Erdoğan tepki gösterdi !

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas yaptıkları görüşmenin ardından basın mensuplarına ortak açıklama yaptı. Erdoğan, İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu'nun Paris'teki yürüyüşe katılmasını eleştirerek, "Hangi yüzle oraya katıldı merak ediyorum" dedi.

Erdoğan yaptığı açıklamada öncelikli hedefin Gazze’nin yeniden inşası olduğunu söylerken "İsrail işgalinin bir an evvel son bulması, başkenti Doğu Kudüs olan 1967 öncesi sınırları içerisinde egemen ve bağımsız bir Filistin devletinin kurulması en büyük temennimizdir" dedi.

İsrail son dönemde artan saldırganlığı yanında Harem-i Şerif ve Mescid-i Aksa'nın kudsiyetini ihlal eden eylemleriyle de bölgede gerilimi körüklüyor. Kudüs ve Harem-i Şerif'in korunması yalnız Filistin'in değil tüm İslam aleminin ortak vazifesidir. Türkiye, İsrail'in bu pervasız ve hukuk tanımaz eylemlerine karşı İslam dünyasının ve uluslararası camianın diğer üyeleriyle birlikte mücadele etmeye devam edecektir. Mahmud Abbas da Türkiye’nin uluslararası alanda Filistin adına yaptığı çalışmadan dolayı teşekkür etti. İki lider daha sonra basın mensuplarının sorularını cevapladı.

SORU&CEVAP

FRANSA’DAKİ OALYLARIN ARDINDAN LİDERLERİN KATILDIĞI BİR YÜRÜYÜŞ OLDU. 18 OCAK’TA DA OBAMA KÜRESEL TOPLANTIYA ÇAĞIRDI. SİZE BİR DAVET GELDİ Mİ?

Erdoğan:

Henüz bize gelmiş bir davet söz konusu değil. Eğer böyle bir davet gelirse konusu içeriği önemli. Olumlu değerlendirebileceğimiz bir zirve olur. Ama henüz bize gelmiş bir davet yok.

MAHMUD ABBAS’A ŞUNU ASORMAK İSTİYORUJM: YÜRÜYÜŞÜ KATILMAMA YÖNÜNDE BİR TALEP GELDİ Mİ SİZE

Abbas:

Dün Fransa’ya Cumhurbaşkanı Hollande’nin davetiyle gittim ve kimsenin beni engellemeye çalıştığını görmedim. Fransa ile ilişkilerimiz çok iyi. Fransa parlamentosu Filistin devletinin kurulması konusunda görüş belirtti. Ben çok rahat bir şekilde gidip katıldım.

BATIDA SALDIRI SONRASINDA TÜM MÜSLÜMANLAR SUÇLAYAN İFADELRE HAKKINDA NE DÜŞÜNÜYORSUNUZ. NETANYAHU’NUN O KAREDE GÖRÜLMESİ HAKKINDA DÜŞÜNCENİZ NEDİR?

Erdoğan:

Bu olayı bir kaç başlıkta tahlil etmek gerekir. Olayın failleri bellidir. Olayın failleri Fransız vatandaşıdır. Ve bu Fransız vatandaşları böyle bir katliamı işlerken faturanın kesildiği yer Müslümanlardır. Kaldı ki Fransız vatandaşı bu kişiler 16 cezaevinde yatıyorlar içeriden çıkıyorlar. Oradaki istihbarata birimleri bunları takip etmez mi? Olayın bir de bu boyutu var. Son dönemlerde özellikle batıda nefret suçunu tahrik etme konusunda çok ciddi olumsuz gelişmeler var.

Müslümanlara karşı İslamafobi aldı başını gidiyor. Biz bir Müslüman olarak, barış dininin mensupları olarak böyle bir katliam nereden gelirse gelsin böyle bir terör eylemine olumlu bakmamız mümkün değil. Ancak bazı gerçekleri de görmemiz gerekir. Netanyahu’yu orada görmeyi nasıl değerlendiriyorsunuz diye sordunuz. Şimdi soruyorum Gazze’de 2500 kişiyi katletmek suretiyle devlet terörü yapan bu zatın el sallamasına siz nasıl bakıyorsunuz… Sanki insanlar onu merakla beklemiş gibi el sallıyor. Hangi yüzle oraya gitti onu merak ediyorum. Siz katlettiğiniz çocukların hesabını verin. Suriye’de 300 bin insan öldürüldü. Dünyanın kılı kıpırdıyor mu? yok… Hala öldürsün devam etsin diye bakılıyor. Kahrını çeken kim? Türkiye, Lübnan, Ürdün. 2 milyona yakın insan bizde. Biz onlara bakıyoruz. Üç ülkede 5 milyon insan o ülkedekiler tarafından bakılıyor.

Yaptığımız harcama 5 milyar dolar ve bize “2 milyon insana yaptığınız ev sahipliği takdire şayandır” diyorlar. Tasmam da lafla olmuyor bu iş. “Biraz da biz yüklenelim” demiyorlar. Batının iki yüzlülüğü ortadadır. Biz Müslüman olarak hiçbir zaman terörün katliamların yanında yer almadık. Ama bu katliamların arkasında ırkçılık nefret söylemi ve İslamafobia yatıyor. Lütfen camilere yapılan saldırılar karşısında batı yönetimler gerekli tedbirleri alsınlar. Bunlar tahriktir. İslam dünyasının da üzerinde oynana oyunlar karşısında tedbirini alamsı gerekir.