sorduğumuzda, normal olarak liderin ismi en çok çıkıyor ama diğer partilerin genel başkanları, kamuoyunda tanınmış isimler olduğu halde AK Parti'den Erdoğan dışında o listeye giren isimler oluyor. Lider olmamasına rağmen, yüzde 1 düzeyini en az 4-5 ismin aştığını görüyoruz. Abdullah Gül, Bülent Arınç her zaman o listede vardır, tabii Tayyip Erdoğan çok baskındır. AK Parti kurulurken tek adam yoktu. AK Parti'de bölgesel etkinliği olan isimler vardır. Mesela, Recep Akdağ'ın Erzurum ve mücavir alanında, hakkında olumsuz düşünen yok, kendisini solcu olarak tanımlayanlar dahi "olumsuz" kanaat bildirmiyor. Türkiye'de 30 kadar ilde AK Partili bazı isimlere olumlu bakış üst düzeydedir. Tek adamlıkta bu isimlerin çıkması rahatsız eder ama mesela Abdullah Gül'ün, Bülent Arınç'ın ismi hiçbir zaman silinmedi. Bu isimleri silmek için çalışılabilinirdi ama hiç çalışılmadı. Bölgesel aktörler için de böyle.

* Abdullah Gül ile Tayyip Erdoğan imajı açısından nasıl bir fark var?

"Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile ilgili nasıl bir kanaate sahipsiniz" sorusu sorulduğunda, bugüne kadar olumlu kanaat bildirenlerin oranı yüzde 70'in altına nadiren inmiştir. Tayyip Bey'de olumluluğun oranı yüzde 60-65 bandında seyreder ama olumluluğun şiddeti Tayyip Bey'de çok daha yüksektir.

* Kabine revizyonu yapıldı, hükümete yönelik bir yorgunluk algısı mı ortaya çıkmıştı?

Halkta "yoruldular" algısı yok. Yeniliğin bizatihi değer olduğu yönünde tartışmalar var ama halkta alışıldık şeyler daha çok tutuyor. Son araştırmada, sağlıkla ilgili olumluluk algısı yüzde 70'in üzerindeydi. Tayyip Bey her konuda araştırma sonuçlarına bakar ama bu araştırmaların kararını etkileme katsayısı konulara göre çok farklılaşabilir. Tamamen toplumsal algıya bakarak ülke yönetilirse çok fazla tezat ortaya çıkar. İnsanlar yol yapılmasını ister, yol yapılırken ise şikayet eder, rahatsız olur, yol bitince ise memnun olur. Anlık ölçümler bazı konularda yönlendirici olmaz. Giden bakanların başarısız olduğu için gittiği tezi Recep Akdağ işin içinde olduğu için kesinlikle doğru değil. Öyle bir ihtiyaç duyulmuş. Bazılarında ise araştırma sonucu etkili olabiliyor, Tayyip Bey bir kişinin işini iyi yaptığını düşünürken, algının düşük olduğunu görürse, bu tekrar düşünmesine sebep oluyor.

Başbakan Erdoğan’ın cumhurbaşkanlığına aday olacağını söyleyen Dalmış sonucu da verdi: Tayyip Bey’e rakip olarak gösterilebilecek birisi yok, karşısında toparlayıcı olabilecek biri gözükmüyor. Bence birinci turda alır.

* Tayyip Erdoğan'ın cumhurbaşkanı adayı olması halinde seçilmesinde bir risk var mı?

Cumhurbaşkanlığı seçimine giderken, Tayyip Bey'in kafasında anayasa değişikliğinin gündeme gelmesi gibi bazı düşünceleri var. Çok da haklı. Halk seçecek. Seçime katılanların yüzde 50'sinden fazlasının oyunu aldıktan sonra seçilecek bir cumhurbaşkanı olacak. Düşündüklerinin hiçbirisi olmasa da Tayyip Bey cumhurbaşkanı adayı olacaktır, bu bariz gözüküyor.

* Bir rakibi gözüküyor mu?

Tayyip Bey'e rakip olarak gösterilebilecek birisi yok, karşısında toparlayıcı olabilecek biri gözükmüyor. Bence ikinci tur dahi olmaz, birinci turda alır.

* Birinci turda seçilemezse, ikinci turda seçilemeyeceği iddiaları var.

O çok yanlış. Onlar iddia değil, "ah böyle olsa" diye beklenti. Muhalefetin inandırıcı bir senaryo hazırlaması lazım, Tayyip Bey'in karşıtlarına bir şey söylemesi lazım, iyi de Tayyip Bey'in karşıtları onun seçilmemesine yetmiyor ki. Yetse dükkan sizin. Mevcut durum ilk turda kazanacağını gösteriyor.

* Cumhurbaşkanı Abdullah Gül de aday olursa mı?

Senaryo kurulabiliyor ama bazı senaryolar saçma. Tayyip Bey ile Abdullah Bey anlaşıp, "Abdullah Bey aday olsun" denilirse, buna şaşırmam, Tayyip Bey'in aday olduğu yerde ise Abdullah Bey aday olmaz. Elbette Abdullah Bey aday olursa güçlü bir rakip olur Tayyip Bey'e ama Abdullah Bey ya da Tayyip Bey bunu kime nasıl izah ederler? Böyle bir şey olamaz, olursa sadece AK Parti değil Türkiye büyük zarar görür ki onlar buna müsaade etmez. Kılıçdaroğlu'nun "Abdullah Bey'i destekleriz" açıklaması meşru bir siyaset değil, "ben kendi adayımı seçtiririm" demesi gerekir.

* Başbakan kim olur?

Sorun o. Başbakan bir çok isim olabilir de en önemli sorun AK Parti Genel Başkanı'nın kim olacağı. Teşkilatların üzerinde anlaştığı, kabul edilebilir bir isim olması gerekecek.

* Akbulut modeli mi olur?

Emanetçi bir genel başkan olacağını sanmıyorum. Abdullah Gül'ün RP Kongresi'nde yaptığı konuşmayı, çıkıp biri kürsüde okur zor duruma düşülür. Seçmende ve teşkilatlarda kabul görmesi, başta Tayyip Bey olmak üzere 3-4 ismin ona destek vermesi önemli. Teşkilat oy getirebilecek bir genel başkan, seçmen de oy verebilecek bir genel başkan ister. Böyle olunca olabilecek isimlerin sayısı azalıyor, çok az da değil, AK Parti'de bir çaresizlik durumu yok. Liderin bu kadar güçlü olduğu, son sözü söylediği bir partide bir niza oluşması sorun olur.

* Size göre Tayyip Bey'den sonraki genel başkan ya da başbakanın nasıl bir profili olur?

Bence, bir sonraki dönemin AK Parti Genel Başkanı'nın Tayyip Erdoğan stili siyaset yapan bir isim olmaması lazım. Entelektüel yönü ağır basan, konuşma tarzı farklı ama liderlik potansiyeli olan dolu birisi daha iyi olur, yoksa üslup çatışması yaşanabilir. Tayyip Bey'e hiç benzemeyen bir profille daha uyumlu çalışılabileceği kanaatindeyim. Yeni lideri Tayyip Erdoğan'ın kopyası gibi düşünmek doğru değil, farklı biri olmalı. Bir vizyon konuldu, o vizyonu devam ettiren birisi ama daha farklı bir profil olması en doğrusu.

* Başkanlık için bir referandum ihtimali görüyor musunuz?

Tayyip Bey, başkanlığı, yarı başkanlığı zorlayacak gibi. Partilerin uzlaşma komisyonunda uzlaşması önemli, eğer olay başkanlık sisteminde kilitlenirse Tayyip Bey millete götüreceği, milletten de geçebilecek bir anayasayı gündeme getirir. Bugüne kadarki liderlik tarzına bakıldığında bunu yapar.