Yapay pankreas yaptılar

Yapay pankreas yaptılar

Diyabet hastalarına yeni umut.. İngiltere'de yapay pankreas yaptılar !

İngiltere’deki Cambridge Üniversitesi araştırmacıları, birinci tip diyabet hastası çocuklarda günlük insülin iğnelerine son verecek bir “yapay pankreas” geliştirdi. Pankreas yerine geçen karmaşık cihaz, kan şekeri seviyesini ölçüyor, salgılanması gereken insülin dozunu ayarlıyor ve ilacı gece vücuda pompalıyor. Birinci tip diyabet hastası çocuklar, özellikle uykudayken kan şekeri seviyesi tehlikeli derecede düştüğünde hipoglisemi atakları geçirme riskiyle karşı karşıya bulunuyor. İnsülinin daha önce belirlenmiş seviyelerde verilmesini sağlayan insülin pompaları halihazırda kullanılıyor. Ancak yeni sistem, insülin dozunun daha karmaşık bir şekilde takip edilip düzenlenmesini sağlıyor. Bu cihazla insülin dozunun yakından takip edilip düzenlenmesinin, kan şekerinin daha iyi kontrol edilmesi ve böylece tehlikeli hipoglisemi ataklarının önüne geçilmesini sağlayabileceği belirtiliyor. Araştırma, 54 gece boyunca 5 ila 18 yaş arasındaki 17 çocuk arasında yapıldı. Yapay pankreas sisteminin, zamanın yüzde 60’ında kan şekeri seviyesini normal seviyelerde tuttuğu belirlendi. Bu oran, halen kullanılan pompalarda ise yüzde 40 seviyesinde. Bu süre içinde yapay pankreas bağlanan çocuklarda önemli hipoglisemi atağı görülmezken, normal pompaları kullanlarda 9 hipoglisemi vakası görüldü.

Böbrek naklinde doku uyumsuzluğuna son

İngiltere’de 15 yıldır diyaliz makinesine bağlı olarak yaşayan Maxine Bath adlı kadın hastaya, kardeşinden alınan ’uyumsuz’ böbrek nakledildi

Hayatının 15 yılını diyaliz makinesine bağlı olarak sürdürdükten sonra, ortaya çıkan tansiyonla ilgili problemler nedeniyle doktorların sadece birkaç ay ömür biçtiği Maxine Bath, Kasım 2009’da Coventry Üniversite Hastanesi’nde, tansiyonunun tehlikeli boyutlarda düşük olmasına karşın, yapılan operasyonla kız kardeşinden alınan böbreğin başarıyla nakledilmesi sayesinde tekrar sağlığına kavuştu. İngiltere’de yayınlanan Times gazetesinin haberine göre ameliyatta, plazmayı kandan ayırıp soğutarak protein ve antikorların jelimsi bir maddeye dönüşmesini sağlayan bir soğuk filtrasyon sistemi kullanıldı. Bu sayede nakledilen organın vücut tarafından reddedilmesine neden olan antikorlardan arındırılan kan, yeniden ısıtma işleminden geçirilerek hastaya geri verildi. Ameliyatı yapan ekipten Dr. Rob Higgins, yeni ameliyat tekniğinin, vücutla doku uyuşmazlığı olan bir organın nakledilmesinde ilk kez kullanıldığına işaret etti. Organın vücut tarafından reddedilmesine neden olan antikorları devre dışı bırakan diğer yöntemlerin Bath’ın zaten tehlikeli boyutlarda düşük olan tansiyonunun daha da düşmesine neden olacağına dikkati çeken Higgins, yeni tekniğin bu açıdan çok önemli olduğunun altını çizdi. Bath, Kasım ayındaki ameliyattan sonra geçirdiği 6 aylık rehabilitasyon devresinin ardından yaptığı açıklamada, “Ameliyatın üstünden çok zaman geçmiş olmamasına karşın kendimi şimdiden çok daha sağlıklı hissediyorum. Daha önce hiçbir zaman yiyemediğim fıstık ve çikolata gibi yiyecekleri tekrar yiyebilmeyi dört gözle bekliyorum” dedi.

Prof. Demirbaş: Biz 2007’de yaptık

Medical Park Antalya Hastanesi Organ Nakli Merkezi Direktörü Prof. Dr. Alper Demirbaş, İngiltere’deki nakil ameliyatını kendilerinin ilk kez 2007’de yılında yaptıklarını söyledi: “Biz Türkiye’de ilk defa kan ve doku uyumu olmadan böbrek nakli yaptık. 12 kan ve doku uyumu olmayan ameliyat gerçekleştirdik. Bunlardan 11’i hala çalışıyor. Bu ilk defa 20 yıl önce Japonya’da yapıldı. Tüm gelişmiş ülkelerde bu ameliyatlar yapılıyor. Türkiye’de maaliyeti yüksek olduğu için yaygınlaştırılamıyor. SGK bunu karşılamıyor. Biz bunun için gerekli başvuruları yaptık. Türkiye’de organ nakli olan kişi sayısının artırılması için, organ naklinin önündeki engellerin kaldırılması gerekiyor. İngiltere’de uygulanan ”cryo filtration“ tekniği kullanılan bir yöntem. Biz Türkiye’de bu tekniği kullanmadık, çünkü buna gerek kalmadı. Amerika’da ve Japonya’da bu teknik kullanılıyor. Ben 1997 yıllarında Amerika’daydım ve bu tekniği kullanıyorduk. Belki İngiltere’de bu bir ilktir.”