AK Parti Dönemi Türkiye Ekonomisi paneli -Başbakan Yardımcısı Babacan:(3) -Hukukun üstünlüğü bir ülkede egemen olmadıktan sonra o ülkenin ne birinci sınıf demokrasi olması mümkün ne de gelişmiş bir ekonomi -

AK Parti Dönemi Türkiye Ekonomisi paneli     -Başbakan Yardımcısı Babacan:(3)     -Hukukun üstünlüğü bir ülkede egemen olmadıktan sonra o ülkenin      ne birinci sınıf demokrasi olması mümkün ne de gelişmiş bir ekonomi     -

ANKARA Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, "Hukukun üstünlüğü bir ülkede egemen olmadıktan sonra o ülkenin ne birinci sınıf demokrasi olması mümkün ne de gelişmiş bir ekonomi olması mümkün. Dolayısıyla yargıda mutlaka daha hızlı, daha öngörülebilir, daha tut

ANKARA Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, "Hukukun üstünlüğü bir ülkede egemen olmadıktan sonra o ülkenin ne birinci sınıf demokrasi olması mümkün ne de gelişmiş bir ekonomi olması mümkün. Dolayısıyla yargıda mutlaka daha hızlı, daha öngörülebilir, daha tutarlı bir çalışma ve karar sistemini oluşturacak reformlar önümüzdeki dönemde temel konularımızdan olmaya devam edecek" dedi.

Babacan, Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı'nda (SETA) düzenlenen "AK Parti Dönemi Türkiye Ekonomisi" konulu panelde, finansal istikrarın önemine değindi.

Bankacılıkla alakalı özellikle makro ihtiyati tedbirlerin çok önemli politik alan olmaya devam edeceğini anlatan Babacan, maliye ve para politikaları ile finansal sektörlere yönelik politikaların çizgilerinin de belli olduğunu ancak Türkiye'nin 2023 hedeflerine ulaşması için gerekli olan konuların daha çok yapısal alanları kapsadığını söyledi.

Türkiye'nin enerjide dışa bağımlı olmasına da değinen Babacan, enerjiyi daha verimli kullanmak zorunda olduklarını belirtti.

İşgücü piyasası ile ilgili hala sorunların bulunduğuna işaret eden Babacan, işgücü piyasasının mutlaka daha esnek modellere sahip olması gerektiğini vurguladı. Babacan, bugün Avrupa ve Amerika'da "işim var" diyenlerin önemli bir bölümünün esnek çalışma modelleriyle çalıştıklarını kaydetti.

Yargı ve eğitim konularını da değerlendiren Babacan, bunları ekonomi için olmazsa olmaz konular olarak nitelendirdi. Bunların ekonomi programlarında pek üzerinde durulan konular olmadığını anlatan Babacan, "Ama özellikle yatırım ortamını iyileştirmek için özellikle Türkiye'de öngörülebilir bir hukuk devleti olabilmemiz için bu alanlarda hala yapacak çok işimiz var. Hukukun üstünlüğü bir ülkede egemen olmadıktan sonra o ülkenin ne birinci sınıf demokrasi olması mümkün ne de gelişmiş bir ekonomi olması mümkün" dedi.

Babacan, dolayısıyla yargıda mutlaka daha hızlı, daha öngörülebilir, daha tutarlı bir çalışma ve karar sistemini oluşturacak reformların önümüzdeki dönemde temel konular arasında olmaya devam edeceğini kaydetti.

-"Eğitim konusunda durumumuz hiç iç açıcı değil"-

"Şu anda eğitim konusunda durumumuz hiç iç açıcı değil" diyen Babacan, çalışma yaşındaki nüfusun ortalama eğitim seviyesinin 6. sınıfı bitirmiş ama 7. sınıfı tamamlayamamış seviyede olduğunu bildirdi.

Böyle bir eğitim seviyesinde kişi başına 10 bin dolar düzeyine ulaşıldığını, hedefin 25 bin dolar olduğunu ifade eden Babacan, "Ama dünyada 25 bin doları yakalayıp bizim kadar düşük eğitim seviyesine sahip olan bir ülke yok. Burada müfredat önemli, öğretmen daha da önemli faktördür" diye konuştu.

Fatih Projesi'ne 8 milyar dolar para harcadıklarına dikkati çeken Babacan, şöyle devam etti:

"En üst teknoloji sınıfları öğrencilere vereceğiz ama makine kendi başına bir şey değil. Oradaki insan unsuru, onu anlatan, o içeriği çocuklara sunan, çocukların dilinden anlayan, kendi anlamış, kavramış ve iyi bir şekilde işini yapabilen öğretmenler, bunlar bizim eğitim sistemimiz için en önemli konular. Bunları becerebilirsek 2023 hedeflerine inşallah ulaşacağız. Ama bu alanlarda şöyle ya da böyle aksamalar olursa 2023 hedeflerimize ulaşmamız açıkça söylüyorum zor. İlk 10 ekonomiden biri olmak istiyorsak, İstanbul'un dünyanın en önemli 10 finans merkezinden birisi olmasını istiyorsak, bu nitelikli insan kaynağı ile yargı sistemi ile mümkün.

Demokrasi konusunda temel hak ve özgürlükler konusunda hala ideal bir noktada değiliz. İdeal noktanın hala uzağındayız. Onun için iyi işleyen bir demokrasi, gerçekten halkın egemenliği üzerine kurulmuş bir sistem, aynı zamanda bir hukuk devleti olabilmek, özgürlükler, temel haklar konusunda dünyanın en iyi standartlarını hedeflemiş ülke olmak yine olmazsa olmaz konular. Aksi halde sadece ekonomiye, sadece belirli alanlara yöneldiğinizde ama siyasi reform kısmını geride bıraktığınızda o da yine topal bir gelişme oluyor."

Babacan, herkesin o toplumun bir parçası olduğunu hissedebileceği, kendisini ve o ülkenin sahibi hissedeceği bir siyasi ortamın mutlaka oluşturulması gerektiğine vurgu yaparak, sözlerini şöyle tamamladı:

"Yani (bu ülkenin sahibiyim, benim söylediklerimin önemi var ve ülkede fırsat eşitliği var) denilebilmeli. Eğitimde, iş piyasasında, siyasette, yani her ülkenin vatandaşı şunu hissedebilmeli. (Ben eğer doğruları yaparsam çok çalışırsam bu ülkenin hükümetinde yer alabilirim, başbakan olabilirim, cumhurbaşkanı olabilirim diye herkeste o özgüven olmalı. Tek tek, fert fert fırsat eşitliğini herkes hissetmeli. Dolayısıyla Türkiye çok şükür iyi bir yolda.

Sadece güzel ekonomik sonuçlar değil ama aynı zamanda bizim siyasi alanda yaptıklarımız da pek çok ülke için bir ilham kaynağı. Sorumluluğumuz arttı. Artık yakından takip edilmeye başlandık. (Türkiye yapıyorsa bu doğrudur) diye bir izlenim de pek çok ülkede yerleşiyor. Onun için hep böyle doğruları yapmaya devam edeceğiz."

Muhabir: Bülent Karaaslan-Necip Fazıl Çelik

Yayıncı: Zülal Eser