Demirtaş resti çekti: İfade vermeye gitmeyeceğiz

Demirtaş resti çekti: İfade vermeye gitmeyeceğiz

HDP lideri Demirtaş, dokunulmazlıklarla ilgili yaptığı açıklamada, ''Tek arkadaşım kendi ayağıyla ifade vermeye gitmeyecek''

HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, dokunulmazlıkların kaldırılmasına yönelik Ak Parti'nin anayasa değişikliği teklifini eleştirerek "AKP'nin teklifi tam bir kurnazlık. Dört dörtlük parti değiliz fakat hakim huzuruna çıkacak hiçbir şey yapmadık. Özellikle Kılıçdaroğlu'nun şu tuzağı iyi görmesi hesap etmesi lazım. Bu hafta, öbür hafta kaldırabilirler dokunulmazlıkları. Ama şunu bilsinler tek arkadaşım kendi ayağıyla ifade vermeye gitmeyecek" dedi.

"İŞÇİNİN DOKUNULMAZLIĞINI KALDIRAN YASA PARLAMENTER DOKUNULMAZLIKTAN DAHA ÖNEMLİ"

Demirtaş partisinin grup toplantısında konuştu. KESK Genel Başkanı Lami Özgen, DİSK Genel Başkanı Kani Beko, Emekli-Sen Genel Başkanı Veli Beysülen, Eğitim-Sen Genel Başkanı Kamuran Karaca'nın da katıldığı toplantıda Demirtaş işçilerin sorunlarından bahsetti. 1 Mayıs İşçi Bayramının yaklaştığını belirten Demirtaş, uzun yıllardır işçi ve emekçinin hakkının gasp edildiğini savundu. Demirtaş şöyle konuştu: "Hiçbir dönemde 2016" da yaşandığı kadar çalışanlar hak gaspı yaşamadı. Özellikle parlamentoda sırada bekleyen yasa tasarısıyla birlikte en ciddi işçi emekçi alanına müdahalesi gerçekleşmek üzere. İşçinin dokunulmazlığını kaldıran şu yasa parlamenter dokunulmazlığından daha ciddi daha önemli bir mevzudur. Modern kölelik dediğimiz istihdam yasasıyla neden işçilerin alanlara çıkması engelleniyor. İşte onlarda var olan tehlikeyi işçiye anlatamasın diye. Bir oldu bittiyle toplum daha neyin ne olduğunun farkına varmadan bu yasalar parlamentodan çıksın istiyorlar. Bir müddet sonra Türkiye Çin'den daha beter bir yere dönüşebilir. Türkiye'de bu potansiyel var çünkü. Böylesine bir ortamda sendikasızlaştırma işçiyi kendi hakkından aramada aciz bırakma politikaları etkin uygulanırken bir de yasalar çıkarsa işçi emekçi ülkesi değil köle ülkesi olacağız. Biz istihdamı artırmaya çalışıyoruz deniliyor. Soma'da da maden ocaklarına indirilenler işçiydi ve çalışandı. Böyle çalışmakta var işte Orada dayı başı diye bir sistem vardı. Bu dayı başı sistemini yasal mevzuatla işçi kiralama şirketlerine yetki vermek istiyorlar. Yani dayı başları kravat takacak değişen o. Dayı başı kravat taktı diye bu iş emekçiden yana uygulamaya dönüşmeyecek."

"BİR MAL GİBİ KİRAYA VERİLECEKLER"

Selahattin Demirtaş çıkacak yasa ile işçilerin kiralanacağını kaydederek şunları söyledi: "Benzetmemi mazur görün. Affınıza sığınıyorum işçi ve emekçilerin. Araç kiralama sistemleri var. Kiralanacak araçlar bahçesinde duruyor. Bir şirket olacak. İşçiler emekçiler bu firmanın kiralık işçi çalışanı olacak. Bana 10 işçi lazım kiralamak istiyorum diyeceksiniz. Yine affınıza sığınıyorum. Bir mal gibi kiraya verilecekler. Otomobil bisiklet gibi. Bir aylığına 15 günlüğüne.Bunun kiralayanı onun işverenimi olacak hayır. Siz gideceksiniz sizi kiralayanın fabrikasına tarlasında çalışacaksınız. İş yerinizde başınıza bir şey gelirse sorumlu değil. Bir kiralık köle gibi onun hizmetindesiniz. İtiraz edemezsiniz. Maliyetiniz yüksek diyerek işçilerini çıkaracaklar. Çalışanlar içinde büyük tehdit. Patronlar ucuz işçi kaynağına yönelecekler. Burada modern kravatlı dayı başı dediğimiz büyük işçi kiralama şirketleri para basmaya başlayacak. Acele yasanını çıkmasını bekliyorlar. Bir çoğu hazır. İktidara yakınlar. Bunlar büyük sermaye sahiplerine bedava köle var çığırtkanlığından başka bir şey değil. Ekonomiyi balon olarak şişirip kendini kurtarma telaşıdır. Yeni istihdam bürolarıyla birlikte üretim alanına iş gücü katılacak ama çok sayıda insan işsiz kalacak. Kiralık işçi denilen işçilerin çalıştığın yerlerde iş kazaları iş cinayetinde normaldekinden 2 kat daha fazla oluyor. Çünkü uzmanlıkları yok. Güvenlik tedbirleri yok. Bu işçiler sendikalaşamazlar. Haklarını arayamazlar."

"1 MAYIS'TA HERKESİN ALANLARDA OLMASI LAZIM"

1 Mayıs'ta Taksim Meydanının yasaklanmasını eleştiren Demirtaş şu ifadeleri kullandı: "1 Mayıs Taksim yasaklamasa belki bir milyon kişi oraya çıkacak. Allah korusun hükümeti eleştirecekler. Panik bundan. Sendika başkanları Taksim Meydanında haklarını anlatacaklar. Bu yüzden Taksim yasak. Toplum bu gerçekleri duymasın diye. İşçinin dokunulmazlık kalktıktan sona toplumu teslim almak daha kolay hale gelecektir. 1 Mayıs'ta herkesin güçlü bir şekilde alanlarda olması lazım. Önerim; nerede bir alan varsa o alanı doldurup emekçinin sesini duyurmamız lazım. Böyle bir dönemde alanlara çıkmak şarttır. Başka alanlara. Ama yüz binleri, milyonları İstanbul başta olmak üzere alanlara davet etmeliyiz. Bu Taksim'den vazgeçme anlamına gelmez. Taksim oldu mu olmadı mı durumuna getirmememiz lazım. Böylesi bir tarihi cesareti göstermek ve alanlara çıkmak zorundayız. Meydanlar alanlar inlemedikçe işçi kendi yumruğunu alana vurmadıkça bu işler düzelmez. Sesinizin gür çıkması lazım."

"DÖRT DÖRTLÜK PARTİ DEĞİLİZ FAKAT HAKİM HUZURUNA ÇIKACAK HİÇBİR ŞEY YAPMADIK"

Selahattin Demirtaş dokunulmazlıkların kaldırılmasına ilişkin HDP'nin teklifinin kürsü dokunulmazlığını haricindeki dokunulmazlıkların kaldırılması, milletvekillerinin Yargıtay'da yargılanması olduğunu anımsatarak şunları kaydetti: "Vatandaş 90 km hızla gidince ceza geliyor. Vekil 190 km hızla yakalansa polis ondan özür diliyor. Kalksın ne gerek var. Dövse dokunulmazlık var. İhaleye fesat mı karıştırıldı anında gereği yapılsın. Şu gün getirsinler biz başta olmak üzere dokunulmazlığımızı kaldıralım. AKP'nin teklifi tam bir kurnazlık. Mevut dosyalar üzerinden bir tartışma yapılmadan tamamı kümülatif olarak kaldırılacak. HDP için kaldırılacak bunu açık açık bangır bangır anlatıyorlar. Amaç HDP'lileri yargı önüne çıkarıp linç ettirmek. Biz ne yapmışız? Başbakan ve saraydaki parlamentoda bulunan bazı vekiller araba bagajında silah taşıdılar dediler. Böyle bir fezleke yok. İspatlayın bunu değil bir, 59 vekil istifa edeceğiz. İspatlayamazsanız hem saraydaki zat hem stajyerine söylüyorum sizde istifa edecek cesaret var mı? HDP bunların hoşuna gitmeyen bir siyaset yapıyor. Dört dörtlük parti değiliz fakat hakim huzuruna çıkacak hiçbir şey yapmadık. Biz mevzuyu çok abartacak değiliz kaldırmak istiyorlarsa parmak, kol onların. Tarihi suça ortak olmak isteyen herkes parmağını kaldırır. Bunun siyasi fatura ve bedeli bu parmağı kaldıranların olacaktır. Özellikle Kılıçdaroğlu'nun şu tuzağı iyi görmesi hesap etmesi lazım. Dokunulmazlık kaldırılmak isteniyorsa gelsinler CHP'nin ve bizimde teklifimiz var."

"TEK ARKADAŞIM KENDİ AYAĞIYLA İFADE VERMEYE GİTMEYECEK"

Demirtaş dokunulmazlıklarla ilgili konuşmasını şöyle sürdürdü: "Anayasaya aykırı ahlaksız tekliflerde birleşirseniz AKP el kaldırdı demeyecekler CHP kaldırdı diyecekler. Hırsızlar, rüşvetçiler dolandırıcılar ülkede itibar sahibi olacak biz mahkemelerde sürüneceğiz. Bu hafta, öbür hafta kaldırabilirler dokunulmazlıkları. Ama şunu bilsinler tek arkadaşım kendi ayağıyla ifade vermeye gitmeyecek. Nasıl götüreceklerse kendileri bilir. Yok öyle yağma, siyasi faturasını siz ödeyeceksiniz. Siz mezarlığın yanından geçerken korkudan türkü söyleyen tiplersiniz. Bizi mi korkutacaksınız? Bizi zindanla tehdit etmeye kalkmayın. Biz bu ülkenin barışının garantisiyiz."

"TIPIŞ TIPIŞ GİDİP AKP'NİN HUKUK KOMİSYONUNDA YARGILANMAYIZ"

Demirtaş, "Amaç terörle mücadele değil. Bizim PKK'yı büyüttüğümüz yok. Bilimsel, siyasi, ahlaki olarak da PKK'yi büyüten AKP ve MHP'dir. Biz şiddetin panzehri olmaya çalışıyoruz. Sizin yüzünüzden dağa çıkan insanların haddi hesabı yok. Bizim yüzümüzden dağa çıkan yok valla. Gençleri dağa sürükleyen siz sorumlusu biz. Bir tane savcı çıksa çakma milliyetçi ve stajyere soruşturma açsa, PKK'yı büyüten siz dese. Var mı cesur bir savcı bunlara dava açacak. Bize karşı kahramanlar savcılar. Bizi yargılayacaklar bir de bunlar. Görelim kim kimi yargılayacak. Biz öyle tıpış tıpış gidip AKP'nin hukuk komisyonun da yargılanmayız. Fakat burada adalet yokki. Savcı adalet bakanından, bakan saraydan emir aldığını itiraf ediyor. İktidarın baskısı altında bizlerle ilgili adil karar verebilir mi? Yapılacak oylama HDP'nin dokunulmazlığının kaldırılıp kaldırılmayacağı değil başkanlığa evet yada hayır oylamasıdır. Buna evet diyenler desinler. Biz hayır oyu vereceğiz. Başkanlığa zulme hayır diyoruz. Kılıçdaroğlu'na çağrı yapıyoruz: Lütfen daha iyi hesap edin daha dikkatli davranın."