Gıda ve içeceklerde tuz oranı azaltılacak

Gıda ve içeceklerde tuz oranı azaltılacak
Güncelleme:

Paketli gıdalar ve içeceklerdeki tuz oranının azaltılmasına karar verildi.

Sağlık Bakanlığı ile Türkiye Gıda Dernekleri Federasyonu arasında imzalanan anlaşmayla paketli gıdalardaki tuz oranı 2023 yılına kadar kademeli olarak düşürülecek.

Sağlık Bakanlığı, beslenmeye bağlı kronik hastalıkların önlenmesine yönelik bir projeyi daha hayata geçirdi. Başta hipertansiyon ve kalp damar hastalıkları olmak üzere birçok sağlık sorununa yol açtığı bilinen tuzun azaltması çalışmaları kapsamında gıda sektörü ile işbirliği yapıldı. Sağlık Bakanlığı Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü ile Türkiye Gıda Dernekleri Federasyonu arasında imzalanan “Sodyum/Tuz Azaltma Protokolü”, 2018-2023 arası dönemi kapsıyor. Protokole göre firmalar, ambalajlı 18 kategoride yer alan gıda ve içeceklerde tuz oranını düşürecek. Bu kategoriler peynir, zeytin, baharatlar, hazır çorbalar, et, tuzlu soslu kuruyemişler, hazır turşular, cipsler, bisküviler-kekler-krakerler, süt ürünleri, yağlar ve margarinler, makarna ve erişteler, hazır öğünler, kahvaltılık gevrekler, cipsler, balık ürünleri, kümes ürünleri ile sos ve çeşnileri kapsıyor.

İmzalanan protokol, iş yerlerinde aşırı tuz tüketiminin azaltılmasına yönelik çalışmaların ve fiziksel aktiviteyi destekleyen faaliyetlerin gerçekleştirilmesine de imkân tanıyor. Tuz azaltma çalışmaları kapsamında başarılı örnekler, Sağlık Bakanlığı tarafından hazırlanacak bir internet sayfasından duyurulacak.

Türkiye’de tüketilen tuz miktarı tavsiye edilen limitin iki katı
Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), günlük kişi başı tuz tüketiminin 5 gramın altında olmasını öneriyor. Bu miktar bir tatlı kaşığı veya tepeleme bir çay kaşığına denk geliyor. Aşılmaması önerilen bu miktar; yemeklere sonradan eklenen tuzu değil, gün içinde tüm besinlerle alınan toplam tuz miktarını ifade ediyor. Sağlık Bakanlığı ile DSÖ işbirliğinde gerçekleştirilen 2017 Türkiye Hane Halkı Sağlık Araştırması’na göre ülkemizde günlük kişi başı tuz tüketimi ise 9.9 gramı buluyor.

Öte yandan, yine Sağlık Bakanlığı ile DSÖ işbirliğinde hazırlanan Türkiye Bulaşıcı Olmayan Kronik Hastalıkların Önlenmesi ve Kontrolü için Yatırım Gerekçeleri Raporu’na göre tuz azaltma müdahalelerine harcanan her 1 Türk Lirası için 15 yıllık dönemde beklenen tasarruf miktarı 88 TL. Bu nedenle tuz azaltma projeleri, aynı zamanda Türkiye için maliyet etkin bir uygulama.

Birçok bilimsel araştırma, tuzun aşırı tüketiminin kan basıncını yükselttiğini, hipertansiyon sonucunda inme, kalp krizi, kalp yetmezliği ve böbrek hastalıklarının görülme sıklığını artırdığını ortaya koyuyor. Yine aşırı tuz tüketiminin mide kanseri riskini artırdığı, vücuttan kalsiyum atımını kolaylaştırarak kemik sağlığını olumsuz etkileyebildiği, şekerli gıdalarla beraber obezite sorununa sebep olabildiği biliniyor. Bu nedenlerle beslenmeye bağlı kronik hastalıkların önlenmesinde diyetle sodyum/tuz alımının azaltılması öneriliyor.

İHA