AK Parti'nin İstanbul için yeni imar planı belli oldu

AK Parti'nin İstanbul için yeni imar planı belli oldu
Güncelleme:

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, katıldığı bir yayında İstanbul'daki dönüşümle ilgili "Boğaz'da da vatandaşımızı düşünmek zorundayız. Burada binalara ilave imar vermeyecek. Ama aynı binayı Boğaziçi öngörünümde aynı şartlarda, imardaki hakkı neyse, aynı haklarla yapabilecek anlayışta bir düzenlemeyi seçimden sonra inşallah çalışmayı başlatacağız. Oralarda da riskli binalar var. Vatandaşlarımız çivi bile çakamıyor. Bu düzenlemeleri de yapacağız." dedi.

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı, AK Parti İstanbul Milletvekili Adayı Murat Kurum, Habertürk TV’de gündeme dair açıklamalarda bulundu. 

Kurum'un açıklamalarından öne çıkan başlıklar şöyle:

"İNSANLAR SİZDEN ESER VE HİZMET BEKLİYOR"

İnsanlar eser ve hizmetlere bakıyor. Bu hizmetler karşılığında siyasi tercihini kullanıyor. Size hizmet gelmesini istersiniz. Daha iyi şartlarda, daha iyi ortamda çocuğunuzu yetiştirmeniz için o hizmetleri beklersiniz. Ümraniye'de bir sanayi sitesine gittim. Orayı bizim bir an önce dönüştürmemiz lazım. Bakıyorlar ki, kendi illeri dışında her işle meşguller. Vatandaşımız iyi ile kötüyü, çalışan ile çalışmayanı ayırt ediyor. Liyakat sahibi yapıyla ehliyetsizliği, ideolojiyi çok rahat bir şekilde ayırt edebiliyor. Metroya temel atmışız gelmişler hafriyat doldurmuşlar. Çekmeköy'e kavşak yapılacak yıllardır bekletiliyor. Niye yapılmadı? Sorsanız nedeni yok. Üsküdar'da kentsel dönüşüm yapıyorsunuz, Kirazlıtepe'de. Protokolümüz var. İBB'nin üstüne yükümlülüğü var. Altyapıyı kendisinin getirmesi lazım. Kabul etmiş, imzalamış. Ne hikmetse o hizmet yapılmıyor. Sonra dönüp, dolaşıp o hizmeti biz yapmak zorunda kalıyoruz. Şimdi İstanbul Finans Merkezi inşaatı yapmaya başladık. Yakın Avrupa'ya, Ortadoğu'ya hizmet versin istedik. İstanbul finansın merkezi olsun, nitelikli üretim olsun. 65 milyar liralık yatırım. O tasarımda ta o gün altına metro istasyonu koyduk. İstanbul'a trafik yoğunluğu getirmesin istedik. Verilen söz tutulmamış. Burada harcaması gereken bütçeleri reklama, kampanyalara, kendisi İstanbul'da durmadığı için İstanbul dışındaki toplantı ve organizasyonlarda. Sen nerdesin? Afette yok, selde yok. Hep bahane. Biz neyi engellemişiz? Neyi yaptırmamışız, bir tane örnek göstersinler. Ulaşımla ilgili büyük problem var. İstanbul'da yola çıktığınızda başınıza ne gelecek bilemiyorsunuz.

 "VATANDAŞ 'SORUNU ÇÖZECEK KADROLAR' DİYOR"

Biz insanlara bir şey söylediğimiz zaman insanlar şuna kanaat getiriyorlar. Mesela bugün bir silah fabrikasına gittim. Yanımdaki işçi kardeşimiz. 'Ben asgari ücret alıyorum, eşim de çalışıyor, TOKİ'den kuraya girdim çıkmadı' diyor. Dedim ki 'Abi merak etme ilk etabını yaptık, ikinci etabını da yapacağız'. 'Tamam Allah razı olsun bir daha girerim diyor. Muhalefet 'bedava konut vereceğiz, şu kadar kentsel dönüşüm yapacağız' diyor ya. Vatandaş kıyas yapıyor. Fiyat artmış ama benim gelirimi artırmış devlet diyor. Yine yapacak Haziran'da diyor. Maaşımı düzenli alıyorum, iş buluyorum, istihdam oluyor diyor. İstikrarın var. Milletimiz koalisyon döneminin problemlerini bizzat kendisi yaşamış. Sen de eğer ona bir adım atıyorsan. Devletimiz tüm destekleri tüm sektörlere tüm çalışanlara yapmış. Burada popülist davranmaya gerek yok. Devleti de milletimizi de koruyacağız. Biz 'kira artışına sınırlama getirdik' diyoruz. Yüzde 25'ten fazla bu artış olamaz. Cumhuriyet tarihinin en büyük sosyal konut projesini yapmışız. Her şey kusursuz mu? Değil tabii ki. 'Sorunu çözecek kadrolar da burada' diyor vatandaş. İmar, tapu problemi var, ama biliyor ki yan mahalleyi çözmüşüz. Bunu gördüğü için. Müthiş güven ve talep var. Vatandaşımız net bir şekilde görüyor. İnsanlar kıyas ediyor. kıyasta karne veriyor. Bir belediye başkanımız var ki, belki partimizden oyu yüksek. Niye? Çalışmış, uğraşmış, didinmiş. Vekilimiz aynı şekilde vatandaşın işiyle uğraşmış, dertlenmiş. Vatandaşımız bunların hepsine bakıyor.

"ÖNCELİĞİMİZDE ŞU ANDA 14 MAYIS SEÇİMİ VAR"

Bu yerel seçim değil. Konuyu yerel seçime getirmek bugünkü öncelikler çerçevesinde yanlış olur diye düşünüyorum. Önceliğimiz şu anda 14 Mayıs seçimleri. Sayın Cumhurbaşkanımızın yeniden tüm Türkiye için, mazlum coğrafyalar için 21 yıllık başarı hikayesini taçlandırmasıdır. Ardından yerel seçimleri konuşacağız. Biz eğer şu anki muhalefet gibi, muhalefetin o masanın etrafındaki yapılanma gibi hesaplar yaparsak, gelecek kaygısı içerisine düşersek orada yanlış yaparız. Bizim için makamlar, mevkiler önemli olmadı. Göreceksiniz İstanbul'da da, Türkiye genelinde de bu işin eser ve hizmetle yapıldığını milletimiz sandıkta gösterecek. İstanbul özelinde de bunu net bir şekilde göreceğiz.

 "ERZURUM'DAKİ OLAYI DOĞRU BULMUYORUZ"

Hiç tasvip etmiyorum, doğru bulmuyorum. Hangi partiye olursa olsun. Sonuçta demokrasi şöleni, millet sandığa iradesini yansıtacak. Saygı çerçevesi içerisinde kişilik haklarına dokunmadan herkes siyasetini yapmalıdır. Burada sözlü veya fiili herhangi bir hareketin ne bize ne de muhalefete yapılmasını doğru bulmuyorum. Erzurum konusunda da, orada Erzurumlu kardeşlerimizin dışında gelişen bir olay. 200-300 kişinin orada bir eylemi. Bu eylem Erzurum'a mal edilemez. Erzurum her zaman bu ülkenin yanında oldu. Milli mücadelenin şehridir. Erzurum genelinde bu konuyu özleştirmemek lazım. Buradan bir mağduriyet oluşturulmaya çalışılması da doğru değil. Bütün personeline mesaj at, havalimanına gelsin, orada miting yap, nedir bu? Biz olayı kesinlikle doğru bulmuyoruz.

"KİMSE SİZE KARA KAŞINIZ İÇİN PARA VERMEZ"

Sen kendini, masanı terör örgütlerine, teröristlere, Kandil'e dayarsan biz bunu söyleriz. Yol yürüdüğün insanlara bak. Masada kimlerle oturuyorsun, bir bak. Bunu söylemeyip de neyi söyleyeceğiz. Doğru herkes için bir tanedir. Sen burada konuşuyorsun, Kandil'den seni savunuyorlar. Biz bunu söyleyemeyeceksek olur mu öyle şey. Sen bizim gençlere armağan ettiğimiz Millet Bahçesi'ni Amerikalılara vereceğim dersen biz bunu söyleriz. Biz halka arz yaptık. Kendisinin SSK Genel Müdürlüğü dışında bir işi yok. Kimse sizin kara kaşınız, kara gözünüz için size para vermez.

"ENFLASYON DÜŞÜYOR, DAHA DA DÜŞECEK"

Bütün dünyanın yaşadığı bir krizden geçtik. Aynısını Almanya, Amerika da yaşıyor. Orada konut problemi yok mu? Hepimizin Almanya'da, Fransa'da yaşayan akrabası var. Oraya gittiğimde ziyaretlerde görüyorum. Isınamadılar. Siz doğalgazda bir kriz yaşadınız mı? Ne yapsanız karşılığında maalesef gerek olmadığına dair bir algı var. Siz bu ülkede 3600 dolar mıydı kişi başına milli gelir. Şimdi 10 bin dolara geldi. Tedarik zincirinde problem olmuş, siz de tüm dünya gibi etkileneceksiniz. Şu an enflasyonumuz düşüyor. Daha da düşecek. Emin olun 14 Mayıs'ta tüm dünya istikrarı görsün, güveni görsün bir anda nasıl düşecek. 21 yıldır bu işleri yapan, en son mitingte milyonlarla destek alan bir lider var. Cumhur İttifakı var.

"CUMHURBAŞKANIMIZA BÜYÜK GÜVEN VAR"

Sayın Cumhurbaşkanımıza bu milletin gerçekten sevgisi var. Anneler, babalar, teyzeler, çocuklar oradaydı. O meydan kadar yollarda adam vardı. Bizim hilalimizi kıran o Fransız, Alman gazeteleri iki gün sonra 'Bu görsel bir şov' diyor. 'Erdoğan'a destek vermesi şaşırtıcıdır' diyor. 2 gün önce hilâli kırdınız, tahtı kırdınız. Şimdi 'büyük destek var' diyorlar. Bu aşk, sevda, sayın Cumhurbaşkanımıza itimat, güven. Öyle sosyal medyayla algıyla olmuyor. Milletle beraber oluyor bu işler.

 "BÖLGEDE 142 BİN KONUTUN İNŞASI BAŞLADI"

Biz buradayız aklımız, gönlümüz deprem bölgesinde. Bakan yardımcılarımız sürekli gidip geliyorlar. Genel müdürlerimiz orada. Şu an 142 bin konutun inşası başlamış. Şantiyelerimiz harıl harıl çalışıyor. Almanya gelişmiş bir ülke değil mi? Sel oldu, günlerce enkazı kaldıramadılar. Biz enkazı kaldırmışız, geçici barınmayı halletmişiz. Bu depremde Elazığ, Malatya hasar gördü. Bizim yaptığımız konutlarda çizik yok. Vatandaş mücadelenizi görmese tepki gösterir. Kendi adıma deprem, kentsel dönüşümle alakalı bu mücadeleyi etmediğimi düşünsem bir an olsun bu koltukta oturmam. Biz her mahallede gidiyoruz söz veriyoruz. O sözleri tutamıyorsam yine oturmam. Biz elimizden gelen herşeyi yaptık.

"MUHALEFET KAFALARI KARIŞTIRIYOR"

O kadar hızlı büyüdük ki, artık daha iyisi, daha güzeli yok mu diye algı içerisindeyiz. 2012'de seferberlik başlamış. 3.3 milyon konut değiştirilmiş. 1 milyon 200 bin konut yapmışız. Vatandaşımız bir tarafından tutacak, yerel yönetimler bir tarafından tutacak. Bu tek taraflı iş değil. Biz kentsel dönüşüm başlattığımızda muhalefet vatandaşın kafasını karıştırmak için elinden ne geliyorsa onu yapıyor. Peki biz yanlış yapıyoruz diyelim, sen yap doğrusunu, biz alkışlayalım. Bu işin siyaseti olmaz bir kere. Ülkenin milli güvenlik meselesi diyoruz. Nüfusun beşte biri İstanbul'da yaşıyoruz. Gelirimizin yüzde 50'sinden fazla İstanbul kaynaklı. Şimdi çıkıp baharlar gelecek diyorsunuz. 4 yılda Ankara'da, İstanbul'da, İzmir'de baharı gösterememişsin, bu millet inanır mı sana? Nerede bahar, nasıl bir bahar bu?

"MİMAR VE MÜHENDİSLERİMİZİ SINIFLANDIRIYORUZ"

Biz dünyada inşaat sektöründe Çin'den sonra ikinciyiz. Lokomotif bir sektör inşaat sektörü Türkiye ekonomisinde. Sanayiyi güçlendirmiş, istihdamı oluşturmuştur. Biz gelir gelmez müteahhitlerimizi sınıflandırdık. Teknik ve mali yeterliliklerine göre kriterlere ayırdık. Daha önce 100 bin metrekare hastane inşaatı yapmışsanız, siz hastane yapabilecek bilgiye, mali yeterliliğe sahipsiniz. Yapmamışsanız bir proje yapamazsınız. Böyle sınıflandırdık. Şimdi mühendisleri, mimarları da sınıflandırıyoruz. Şimdi artık nitelik sürecine geçtik. Medeniyetin bize tarif ettiği anlayışı yansıtacak o projelerde de görmek istiyoruz. Bunun için de teknik, proje çizecek mimar ve mühendislerimize sınıflandırma getiriyoruz.

"BU YÜZYILIN DÖNÜŞÜM KAMPANYASIDIR"

Bu dünya şehircilik tarihine geçecek bir projedir. Sayın Cumhurbaşkanımız bayramın birinci günü 'Yarısı Bizden Yarısı Devletimizden' kampanyasını ilan ettiler. Rezerv konutlarımızın inşasına başladık. 26 Nisan itibariyle 'Yarısı Bizden' başvuruları alıyoruz. 31 Mayıs'a kadar başvuru yapılabilecek. Bu yüzyılın dönüşüm kampanyasıdır. Bununla dönüşemeyeceksek eğer hiçbir şekilde dönüşemeyiz. Vatandaşlarımız e-devlet üzerinden başvuru yapabiliyorlar. Herhangi ücret almıyoruz. Bakanlığımızın uzmanlığı tarafından bu kapsamda başvuru yapılan binaları inceleyip, keşif raporu hazırlıyorlar. Daha sonra vatandaşımız gönüllülük esasıyla üçte iki çoğunluğu sağlamışsa, biz protokol yapıyor ve proje aşamasına geçiyoruz.

 "TAŞINMA VE KİRA YARDIMI YAPIYORUZ"

Protokolümüzü yapıp, projemizi çizip ruhsatımızı alıyoruz. TOKİ en geç 2 yılda inşaat tamamlanıyor. Bu süreçte kira ve taşınma yardımı yapıyoruz. Açıkladığımız taşınma ve kira yardımı yine 750 bin liraya 2 +1 100 metre kare brüt daireyi, 3+1 100 metrekareyi brüt daireye dönüştürüyoruz Vatandaşımız yüzde 10 peşinat ödüyor. 10 yıl vadede evine sahip oluyoruz. Bu süreçte de 5 bin 250 lira kira yardımı alıyor, taksit tutarı olarak. 6 bin 750 lira 3+1 için de vatandaşımız 10 yıl vadede borcunu ödeyebiliyor. Aslında yüzde 50'den de fazla bir destek sözkonusu. 750 bin liranın 0,79 vade oranı ile 10 yılda ödeyebilir. Ya da memur maaş artış katsayısı çerçevesinde hangisi düşükse onu alacağız. İsterse TOKİ'ye borçlanabilir. Geçen sene yüzde 80 vatandaşlarımızın gelirine artış yaptık. TOKİ'ye borçlu olanlara yüzde 25 artış yaptık. 90 metre kare olursa 675 bin lira olacak. Bu kapsamda 200 bin konutu değiştiriyoruz. Başvuru süresini gelen taleple birlikte yeniden değerlendireceğiz. Acil olan yapıların tamamını dönüştürmek istiyoruz.

"VATANDAŞIMIZ LİDERİNE GÜVENİNİ GÖSTERDİ"

İstanbul'da 1,5 milyon riskli konut sözkonusu. Bugüne kadar 615 bin bağımsız bölümü içeren 126 bin bina için başvuru yapıldı. Bu 4'le çarptığınızda yaklaşık 2,5 milyon vatandaşımız devletine, liderine olan güveni net bir şekilde göstermiş oldu. Biz ne söylediysek bugüne kadar yaptık. Temennim İstanbul'un riski bertaraf edilecek adımlar atılır. Bu herşeyden önemli, siyaset üstü bir konu. Dolayısıyla yapılması lazım. En çok başvuru Bahçelievler'den var. Buralarda dönüşüm yaparken bir yanda yeni yolların, parkların açılmasını sağlayacağız. Rezerv alanlarda konut üreteceğiz ve vatandaşlarımıza arsa değeriyle vereceğiz. Eğer vatandaşımızın arsası imarlı ise yerinde 200 bin konutumuzu dönüştürüyor olacağız.

"BOĞAZ'DA DA BİR DÜZENLEMEYİ YAPACAĞIZ"

Boğaz'da da vatandaşımızı düşünmek zorundayız. Boğazımızı, yeşilimizi korumak zorundayız. Burada binalara ilave imar vermeyecek. Ama aynı binayı Boğaziçi öngörünümde aynı şartlarda, imardaki hakkı neyse, aynı haklarla yapabilecek anlayışta bir düzenlemeyi seçimden sonra inşallah çalışmayı başlatacağız. Oralarda da riskli binalar var. Vatandaşlarımız çivi bile çakamıyor. Bu düzenlemeleri de yapacağız. Hep birlikte elele verelim İstanbul'u dönüştürelim istiyoruz. Herkesin güvenle yaşadığı İstanbul olsun istiyoruz.

ULUSAL RİSK KALKANI PROJESİ

150'yi aşkın bilim insanımızla çalışıyoruz. Yetkinliği olan hocalarımız, tarihçi, jeolog, zemin etüdçümüz var. Tüm alanlara ilişkin 13 grup oluşturduk. Ülkemizin ulusal risk kalkanı projesi çerçevesinde olası risklere karşı hem bugünü hem afet esnası hem de geleceğe dair ekiplerimizle birlikte çalışıyoruz. Okul ve kamu binaları gibi stratejik öneme sahip binalara ilişkin yeni teknolojilerin, yapım tekniklerinin gözden geçirildiği çalışmaları ekiplerimiz, hocalarımız yapıyorlar. Buradan çıkacak sonuçla birlikte inşallah hayata geçireceğiz.

"ENFLASYON HAZİRAN'DA NORMALE DÖNECEK"

Enflasyon rakamları açıklandı. Şu anda yüzde 43. Bu istikrar ve güven ortamıyla inşallah Haziran itibariyle normale dönecek. Kira artışı TEFE TÜFE bölü 2'dir. Geçen sene baktık olağanüstü durum var. Geçici bir durum. Tüm dünya yaşıyor. Bu olağanüstü duruma karşı kiracı kardeşlerimizi, ev sahibi kardeşlerimizi mevcuat çerçevesinde koruyalım. Kira artışına geçici bir sınırlama getirelim. 1 yıllık enflasyonda ben ev sahibiyim diyelim. 25 yaptım, benden sonra 80 yaptı, olur mu öyle şey?

"NORMALLEŞİNCE ARTIŞLARA KARIŞMAYACAĞIZ"

Şu an maksimum yapabileceği ev sahibinin artışı 43'tür. Şimdi bu zaten normalleşecek. Üretimle, yeni yapılan konutlarla. Normalleştiği zaman zaten kira artış oranına karışmayacağız. Bu geçici birn süreç. Bu süreçte hepimiz birbirimize destek olacağız. Yüzde 25 sınır koymuşuz. Bu sınıra uyacağız. Uymuyorsa vatandaşımız yüzde 25 artışını yapacak. Ev sahipleriyle ilgili mağduriyet oluşursa ev sahibini lehine düşünecek bu çalışmayı inşallah yapacağız. Normalleşince zaten serbest piyasa olarak buna karışmayacağız. Konutu yatırım aracı olmaktan çıkaracağız. .