Kalamarın Palamarı

Güncelleme:

Fikir kaosu !!! Şiş kebap ve rakı kadar Turkish. Her kafadan ses çıkmakta. Ağzı olan konuşuyor. Sanki herkes dil diaresi olmuş. Kimse ne istediğinin ve niyetinin ne olduğunun farkında bile değil. Bir şey anladımsa 'Dubaili' olayım. Galata Port Dünyanın en zenginleri arasında olan bir Musevi geldi, Karaköy limanı projesini aldı, söylenmedik söz kalmadı. Sanki Galataport ihalesi kimseye duyurulmamış sanki başka kimseden teklif alınmamış. Liman ihalesine dünya kruvaziyer turizminin en büyüklerinden Ofer'in girmesi ve alması doğaldır. Çünkü bir limanı karlı yapan ve port projesini fizibil hale getiren, o limana ayak basan turist sayısıdır. Yatla çıktığı dünya turundan canı sıkılıp, yatını park edip uçakla geri dönen Rahmi Bey'in 'Bu kadar ucuz olduğunu bilseydim ben alırdım' gibi yorumlarının kıymeti olmaz. Belki her gelen turiste bir mini buzdolabı almaya zorlarsanız yatırım kendini kurtarabilir !!! İhracat : İhracat artıyor, işler ve ekonomi iyiye gidiyor. Burada sizi rakama boğmak istemiyorum. Resmi istatistiklere baktım. İhracatın ve sanayinin itici motoru olan otomotif sektöründe ciddi şekilde reeksport ve firmalar arası üretim paylaşması bulunmakta. Türkiye'de yatırım yapan otomotif devleri bol miktarda 'subcontracting' imalatı yaptırmaktalar. Son üç ayda bu rakamlarda yavaşlama var. Bu nedenle, katma değeri en yüksek olan sektör imalat sanayi ihracatında yavaşlama bekleyiniz. Ayrıca artan ihracatın kritik bölümünün Türkiye'nin göreceli becerisinden değil, yabancı şirketlerin global üretim stratejisinden kaynaklandığını not ediniz. Eski Stalincilerin 'montaj' sanayi diyerek burun kıvırttıkları otomotif sektörü, global sektöre 'montaj' olmuş vaziyette. Kule Dibinde Siyaset Zengin bir Arap Şeyhi İstanbul'a gökdelen yapmak istiyor. Aman Allah, fikir beyan etmeyen kalmadı. Gökdelen ekonomisine geçmeden önce, münevver geçinen kesimin, Galataport yatırımcısı Ofer'i 'Tefeci Musevi' tiplemesi belirtmek isterim. Aynı tipleme bir rakkase kıvraklığı ile bu sefer gökdelen yapmak isteyen Arap yatırımcıya uygulandı. Dünyanın en zenginlerinden olan Şeyh 'kör deveyi kakalayan Bedevi tellal' tiplemesine indirgendi. AB yolunda 'Türk' tiplemesine sinirlenenler nasılda hemen çifte standart uygulayıcısı olmaktalar. Gelelim gökdelenlerin iktisadi ve finansal gerçeklerine ; Gökdelen uygarlıkların güç ve iktidar sembolleridir. ( burada Freudian psikolojik analizlere girmek istemiyorum) Mısır. Roma, Big Ben, Eyfel derken Amerikalılar kuleleri aynı zamanda iş yeri haline getirmişlerdir. Manhattan adası kızılderili saldırganlara karşı güvenli olduğu için yoğun şehirleşme başlamış, temeli masif granit olan adada binalar giderek yükselmişlerdir. Telefon, yol, metro, kanalizasyon v.b. ulaşım ve iletişim hizmetlerinin pahalı olduğu dönemde bütün çalışanları aynı çatı altında toplama daha iktisadi olmuştur. Arazi üretiminin kısıtlı olduğu ortamlarda yukarı yükselmek yana yayılmaktan daha çekici olmuştur. Gökdelen 19. yüzyılın ikinci yarısı ve 20. yüzyıl için bir yaşam ve çalışma ortamı cazibesi olmuştur. 21. yüzyılda gökdelen iflas etmiş bir yapı biçimidir. Beyaz yakalı emek gücünün pahalı olduğu, telekomünikasyon ve telekonferansın ucuz olduğu ortamlarda binlerce kişiyi aynı çatı altına toplamak mantıksızdır. Arazi üretiminin kolay olduğu ve Hong Kong, Dubai gibi dar yerlerin tersine, Türkiye gibi arazinin bol olduğu ülkelerde tercih edilen yapılanma kampüs şeklidir. Microsoft'un gökdeleni yoktur kampüsü vardır. Gökdelenin, yangın, deprem, terorist saldırı gibi ek riskleri vardır. Bütün bu gerçekler karşısında Amerikalılar yıkılan İkiz Kuleleri kuru inat yapıp aynı boyutta değil çok daha ufak inşa edecekler. İki bina arasına sıkışmış 500 metrekare araziye yüzde 50, yüzde 60 kat karşılığı daire yapan 'Laz mütahit' mantığı ile hesap yaparak yüzde 20'yi beğenmemek, elmaları armutlarla toplamaktır. Ciddi büyüklükte bir gökdelende yüzde 20 yapımcı için çok büyük külfettir. Dünya çapında tanınan gökdelenlerde arazi payının ortalaması yüzde 13'tür. Ayrıca mimarlık ve mühendislik ücretleri bu tür projelerde kat karşılığı apartman yapmaya benzemez çok yüksek rakamlara ulaşır. Arap Şeyhi 'bizim taşımızla bizim kuşumuzu' vuracak yaklaşımları taraflıdır. Bugüne kadar Türkiye'de kule inşaatı yapmış her girişimci yatırımını halka açma hakkına sahiptir. Bu sadece Arap yatırımcının hakkı değildir. Hesaplarını, muhasebe kayıtlarını denetime açmak isteyen her mütahit halka açılabilir. 'Kule Turca' gibi sloganlarla Bedevi tiplemesini körüklüyen yaklaşımlar sadece bazı kişilerin siyasi oyunlarına alet olur. Ulusalcı söylemine pahalı etiket sergiletir. Ereğli Demir Çelikte yaratılan dolduruşla aşırı yüksek fiyata yine yerli sermayeye satılan tesis misali kule konusunda aynı hataya düşülmesin. Hangi Balık ? Kalamar denilen balık köşeye sıkışınca niyetini ve kendini gizlemek için mürekkep fışkırtır. Köşelerinden mürekkep fışkırtan münevverlere sesleniyorum, önce bilginizi palamarla sağlam iskele babasına, mesela Galataport'ta bağlayın, ondan sonra matbaa mürekkebi fışkırtın.


Diğer Yazıları
31 Mart Vakası & 31 Mart Yerel Seçimleri
Bir Türk Kedisinin Amerika Macerası
Yüzde 0,0055