Bir satış hikayesi

 Birkaç gündür, ev temizleme aleti firması tarafından telefonla aranıyorum. İsmimi de yakın...

Ebru Eğinlioğlu eeginlioglu@gmail.com

 Birkaç gündür, ev temizleme aleti firması tarafından telefonla aranıyorum. İsmimi de yakın arkadaşlarımdan biri referans olarak vermiş. Gayet iyi yapmış, canı sağolsun.

Fakat  birkaç kez randevumu iptal edip, ben sizi ararım dememe rağmen, bu gün telefonumu, iyi halime gelip açınca, yine ısrarcı satıcı hanımla yüz yüze geldim. Bu sefer kadıncağızın da vaktini almamak adına. Kusura bakmayın, şu an ürününüzle ilgilenemiyorum, tanıtımınız için vaktim de yok. Beni affedin, vaktinizi başka müşterilere ayırın dedim.

Bu sefer,  yok efendim, almanız şart değil, biz de biliyoruz almayacağınızı, görüşleriniz de bizim için önemli, arkadaşlarımız oturduğunuz yere çok yakınlar deyince. Peki deyip, telefonu kapattım. Aman efendim, ne kadar yakınlarmış öyle, adeta kapının önündelermiş. Telefonu kapadım, kapı çalmaz mı?

Açtık bir hanım, koca bir kutu ile beraber içeri geldi, ben de 5 dak içinde yanına tabii.

Başladı tanıtıma, önce bizim evde aslında hiç temizlik yapılmadığını, evimizde Mite adı verilen çirkin çirkin böceklerin olduğunu, bunların bizim vücutlarımızdan çıkan deri parçalarıyla falan beslendiğini gibi böyle korkunç resimlerle anlattı.

Ben koltuğun içine doğru bir gömüldüm utançtan, kendimi pek pis bir şey olarak hissettim.

Kadın da yok sadece siz de değil  herkes de var bu böceklerden  dedi.

İyi o zaman dedim.

Sonra satıcı hanım koca bir ışık aldı eline, halıları, koltukları eşeleyip tozları kaldırıp, ışık tutmaya başladı. Bir toz bulutu sorma gitsin. Sonra süpürgeye çekmeye başladı. Çeşitli siyah bezler çıkardı, onları süpürgenin ucuna taktı çıkardı, yastıklarımı vakumlayıp taze kaşar gibi incecik yaptı. Böyle bir gösteri yaklaşık 1 saat sürdü. Sonra burnuma fiyat listesini uzatmaz mı?

Ne göreyim 3200 euro + 700 euroluk bir parça da, bu hanımefendiyi 4 kişiye yollarsam bedavaya geliyor.

Aman dedim, ne yaptınız eski otomobilmi alıyoruz? Çok pahalı bir ürünmüş bu. Hırsız falan çalarsa yüreğime iner sonra….

Yok efendim bunun alarmı var üstünde demedi Allah’ tan…

Neyse  sıkı pazarlıkçı olduğumdan ben size şu kadar verir makinayı alırım.

Hemen aradı müdürünü, bir takım artistik konuşmalar, hayret ifadeleri, aman ne indirim olmuş, geçen yılın fiyatlarına beni yazmışlar, arkadaşlarıma bu muhteşem indirimden bahsetmeyeymişim.

O anda bende derin bir algı hali gelişti.

Bir dakika hanımefendi dedim. Ben sizi 4 kişiye falan yönlendiremem, yüzümde saf bir ifade gördünüz mü, hem dünyanın parasını vereceğim, hem de bir sonraki kurbanları belirleyeceğim. Hem de bunlar 4 kişi olacak.

Yakın akrabalarım olabilirmiş, annem, kuzenlerim, komşularım.

Alacağım varken üründen vaz geçtim.

Bu sefer kadıncağız ben işte para kazanıyorum, çalışıyorum, eve ekmek götürüyorum muhabbetine başlayınca….

Dedim ki; vallahi bana da paralar gökten kucağıma yağmıyor. Sizin çaba sarf ettiğiniz kadar en az bende çalışıyorum. Onun için, oralara girmeye hiç gerek yok….

Uzun lafın kısası demem o ki, herkes birilerine kolay yoldan iş yaptırmaya çalışıyor. Bir çok masum insan şu ya da bu nedenle işine yarayıp yaramadığına bakmadan, boş anına gelip pek çok şey alabiliyor. Satış yapmak o kadar da kolay bir iş değil. Hele ki karşınızdaki insanı çantada keklik olarak görürseniz hiç değil…..

 


 

  

">

 Birkaç gündür, ev temizleme aleti firması tarafından telefonla aranıyorum. İsmimi de yakın arkadaşlarımdan biri referans olarak vermiş. Gayet iyi yapmış, canı sağolsun.

Fakat  birkaç kez randevumu iptal edip, ben sizi ararım dememe rağmen, bu gün telefonumu, iyi halime gelip açınca, yine ısrarcı satıcı hanımla yüz yüze geldim. Bu sefer kadıncağızın da vaktini almamak adına. Kusura bakmayın, şu an ürününüzle ilgilenemiyorum, tanıtımınız için vaktim de yok. Beni affedin, vaktinizi başka müşterilere ayırın dedim.

Bu sefer,  yok efendim, almanız şart değil, biz de biliyoruz almayacağınızı, görüşleriniz de bizim için önemli, arkadaşlarımız oturduğunuz yere çok yakınlar deyince. Peki deyip, telefonu kapattım. Aman efendim, ne kadar yakınlarmış öyle, adeta kapının önündelermiş. Telefonu kapadım, kapı çalmaz mı?

Açtık bir hanım, koca bir kutu ile beraber içeri geldi, ben de 5 dak içinde yanına tabii.

Başladı tanıtıma, önce bizim evde aslında hiç temizlik yapılmadığını, evimizde Mite adı verilen çirkin çirkin böceklerin olduğunu, bunların bizim vücutlarımızdan çıkan deri parçalarıyla falan beslendiğini gibi böyle korkunç resimlerle anlattı.

Ben koltuğun içine doğru bir gömüldüm utançtan, kendimi pek pis bir şey olarak hissettim.

Kadın da yok sadece siz de değil  herkes de var bu böceklerden  dedi.

İyi o zaman dedim.

Sonra satıcı hanım koca bir ışık aldı eline, halıları, koltukları eşeleyip tozları kaldırıp, ışık tutmaya başladı. Bir toz bulutu sorma gitsin. Sonra süpürgeye çekmeye başladı. Çeşitli siyah bezler çıkardı, onları süpürgenin ucuna taktı çıkardı, yastıklarımı vakumlayıp taze kaşar gibi incecik yaptı. Böyle bir gösteri yaklaşık 1 saat sürdü. Sonra burnuma fiyat listesini uzatmaz mı?

Ne göreyim 3200 euro + 700 euroluk bir parça da, bu hanımefendiyi 4 kişiye yollarsam bedavaya geliyor.

Aman dedim, ne yaptınız eski otomobilmi alıyoruz? Çok pahalı bir ürünmüş bu. Hırsız falan çalarsa yüreğime iner sonra….

Yok efendim bunun alarmı var üstünde demedi Allah’ tan…

Neyse  sıkı pazarlıkçı olduğumdan ben size şu kadar verir makinayı alırım.

Hemen aradı müdürünü, bir takım artistik konuşmalar, hayret ifadeleri, aman ne indirim olmuş, geçen yılın fiyatlarına beni yazmışlar, arkadaşlarıma bu muhteşem indirimden bahsetmeyeymişim.

O anda bende derin bir algı hali gelişti.

Bir dakika hanımefendi dedim. Ben sizi 4 kişiye falan yönlendiremem, yüzümde saf bir ifade gördünüz mü, hem dünyanın parasını vereceğim, hem de bir sonraki kurbanları belirleyeceğim. Hem de bunlar 4 kişi olacak.

Yakın akrabalarım olabilirmiş, annem, kuzenlerim, komşularım.

Alacağım varken üründen vaz geçtim.

Bu sefer kadıncağız ben işte para kazanıyorum, çalışıyorum, eve ekmek götürüyorum muhabbetine başlayınca….

Dedim ki; vallahi bana da paralar gökten kucağıma yağmıyor. Sizin çaba sarf ettiğiniz kadar en az bende çalışıyorum. Onun için, oralara girmeye hiç gerek yok….

Uzun lafın kısası demem o ki, herkes birilerine kolay yoldan iş yaptırmaya çalışıyor. Bir çok masum insan şu ya da bu nedenle işine yarayıp yaramadığına bakmadan, boş anına gelip pek çok şey alabiliyor. Satış yapmak o kadar da kolay bir iş değil. Hele ki karşınızdaki insanı çantada keklik olarak görürseniz hiç değil…..

 


 

  

Tüm yazılarını göster